| 1 |
oppressed |
ezilen |
adj. |
|
- What, too, will the EU do at global level as regards oppressed peoples?
- AB, ezilen halklarla ilgili olarak küresel düzeyde de ne yapacaktır?
- Again today the hypocritical ‘defenders’ of human rights and the oppressed are silent.
- Bugün yine insan hakları ve ezilenlerin ikiyüzlü 'savunucuları' sessiz.
- What, too, will the EU do at global level as regards oppressed peoples?
- AB, ezilen halklar konusunda küresel düzeyde ne yapacak?
- Only with broad international support do the oppressed Burmese people have a chance of ousting the generals.
- Ezilen Burma halkının generalleri devirme şansı ancak geniş bir uluslararası destekle mümkün olabilir.
- He's always been on the side of the weak and oppressed since he was a child.
- Çocukluğundan beri hep zayıfların ve ezilenlerin yanında oldu.
Show More (2)
|
| 2 |
oppressed |
mazlum |
adj. |
|
- I also speak on behalf of the oppressed people of Zimbabwe who are crying out for justice.
- Ben de adalet için haykıran mazlum Zimbabve halkı adına konuşuyorum.
- This also means that it employs the instruments it has at its disposal in order to protect the oppressed elsewhere.
- Bu aynı zamanda başka yerlerdeki mazlumları korumak için elindeki araçları kullandığı anlamına da gelmektedir.
- He's always been on the side of the weak and oppressed since he was a child.
- Çocukluğundan beri zayıf ve mazlumdan yana olan bir karakteri vardı.
Show More (0)
|
| 3 |
oppressed |
ezilenler |
n. |
|
- This also means that it employs the instruments it has at its disposal in order to protect the oppressed elsewhere.
- Bu aynı zamanda başka yerlerde ezilenleri korumak için elindeki araçları kullanması anlamına da gelmektedir.
- We must help the poor, the oppressed and the powerless before they become desperate, suicidal terrorists.
- Çaresiz, intihara meyilli teröristlere dönüşmeden önce yoksullara, ezilenlere ve güçsüzlere yardım etmeliyiz.
Show More (-1)
|
