|
- It is the consumer who will end up paying the bill.
- Sonunda faturayı ödeyecek olan tüketicidir.
- I have to pay the bill.
- Faturayı ödemek zorundayım.
- Tom told me to pay the bill.
- Tom faturayı ödememi istedi.
- I wasn't the one who paid the bill.
- Faturayı ödeyen kişi ben değildim.
- Tom pulled out his wallet and paid the bill.
- Tom cüzdanını çıkardı ve faturayı ödedi.
- Tom hasn't paid the bill yet.
- Tom henüz faturayı ödemedi.
- I assumed Tom had paid the bill.
- Tom'un faturayı ödediğini sanıyordum.
- I've paid the bill.
- Ben faturayı ödedim.
- They shut his water off because he didn't pay the bill.
- Faturayı ödemediği için suyu kestiler.
- Someone has to pay the bill.
- Biri faturayı ödemeli.
- It was you who paid the bill, wasn't it?
- Faturayı ödeyen sendin, değil mi?
- Tom has paid the bill.
- Tom faturayı ödedi.
- Tom will pay the bill.
- Tom faturayı ödeyecek.
- Tom took out his wallet and paid the bill.
- Tom cüzdanını çıkardı ve faturayı ödedi.
- Tom left without paying the bill.
- Tom faturayı ödemeden gitti.
- You shouldn't have paid the bill.
- Faturayı ödememeliydin.
- Tom insisted that I pay the bill.
- Tom faturayı ödemem için ısrar etti.
- Have you paid the bill yet?
- Henüz faturayı ödedin mi?
- Tom didn't let Mary pay the bill.
- Tom, Mary'nin faturayı ödemesine izin vermedi.
- Tom hoped that Mary would pay the bill.
- Tom, Mary'nin faturayı ödeyeceğini umuyordu.
- It was me who paid the bill.
- Faturayı ödeyen bendim.
- I paid the bill.
- Ben faturayı ödedim.
- She insisted on my paying the bill for the dinner.
- O akşam yemeği için faturayı ödememde ısrar etti.
- Tom took out his wallet to pay the bill.
- Tom faturayı ödemek için cüzdanını çıkardı.
- She insisted that I should pay the bill.
- Benim faturayı ödemem gerektiği konusunda ısrar etti.
- Tom refused to pay the bill.
- Tom faturayı ödemeyi reddetti.
- I assumed Tom had paid the bill.
- Tom'un faturayı ödediğini sandım.
- Tom wondered if he had enough money to pay the bill.
- Tom o faturayı ödemek için yeterli parası olup olmadığını merak etti.
- I've paid the bill.
- Faturayı ödedim.
- Tom left without paying the bill.
- Tom faturayı ödemeden ayrıldı.
- They cut off his water because he didn't pay the bill.
- Faturayı ödemediği için suyunu kestiler.
- I haven't paid the bill yet.
- Henüz faturayı ödemedim.
- She wanted him to say that he would pay the bill.
- Faturayı ödeyeceğini söylemesini istedi.
- Our professor paid the bill for all of us.
- Profesörümüz hepimiz için faturayı ödedi.
- She insisted on my paying the bill.
- Faturayı ödemem konusunda ısrar etti.
- Tom wasn't the one who paid the bill.
- Faturayı ödeyen Tom değildi.
- Tom wasn't the one who paid the bill.
- Tom faturayı ödeyen değildi.
- She forgot her wallet, so she can't pay the bill.
- O, cüzdanını unuttu, o yüzden faturayı ödeyemez.
- She insisted on my paying the bill.
- Faturayı ödemem için ısrar etti.
- I suppose it makes sense to go ahead and pay the bill right now.
- Sanırım şu anda gidip faturayı ödemek mantıklı.
- Tom forgot to pay the bill.
- Tom faturayı ödemeyi unuttu.
- It was me that paid the bill.
- Faturayı ödeyen bendim.
- You're the one who should pay the bill.
- Faturayı ödemesi gereken sensin.
- Tom told me to pay the bill.
- Tom bana faturayı ödememi söyledi.
- Tom said that he'd pay the bill.
- Tom faturayı ödeyeceğini söyledi.
- Tom still has to pay the bill.
- Tom hala faturayı ödemek zorunda.
- They shut his water off because he didn't pay the bill.
- Faturayı ödemediği için suyunu kesmişler.
- She forgot her wallet, so she can't pay the bill.
- Cüzdanını unuttu, bu yüzden faturayı ödeyemiyor.
- He didn't allow me to pay the bill for the dinner.
- O, akşam yemeği için faturayı ödememe izin vermedi.
- Have you paid the bill yet?
- Faturayı ödedin mi?
- Tom paid the bill.
- Tom faturayı ödedi.
- They cut off his water because he didn't pay the bill.
- Onun suyunu kestiler çünkü o faturayı ödemedi.
- Tom didn't have enough money to pay the bill.
- Tom'un faturayı ödeyecek kadar parası yoktu.
- Tom hoped that Mary would pay the bill.
- Tom Mary'nin faturayı ödeyeceğini umuyordu.
- Someone has to pay the bill.
- Birileri faturayı ödemek zorunda.
Show More (52)
|
