1 |
organization |
organizasyon |
n. |
|
- When companies focus on changing habits, whole organizations can transform.
- Şirketler alışkanlıkları değiştirmeye odaklandığında koskoca organizasyonlar bile dönüşüme uğrayabilir.
- When companies focus on changing habits, whole organizations can transform.
- Şirketler alışkanlıkları değiştirmeye odaklandığında organizasyonlar tamamen dönüşebilir.
- Organize building typologies in accordance with the principles of design, planning and space organization.
- Bina tipolojilerini tasarım, planlama ve mekan organizasyonu ilkelerine uygun olarak düzenler.
- Check out different social media channels, organizations, and online communities from there.
- Oradan farklı sosyal medya kanallarını, organizasyonları ve çevrimiçi toplulukları inceleyin.
- Foreign companies join this organization in order to make the marketing of their sportive planes and some other products.
- Yabancı firmalar, sportif uçaklarını ve diğer bazı ürünlerini pazarlamak maksadıyla bu organizasyonda bulunuyorlar.
- This is at once an organization, a system, and a process collectively called military intelligence.
- Bu aynı zamanda askeri istihbarat denilen bir organizasyon, bir sistem ve bir süreç.
- When companies focus on changing habits, whole organizations can transform.
- Şirketler alışkanlıkları değiştirmeye odaklandıklarında, koskoca organizasyonlar dönüşebilir.
- Organize building typologies in accordance with the principles of design, planning and space organization.
- Bina tipolojilerini tasarım, planlama ve mekan organizasyonu ilkelerine uygun olarak düzenleyin.
- She is a member of this organization.
- Bu organizasyonun bir üyesi.
- Tom is a member of this organization.
- Tom bu organizasyonun bir üyesi.
- It's an awesome organization.
- Harika bir organizasyon.
- The small company was taken over by a large organization.
- Küçük şirket, büyük bir organizasyon tarafından devralındı.
- This organization relies entirely on voluntary donations.
- Bu organizasyon tamamen gönüllü bağışlara dayanıyor.
- He is playing an important role in our organization.
- Organizasyonumuzda önemli bir rol oynuyor.
- She's a member of this organization.
- O bu organizasyonun bir üyesidir.
- Since in this organization they're all chiefs and no Indians, it's a wonder any decisions get made.
- Bu organizasyonda herkes şef olduğu ve hiç Kızılderili olmadığı için, herhangi bir kararın alınması bir mucize.
- It's an awesome organization.
- Müthiş bir organizasyon.
- Bribes are something that arises in conjunction with power organizations.
- Rüşvet, güç organizasyonları ile bağlantılı olarak ortaya çıkan bir şeydir.
- That organization depends on voluntary contributions.
- Bu organizasyon, gönüllü katkılara dayanıyor.
- Tom was named the head of the organization after the director retired.
- Müdür emekli olduktan sonra Tom organizasyonun başına getirildi.
- We are a suicide prevention organization.
- Biz intiharı önleme organizasyonuyuz.
- The organization failed.
- Organizasyon başarısız oldu.
- Atheism is a non-prophet organization.
- Ateizm peygamber amacı gütmeyen bir organizasyondur.
- The Bharatiya Janata Party is an organization.
- Bharatiya Janata Partisi bir organizasyondur.
- He is playing an important role in our organization.
- O, organizasyonumuzda önemli bir rol oynuyor.
- He was named the head of the organization after the director retired.
- Müdür emekli olduktan sonra organizasyonun başına getirildi.
- This organization was founded one hundred and eleven years ago.
- Bu organizasyon yüz on bir yıl önce kuruldu.
- The Japanese pay more attention to the group or the organization than to the individual.
- Japonlar gruba ya da organizasyona bireyden daha fazla önem verirler.
- The Japanese pay more attention to the group or the organization than to the individual.
- Japonlar grup ya da organizasyona bireyden daha fazla dikkat etmektedir.
- The United Nations is an international organization.
- Birleşmiş milletler uluslararası bir organizasyon.
- Have you heard anything about the organization?
- Organizasyon hakkında bir şey duydunuz mu?
- The Red Cross is a not-for-profit organization.
- Kızıl Haç kar amacı gütmeyen bir organizasyondur.
- We must beef up our organization.
- Organizasyonumuzu güçlendirmeliyiz.
- We are a suicide prevention organization.
- Biz bir intihar önleme organizasyonuyuz.
- What kind of research does the organization do?
- Organizasyon ne tür araştırma yapar?
- This organization cannot exist without you.
- Bu organizasyon siz olmadan var olamaz.
- The organization is not connected with any political parties.
- Organizasyon, herhangi bir siyasi partiyle bağlantılı değildir.
- The small company was taken over by a large organization.
- Küçük şirket büyük bir organizasyon tarafından ele geçirildi.
- We're an apolitical organization.
- Biz apolitik bir organizasyonuz.
- I'm the spokesperson for this organization.
- Ben bu organizasyonun sözcüsüyüm.
- She is playing an important role in our organization.
- Organizasyonumuzda önemli bir rol oynuyor.
Show More (38)
|
2 |
organization |
örgüt |
n. |
|
- Also the International Organization for Migration is involved with our support.
- Uluslararası Göç Örgütü de bizim desteğimizle bu işe dahil oldu.
- In parallel, the European Union is involved in the negotiations for Russia to join the World Trade Organization.
- Buna paralel olarak Avrupa Birliği, Rusya'nın Dünya Ticaret Örgütü'ne katılması için müzakereler yürütmektedir.
- This organization cannot exist without you.
- Bu örgüt sensiz varolamaz.
- I hate terrorist organizations.
- Terörist örgütlerden nefret ederim.
- The organization is not connected with any political parties.
- Örgüt, herhangi bir siyasi partiyle bağlantılı değildir.
- The regional organization played a key role in mediating the Ethiopia-Eritrea diplomatic crisis.
- Bölgesel örgüt, Etiyopya-Eritre diplomatik krizine arabuluculuk etmede kilit bir rol oynadı.
- This organization relies entirely on voluntary donations.
- Bu örgüt tamamen gönüllü bağışlarla ayakta duruyor.
- Atheism is a non-prophet organization.
- Ateizm, peygamberi olmayan bir örgüttür.
- The chairperson has been associated with the organization for ten years.
- Başkanın on yıldır örgüt ile ilişkisi vardır.
- We are a suicide prevention organization.
- Biz bir intihar önleme örgütüyüz.
- China joined the World Trade Organization in 2001.
- Çin 2001'de Dünya Ticaret Örgütü'ne katıldı.
- It's an old organization that uses secret rituals.
- Bu, gizli dinsel törenleri kullanan eski bir örgüt.
- The organization furnished the refugees with food.
- Örgüt, mültecilere yiyecek sağladı.
- The Bharatiya Janata Party is an organization.
- Bharatiya Janata Party bir örgüttür.
- China joined the World Trade Organization in 2001.
- Çin, 2001'de Dünya Ticaret Örgütü'ne katıldı.
- Our organization aims to prevent suicides.
- Örgütümüz intiharları önlemeyi amaçlıyor.
- It's an old organization that uses secret rituals.
- Gizli ritüeller kullanan eski bir örgüt.
- Atheism is a non-prophet organization.
- Ateizm peygamber olmayan bir örgüttür.
- This organization was founded one hundred and eleven years ago.
- Bu örgüt yüz on bir yıl önce kuruldu.
- The United Nations is an international organization.
- Birleşmiş Milletler uluslararası bir örgüttür.
- One organization allegedly controls the European drug market.
- Bir örgütün Avrupa uyuşturucu pazarını kontrol ettiği iddia ediliyor.
- Food prices are at their highest level since the United Nations Food and Agriculture Organization began keeping records in 1990.
- Gıda fiyatları, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün kayıt tutmaya başladığı 1990 yılından bu yana en yüksek seviyesinde.
- She's a member of this organization.
- O da bu örgütün bir üyesi.
- Tom is a member of this organization.
- Tom bu örgütün bir üyesidir.
Show More (21)
|
3 |
organization |
kuruluş |
n. |
|
- Moreover, the organizations that give the loans at once have become very popular lately.
- Ayrıca yakın zamanda, anında kredi veren kuruluşlar çok popüler hale geldi.
- Moreover, the organizations that give the loans at once have become very popular lately.
- Üstelik kredileri anında veren kuruluşlar son zamanlarda çok popüler oldu.
- The organization plays a principal role in wildlife conservation.
- Kuruluş, vahşi yaşamın korunmasında başlıca rolü oynamaktadır.
- We must beef up our organization.
- Kuruluşumuzu güçlendirmeliyiz.
- The organization furnished the refugees with food.
- Kuruluş, mültecilere yiyecek sağlamıştır.
- We're an apolitical organization.
- Biz apolitik bir kuruluşuz.
- He is playing an important role in our organization.
- O, kuruluşumuzda önemli bir rol oynuyor.
- Our organization aims to prevent suicides.
- Kuruluşumuz intiharları önlemeyi amaçlamaktadır.
- What kind of research does the organization do?
- Bu kuruluş ne tür araştırmalar yapıyor?
- She is a member of this organization.
- Bu kuruluşun bir üyesidir.
- The chairperson has been associated with the organization for ten years.
- Başkan on yıldır kuruluşla ilişkilidir.
- We appreciate the opportunity you've given us to learn more about your organization.
- Kuruluşunuz hakkında daha fazla bilgi edinmek için bize verdiğiniz fırsat için minnettarız.
- We appreciate the opportunity you've given us to learn more about your organization.
- Kuruluşunuz hakkında daha fazla bilgi edinmek için bize vermiş olduğunuz fırsat için size müteşekkiriz.
- That organization disseminates a lot of information, none of which can be trusted.
- Bu kuruluş, hiçbirine güvenilemeyecek pek çok bilgi yayıyor.
Show More (11)
|
4 |
organization |
kurum |
n. |
|
- Food prices are at their highest level since the United Nations Food and Agriculture Organization began keeping records in 1990.
- Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Kurumu 1990'da kayıt tutmaya başladığından beri, yiyecek fiyatları en yüksek seviyesindedir.
- He was named the head of the organization after the director retired.
- Müdür emekli olduktan sonra kurumun başına o getirildi.
- The organization is concerned with the welfare of the aged.
- Kurum, yaşlıların refahı ile ilgileniyor.
Show More (0)
|
5 |
organization |
düzen |
n. |
|
- Along with this increase, there has been a change in the world's economic organization.
- Bu artış ile birlikte, dünyanın ekonomik düzeninde bir değişiklik oldu.
Show More (-2)
|