|
- Who could stop the music coming from that discotheque on the other side of the block from reaching my windows!
- Bloğun diğer tarafındaki diskotekten gelen müziğin pencerelerime ulaşmasına kim engel olabilir ki!
- The same thing has happened on the other side.
- Aynı şey diğer tarafta da yaşandı.
- Sometimes when they believe that you are too weak, the other side will point that out.
- Bazen çok zayıf olduğunuza inandıklarında, diğer taraf bunu belirtecektir.
- Obviously, once we enlarge, the other side will ask for other countries in Asia to be allowed to join.
- Açıkçası, bir kez genişlediğimizde, diğer taraf Asya'daki diğer ülkelerin de katılmasına izin verilmesini isteyecektir.
- With due respect, would you pass by on the other side?
- Saygısızlık etmek istemem ama diğer taraftan geçebilir misiniz?
- Obviously, once we enlarge, the other side will ask for other countries in Asia to be allowed to join.
- Açıkçası, genişlediğimizde, diğer taraf Asya'daki diğer ülkelerin de katılmasına izin verilmesini isteyecektir.
- Sometimes when they believe that you are too weak, the other side will point that out.
- Bazen sizin çok zayıf olduğunuza inandıklarında, diğer taraf bunu belirtecektir.
- For one side to win, the other side has to lose.
- Bir tarafın kazanması için diğer tarafın kaybetmesi gerekir.
- But I have concerns over Cyprus, as already mentioned on the other side of the House.
- Ancak Meclis'in diğer tarafında da dile getirildiği üzere Kıbrıs konusunda endişelerim var.
- I urge you not to be deterred by this resistance from the other side of the ocean.
- Okyanusun diğer tarafından gelen bu direnişin sizi yıldırmamasını tavsiye ediyorum.
- Ani, the ancient capital of Armenia, is located on the other side of the border.
- Ermenistan'ın eski başkenti Ani, sınırın diğer tarafında yer almaktadır.
- Tom lives on the other side of Australia.
- Tom Avustralya'nın diğer tarafında yaşıyor.
- She got to the other side in 30 minutes.
- Diğer tarafa 30 dakikada geçti.
- I work on the other side of town.
- Şehrin diğer tarafında çalışıyorum.
- He went over to the other side.
- O, diğer tarafa geçti.
- You should always listen to the other side, too.
- Sen her zaman diğer tarafı da dinlemelisin.
- Yours is there on the other side.
- Seninki diğer tarafta.
- The grass is always greener on the other side of the fence.
- Çitin diğer tarafındaki çimenler her zaman daha yeşildir.
- We haven't heard the other side.
- Diğer tarafı dinlemedik.
- What's on the other side of the river?
- Nehrin diğer tarafında ne var?
- Tom helped Mary move the sofa to other side of the room.
- Tom Mary'nin kanepeyi odanın diğer tarafına taşımasına yardım etti.
- Tom said he saw something weird on the other side of that mountain.
- Tom dağın diğer tarafında garip bir şey gördüğünü söyledi.
- What's on the other side of this wall?
- Bu duvarın diğer tarafında ne var?
- The castle is on the other side of the river.
- Kale nehrin diğer tarafında.
- His office is on the other side of the street.
- Ofisi sokağın diğer tarafında.
- Tom sends his regards from the other side.
- Tom diğer taraftan selamlarını yolladı.
- I saw something on the other side of the room.
- Odanın diğer tarafında bir şey gördüm.
- His house is on the other side of the bridge.
- Evi köprünün diğer tarafında.
- Tom swam to the other side of the river.
- Tom nehrin diğer tarafına yüzdü.
- I want to see what's on the other side.
- Diğer tarafta ne olduğunu görmek istiyorum.
- I know that man who is sitting there on the other side.
- Diğer tarafta oturan adamı tanıyorum.
- Tom's house is on the other side of the street.
- Tom'un evi sokağın diğer tarafında.
- Tom is on the other side of this wall.
- Tom bu duvarın diğer tarafında.
- The post office is on the other side of the river.
- Postane nehrin diğer tarafında.
- Her office is on the other side of the street.
- Onun bürosu caddenin diğer tarafında.
- Tom's house is on the other side of the river.
- Tom'un evi nehrin diğer tarafında.
- Tom plunged into the water and swam to the other side.
- Tom suya daldı ve diğer tarafa yüzdü.
- Tom lives on the other side of Boston.
- Tom Boston'un diğer tarafında yaşıyor.
- The river's on the other side of the hill.
- Nehir tepenin diğer tarafında.
- Her office is on the other side of the street.
- Onun ofisi de caddenin diğer tarafında.
- She got to the other side in 10 minutes.
- Diğer tarafa 10 dakikada geçti.
- Tom walked to the other side of the room.
- Tom odanın diğer tarafına doğru yürüdü.
- What's on the other side of this lake?
- Bu gölün diğer tarafında ne var?
- Tom helped Mary move the sofa to other side of the room.
- Tom, Mary'nin kanepeyi odanın diğer tarafına taşımasına yardım etti.
- Tom plunged into the water and swam to the other side.
- Tom suya daldı ve yüzerek diğer tarafa geçti.
- Tom jumped into the pool and swam to the other side.
- Tom havuza atladı ve diğer tarafa yüzdü.
- You should always listen to the other side, too.
- Her zaman diğer tarafı da dinlemelisin.
- I work on the other side of town.
- Ben şehrin diğer tarafında çalışıyorum.
- My house is on the other side of that bridge.
- Evim şu köprünün diğer tarafında.
- Everyone rushed over to the other side of the ship to see what was happening.
- Herkes ne olup bittiğini görmek için aceleyle geminin diğer tarafına gitti.
- I heard voices on the other side of the door.
- Kapının diğer tarafında sesler duydum.
- They live on the other side of the road.
- Onlar sokağın diğer tarafında yaşıyorlar.
- His office is on the other side of the street.
- Onun ofisi caddenin diğer tarafında.
- Sami was on the other side.
- Sami diğer taraftaydı.
- I jumped into the water and swam to the other side of the river.
- Suya atladım ve nehrin diğer tarafına yüzdüm.
- Tom lives on the other side of the hill.
- Tom tepenin diğer tarafında yaşıyor.
- We heard the echo of our voices from the other side of the valley.
- Sesimizin vadinin diğer tarafından gelen yankısını duyduk.
- I want you to go back over to other side.
- Diğer tarafa geri gitmeni istiyorum.
- There's something happening on the other side of the river.
- Nehrin diğer tarafında bir şeyler oluyor.
- Tom was on the other side of town at the time of the shooting.
- Tom vurulduğu zaman kasabanın diğer tarafındaydı.
- Welcome to the other side.
- Diğer tarafa hoş geldin.
- She got to the other side in 10 minutes.
- O, 10 dakika içinde diğer tarafa vardı.
- His house is on the other side of the bridge.
- Onun evi köprünün diğer tarafında.
- She has gone over to the other side.
- O diğer tarafa geçti.
- That building can easily be seen from the other side of the room.
- O bina, odanın diğer tarafından kolayca görülebilir.
- Tom said he saw something weird on the other side of that mountain.
- Tom dağın diğer tarafında tuhaf bir şey gördüğünü söyledi.
- Tom was on the other side of town at the time of the shooting.
- Tom vurulduğu sırada şehrin diğer tarafındaydı.
- The church is on the other side of the street.
- Kilise sokağın diğer tarafında.
- My house is on the other side of that bridge.
- Evim o köprünün diğer tarafında.
- That building can easily be seen from the other side of the room.
- O bina, odanın diğer tarafından kolayca görülebiliyor.
- Please take me over to the other side.
- Lütfen beni diğer tarafa götür.
- We live in the block of flats just there on the other side of the street.
- Sokağın diğer tarafındaki bloklarda oturuyoruz.
- Tom lives on the other side of town.
- Tom şehrin diğer tarafında yaşıyor.
- How long did it take you to swim to the other side of the river and back?
- Nehrin diğer tarafına yüzüp geri dönmeniz ne kadar sürdü?
- Tom lives in the apartment building on the other side of this park.
- Tom bu parkın diğer tarafındaki apartmanda yaşıyor.
- You should also listen to the other side.
- Diğer tarafı da dinlemelisin.
- We live in the block of flats just there on the other side of the street.
- Caddenin diğer tarafındaki apartman dairelerinde yaşıyoruz.
- On the other side of the street, there are no houses yet.
- Sokan diğer tarafında henüz hiçbir ev yok.
- Tom lives in a small house on the other side of town.
- Tom şehrin diğer tarafında küçük bir evde yaşıyor.
- The apples on the other side of the wall are the sweetest.
- Duvarın diğer tarafındaki elmalar en tatlılarıdır.
- My house is situated on the other side of that bridge.
- Evim şu köprünün diğer tarafında.
- Who is the man at the other side of the table?
- Masanın diğer tarafındaki adam kim?
- Everyone rushed over to the other side of the ship to see what was happening.
- Herkes neler olduğunu görmek için geminin diğer tarafına koştu.
- Who's the man at the other side of the table?
- Masanın diğer tarafındaki adam kim?
- I want you to go back over to other side.
- Diğer tarafa geri dönmeni istiyorum.
- How long did it take you to swim to the other side of the river and back?
- Nehrin diğer tarafına yüzmen ve geri dönmen ne kadar sürdü?
- Tom lives on the other side of the city.
- Tom şehrin diğer tarafında yaşıyor.
- They live on the other side of the road.
- Yolun diğer tarafında yaşıyorlar.
- Tom looked at the half-open door and wondered what was on the other side.
- Tom yarı açık kapıya baktı ve diğer tarafta ne olduğunu merak etti.
- Our school is on the other side of the station.
- Okulumuz istasyonun diğer tarafında.
- The grass is always greener on the other side.
- Diğer tarafta çimenler her zaman daha yeşildir.
- Tom lives on the other side of the valley.
- Tom vadinin diğer tarafında yaşıyor.
- They live on the other side of the road.
- Onlar yolun diğer tarafında yaşıyorlar.
- Tom is on the other side of the river.
- Tom nehrin diğer tarafında.
- There is a secret base on the other side of the moon.
- Ayın diğer tarafında gizli bir üs var.
- We heard the echo of our voices from the other side of the valley.
- Sesimizin yankısını vadinin diğer tarafından duyduk.
- The supermarket is on the other side of the street.
- Süpermarket caddenin diğer tarafında.
- On the other side of the street, there are no houses yet.
- Sokağın diğer tarafında henüz ev yok.
- I heard voices on the other side of the door.
- Kapının diğer tarafından sesler duydum.
- We cannot see the other side of the moon.
- Ayın diğer tarafını göremiyoruz.
- The church is on the other side of the street.
- Kilise caddenin diğer tarafındadır.
- You should also listen to the other side.
- Ayrıca diğer tarafı da dinlemelisin.
- We can't see the other side of the moon.
- Ayın diğer tarafını göremiyoruz.
- My house is situated on the other side of that bridge.
- Evim o köprünün diğer tarafında yer almaktadır.
- He went over to the other side.
- Diğer tarafa geçti.
- Welcome to the other side.
- Diğer tarafa hoş geldiniz.
- The grass is always greener on the other side of the hill.
- Çimler her zaman tepenin diğer tarafında daha yeşildir.
- How do I get to the other side?
- Diğer tarafa nasıl geçeceğim?
- We haven't heard the other side.
- Diğer tarafı duymadık.
Show More (106)
|
