one hundred - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
one hundred yüz adj.
  • One hundred and fifty Ugandan shillings are what a grower gets for a kilo of the coffee he grows.
  • Bir üreticinin yetiştirdiği kahvenin bir kilosu için aldığı para yüz elli Uganda şilinidir.
  • One hundred and sixty-nine Portuguese beaches unfurled blue flags in 2003.
  • Yüz altmış dokuz Portekiz plajı 2003 yılında mavi bayrak açtı.
  • The current legislation has been revised over one hundred times.
  • Mevcut mevzuat yüzden fazla kez revize edilmiştir.
Show More (81)