|
- Let's play basketball.
- Basketbol oynayalım.
- We're going to play basketball.
- Basketbol oynayacağız.
- Sami played basketball.
- Sami basketbol oynadı.
- Tom played basketball.
- Tom basketbol oynadı.
- I like to play basketball.
- Basketbol oynamayı severim.
- I love playing basketball.
- Ben basketbol oynamayı seviyorum.
- It's an eyegasm to watch Tom playing basketball.
- Tom'u basketbol oynarken izlemek gözlere ziyafet.
- Would you and your friends like to play basketball with us?
- Sen ve arkadaşların bizimle basketbol oynamak ister misiniz?
- Tom played basketball in high school.
- Tom lisede basketbol oynadı.
- Playing basketball doesn't make you grow taller.
- Basketbol oynamak boyunuzu uzatmaz.
- Playing basketball doesn't make you grow taller.
- Basketbol oynamak senin boyunu uzatmaz.
- I'd prefer to play basketball rather than play volleyball.
- Voleybol oynamaktansa basketbol oynamayı tercih ederim.
- Mike likes to play basketball.
- Mike basketbol oynamayı seviyor.
- Tom plays basketball well.
- Tom iyi basketbol oynuyor.
- Tom used to play basketball.
- Tom basketbol oynardı.
- We played basketball in the gym.
- Spor salonunda basketbol oynadık.
- Mary plays basketball well.
- Mary iyi basketbol oynuyor.
- She likes playing basketball.
- Basketbol oynamayı sever.
- We played basketball and then went to the beach.
- Basketbol oynadık ve sonra sahile gittik.
- He tore his calf muscle playing basketball.
- Basketbol oynarken baldır kasını yırtmış.
- I injured myself playing basketball.
- Basketbol oynarken kendimi sakatladım.
- Does Tom play basketball?
- Tom basketbol oynuyor mu?
- How well does Tom play basketball?
- Tom ne kadar iyi basketbol oynuyor?
- Two years ago, I couldn't play basketball at all.
- İki yıl önce hiç basketbol oynayamıyordum.
- Do you play basketball well?
- İyi basketbol oynayabiliyor musun?
- Tom played basketball in college.
- Tom üniversitede basketbol oynuyordu.
- Why don't we play basketball?
- Neden basketbol oynamıyoruz?
- Tom likes to play basketball.
- Tom basketbol oynamayı seviyor.
- How often do you play basketball?
- Ne sıklıkla basketbol oynarsın?
- Tom and Mary both enjoy playing basketball.
- Hem Tom hem de Mary basketbol oynamaktan hoşlanıyorlar.
- Tom and his friends played basketball last weekend.
- Tom ve arkadaşları geçen hafta sonu basketbol oynadı.
- It is interesting to play basketball.
- Basketbol oynamak, ilginçtir.
- Tom is here to play basketball.
- Tom basketbol oynamak için burada.
- I was just playing basketball.
- Ben sadece basketbol oynuyordum.
- We played basketball yesterday.
- Dün basketbol oynadık.
- We came here to play basketball.
- Buraya basketbol oynamaya geldik.
- We played basketball and then went to the beach.
- Biz basketbol oynadık ve sonra sahile gittik.
- Do you like playing basketball?
- Basketbol oynamak hoşuna gidiyor mu?
- It is interesting to play basketball.
- Basketbol oynamak, ilginç.
- I'd prefer to play basketball rather than play volleyball.
- Voleybol oynamak yerine basketbol oynamayı tercih ederim.
- Tom played basketball.
- Tom basketbol oynardı.
- Tom played basketball when he was in college.
- Tom üniversitedeyken basketbol oynadı.
- The guys are playing basketball.
- Adamlar basketbol oynuyorlar.
- Tom and his friends played basketball all afternoon.
- Tom ve arkadaşları bütün öğleden sonra basketbol oynadılar.
- Tom didn't play basketball.
- Tom basketbol oynamadı.
- We used to play basketball together.
- Eskiden birlikte basketbol oynardık.
- Tom played basketball yesterday.
- Tom dün basketbol oynadı.
- Tom has excellent ball skills, but is too short to play basketball at a high level.
- Tom'un mükemmel top yetenekleri var, ama yüksek seviyede basketbol oynamak için çok kısa.
- Tom wasn't able to play basketball last season because of a broken leg.
- Tom geçen sezon kırık bacağı yüzünden basketbol oynayamamış.
- Two years ago, I wasn't able to play basketball at all.
- İki yıl önce hiç basketbol oynayamazdım.
- I like to play basketball.
- Basketbol oynamayı seviyorum.
- Tom likes playing basketball.
- Tom basketbol oynamayı sever.
- How often do you play basketball?
- Ne sıklıkla basketbol oynuyorsun?
- Two years ago, I wasn't able to play basketball at all.
- İki yıl önce hiç basketbol oynayamıyordum.
- Tom doesn't play basketball.
- Tom basketbol oynamıyor.
- Does Tom play basketball?
- Tom basketbol oynar mı?
- Tom used to play basketball.
- Tom eskiden basketbol oynardı.
- I play basketball with him.
- Onunla basketbol oynarım.
- I play basketball with Tom.
- Tom'la basketbol oynarım.
- I played basketball last year.
- Geçen yıl basketbol oynadım.
- Tom has never played basketball.
- Tom hiç basketbol oynamadı.
- Tom and his friends played basketball all afternoon.
- Tom ve arkadaşları bütün öğleden sonra basketbol oynadı.
- I like swimming and playing basketball.
- Yüzmeyi ve basketbol oynamayı severim.
- I like swimming and playing basketball.
- Yüzmeyi ve basketbol oynamayı seviyorum.
- She played basketball.
- O basketbol oynadı.
- I was just playing basketball.
- Sadece basketbol oynuyordum.
- Tom was playing basketball with a group of friends.
- Tom bir grup arkadaşıyla basketbol oynuyordu.
- I played basketball last year.
- Geçen sene basketbol oynadım.
- Tom and Mary both enjoy playing basketball.
- Tom ve Mary basketbol oynamaktan hoşlanıyorlar.
- It's an eyegasm to watch Tom playing basketball.
- Tom'u basketbol oynarken izlemek bir göz orgazmı.
- Would you like to play basketball with us?
- Bizimle basketbol oynamak ister misiniz?
- They play basketball.
- Basketbol oynuyorlar.
- The guys are playing basketball.
- Çocuklar basketbol oynuyorlar.
- I don't play basketball.
- Ben basketbol oynamıyorum.
- Let's play basketball after school.
- Okuldan sonra basketbol oynayalım.
- I'm here to play basketball.
- Buraya basketbol oynamaya geldim.
- I play basketball with her.
- Onunla basketbol oynuyorum.
- We're here to play basketball.
- Basketbol oynamak için buradayız.
- We play basketball together.
- Birlikte basketbol oynuyoruz.
- Do you like playing basketball?
- Basketbol oynamayı seviyor musun?
- Tom and his friends played basketball last weekend.
- Tom ve arkadaşları geçen hafta sonu basketbol oynadılar.
- Mike doesn't play basketball on Mondays.
- Mike pazartesi günleri basketbol oynamıyor.
- She used to play basketball.
- Eskiden basketbol oynardı.
- I get paid to play basketball.
- Basketbol oynamak için para alıyorum.
- I've never met anyone who taught themselves to play basketball just by reading a book; the same with foreign language.
- Sadece kitap okuyarak basketbol oynamayı öğrenen biriyle hiç tanışmadım; aynı şey yabancı dil için de geçerli.
- Tom likes to play basketball.
- Tom basketbol oynamayı sever.
- I love playing basketball.
- Basketbol oynamayı seviyorum.
- Playing basketball is fun.
- Basketbol oynamak eğlencelidir.
- We played basketball in the gym.
- Biz spor salonunda basketbol oynadık.
- Mike doesn't play basketball on Mondays.
- Mike pazartesi günleri basketbol oynamaz.
- It's a lot of fun to play basketball.
- Basketbol oynamak çok eğlenceli.
- Tom played basketball when he was in college.
- Tom üniversitedeyken basketbol oynardı.
- Would you like to play basketball with us?
- Bizimle basketbol oynamak ister misin?
- She used to play basketball.
- O, basketbol oynardı.
- Playing basketball won't make you taller.
- Basketbol oynamak seni daha uzun yapmaz.
- I injured myself playing basketball.
- Basketbol oynarken kendimi incittim.
- I can't play basketball as well as him.
- Ben onun kadar iyi basketbol oynayamıyorum.
- I play basketball with them.
- Onlarla basketbol oynarım.
Show More (95)
|