Tureng - nor - Englisch Türkisch Sätze

Verlauf

	Englisch	Türkisch
1	nor	ne de	conj.
	The Democratic Republic of Congo is neither democratic nor a republic. Demokratik Kongo Cumhuriyeti ne demokratik ne de bir cumhuriyettir. I will neither confirm nor deny anything in this matter. Bu konuda hiçbir şeyi ne doğrulayacağım ne de yalanlayacağım. If that is the case, therefore, it is not a secret from anyone in Iraq, nor from Saddam Hussein. Eğer durum buysa, bu ne Irak'taki hiç kimseden ne de Saddam Hüseyin'den saklanan bir sır değildir. Why will neither the Council nor the Commission admit the fact? Neden ne Konsey ne de Komisyon bu gerçeği kabul etmiyor? Nobody, neither on the left nor on the right, would support me. Ne sağdan ne de soldan kimse beni desteklemedi. Some may be surprised that the tragic events of 11 September have changed neither course nor our schedule. Bazıları 11 Eylül'de yaşanan trajik olayların ne rotamızı ne de programımızı değiştirmesine şaşırabilir. Neither the present initiative, nor the review of Decision No 1692/96, contribute to this. Ne mevcut girişim ne de 1692/96 sayılı Kararın gözden geçirilmesi buna katkıda bulunacaktır. This is certainly not the intention of the Commission nor of Parliament. Ne Komisyon'un ne de Parlamentonun niyeti kesinlikle bu değil. There have been neither serious nor less serious problems in this area. Bu alanda ne ciddi ne de daha az ciddi sorunlar yaşandı. But these authorities are neither independent, as it is claimed, nor free to act. Ancak bu makamlar ne iddia edildiği gibi bağımsızdır ne de özgürce hareket edebilirler. Neither the investors nor the executive bodies can always be convinced of the importance of the TEN links. Ne yatırımcılar ne de yürütme organları TEN bağlantılarının önemi konusunda her zaman ikna edilebilir. Neither this Parliament nor the Commission has any competence in this area. Ne bu Parlamento ne de Komisyon bu alanda herhangi bir yetkiye sahiptir. Sufficient stability is not being achieved, nor is space being made for policy creation, which is no less important. Ne yeterli istikrar sağlanıyor ne de daha az önemli olmayan politika oluşturma için alan yaratılıyor. Neither Members nor anyone else should smoke anywhere other than in the designated smoking areas. Ne Üyeler ne de bir başkası belirlenmiş sigara içme alanları dışında herhangi bir yerde sigara içmemelidir. This is a generalised tendency, sparing neither the Rhône-Alpes, nor Alsace. Bu genel bir eğilimdir ve ne Rhône-Alpes ne de Alsace'ı kapsar. Neither Sweden nor I support a common defence, or common funding of such a defence. Ne İsveç ne de ben ortak bir savunmayı ya da böyle bir savunmanın ortak finansmanını destekliyoruz. As rights of usage, the slots belong neither to the air carriers nor to the airports, and have only an ancillary role. Kullanım hakkı olarak slotlar ne hava taşıyıcılarına ne de havalimanlarına aittir ve sadece yardımcı bir role sahiptir. Neither the Council nor the Commission are God, and neither are we the Devil. Ne Konsey ne de Komisyon Tanrı'dır, ne de biz Şeytan'ız. Neither the current Union nor the candidate countries are really ready. Ne mevcut Birlik gerçekten hazır, ne de aday ülkeler. Cuba is not part of the Cotonu Agreement nor does it have an institutionalised relationship with the European Union. Küba ne Cotonu Anlaşmasının bir parçasıdır ne de Avrupa Birliği ile kurumsallaşmış bir ilişkisi vardır. The EU neither can nor should take upon itself the right to legislate in respect of sport. AB, spor konusunda yasa yapma hakkını ne üstlenebilir ne de üstlenmelidir. I hope that neither you nor the European Commission will be given false information. Umarım ne size ne de Avrupa Komisyonu'na yanlış bilgi verilmez. Neither the Korean people nor I will ever forget your friendly help. Dostane yardımlarınızı ne Kore halkı unutacak ne de ben. Neither Sellafield nor la Hague was designed to withstand the impact of a commercial jet. Ne Sellafield ne de La Hague ticari bir jetin çarpmasına dayanacak şekilde tasarlanmamıştır. For once, it is neither the Commission nor the Council that are responsible for this deplorable delay. Bir kez olsun, bu içler acısı gecikmenin sorumlusu ne Komisyon ne de Konsey'dir. Without financial support there can be neither a foundation nor spiritual exercises, however modest they may be. Mali destek olmadan ne bir vakıf ne de ne kadar mütevazı olursa olsun ruhani egzersizler olabilir. If he was not present, it is neither my fault nor that of the Presidency, but his own. Eğer orada bulunmadıysa, bu ne benim ne de Başkanlığın hatasıdır; bu onun kendi hatasıdır. Therefore, it neither replaces nor conflicts with national identity, but rather complements it. Bu nedenle ulusal kimliğin ne yerini alır ne de onunla çatışır, aksine onu tamamlar. The report tries to be neither unduly alarmist, nor too complacent about the situation of pension systems. Rapor, emeklilik sistemlerinin durumu konusunda ne gereğinden fazla telaşlı ne de fazla kayıtsız olmaya çalışmaktadır. Our work is not yet complete, neither at home nor in the candidate countries. Çalışmalarımız ne ülkemizde ne de aday ülkelerde henüz tamamlanmamıştır. But this is neither consumer-friendly nor justifiable on environmental grounds. Ancak bu ne tüketici dostu ne de çevresel gerekçelerle haklı gösterilebilir. If that is the case, therefore, it is not a secret from anyone in Iraq, nor from Saddam Hussein. Eğer durum böyleyse, bu ne Irak'taki hiç kimseden ne de Saddam Hüseyin'den saklanan bir sır değildir. Neither the present initiative, nor the review of Decision No 1692/96, contribute to this. Ne mevcut girişim ne de 1692/96 sayılı Karar'ın gözden geçirilmesi buna katkıda bulunmaktadır. Violence has brought neither greater freedom to the Palestinian people, nor greater security for the Israeli people. Şiddet ne Filistin halkına daha fazla özgürlük ne de İsrail halkına daha fazla güvenlik getirmiştir. Neither BSE nor foot-and-mouth are British diseases; they are a European problem. Ne BSE ne de şap, İngiliz hastalığıdır; bunlar bir Avrupa sorunudur. It neither adds to nor subtracts from the problem. Soruna ne bir şey ekler ne de ondan bir şey çıkarır. They are not protecting human health, nor are they protecting the vulnerable. Ne insan sağlığını ne de savunmasız kişileri koruyorlar. The problem in eastern England, the region I represent, is that we have neither decent roads nor decent railways. Temsil ettiğim bölge olan Doğu İngiltere'deki sorun, ne düzgün yollara ne de düzgün demiryollarına sahip olmamızdır. Neither flatfish stocks, nor cod stocks would justify this. Ne yassı balık rezervleri ne de morina rezervleri bunu haklı çıkaracaktır. Those differences should neither be artificially papered over nor allowed to block meaningful cooperation. Bu farklılıklar ne yapay bir şekilde örtbas edilmeli ne de anlamlı bir işbirliğini engellemesine izin verilmelidir. Nor does the directive cover either the transporting of hydrocarbons or GMOs. Direktif ne hidrokarbonların ne de GDO'ların taşınmasını kapsamaktadır. Neither users nor the general population can expect to benefit from the privatisation of public services. Kamu hizmetlerinin özelleştirilmesinden ne kullanıcılar ne de genel nüfus fayda bekleyebilir. The combating of foot and mouth was not a success, neither veterinary, nor economic, nor in terms of communication. Şapla mücadele ne veterinerlik, ne ekonomik ne de iletişim açısından başarılı oldu. Ceramics can be neither re-used in the production of energy nor recycled. Seramikler ne enerji üretiminde yeniden kullanılabilir ne de geri dönüştürülebilir. Human rights cannot be trampled on in Russia using terrorism as an excuse, nor in the United States of America either. Ne Rusya'da ne de Amerika Birleşik Devletleri'nde terörizm bahane edilerek insan hakları ayaklar altına alınamaz. Multilateralism must be neither asymmetrical nor imperialist. Çok taraflılık ne asimetrik ne de emperyalist olmalıdır. This is certainly not the intention of the Commission nor of Parliament. Ne Komisyon'un ne de Parlamento'nun niyeti kesinlikle bu değil. Neither Copenhagen nor participation in the 2004 elections to Parliament bring the accession process to a conclusion. Ne Kopenhag ne de 2004 Parlamento seçimlerine katılım, katılım sürecini bir sonuca ulaştırmıştır. Nor can it be the organisation that dominates all the other institutions. Ne de diğer tüm kurumlara hükmeden bir kurum olabilir. However, by the beginning of this year neither the old Italian government nor the German government had adopted this. Ancak bu yılın başında ne eski İtalyan hükûmeti ne de Alman hükûmeti bunu kabul etmişti. The Commission considers that zero immigration is neither realistic nor justified. Komisyon sıfır göçün ne gerçekçi ne de haklı olduğunu düşünmektedir. An objective is set, but neither the resources nor the sanctions to achieve these objectives are created. Bir hedef belirlenir, ancak bu hedeflere ulaşmak için ne kaynaklar ne de yaptırımlar oluşturulur. This is neither unusual nor anything special. Bu ne olağandışı ne de özel bir şeydir. The winner does not take all; it must not want to, nor must it be able to. Kazanan her şeyi alamaz; bunu ne istemeli ne de yapabilmelidir. This proposal is not likely to bring the people of Europe closer, nor is it a condition for peace on the continent. Bu öneri ne Avrupa halklarını birbirine yakınlaştıracak ne de kıtada barışın sağlanmasının bir koşulu olacaktır. There is no comparison at all between the resources involved, nor between the activities concerned. Ne ilgili kaynaklar arasında ne de ilgili faaliyetler arasında hiçbir karşılaştırma yoktur. Neither the rule of law nor democracy exist in Vietnam. Vietnam'da ne hukukun üstünlüğü ne de demokrasi vardır. Neither the City of London nor any other financial centre in Europe has won. Ne Londra Şehri ne de Avrupa'daki başka bir finans merkezi kazanmıştır. Neither the port authorities, nor the employers, nor the dockers are looking to change this system. Ne liman yetkilileri, ne işverenler, ne de liman işçileri bu sistemi değiştirmek istemektedir. We have not asked you not to present the legislative programme, nor after the deadline. Sizden ne yasama programını sunmamanızı ne de süre dolduktan sonra sunmanızı istedik. Otherwise, neither contracting entities nor interested suppliers would be sure of their legal position. Aksi takdirde ne ihale kuruluşları ne de ilgili tedarikçiler yasal konumlarından emin olamazlar. A legal system neither can nor should be set up in that way. Bir hukuk sistemi ne bu şekilde kurulabilir ne de kurulmalıdır. You are neither a European bank nor an extension of the World Bank and nevertheless you have close links with us. Siz ne bir Avrupa bankası ne de Dünya Bankası'nın bir uzantısısınız ama yine de bizimle yakın bağlarınız var. Neither the United States nor Japan has adopted international exhaustion of trade marks. Ne Amerika Birleşik Devletleri ne de Japonya ticari markaların uluslararası tükenmesini kabul etmemiştir. Stones are neither left nor right wing, they are simply anti-democratic. Taşlar ne sağcı ne de solcudur, sadece anti-demokratiktirler. We cannot say that we are neither with one nor the other. Ne birinin ne de diğerinin yanında olduğumuzu söyleyemeyiz. Neither the United Nations Charter nor international law permits the use of force for preventive purposes, however. Ancak ne Birleşmiş Milletler Antlaşması ne de uluslararası hukuk önleyici amaçlarla güç kullanımına izin vermektedir. This should not be imputed to the rapporteur, nor is it a justification of Saddam Hussein. Bu ne raportöre atfedilebilir ne de Saddam Hüseyin'i haklı çıkarır. They can no longer be expelled, nor can their situation be regularised. Artık ne sınır dışı edilebilirler ne de durumları düzenli hale getirilebilir. Nor do they promote the entrepreneurial creativity that we urgently need. Ne de acilen ihtiyaç duyduğumuz girişimci yaratıcılığı teşvik ediyorlar. Neither then nor now have I received any notification from the secretariat. Ne o zaman ne de şimdi sekreterlikten herhangi bir bildirim almadım. It is a vehicle for Europe, for neither more nor less. Avrupa için bir araçtır, ne daha fazlası ne de daha azı için. I would say that the outcome of the Johannesburg Earth Summit has been neither positive nor negative. Johannesburg Dünya Zirvesi'nin sonuçlarının ne olumlu ne de olumsuz olduğunu söyleyebilirim. We are neither Israelis nor Palestinians. Biz ne İsrailliyiz ne de Filistinli. Nor are we fundamentally opposed to extending it. Ne de temelde genişletilmesine karşıyız. For your information, I can point out that I am wearing neither a tie, shirt nor jacket. Bilginiz için, ne kravat, ne gömlek ne de ceket giydiğimi belirtebilirim. Hoxha was no Tito, nor was he a Honecker. Hoxha ne Tito'ydu ne de Honecker. Neither the Commission nor myself have been appointed to enforce rules blindly, ignoring their limitations. Ne Komisyon ne de ben, kuralları körü körüne, sınırlarını göz ardı ederek uygulamak üzere atandık. If it fails, neither the business world nor consumers will be better off. Eğer başarısız olursa, ne iş dünyası ne de tüketiciler daha iyi durumda olacaktır. Neither China nor India will be taking part, because they gain from development, growth and industrialisation. Ne Çin ne de Hindistan yer almayacak, çünkü kalkınma, büyüme ve sanayileşmeden kazanç sağlıyorlar. This initiative therefore promotes neither European plant cultivation nor European production of proteins. Dolayısıyla bu girişim ne Avrupa'da bitki yetiştiriciliğini ne de Avrupa'da protein üretimini desteklemektedir. The European Union is neither a charitable institution nor the champion of prosperity and freedom for the people. Avrupa Birliği ne hayırsever bir kurumdur ne de insanlar için refah ve özgürlük şampiyonudur. There have been neither serious nor less serious problems in this area. Bu alanda ne ciddi ne de daha az ciddi sorunlar yaşanmıştır. I neither share that view nor consider it to be realistic. Ben bu görüşü ne paylaşıyorum ne de gerçekçi buluyorum. Neither the Council nor the Commission nor the European Parliament has any competence in this matter. Ne Konsey'in ne Komisyon'un ne de Avrupa Parlamentosu'nun bu konuda herhangi bir yetkisi vardır. Neither the current Union nor the candidate countries are really ready. Ne mevcut Birlik ne de aday ülkeler gerçekten hazır durumdadır. Apparently neither the country of origin nor the receiving country carries out controls. Görünüşe göre ne menşe ülke ne de alıcı ülke kontroller gerçekleştiriyor. Mr Camre is risking neither his life nor his freedom in a matter concerning racist statements. Bay Camre ırkçı ifadelerle ilgili bir konuda ne hayatını ne de özgürlüğünü riske atmaktadır. The coordination of models and conditions would benefit neither companies nor employees. Modellerin ve koşulların koordinasyonu ne şirketlere ne de çalışanlara fayda sağlayacaktır. The Member States have neither implemented the 'Erika' legislation nor set up the compensation fund. Üye Devletler ne 'Erika' mevzuatını uygulamış ne de tazminat fonunu oluşturmuştur. Nor has my own country been spared. Ne de benim kendi ülkem kurtuldu. Neither Copenhagen nor participation in the 2004 elections to Parliament bring the accession process to a conclusion. Ne Kopenhag ne de 2004 Parlamento seçimlerine katılım, katılım sürecini bir sonuca ulaştıracaktır. Nor does the directive cover either the transporting of hydrocarbons or GMOs. Direktif ne hidrokarbonların taşınmasını ne de GDO'ları kapsıyor. We have neither the competence nor the capacity to carry out that type of task. Bu tür bir görevi yerine getirmek için ne yetkinliğimiz ne de kapasitemiz var. Neither the European political structure, nor the European actors are prepared for this. Ne Avrupa'nın siyasi yapısı ne de Avrupalı aktörler buna hazır değil. Otherwise, neither contracting entities nor interested suppliers would be sure of their legal position. Aksi takdirde, ne ihale kuruluşları ne de ilgili tedarikçiler yasal konumlarından emin olamazlar. In the last parliamentary elections, neither he nor other representatives of HADEP were allowed to stand as candidates. Son parlamento seçimlerinde ne kendisinin ne de HDP'nin diğer temsilcilerinin aday olmasına izin verilmiştir. Neither the current Union nor the candidate countries are really ready. Ne mevcut Birlik ne de aday ülkeler gerçekten hazırdır. Their trial was neither fair nor in accordance with the rule of law. Yargılanmaları ne adil ne de hukukun üstünlüğüne uygundu. Mr Rack, I am neither naïve nor do I believe there are only good people in the world. Sayın Rack, ben ne safım ne de dünyada sadece iyi insanlar olduğuna inanıyorum. In short, these Zimbabwean presidential elections were neither free nor fair. Kısacası, Zimbabve'deki başkanlık seçimleri ne özgür ne de adildi. They are all ideas and proposals, which neither the Presidency nor I can judge or comment upon now. Bunların hepsi ne Başkanlığın ne de benim şu anda yargılayabileceğimiz ya da yorum yapabileceğimiz fikir ve önerilerdir. Neither the Stability and Growth Pact nor the monetary policy is dealing with these challenges. Ne İstikrar ve Büyüme Paktı ne de para politikası bu zorluklarla başa çıkabiliyor. Neither practical experience nor calculations show that there would be hordes of people suddenly wanting to migrate. Ne pratik deneyimler ne de hesaplamalar, aniden göç etmek isteyen insan orduları olacağını göstermektedir. I want neither to play that up nor to ignore it. Bunu ne abartmak ne de görmezden gelmek istiyorum. Without internal security, neither stable government nor sustainable development can be achieved. İç güvenlik olmadan ne istikrarlı bir hükümet ne de sürdürülebilir kalkınma sağlanabilir. Neither this Parliament nor the Commission have any competence in this area. Ne bu Parlamento ne de Komisyon bu alanda herhangi bir yetkiye sahiptir. This action would be neither practical nor productive. Bu eylem ne pratik ne de verimli olacaktır. We must not forget the Ukraine either, nor the states in the South Caucuses. Ne Ukrayna'yı ne de Güney Kafkasya'daki devletleri unutmamalıyız. I condemn this minority, for a stone is neither right nor left-wing, it is simply destructive. Bu azınlığı kınıyorum çünkü taş ne sağcı ne de solcudur, sadece yıkıcıdır. In the last parliamentary elections, neither he nor other representatives of HADEP were allowed to stand as candidates. Son parlamento seçimlerinde ne kendisinin ne de HADEP'in diğer temsilcilerinin aday olmasına izin verilmedi. This should not be imputed to the rapporteur, nor is it a justification of Saddam Hussein. Bu ne raportöre atfedilmeli ne de Saddam Hüseyin'in haklı çıkarılması anlamına gelmelidir. There will therefore be neither liberalisation nor competition. Dolayısıyla ne serbestleşme ne de rekabet olacaktır. Have no fear, I am neither a fisherwoman nor a farmer. Korkmayın, ben ne bir balıkçı kadınım ne de bir çiftçi. Neither Greece nor Italy mentioned the Northern dimension in their list of priorities. Ne Yunanistan ne de İtalya öncelikler listesinde Kuzey boyutundan bahsetmemiştir. Neither the Council nor the Commission are God, and neither are we the Devil. Ne Konsey ne de Komisyon Tanrı'dır, biz de şeytan değiliz. Fundamental reform of the CAP at this stage is neither necessary nor desirable. Bu aşamada OTP'de köklü bir reform yapılması ne gerekli ne de arzu edilen bir durumdur. It is not good news for the Commission nor for Parliament. Bu ne Komisyon ne de Parlamento için iyi bir haber değil. Yet neither the Treaties nor the budgetary regulations provide for this possibility. Oysa ne Antlaşmalar ne de bütçe yönetmelikleri bu olasılığı öngörmektedir. To quote examples, neither child care nor employment policy is harmonised at EU level. Örnek vermek gerekirse, ne çocuk bakımı ne de istihdam politikası AB düzeyinde uyumlaştırılmıştır. The proposal was neither circulated nor debated. Bu teklif ne dağıtıldı ne de tartışıldı. Neither the EU nor the USA had the will to make concessions to the developing countries in the area of aid and trade. Ne AB ne de ABD gelişmekte olan ülkelere yardım ve ticaret alanında taviz verme iradesine sahipti. They are not protecting human health, nor are they protecting the vulnerable. Bunlar ne insan sağlığını ne de savunmasız kişileri koruyor. Nor, indeed, does it help the environment. Ne de gerçekten çevreye yardımcı oluyor. When it comes to taking action, we are short of neither trump cards nor allies. İş harekete geçmeye geldiğinde ne kozlarımız ne de müttefiklerimiz var. I believe that statistics are neither neutral nor politically innocent. İstatistiklerin ne tarafsız ne de siyasi olarak masum olduğuna inanıyorum. The only problem is that neither the majority in this Parliament nor the Council accept such proposals. Tek sorun ne bu Parlamentoda ne de Konseyde çoğunluğun bu tür önerileri kabul etmemesidir. We presently have neither the money nor the infrastructure for this. Şu anda bunun için ne paramız ne de altyapımız var. It is not covered by the recommendation at the moment, nor by health and safety directives. Bu konu şu anda ne tavsiye kararı ne de sağlık ve güvenlik direktifleri kapsamında yer almaktadır. There is neither moral nor political justification for these acts. Bu eylemlerin ne ahlaki ne de siyasi bir gerekçesi vardır. Therefore, it neither replaces nor conflicts with national identity, but rather complements it. Dolayısıyla ulusal kimliğin ne yerini alır ne de onunla çatışır, aksine onu tamamlar. I am afraid to say that the result is neither positive nor encouraging. Korkarım ki sonuç ne olumlu ne de cesaret verici. The report is neither optimistic nor pessimistic. Rapor ne iyimser ne de kötümserdir. The only problem is that neither the majority in this Parliament nor the Council accept such proposals. Tek sorun ne bu Parlamento'da ne de Konsey'de çoğunluğun bu tür önerileri kabul etmemesi. This is the fault neither of France nor of Germany. Bu ne Fransa'nın ne de Almanya'nın suçudur. Afghanistan's key problem is that we will not reach a solution with the Northern Alliance, nor with anyone else. Afganistan'ın temel sorunu, ne Kuzey İttifakı ile ne de başka biriyle bir çözüme ulaşamayacak olmamızdır. Where security is concerned, there can be neither exemptions nor lax tolerance. Güvenlik söz konusu olduğunda ne muafiyetler ne de gevşek tolerans söz konusu olabilir. But neither from the EU nor anyone else really are we getting practical strategies. Ancak ne AB'den ne de başka birinden gerçekten pratik stratejiler alamıyoruz. Neither the European Parliament nor national parliaments are involved in it. Ne Avrupa Parlamentosu ne de ulusal parlamentolar bu sürece dahildir. Neither the Commission nor myself have been appointed to enforce rules blindly, ignoring their limitations. Ne Komisyon ne de ben, kuralları körü körüne, sınırlarını göz ardı ederek uygulamak üzere görevlendirildik. We cannot explain it to our children and nor can we explain it to the animal. Bunu ne çocuklarımıza ne de hayvanlara açıklayabiliriz. This is certainly not the intention of the Commission nor of Parliament. Ne Komisyon'un ne de Parlamento'nun niyeti kesinlikle bu değildir. Neither antibiotics nor drugs or vaccines effect these tiny deadly worms. Bu küçük ölümcül solucanlar üzerinde ne antibiyotiklerin etkisi oluyor, ne de ilaç veya aşıların. Neither antibiotics nor drugs or vaccines effect these tiny deadly worms. Ne antibiyotikler, ne de ilaç veya aşılar bu küçük ölümcül kurtlara tesir eder. Neither antibiotics nor drugs or vaccines effect these tiny deadly worms. Bu küçük ölümcül solucanlar üzerinde ne antibiyotiklerin, ne ilaçların, ne de aşıların etkisi vardır. Sadly, neither French nor history were our strong suits. Ne yazık ki ne Fransa bizim güçlü yanımızdı, ne de tarih. Neither he, nor I, followed up with one another. Ne o ne de ben birbirimizi takip ettik. Sadly, neither French nor history were our strong suits. Ne yazık ki ne Fransızca ne de tarih bizim güçlü yanlarımızdı. Neither Tom nor Mary is from Australia. Ne Tom ne de Mary Avustralyalı. She prefers to sew, and wishes neither to walk nor to sit in the garden. O, dikiş dikmeyi tercih eder ve ne yürümek ne de bahçede oturmak ister. Neither Tom nor Mary know how to send a fax. Ne Tom ne de Mary nasıl faks göndereceğini biliyor. Neither Tom nor Mary has studied French. Ne Tom ne de Mary Fransızca öğrenmedi. Neither Tom nor Mary was in shock. Ne Tom ne de Mary şoktaydı. Neither Tom nor Mary know how to speak French. Ne Tom ne de Mary Fransızca konuşmayı biliyor. Tom neither confirmed nor denied the rumors. Tom söylentileri ne doğruladı ne de yalanladı. Neither Tom nor Mary has to learn French. Ne Tom ne de Mary Fransızca öğrenmek zorunda. It's neither good nor bad. Ne iyidir ne de kötü. He can speak neither English nor French. Ne İngilizce ne de Fransızca konuşabilir. Neither Tom nor Mary has gone abroad. Ne Tom ne de Mary yurt dışına gitmedi. Competition is neither good nor evil in itself. Rekabet kendi içinde ne iyi ne de kötüdür. Neither Tom nor Mary has resigned. Ne Tom ne de Mary istifa etti. Tom can speak neither French nor Spanish. Tom ne Fransızca ne de İspanyolca konuşabiliyor. Neither Tom nor Mary has to come to Boston. Ne Tom ne de Mary Boston'a gelmek zorunda değil. He eats neither meat nor fish. Ne et ne de balık yiyor. Neither Tom nor Mary has retired. Ne Tom ne de Mary emekli oldu. Tom fears neither God nor the devil. Tom ne Tanrıdan ne de şeytandan korkar. Neither Tom nor Mary lost their jobs. Ne Tom ne de Mary işlerini kaybetti. He knows neither how to read nor write. Ne okumayı biliyor ne de yazmayı. Neither Tom nor Mary has made the team. Ne Tom ne de Mary takıma girebildi. Tom neither smokes nor drinks. Tom ne sigara ne de içki içer. Neither Tom nor Mary has a blog. Ne Tom'un ne de Mary'nin bir blogu var. Neither she nor you will forget what has happened. Ne o ne de sen olanları unutmayacaksınız. Neither Tom nor Mary has confessed. Ne Tom ne de Mary itiraf etti. Neither Tom nor Mary has to do that. Ne Tom ne de Mary bunu yapmak zorunda değil. Neither Tom nor Mary did that. Bunu ne Tom ne de Mary yaptı. I have neither seen nor heard of such a thing. Böyle bir şeyi ne gördüm ne de duydum. This is neither new nor unknown. Bu ne yeni ne de bilinmeyen. A beard doesn't make a philosopher, nor does wearing a cheap coat. Ne sakalla, ne de hırkayla filozof olunur. Neither Tom nor Mary has been punished. Ne Tom ne de Mary cezalandırıldı. Neither Tom nor Mary has a bicycle. Ne Tom'un ne de Mary'nin bir bisikleti var. He can't see nor hear. O ne görebilir ne de duyabilir. Neither Tom nor Mary is dying. Ne Tom ne de Mary ölüyor. Neither Tom nor Mary has ever done that. Ne Tom ne de Mary bunu hiç yapmadı. A beard doesn't make a philosopher, nor does wearing a cheap coat. Ne sakalla filozof olunur, ne de hırkayla. Neither Tom nor Mary has a pocket watch. Ne Tom'un ne de Mary'nin cep saati var. Neither Tom nor Mary has been told to do that. Ne Tom'a ne de Mary'ye bunu yapmaları söylendi. He knows neither French nor German. Ne Fransızca ne de Almanca biliyor. Neither Tom nor Mary has dark hair. Ne Tom'un ne de Mary'nin saçları siyah. Neither Tom nor Mary speaks Spanish. Ne Tom ne de Mary İspanyolca konuşuyor. Neither Tom nor John has a beard. Ne Tom'un ne de John'un sakalı var. I'd like to collect a lot of things, but I don't have the money, the time, nor the space. Pek çok şey biriktirmek isterdim ama ne param, ne zamanım, ne de yerim var. What you say is neither here nor there. Söylediğiniz şey ne burada ne de orada. Tom can speak neither French nor Spanish. Tom ne Fransızca ne de İspanyolca konuşabilir. To solve the problem neither complaints nor tears can contribute. Problemi çözmeye ne şikayet ne de gözyaşları katkıda bulunabilir. Neither Tom nor Mary can play tennis very well. Ne Tom ne de Mary çok iyi tenis oynayabilirler. Neither Tom nor Mary got here early. Ne Tom ne de Mary buraya erken geldi. Marcus was neither heard to confess nor able to deny. Marcus'un ne itiraf ettiği ne de inkar ettiği duyuldu. Maria knew neither his name nor his phone number. Maria onun ne adını ne de telefon numarasını biliyordu. Neither Tom nor Mary has one of those. Ne Tom'da ne de Mary'de bunlardan biri var. Neither Tom nor Mary plans to study music in Boston. Ne Tom ne de Mary, Boston'da müzik okumayı planıyorlar. Neither Tom nor Mary died in the accident. Kazada ne Tom ne de Mary öldü. I neither drink nor smoke. Ne içki içerim ne de sigara içerim. He knows neither French nor German. O ne Fransızca ne de Almanca bilir. Neither Tom nor Mary is likely to want to do that. Ne Tom ne de Mary bunu yapmak isteyecektir. Neither Tom nor Mary has to stay in Boston. Ne Tom ne de Mary Boston'da kalmak zorunda. Neither Tom nor Mary has a Japanese car. Ne Tom'da ne de Mary'nin bir Japon arabası var. I'm neither rich nor famous. Ne zengin ne de ünlüyüm. Among other things, I don't know the recent members, nor their new songs at all. Bu arada ben son üyeleri, ne de onların yeni şarkılarını biliyorum. Neither Tom nor Mary died in the accident. Ne Tom ne de Mary kazada öldü. Neither Tom nor Mary is going to be there. Ne Tom ne de Mary orada olacak. This bird lives neither in Japan nor in China. Bu kuş ne Japonya'da ne de Çin'de yaşar. Neither joy nor sorrow can last forever. Ne neşe ne de keder sonsuza dek sürebilir. Neither Tom nor Mary is very good at cooking. Ne Tom ne de Mary yemek yapmakta çok iyi. Neither wine, nor opium, nor tobacco are necessary for people’s lives. Ne şarap, ne afyon, ne de tütün insanların yaşamları için gereklidir. Neither Tom nor Mary was in shock. Ne Tom ne de Mary şok geçirdi. Tom, this is neither the time nor the place. Tom, bu ne zamanı ne de yeri. Neither Tom nor Mary will win. Ne Tom ne de Mary kazanacak. It's good now; neither too heavy nor too light. O şimdi iyi; ne çok ağır ne de çok hafif. Neither Tom nor Mary looked disappointed. Ne Tom ne de Mary hayal kırıklığına uğramış görünüyordu. Neither Tom nor Mary has a pickup truck. Ne Tom'un ne de Mary'nin bir kamyoneti var. Neither Tom nor Mary has to come to Boston. Ne Tom ne de Mary Boston'a gelmek zorunda. Neither Tom nor Mary has a car. Ne Tom'un ne de Mary'nin bir arabası var. Neither Tom nor Mary has done that yet. Ne Tom ne de Mary bunu henüz yapmadı. Neither before nor after. Ne önce ne de sonra. Neither Tom nor Mary was nervous. Ne Tom ne de Mary gergindi. Neither Tom nor Mary grew up in Boston. Ne Tom ne de Mary, Boston'da büyüdü. Neither Tom nor Mary know how to send a fax. Ne Tom ne de Mary nasıl faks gönderileceğini bilmiyor. Neither Tom nor Mary is likely to win. Ne Tom'un ne de Mary'nin kazanma ihtimali var. Neither Tom nor Mary works in Boston. Ne Tom ne de Mary Boston'da çalışıyor. Neither Tom nor Mary agreed to do that. Ne Tom ne de Mary bunu yapmayı kabul etmedi. She wore neither shoes nor stockings. Ne ayakkabı ne de çorap giymiş. Neither Ania nor Magdalena love Justin Bieber. Ne Ania, ne de Magdalena Justin Bieber'ı seviyor. Neither Tom nor Mary has a lawyer. Ne Tom'un ne de Mary'nin bir avukatı var. During this time of the year you can neither enter nor leave Rome. Yılın bu zamanında Roma'ya ne girebilir ne de çıkabilirsiniz. Neither Tom nor Mary has the right to do that. Ne Tom'un ne de Mary'nin bunu yapmaya hakkı var. Neither Tom nor Mary has red hair. Ne Tom'un ne de Mary'nin saçları kızıl. Neither Tom nor Mary has found a job in Boston. Ne Tom ne de Mary Boston'da bir iş buldu. She is neither at home nor at school. Ne evde, ne de okulda. Neither Tom nor Mary has done that. Ne Tom ne de Mary bunu yaptı. Neither Tom nor Mary has been punished. Ne Tom ne de Mary cezalandırılmadı. Neither Tom nor Mary likes eggplant very much. Ne Tom ne de Mary patlıcanı çok sevmiyor. As a whole his works are neither good nor bad. Eserleri bir bütün olarak ne iyi ne de kötü. Neither Tom nor Mary has visited Boston. Ne Tom ne de Mary Boston'u ziyaret etmedi. Neither Tom nor Mary is very good at speaking French. Ne Tom ne de Mary Fransızca konuşmakta çok iyidir. I can neither read French nor speak it. Fransızcayı ne okuyabilirim ne de konuşabilirim. Neither Tom nor Mary has to speak French. Ne Tom ne de Mary Fransızca konuşmak zorunda. He neither smokes nor drinks. Ne sigara ne de içki içiyor. I want neither meat nor fish. Ne et ne de balık istiyorum. Neither Tom nor Mary can sing very well. Ne Tom ne de Mary iyi şarkı söyleyebiliyor. Neither Tom nor Mary talked to me about that. Ne Tom ne de Mary benimle bu konuda konuşmadı. Neither Tom nor Mary was born in Boston. Ne Tom ne de Mary Boston'da doğmuştu. He likes neither baseball nor football. O ne beyzbolu ne de futbolu sever. It's neither here nor there. O ne burada ne de orada. Tom likes neither beer nor wine. Tom ne bira ne de şarap sever. Neither Tom nor Mary has been here. Ne Tom ne de Mary buraya gelmedi. Neither Tom nor Mary can play tennis very well. Ne Tom ne de Mary çok iyi tenis oynayabilir. Neither Tom nor Mary is happy. Ne Tom ne de Mary mutlu. He decided neither to advance nor to retreat. O ne ilerlemeye ne de geri çekilmeye karar verdi. The speaker didn't know his subject, nor did he speak well; in short, he was disappointing. Konuşmacı ne konusunu biliyordu ne de iyi konuşuyordu; kısacası hayal kırıklığı yarattı. I can neither confirm nor deny this. Ben bunu ne onaylayabilirim ne de inkar edebilirim. Neither Tom nor Mary has to speak French. Ne Tom ne de Mary Fransızca konuşmak zorunda değil. Your Lord has neither forsaken you, nor has become displeased. Rabbin seni ne terk etti, ne de hoşnutsuz oldu. Neither Tom nor Mary was fired. Ne Tom ne de Mary kovuldu. She knew neither his address nor his phone number. Ne adresini ne de telefon numarasını biliyordu. Neither Tom nor Mary has finished doing that. Ne Tom ne de Mary bunu yapmayı bitirdi. Neither Tom nor Mary has written to me. Ne Tom ne de Mary bana yazmadı. Neither entrance, nor exit. Ne giriş ne de çıkış. I can neither confirm nor deny this. Bunu ne doğrulayabilirim ne de reddedebilirim. I'm neither rich nor famous. Ben ne zenginim ne de ünlü. Neither Tom nor Mary wants to do that. Ne Tom ne de Mary bunu yapmak istiyor. Neither Tom nor Mary has a gun. Ne Tom'un ne de Mary'nin silahı var. She is neither in the kitchen nor in the living room. Ne mutfaktadır ne de oturma odasında. Neither Tom nor Mary is in Boston. Ne Tom ne de Mary Boston'da. I'm neither optimistic nor pessimistic. Ne iyimserim ne de kötümser. Neither Tom nor Mary screamed. Ne Tom ne de Mary çığlık attı. Neither Tom nor Mary has long hair. Ne Tom'un ne de Mary'nin saçı uzun. Neither students nor teachers should ever stop learning. Ne öğrenciler ne de öğretmenler öğrenmeyi durdurmalı. Neither Tom nor Mary went to school yesterday. Ne Tom ne de Mary dün okula gitmiş. This bird lives neither in Japan nor in China. Bu kuş ne Japonya'da yaşar ne de Çin'de. I'm afraid my grandma neither has a henhouse nor a motorcycle. Korkarım büyükannemin ne bir kümesi ne de bir motosikleti var. Neither Tom nor Mary was in a talkative mood. Ne Tom ne de Mary konuşacak haldeydi. You are not to blame, nor is he. Ne sen suçlusun ne de o. Neither he nor she sings well. Ne o ne de o iyi şarkı söylüyor. I could neither see nor hear the speaker. Konuşmacıyı ne görebildim ne de duyabildim. Neither Tom nor Mary was late. Ne Tom ne de Mary gecikti. Neither Tom nor Mary wanted to visit John in the hospital. Ne Tom ne de Mary John'u hastanede ziyaret etmek istemedi. Neither Tom nor Mary knows how to do that. Ne Tom ne de Mary bunu nasıl yapacaklarını bilmiyor. Time has neither form nor substance. Zaman ne forma ne de maddeye sahiptir. Neither Tom nor Mary talked to John about that. Ne Tom ne de Mary bu konuda John'la konuşmadı. Neither Tom nor Mary is a teacher. Ne Tom ne de Mary öğretmen. He can neither hear nor see us. Bizi ne duyabiliyor ne de görebiliyor. This is neither new nor unknown. Bu ne yeni ne de bilinmeyen bir şey. Neither Tom nor Mary has spoken to me. Ne Tom ne de Mary benimle konuştu. He is inclined to look at everything from the standpoint of its practicality and is neither stingy nor extravagant. Her şeye pratiklik açısından bakmaya meyillidir ve ne cimri ne de müsriftir. Neither Tom nor Mary will do that. Ne Tom ne de Mary bunu yapmayacak. I can speak neither English nor Spanish. Ne İngilizce ne de İspanyolca konuşabilirim. Neither Tom nor Mary has a gun. Ne Tom'un ne de Mary'nin bir silahı var. Neither Tom nor Mary is likely to do that. Ne Tom ne de Mary muhtemelen bunu yapacak. Neither Tom nor Mary left early. Ne Tom ne de Mary erken çıktı. Neither Tom nor Mary hugged John. Ne Tom ne de Mary John'a sarıldı. There is neither God nor Buddha. Ne Tanrı ne de Buda vardır. Neither Tom nor Mary has a Japanese car. Ne Tom'un ne de Mary'nin bir Japon arabası var. Neither Tom nor Mary was born in Boston. Ne Tom ne de Mary Boston'da doğdu. Neither Tom nor Mary is at home. Ne Tom ne de Mary evde. Neither Tom nor Mary was surprised. Ne Tom ne de Mary şaşırdı. Neither Tom nor Mary has a bicycle. Ne Tom'un ne de Mary'nin bisikleti var. Neither Tom nor Mary is going to do that. Ne Tom ne de Mary bunu yapacak. It's good now; neither too heavy nor too light. Artık iyi; ne çok ağır ne de çok hafif. I can speak neither French nor English. Ne Fransızca ne de İngilizce konuşabiliyorum. Neither Tom nor Mary can eat nuts. Ne Tom ne de Mary fındık yiyemez. He can speak neither English nor French. Ne İngilizce ne de Fransızca konuşabiliyor. Neither Tom nor Mary is from Boston. Ne Tom ne de Mary Boston'dan. My father neither smokes nor drinks. Babam ne sigara ne de içki içer. Neither Tom nor Mary can cook very well. Ne Tom ne de Mary çok iyi yemek yapamazlar. You've neither written nor phoned. Ne yazdın ne de telefon ettin. Neither Mary nor John can swim. Ne Mary ne de John yüzebilir. Neither Tom nor Mary has offered to help. Ne Tom ne de Mary yardım etmeyi teklif ettiler. Neither Tom nor Mary has done that. Ne Tom ne de Mary bunu yaptı? I knew that I could neither console nor help. Ne teselli edebileceğimi ne de yardım edebileceğimi biliyordum. Neither Tom nor Mary is very good at cooking. Ne Tom ne de Mary pişirmede çok iyidir. Neither Tom nor Mary has the right to do that. Ne Tom'un ne de Mary'nin bunu yapma hakkı var. Neither Tom nor Mary has a job. Ne Tom'un ne de Mary'nin bir işi var. Neither Tom nor Mary could do that. Ne Tom ne de Mary bunu yapabilir. Neither Tom nor Mary is going to help us. Ne Tom ne de Mary bize yardım edecek. Neither Tom nor Mary had a job. Ne Tom'un ne de Mary'nin bir işi vardı. Success has neither taste nor smell. Başarının ne tadı ne de kokusu vardır. Neither Tom nor Mary looked upset. Ne Tom ne de Mary üzgün görünüyordu. I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother. Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı. I have neither time nor money for that. Buna ne vaktim var ne de param. Neither Tom nor Mary talked to John about that. Ne Tom ne de Mary John'la onun hakkında konuştular. Neither Tom nor Mary has been friendly to me. Ne Tom ne de Mary bana dostça davranmadı. Tom neither reads nor writes. Tom ne okur ne de yazar. He likes neither baseball nor football. Ne beyzbolu ne de futbolu seviyor. Neither Tom nor Mary can speak French. Ne Tom ne de Mary Fransızca konuşabilir. I neither smoke nor drink. Ne sigara ne de içki içerim. Tom likes neither beer nor wine. Tom ne birayı ne de şarabı seviyor. Neither Tom nor Mary is married. Ne Tom ne de Mary evlidir. Death knows neither rich nor poor. Ölüm ne zengin ne de fakir tanır. Neither Tom nor Mary is retired. Ne Tom ne de Mary emekli. Neither Tom nor Mary had ever done that before. Ne Tom ne de Mary bunu daha önce hiç yapmadı. Neither Tom nor Mary has been notified. Ne Tom ne de Mary'ye haber verilmedi. For me he is neither a brother nor an acquaintance. Benim için o ne bir kardeş ne de bir tanıdık. Neither Tom nor Mary is here. Ne Tom ne de Mary burada. Neither Tom nor Mary speaks Spanish. Ne Tom ne de Mary İspanyolca konuşur. Neither Tom nor Mary was at the party. Ne Tom ne de Mary partideydi. She prefers to sew, and wishes neither to walk nor to sit in the garden. Dikiş dikmeyi tercih ediyor ve ne yürümek ne de bahçede oturmak istiyor. Neither Tom nor Mary has been told to do that. Ne Tom'a ne de Mary'ye bunu yapmaları söylenmedi. Neither Tom nor Mary has left. Ne Tom ne de Mary gitti. Neither Tom nor Mary has to stop doing that. Ne Tom ne de Mary bunu yapmaktan vazgeçmek zorunda. He speaks neither English nor Spanish. O ne İngilizce ne de İspanyolca konuşur. Neither Tom nor Mary thanked John. Ne Tom ne de Mary John'a teşekkür etti. Neither Tom nor Mary has visited Boston. Ne Tom ne de Mary Boston'u ziyaret etti. Neither Tom nor Mary has to go back to Boston. Ne Tom ne de Mary Boston'a geri dönmek zorunda. Neither Tom nor Mary has quit smoking. Ne Tom ne de Mary sigarayı bıraktı. Neither Tom nor Mary has the flu. Ne Tom ne de Mary grip oldu. I can neither read French nor speak it. Ne Fransızca okuyabiliyorum ne de konuşabiliyorum. Neither Tom nor Mary has a diplomatic passport. Ne Tom'un ne de Mary'nin diplomatik bir pasaportu var. Neither Tom nor Mary has done that. Bunu ne Tom ne de Mary yaptı. Neither Tom nor Mary was absent today. Bugün ne Tom ne de Mary devamsızlık etti. Neither Tom nor Mary will do that. Ne Tom ne de Mary bunu yapacak. Neither Tom nor Mary know how to speak French. Ne Tom ne de Mary Fransızca konuşmayı bilmez. Competitiveness is neither good nor bad in itself. Rekabetçilik kendi içinde ne iyi ne de kötüdür. Neither Tom nor Mary did that. Ne Tom ne de Mary bunu yaptı. Neither Tom nor Mary has begun studying French. Ne Tom ne de Mary Fransızca öğrenmeye başladı. Neither Tom nor Mary has many friends. Ne Tom'un ne de Mary'nin fazla arkadaşı var. Neither Tom nor Mary has quit smoking. Ne Tom ne de Mary sigara içmeyi bıraktı. Neither Tom nor Mary looks disappointed. Ne Tom ne de Mary hayal kırıklığına uğramış görünüyor. Neither Tom nor Mary has to stay. Ne Tom ne de Mary kalmak zorunda. Neither Tom nor Mary has experience doing that. Ne Tom ne de Mary bunu yapacak tecrübeye sahip. Neither Tom nor Mary was busy. Ne Tom ne de Mary meşguldü. Neither Ania nor Magdalena love Justin Bieber. Ne Ania ne de Magdalena Justin Bieber'ı seviyor. Neither Tom nor Mary is a Republican. Ne Tom ne de Mary Cumhuriyetçi. Neither Tom nor Mary has to do that tomorrow. Ne Tom ne de Mary yarın bunu yapmak zorunda. Neither Tom nor Mary goes to the store. Ne Tom ne de Mary markete gider. Neither whales nor dolphins have gills. Ne balinaların ne de yunusların solungaçları vardır. Neither Tom nor Mary can take care of themselves. Ne Tom ne de Mary kendilerine bakabilirler. The result is neither good nor bad. Sonuç ne iyi ne de kötü. Neither Tom nor Mary has a pocket watch. Ne Tom ne de Mary'nin bir cep saati yok. Neither Tom nor Mary has been drinking. Ne Tom ne de Mary içki içmedi. Neither Tom nor Mary went to Boston. Ne Tom ne de Mary Boston'a gitti. Neither Tom nor Mary blushed. Ne Tom ne de Mary kızardı. Neither Tom nor Mary went to the concert. Ne Tom ne de Mary konsere gitti. Neither Tom nor Mary has a boat. Ne Tom'un ne de Mary'nin bir teknesi var. I know neither this man, nor this woman. Ne bu adamı ne de bu kadını tanırım. It's neither milk nor whey. Bu ne süt ne de peynir altı suyu. Neither am I old, nor are you. Ne ben yaşlıyım, ne de sen. Neither Tom nor Mary is very good at French. Ne Tom ne de Mary Fransızca'da çok iyi değil. Neither Tom nor Mary can take care of themselves. Ne Tom ne de Mary kendi başlarının çaresine bakabilir. He neither smokes nor drinks. O, ne sigara ne de içki içer. Neither Tom nor Mary has moved back to Boston. Ne Tom ne de Mary Boston'a geri döndü. I have neither time nor money. Ne zamanım ne de param var. Neither Tom nor Mary is likely to do that. Ne Tom ne de Mary bunu yapacak gibi görünmüyor. Neither Tom nor Mary is ready yet. Ne Tom ne de Mary henüz hazır değil. Neither Tom nor Mary has ever been to Boston. Ne Tom ne de Mary, Boston'a hiç gitmediler. Neither Tom nor Mary has a cold. Ne Tom ne de Mary üşütmüş. Neither Tom nor Mary has agreed to do that. Ne Tom ne de Mary bunu yapmayı kabul etti. Neither Tom nor Mary has a rice cooker. Ne Tom'un ne de Mary'nin pirinç tenceresi var. Neither Tom nor Mary is busy. Ne Tom ne de Mary meşgul. He decided neither to advance nor to retreat. Ne ilerlemeye karar verdi ne de geri çekilmeye. Neither Tom nor Mary talked to me about that. Ne Tom ne de Mary bana bundan bahsetmedi. He knows neither German nor French. Ne Almanca ne de Fransızca biliyor. Neither Tom nor Mary has a diplomatic passport. Ne Tom ne de Mary diplomatik bir pasaporta sahiptir. Neither Tom nor Mary grew up in Boston. Ne Tom ne de Mary Boston'da büyüdü. Neither Mary nor John can swim. Ne Mary ne de John yüzme bilmiyor. Neither you nor anyone will prevent me from going. Ne sen ne de bir başkası benim gitmemi engelleyemez. Neither Tom nor Mary was drunk. Ne Tom ne de Mary sarhoştu. I work as well as you, neither better nor worse. Ben de sizin kadar iyi çalışıyorum, ne daha iyi ne de daha kötü. Neither Tom nor Mary covered their mouths. Ne Tom ne de Mary ağzını kapattı. According to an expert, neither mountaineering nor skiing is dangerous. Bir uzmana göre, ne dağcılık ne de kayak tehlikeli. Neither Tom nor Mary has been very busy. Ne Tom ne de Mary çok meşgul değil. Neither Tom nor Mary has finished. Ne Tom ne de Mary bitirdi. Neither Tom nor Mary is a teacher. Ne Tom ne de Mary bir öğretmendir. Neither Tom nor Mary has to do that again. Ne Tom ne de Mary bunu bir daha yapmak zorunda değil. Neither Tom nor Mary has offered to help. Ne Tom ne de Mary yardım etmeyi teklif etti. Neither Tom nor Mary was impressed. Ne Tom ne de Mary etkilendi. Neither Tom nor Mary can swim. Ne Tom ne de Mary yüzebilir. Neither Tom nor Mary knows how to do that. Ne Tom ne de Mary onu nasıl yapacaklarını bilmiyor. Neither Tom nor Mary has a bike. Ne Tom'un ne de Mary'nin bir bisikleti var. Neither Tom nor Mary is in a hurry. Ne Tom'un ne de Mary'nin acelesi var. Neither Tom nor Mary has gone abroad. Ne Tom ne de Mary yurt dışına gitti. Neither Tom nor Mary has been very busy. Ne Tom ne de Mary çok meşguldü. While Islam remains not reformed, we neither can nor want to accept it in Europe. İslam'da reform yapılmadığı sürece, Avrupa'da bunu ne kabul edebiliriz ne de etmek isteriz. Neither Tom nor Mary can cook very well. Ne Tom ne de Mary çok iyi yemek yapamaz. Neither Tom nor Mary can eat nuts. Ne Tom ne de Mary fındık yiyebilir. Neither Tom nor Mary is very good at speaking French. Ne Tom ne de Mary Fransızca konuşmada çok iyi değil. She has no experience in typing, nor does the skill interest her. Onun yazmada hiçbir deneyimi yok ne de beceri onu ilgilendiriyor. It is difficult to imagine a life with neither television nor the Internet. Ne televizyonun ne de internetin olduğu bir hayatı hayal etmek zor. Neither Tom nor Mary has arrived. Ne Tom ne de Mary geldi. Neither wine, nor opium, nor tobacco are necessary for people’s lives. Ne şarap, ne afyon, ne de tütün insanların yaşamları için gerekli değildir. I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother. Ne alışverişe gidecek ne de annemle vedalaşacak zamanım vardı. Marcus was neither heard to confess nor able to deny. Marcus'un ne itiraf ettiğini ne de inkar ettiğini duyan oldu. Neither Tom nor Mary can swim. Ne Tom ne de Mary yüzebiliyor. Neither Tom nor Mary has been asked to do that. Ne Tom'dan ne de Mary'den bunu yapması istendi. Neither the one nor the other. Ne biri ne de diğeri. Neither Tom nor Mary is a very good chess player. Ne Tom ne de Mary iyi bir satranç oyuncusu. Neither Tom nor Mary has a ticket. Ne Tom'un ne de Mary'nin bileti var. Neither Tom nor Mary is ready to do that. Ne Tom ne de Mary bunu yapmaya hazır değil. Neither Tom nor Mary has spent time in Australia. Ne Tom ne de Mary Avustralya'da vakit geçirmedi. Neither Tom nor Mary has many friends. Ne Tom'un ne de Mary'nin çok arkadaşı var. Neither Tom nor Mary plans to study music in Boston. Ne Tom ne de Mary Boston'da müzik okumayı planlıyor. Neither Tom nor Mary can speak French. Ne Tom ne de Mary Fransızca konuşabiliyor. Neither Tom nor Mary is a Republican. Ne Tom ne de Mary bir Cumhuriyetçidir. My father neither drinks nor smokes. Babam ne içki içer ne de sigara içer. Neither Tom nor Mary works in Boston. Ne Tom, ne de Mary Boston'da çalışıyorlar. Neither Tom nor Mary left early. Ne Tom ne de Mary erken ayrıldı. Neither Tom nor Mary thanked John. Ne Tom ne de Mary John'a teşekkür ettiler. Neither Tom nor Mary is waiting in the lobby. Ne Tom ne de Mary lobide bekliyor. Neither Tom nor Mary laughed. Ne Tom ne de Mary güldü. I have neither time nor money for that. Bunun için ne zamanım ne de param var. Neither a borrower nor a lender be. Ne borç alan ne de borç veren. He neither spoke nor wept, but went out in silence. Ne konuştu ne de ağladı, ama sessizce dışarı çıktı. Neither Tom nor Mary did that yesterday. Dün ne Tom ne de Mary bunu yaptı. Neither you nor I am old. Ne sen ne de ben yaşlıyız. Neither Tom nor Mary bought anything. Ne Tom ne de Mary bir şey satın aldı. Neither Tom nor Mary has a bike. Ne Tom'un ne de Mary'nin bisikleti var. Neither Tom nor Mary has ever been to Boston. Ne Tom ne de Mary Boston'a hiç gitmedi. Neither Tom nor Mary wanted to visit John in the hospital. Ne Tom ne de Mary hastanede John'u ziyaret etmek istemedi. Tom has neither cat nor dog. Tom'un ne kedisi ne de köpeği var. Skunks fear neither dogs, nor men. Kokarcalar ne köpeklerden ne de insanlardan korkarlar. Neither Tom nor Mary has lived in Australia. Ne Tom ne de Mary Avustralya'da yaşamadı. Neither Tom nor Mary is a good singer. Ne Tom ne de Mary iyi bir şarkıcıdır. Neither Tom nor Mary was nervous. Ne Tom ne de Mary sinirliydi. The document is neither genuine nor forged. Belge ne gerçek ne de sahte. Neither Tom nor Mary kissed their children goodbye this morning. Ne Tom ne de Mary bu sabah çocuklarına veda öpücüğü verdi. I like neither apples nor grapes. Ne elmayı ne de üzümü severim. I know neither this man, nor this woman. Ne bu adamı ne de bu kadını tanıyorum. Neither Tom nor Mary has gotten fatter. Ne Tom ne de Mary şişmanladı. The politician claimed that he wore neither a wig nor false teeth. Politikacı ne peruk ne de takma diş taktığını iddia etti. Neither Tom nor Mary has found a job. Ne Tom ne de Mary bir iş buldu. We have neither a wardrobe nor any bookshelves. Ne bir gardırobumuz, ne de kitap rafımız var. Neither Tom nor Mary was at the meeting. Ne Tom ne de Mary toplantıdaydı. Neither Tom nor Mary needs to do that. Ne Tom'un ne de Mary'nin bunu yapmasına gerek yok. Neither Tom nor Mary is over thirty. Ne Tom ne de Mary 30'un üzerinde. Neither Tom nor Mary was absent today. Bugün ne Tom ne de Mary devamsızdı. Neither Tom nor Mary has to go home. Ne Tom ne de Mary eve gitmek zorunda. Tom can neither read nor write. Tom ne okuyabiliyor ne de yazabiliyor. Neither Tom nor Mary has been doing that. Ne Tom ne de Mary bunu yapıyor. Neither Tom nor Mary has been to Boston. Ne Tom ne de Mary Boston'a gitmedi. It is neither good nor bad. Ne iyi ne de kötü. Neither Tom nor Mary has a dog. Ne Tom'un ne de Mary'nin bir köpeği var. Neither Tom nor Mary has come to Boston. Ne Tom ne de Mary Boston'a gelmedi. Neither Tom nor Mary is married. Ne Tom ne de Mary evli. Neither Tom nor Mary has asked us to do that. Ne Tom ne de Mary bizden bunu yapmamızı istedi. Neither Tom nor Mary is correct. Ne Tom ne de Mary doğru söylüyor. He knows neither how to read nor write. O ne okumayı ne de yazmayı biliyor. Neither Tom nor Mary has experience doing that. Ne Tom'un ne de Mary'nin bu konuda deneyimi var. It's neither here nor there. Ne burada ne de orada. Neither Tom nor Mary has an older brother. Ne Tom'un ne de Mary'nin bir ağabeyi var. My son can neither read nor write yet. Oğlum henüz ne okuyabiliyor ne de yazabiliyor. Neither Tom nor Mary has a piano. Ne Tom ne de Mary'nin bir piyanosu var. Neither Tom nor Mary has a car. Ne Tom'un ne de Mary'nin arabası var. I neither drink nor smoke. Ne içki ne de sigara içerim. Neither Tom nor Mary has to do that. Ne Tom ne de Mary bunu yapmak zorunda. Neither Tom nor Mary wants to go to Boston. Ne Tom ne de Mary Boston'a gitmek istiyor. For me he is neither a brother nor an acquaintance. O benim için ne bir erkek kardeş ne de bir tanıdık. Neither Tom nor Mary has a fever. Ne Tom ne de Mary'nin ateşi var. Neither Tom nor Mary has come to Boston. Ne Tom ne de Mary Boston'a geldi. Maria knew neither his name nor his phone number. Maria ne onun adını ne de telefon numarasını biliyordu. Mary said that she had never loved Tom, nor would she ever love him. Mary asla ne Tom'u sevdiğini ne de seveceğini söyledi. I can neither write nor read. Ne yazabiliyorum ne de okuyabiliyorum. Neither you nor I am old. Ne sen ne de ben yaşlıyım. Neither Tom nor Mary has been injured. Ne Tom ne de Mary yaralandı. Competitiveness is neither good nor bad in itself. Rekabet aslında ne iyi ne de kötü. Neither Tom nor Mary has long hair. Ne Tom'un ne de Mary'nin uzun saçı var. She is neither in the kitchen nor in the living room. O, ne mutfakta ne de salonda. Neither Tom nor Mary has found a job in Boston. Ne Tom ne de Mary Boston'da bir iş bulamadı. She wore neither shoes nor stockings. O ne ayakkabı ne de çorap giydi. Neither Tom nor Mary worked for John. Ne Tom ne de Mary John için çalıştı. As a whole his works are neither good nor bad. Bir bütün olarak eserleri ne iyi ne de kötü. Neither Tom nor Mary has gone shopping recently. Ne Tom ne de Mary son zamanlarda alışverişe gitmedi. Neither Tom nor Mary has studied French. Ne Tom ne de Mary Fransızca okudu. Neither Tom nor Mary has a pickup truck. Ne Tom ne de Mary'nin bir kamyoneti yok. I have neither seen nor heard of such a thing. Böyle bir şeyi ne gördüm ne de işittim. It's fine now, neither too heavy nor too light. Şimdi iyi, ne çok ağır ne de çok hafif. Neither Tom nor Mary has asked me to do that. Ne Tom ne de Mary benden bunu yapmamı istedi. Neither am I old, nor are you. Ne ben yaşlıyım ne de sen. I can neither confirm nor deny that. Bunu ne doğrulayabilirim ne de yalanlayabilirim. Tom can speak neither French nor English. Tom ne Fransızca ne de İngilizce konuşabiliyor. Neither Tom nor Mary covered their mouths. Ne Tom ne de Mary ağızlarını kapattı. Neither Tom nor Mary looks disappointed. Ne Tom ne de Mary hayal kırıklığına uğramış görünüyordu. Tom speaks neither French nor English. Tom ne Fransızca ne de İngilizce konuşabiliyor. Neither Tom nor Mary is a doctor. Ne Tom ne de Mary bir doktordur. Neither gold nor greatness make us happy. Ne altın ne de büyüklük bizi mutlu eder. Neither Tom nor Mary lives in Boston. Ne Tom ne de Mary Boston'da yaşıyor. There is neither God nor Buddha. Ne Tanrı ne de Buda var. They say that music soothes the savage beast, but for me personally, it neither relaxes me nor calms me. Müziğin vahşi hayvanı yatıştırdığı söylenir ama şahsen benim için ne beni rahatlatıyor ne de sakinleştiriyor. Neither Tom nor Mary has time. Ne Tom'un ne de Mary'nin zamanı var. Neither a borrower nor a lender be. Ne ödünç alan, ne de ödünç veren ol. Neither Tom nor Mary has been fired. Ne Tom ne de Mary kovuldu. Neither Tom nor Mary is going to do that. Ne Tom ne de Mary bunu yapacaktır. Neither Tom nor Mary has gone fishing recently. Ne Tom ne de Mary son zamanlarda balığa gitmedi. Neither Tom nor Mary is a very good chess player. Ne Tom ne de Mary çok iyi bir satranç oyuncusudur. I neither expect nor require any special treatment. Ne özel bir muamele bekliyorum ne de buna ihtiyacım var. Neither Tom nor Mary is busy right now. Ne Tom ne de Mary şu anda meşgul. Neither Tom nor Mary knows how to do that. Ne Tom ne de Mary bunu nasıl yapacağını bilmiyor. Time has neither form nor substance. Zamanın ne şekli ne de özü vardır. Neither Tom nor Mary has gray hair. Ne Tom'un ne de Mary'nin saçları ağarmış. Neither Tom nor Mary has been asked to do that. Ne Tom'dan ne de Mary'den bunu yapmaları istendi. Neither Tom nor Mary goes to the store. Ne Tom ne de Mary mağazaya gider. Neither Tom nor Mary has to stop doing that. Ne Tom ne de Mary bunu yapmaktan vazgeçmek zorunda değil. Neither Tom nor Mary has been to Boston. Ne Tom ne de Mary Boston'a gitti. Tom, this is neither the time nor the place. Tom, bunun ne yeri ne de zamanı. I speak neither French nor English. Ne Fransızca ne de İngilizce konuşuyorum. Neither Tom nor Mary has been to Australia. Ne Tom ne de Mary Avustralya'ya gitmedi. Neither Tom nor Mary has to go. Ne Tom ne de Mary gitmek zorunda. Neither Tom nor Mary did that yesterday. Dün ne Tom ne de Mary bunu yapmadı. I am not an Athenian nor a Greek. Ben ne Atinalı ne de Yunanım. Neither Tom nor Mary can swim very well. Ne Tom ne de Mary çok iyi yüzebilir. Neither Tom nor Mary has been friendly to me. Ne Tom ne de Mary bana karşı dostça davrandılar. Neither Tom nor Mary has time to do that. Ne Tom'un ne de Mary'nin bunu yapacak zamanı var. Neither Tom nor Mary has promised to do that. Ne Tom ne de Mary bunu yapmaya söz verdi. Neither Tom nor Mary cried. Ne Tom ne de Mary ağladı. Neither Tom nor Mary is retired. Ne Tom ne de Mary emekli oldu. Neither Tom nor Mary has a piano. Ne Tom'un ne de Mary'nin piyanosu var. Neither Tom nor Mary has red hair. Ne Tom'un ne de Mary'nin kızıl saçı var. Neither Tom nor Mary has time. Ne Tom ne de Mary'nin zamanı var. You've neither written nor phoned. Ne yazdınız ne de aradınız. Neither Tom nor Mary was injured. Ne Tom ne de Mary yaralandı. Neither Tom nor Mary has to learn French. Ne Tom ne de Mary Fransızca öğrenmek zorunda değil. She is not in the kitchen, nor is she in the living room. Ne mutfakta ne de oturma odasında. Neither happiness nor misery last forever. Ne mutluluk ne de sefalet sonsuza dek sürmez. Neither Tom nor Mary was late. Ne Tom ne de Mary geç kaldı. Neither Tom nor Mary is a doctor. Ne Tom ne de Mary doktor. Neither Tom nor Mary has a rowboat. Ne Tom'un ne de Mary'nin bir kayığı var. Neither Tom nor Mary is very good at tennis. Ne Tom ne de Mary teniste çok iyi değil. Tom is neither rich nor famous. Tom ne zengin ne de ünlü. I work as well as you, neither better nor worse. Ben de sizin kadar çalışıyorum, ne daha iyi ne de daha kötü. Neither Tom nor Mary has an alibi. Ne Tom'un ne de Mary'nin bir mazereti var. He can bear neither moonlight nor darkness. Ne ay ışığına ne de karanlığa dayanabilir. Neither students nor teachers should ever stop learning. Ne öğrenciler ne de öğretmenler öğrenmeyi asla bırakmamalı. Tom fears neither God nor the devil. Tom ne Tanrı'dan ne de şeytandan korkar. Neither Tom nor Mary is very good at French. Ne Tom ne de Mary Fransızca'da çok iyidir. It's neither good nor bad. O, ne iyi ne de kötüdür. Neither Tom nor Mary has been arrested. Ne Tom ne de Mary tutuklandı. Neither Tom nor Mary has a diplomatic passport. Ne Tom'un ne de Mary'nin diplomatik pasaportu var. She's neither rich nor famous. Ne zengin ne de ünlü. Neither Tom nor Mary has worked in Australia. Ne Tom ne de Mary Avustralya'da çalışmadı. I'd like to collect a lot of things, but I don't have the money, the time, nor the space. Koleksiyonunu yapmak istediğim çok şey var; ama buna yetecek ne param, ne zamanım ne de yerim var. She is neither at home nor at school. O ne evde ne de okulda. Neither you nor I are mistaken. Ne sen ne de ben hatalıyım. I can speak neither French nor English. Ne Fransızca ne de İngilizce konuşabilirim. Neither Tom nor Mary has a rowboat. Ne Tom'un ne de Mary'nin kayığı var. This bird lives neither in Japan nor in China. Bu kuş ne Japonya'da ne de Çin'de yaşıyor. Neither Tom nor Mary has gotten fatter. Ne Tom ne de Mary şişmanlamadı. Neither wild nor domestic animals appear to have any premonition of death. Ne vahşi ne de evcil hayvanların ölümle ilgili bir önsezisi yok gibi görünüyor. Neither Tom nor Mary is over thirty. Ne Tom ne de Mary otuz yaşındandan daha yaşlı. Of course, neither goods nor mailing fee returned. Tabii ki, ne mallar ne de posta ücreti iade edildi. Neither Tom nor Mary has written to me. Ne Tom ne de Mary bana yazdı. I neither expect nor require any special treatment. Özel bir muameleyi ne bekliyorum ne de ihtiyacım var. I found my father neither in his room nor in the garden. Babamı ne odasında ne de bahçede bulabildim. Neither Tom nor Mary has refused to do that. Ne Tom ne de Mary bunu yapmayı reddetti. Neither Tom nor Mary has a fever. Ne Tom'un ne de Mary'nin ateşi var. Neither Tom nor Mary has a Ph.D. Ne Tom'un ne de Mary'nin doktorası var. I neither heard nor saw anything. Ne bir şey duydum ne de gördüm. Neither Tom nor Mary ate dessert. Ne Tom ne de Mary tatlı yedi. Neither Tom nor Mary has started doing that. Ne Tom ne de Mary bunu yapmaya başladı. I'm neither an Athenian nor a Greek. Ne Atinalı ne de bir Yunanım. I neither walk nor run. Ben ne yürürüm ne de koşarım. Neither Tom nor Mary is likely to win. Ne Tom ne de Mary muhtemelen kazanacak. He is neither handsome nor ugly. Ne yakışıklı ne de çirkin. Neither Tom nor Mary can do that. Ne Tom ne de Mary bunu yapabilir. Neither Tom nor Mary is going to win. Ne Tom ne de Mary kazanacak. Neither Tom nor Mary has been deported. Ne Tom ne de Mary sınır dışı edilmedi. Neither you nor I are mistaken. Ne sen ne de ben yanılıyoruz. He neither confirmed nor denied the rumors. Söylentileri ne doğruladı ne de yalanladı. He is neither for nor against the plan. Planın ne yanında ne de karşısında. Neither Tom nor Mary has a guitar. Ne Tom'un ne de Mary'nin gitarı var. Neither Tom nor Mary has to do that right away. Ne Tom ne de Mary hemen bunu yapmak zorunda. I'm neither an Athenian nor a Greek. Ben ne Atinalı ne de Yunanım. Neither Tom nor Mary has a dog. Ne Tom'un ne de Mary'nin köpeği var. Neither Tom nor Mary has gained weight. Ne Tom ne de Mary kilo aldı. According to an expert, neither mountaineering nor skiing is dangerous. Bir uzmana göre, ne dağcılık ne de kayakçılık tehlikelidir. Neither Tom nor Mary has been studying French. Ne Tom ne de Mary Fransızca öğreniyor. Neither Tom nor Mary went to the concert. Ne Tom ne de Mary konsere gitmedi. Neither Tom nor Mary has a guitar. Ne Tom'un ne de Mary'nin bir gitarı var. Neither Tom nor Mary has been drinking. Ne Tom ne de Mary içiyordu. Skunks fear neither dogs, nor men. Kokarcalar ne köpeklerden ne de insanlardan korkar. Neither Tom nor Mary has gone fishing recently. Ne Tom ne de Mary son zamanlarda balığa gitti. Neither Esperanto nor Interlingua employ double negative. Ne Esperanto ne de Interlingua çift olumsuz kullanmaz. Neither Tom nor Mary needs to do that. Ne Tom ne de Mary bunu yapmalı. Neither Tom nor Mary wants to do that. Ne Tom ne de Mary bunu yapmak istemiyor. Neither Tom nor Mary has eaten yet. Ne Tom ne de Mary henüz yemek yemedi. Neither Tom nor Mary has eaten yet. Henüz ne Tom ne de Mary yemek yedi. Neither he nor she sings well. Ne o ne de o iyi şarkı söyler. Neither he nor I speak Spanish. Ne o ne de ben İspanyolca konuşabiliyoruz. Neither happiness nor misery last forever. Ne mutluluk ne de mutsuzluk sonsuza dek sürmez. He neither confirmed nor denied the rumors. Söylentileri ne yalanladı ne de kabul etti. Neither Tom nor Mary has put on weight. Ne Tom ne de Mary kilo aldı. Neither Tom nor Mary has ever done that. Ne Tom ne de Mary bunu şimdiye kadar yaptı. Neither Tom nor Mary has spent time in Australia. Ne Tom ne de Mary Avustralya'da zaman geçirmedi. He can neither hear nor see us. O bizi ne duyabilir ne de görebilir. Neither Tom nor Mary is a good singer. Ne Tom ne de Mary iyi bir şarkıcı. I could neither eat nor drink. Ne yiyebildim ne de içebildim. Neither Tom nor Mary is likely to want to do that. Ne Tom ne de Mary muhtemelen bunu yapmak istemeyecek. Neither Tom nor Mary has a ticket. Ne Tom'un ne de Mary'nin bir bileti var. There were neither flowers nor trees in the streets of his city. Kentindeki caddelerde ne çiçek ne de ağaçlar vardı. He speaks neither English nor Spanish. Ne İngilizce ne de İspanyolca konuşabiliyor. Neither Tom nor Mary has blue jeans on. Ne Tom'un ne de Mary'nin üzerinde blue jean var. Neither Tom nor Mary has studied French. Ne Tom ne de Mary Fransızca öğrendi. Neither Tom nor Mary has a horse. Ne Tom'un ne de Mary'nin bir atı var. Neither Tom nor Mary can swim very well. Ne Tom ne de Mary çok iyi yüzemez. There never was a good war nor a bad peace. Ne iyi bir savaş, ne de kötü bir barış olmuştur. There is neither contingency nor free will. Ne olasılık ne de özgür irade vardır. He can't see nor hear. Ne görebiliyor ne de duyabiliyor. Neither Tom nor Mary has been here. Ne Tom ne de Mary buradaydı. He is neither handsome nor ugly. O ne yakışıklıdır ne de çirkin. Neither joy nor sorrow can last forever. Ne mutluluk ne de üzüntü sonsuza kadar sürebilir. That employee can neither write nor read. Bu personel ne yazabiliyor ne de okuyabiliyor. Neither Tom nor Mary could do that. Ne Tom ne de Mary bunu yapabildi. Neither Tom nor Mary had ever done that before. Ne Tom ne de Mary bunu daha önce yaptı. We have neither a wardrobe nor any bookshelves. Ne bir gardırobumuz ne de kitap rafımız var. Death knows neither rich nor poor. Ölüm ne zengin ne de fakir bilir. Neither Tom nor Mary has met John. Ne Tom ne de Mary John'la tanıştı. Neither Tom nor Mary has met John. Ne Tom ne de Mary John ile tanıştı. There is neither Jew nor Gentile, neither slave nor free, nor is there male and female, for you are all one in Christ Jesus. Ne Yahudi ne de Yahudi olmayan, ne köle ne de özgür, ne erkek ne de kadın vardır, çünkü hepiniz Mesih İsa'da birsiniz. There were neither flowers nor trees in the streets of his city. Şehrinin sokaklarında ne çiçek ne de ağaç vardı. Neither Tom nor Mary has to do that today. Ne Tom ne de Mary bugün bunu yapmak zorunda değil. Neither Tom nor Mary likes eggplant very much. Ne Tom ne de Mary patlıcanı pek sevmez. Neither Tom nor Mary agreed to do that. Ne Tom ne de Mary bunu yapmayı kabul etti. To solve the problem neither complaints nor tears can contribute. Sorunu çözmeye ne şikayetlerin ne de gözyaşlarının faydası olur. I speak neither French nor English. Ne Fransızca ne de İngilizce konuşabiliyorum. I couldn't tell my parents, nor my family. Ne anneme ne de babama söyleyebildim. Tom can neither read nor write. Tom ne okuyabilir ne de yazabilir. There is neither contingency nor free will. Ne olasılık ne de özgür irade var. My father neither drinks nor smokes. Babam ne içki ne de sigara içer. Neither Tom nor Mary has been notified. Ne Tom'a ne de Mary'ye bildirildi. It's good now; neither too heavy nor too light. Şimdi iyi; ne çok ağır ne de çok hafif. I have neither money nor friends. Ne param ne de arkadaşım var. I can speak neither English nor Spanish. Ne İngilizce ne de İspanyolca konuşabiliyorum. Show More (666)
2	nor	ne	conj.
	Nor do I know what the IGC is meant to produce by way of a positive outcome. Hükûmetlerarası Konferans'ın olumlu bir sonuç olarak ne üretmesi gerektiğini de bilmiyorum. Nor should we ignore the extent to which the BRCA patents are impeding research in Europe. BRCA patentlerinin Avrupa'daki araştırmaları ne ölçüde engellediğini de görmezden gelmemeliyiz. We cannot say that we are neither with one nor the other. Ne birinin yanındayız ne ötekinin yanındayız diyemeyiz. He neither spoke nor wept, but went out in silence. O, ne konuştu nede ağladı, sessizce dışarı çıktı. I have neither time nor money. Benim ne zamanım nede param var. Neither Tom nor Mary went to school yesterday. Ne Tom ne Mary dün okula gitti. Neither entrance, nor exit. Ne giriş, ne çıkış. Neither Tom nor Mary lives in Boston. Ne Tom ne Mary Boston'da yaşıyor. The result is neither good nor bad. Sonuç ne iyi ne kötü. Show More (6)