|
- Nobody was paying attention.
- Kimse dikkat etmiyordu.
- You should've been paying attention.
- Dikkat etmeliydin.
- I paid attention.
- Ben dikkat ettim.
- You're not paying attention.
- Sen dikkat etmiyorsun.
- You must pay attention when swimming in the sea.
- Denizde yüzerken dikkat etmelisin.
- Pay attention, because there will be difficulties.
- Dikkat edin, çünkü zorluklar olacak.
- If you paid attention, you'd be worried too.
- Eğer dikkat etseydin, sen de endişelenirdin.
- Tom doesn't seem to be paying attention.
- Tom dikkat etmiyor gibi görünüyor.
- They didn't pay attention.
- Dikkat etmediler.
- Tom doesn't pay attention in school.
- Tom okulda dikkat etmiyor.
- You should pay attention.
- Sen dikkat etmelisin.
- We're still paying attention.
- Hâlâ dikkat ediyoruz.
- Can you pay attention, please?
- Lütfen dikkat edebilir misin?
- I want you to pay attention.
- Dikkat etmeni istiyorum.
- You must pay attention when swimming in the sea.
- Denizde yüzerken dikkat etmelisiniz.
- We need to pay attention.
- Dikkat etmemiz gerekiyor.
- I told you, but you didn't pay attention.
- Sana söylemiştim ama dikkat etmedin.
- Tom is paying attention.
- Tom dikkat ediyor.
- You have to pay attention.
- Dikkat etmek zorundasın.
- It's a promising month but you should pay attention!
- Umut verici bir ay ama dikkat etmelisiniz!
- They didn't pay attention.
- Onlar dikkat etmediler.
- Tom hasn't been paying attention.
- Tom dikkat etmiyor.
- Pay attention on the road.
- Yola dikkat edin.
- It's quite plain that you haven't been paying attention.
- Dikkat etmediğin oldukça açık.
- Tom doesn't seem to be paying attention.
- Tom dikkat ediyor gibi görünmüyor.
- We have to pay attention and listen.
- Dikkat etmeli ve dinlemeliyiz.
- We weren't paying attention.
- Dikkat etmedik.
- Tom isn't paying attention.
- Tom dikkat etmiyor.
- Sorry, I wasn't paying attention.
- Özür dilerim, dikkat etmemiştim.
- Now pay attention, children.
- Şimdi dikkat edin, çocuklar.
- Have you been paying attention?
- Dikkat ettin mi?
- We have to pay attention and listen.
- Dikkat etmek ve dinlemek zorundayız.
- I really wasn't paying attention.
- Gerçekten dikkat etmiyordum.
- I really wasn't paying attention.
- Gerçekten dikkat etmedim.
- Don't you pay attention?
- Dikkat etmiyor musun?
- You're not paying attention!
- Hiç dikkat etmiyorsun!
- Most car accidents happen because drivers aren't paying attention.
- Araba kazalarının çoğu sürücüler dikkat etmediği için olur.
- You need to pay attention.
- Dikkat etmen gerek.
- Sorry, I wasn't paying attention.
- Affedersiniz, dikkat etmiyordum.
- I told you, but you didn't pay attention.
- Sana söyledim, ama sen dikkat etmedin.
- You weren't paying attention.
- Dikkat etmemişsin.
- You've got to pay attention.
- Dikkat etmelisin.
- Why don't you try to pay attention?
- Neden dikkat etmeye çalışmıyorsun?
- Will you pay attention, please?
- Lütfen dikkat eder misin?
- I'm paying attention.
- Dikkat ediyorum.
- You weren't paying attention.
- Dikkat etmiyordun.
- Have you been paying attention?
- Dikkat ediyor musun?
- You don't pay attention.
- Sen dikkat etmiyorsun.
- You have a tendency to not pay attention.
- Dikkat etmeme eğilimin var.
- Nobody was paying attention.
- Hiç kimse dikkat etmiyordu.
- Tom wasn't paying attention.
- Tom dikkat etmiyordu.
- I tried to tell Tom what needed to be done, but he didn't seem to be paying attention.
- Ne yapılması gerektiğini Tom'a söylemeye çalıştım ama o dikkat ediyor gibi görünmüyordu.
- I told him, but he didn't pay attention.
- Ona söyledim ama dikkat etmedi.
- You should pay attention.
- Dikkat etmelisin.
- You never seem to pay attention.
- Asla dikkat ediyor gibi görünmüyorsun.
- If I could pay attention, I wouldn't be in this mess in the first place.
- Dikkat edebilseydim, ilk edapta bu karmaşanın içinde olmazdım.
- I'd like you to pay attention.
- Dikkat etmeni istiyorum.
- Is Tom even paying attention?
- Tom dikkat ediyor mu?
- You don't pay attention.
- Dikkat etmiyorsun.
- Would you please pay attention?
- Lütfen dikkat eder misin?
Show More (57)
|
|
- I'm paying attention.
- Dikkatimi veriyorum.
- You should've been paying attention.
- Dikkatini vermeliydin.
- Now pay attention, children.
- Şimdi dikkatinizi verin, çocuklar.
- I just wasn't paying attention.
- Dikkatimi vermiyordum.
- Does Tom always pay attention in class?
- Tom sınıfta her zaman dikkatini verir mi?
- You never seem to pay attention.
- Hiç dikkatini veriyormuş gibi değilsin.
- You've got to pay attention.
- Dikkatini vermelisin.
- You haven't been paying attention, have you?
- Dikkatini vermiyorsun, değil mi?
- You have to pay attention.
- Dikkatini vermelisin.
- Tom doesn't appear to be paying attention.
- Tom, dikkatini veriyor gibi görünmüyordu.
- I hope you've been paying attention.
- Umarım dikkatini veriyorsundur.
- Tom wasn't paying attention.
- Tom dikkatini vermiyordu.
- Tom is paying attention.
- Tom dikkatini veriyor.
- Don't you pay attention?
- Dikkatini vermiyor musun?
- I suggest you pay attention.
- Dikkatini vermeni öneririm.
- We need to pay attention.
- Dikkatimizi vermeliyiz.
- Tom isn't paying attention.
- Tom dikkatini vermiyor.
- Pay attention.
- Dikkatini ver.
- Why don't you try to pay attention?
- Neden dikkatini vermeye çalışmıyorsun?
- Tom doesn't appear to be paying attention.
- Tom dikkatini vermiyor gibi görünüyor.
- You have a tendency to not pay attention.
- Dikkatinizi vermeme eğiliminiz var.
- Is Tom paying attention?
- Tom dikkatini veriyor mu?
- You might learn something if you pay attention.
- Dikkatini verirsen bir şeyler öğrenebilirsin.
- Would you please pay attention?
- Lütfen dikkatini verir misin?
- Why don't you ever pay attention?
- Neden hiç dikkatini vermiyorsun?
- Tom doesn't pay attention in school.
- Tom okulda dikkatini vermiyor.
- You need to pay attention.
- Dikkatini vermelisin.
- Tom hasn't been paying attention.
- Tom dikkatini vermiyordu.
- Are you paying attention?
- Dikkatini veriyor musun?
- You just aren't paying attention.
- Dikkatini vermiyorsun.
- Tom wasn't paying attention in class today.
- Tom bugün derste dikkatini vermiyordu.
- I wasn't paying attention.
- Dikkatimi vermiyordum.
- I didn't pay attention.
- Dikkatimi vermedim.
- Stop talking and pay attention.
- Konuşmayı bırak da dikkatini ver.
- Please pay attention.
- Lütfen dikkatinizi verin.
- You're not paying attention.
- Dikkatini vermiyorsun.
- Can you pay attention, please?
- Dikkatini verir misin lütfen?
- I paid attention.
- Dikkatimi verdim.
- Tom wasn't paying attention in class.
- Tom sınıfta dikkatini vermiyordu.
- Tom wasn't paying attention in class.
- Tom derste dikkatini vermiyordu.
- Tom always pays attention in class.
- Tom sınıfta her zaman dikkatini verir.
- Shut up and pay attention.
- Kapa çeneni ve dikkatini ver.
- Tom and Mary aren't paying attention.
- Tom ve Mary dikkatlerini vermiyorlar.
- I want you to pay attention.
- Dikkatini vermeni istiyorum.
- You don't pay attention.
- Dikkatini vermiyorsun.
- Will you pay attention, please?
- Dikkatini verir misin, lütfen?
- I've been paying attention.
- Dikkatimi verdim.
- I didn't think Tom was really paying attention.
- Tom'un gerçekten dikkatini verdiğini düşünmemiştim.
- Tom wasn't paying attention in class today.
- Tom bugün derse dikkatini vermiyordu.
- Stop talking and pay attention.
- Konuşmayı kes ve dikkatini ver.
- Tom doesn't understand because he wasn't paying attention.
- Tom anlamıyor çünkü dikkatini vermiyordu.
- It's quite plain that you haven't been paying attention.
- Dikkatini vermediğin çok açık.
- I wasn't paying attention in class.
- Sınıfta dikkatimi vermiyordum.
- Tom doesn't pay attention in class.
- Tom sınıfta dikkatini vermiyor.
- Now pay attention.
- Şimdi dikkatini ver.
- Try and pay attention.
- Dikkatinizi vermeye çalışın.
- Can you pay attention?
- Dikkatini verebilir misin?
- I'd like you to pay attention.
- Dikkatini vermeni istiyorum.
- If I could pay attention, I wouldn't be in this mess in the first place.
- Dikkatimi verebilseydim, bu karmaşanın içinde olmazdım.
Show More (56)
|
