niggle - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
niggle sızı n.
  • After the long hike, he experienced a niggle in his knee.
  • Uzun yürüyüşten sonra dizinde ufak bir sızı hissetti.
Show More (-2)
niggle dırdır n.
  • She had a few niggles about the hotel's service.
  • Otelin verdiği hizmet hakkında bir süre dırdır etti.
Show More (-2)
niggle şüphe n.
  • He felt a niggle of doubt about his decision.
  • Verdiği kararın yarattığı şüpheden dolayı bir kuruntuya kapılmıştı.
Show More (-2)
niggle aklını kurcalamak v.
  • The unfinished tasks niggled her throughout the day.
  • Bitmemiş işler gün boyunca kadının aklını kurcaladı.
Show More (-2)
niggle söylenmek v.
  • Instead of enjoying the movie, he chose to niggle about the minor inconsistencies.
  • Filmden keyif almak yerine, adam küçük tutarsızlıklar hakkında söylenmeyi tercih etti.
Show More (-2)