1 |
prune |
budamak |
v. |
|
- I pruned the tree.
- Ağacı budadım.
- Tom pruned the tree.
- Tom ağacı budadı.
- Have you ever pruned a tree?
- Hiç ağaç budadın mı?
- You need to prune the roses.
- Gülleri budaman gerek.
- Have you ever pruned a tree?
- Hiç bir ağacı budadınız mı?
- Tell Tom that I'll prune the trees.
- Tom'a ağaçları budayacağımı söyle.
- You need to prune the roses.
- Gülleri budaman gerekiyor.
- Tell Tom that I'll prune his trees for him.
- Tom'a ağaçlarını onun için budayacağımı söyle.
Show More (5)
|
2 |
prune |
kuru erik |
n. |
|
- I like prunes.
- Kuru erik severim.
- I like prunes.
- Kuru eriği severim.
Show More (-1)
|
3 |
prune |
azaltmak |
v. |
|
- The ELDR is strongly in favour of reforming the Commission's administration and pruning bureaucracy.
- AİKB, Komisyon'un yönetiminde reform yapılmasını ve bürokrasinin azaltılmasını şiddetle desteklemektedir.
Show More (-2)
|