|
- I should also like to welcome Her Majesty Queen Rania Al-Abdullah, who joins us in the official gallery.
- Ayrıca resmi salonda bize katılan Majesteleri Kraliçe Rania Al-Abdullah'a da hoş geldiniz demek istiyorum.
- I should also like to welcome Her Majesty Queen Rania Al-Abdullah, who joins us in the official gallery.
- Ayrıca resmi salonda bizlerle birlikte olan Majesteleri Kraliçe Rania Al-Abdullah'a da hoş geldiniz demek istiyorum.
- Unfortunately, I can't kidnap the queen of France.
- Ne yazık ki ben Fransa kraliçesini kaçıramam.
- Today, I am an orphan and a queen all at once.
- Bugün aynı anda hem bir yetim hem de bir kraliçeyim.
- Once, there was a powerful queen.
- Bir zamanlar kudretli bir kraliçe vardı.
- Once, there was a powerful queen.
- Evvel zaman önce, güçlü bir kraliçe varmış.
- Unfortunately, I can't kidnap the queen of France.
- Ne yazık ki, Fransız kraliçesini kaçıramam.
- Once, there was a powerful queen.
- Bir vakitler kudretli bir kraliçe vardı.
- Unfortunately, I can't kidnap the queen of France.
- Ne yazık ki Fransa kraliçesini kaçırıp alıkoyamam.
- I see a queen.
- Bir kraliçe görüyorum.
- When did Victoria become Queen?
- Victoria ne zaman kraliçe oldu?
- She's the pirate queen.
- O korsan kraliçesi.
- The Queen and the King have again united their powers.
- Kraliçe ve Kral yine güçlerini birleştirdiler.
- It seems it was a gift for the 50th anniversary of Queen Elizabeth's accession to the throne.
- Görünüşe göre Kraliçe Elizabeth'in tahta çıkışının 50. yıldönümü için bir hediyeymiş.
- Queen Liliuokalani was forced to surrender.
- Kraliçe Liliuokalani teslim olmaya zorlandı.
- There was once upon a time an old Queen whose husband had been dead for many years, and she had a beautiful daughter.
- Biz zamanlar kocası yıllar önce ölmüş olan yaşlı bir kraliçe vardı ve onun da güzel bir kızı vardı.
- Lakshmibai was the queen of Jhansi.
- Lakshmibai, Jhansi Kraliçesiydi.
- The queen wore a very beautiful silver dress.
- Kraliçe çok güzel gümüş bir elbise giymişti.
- After the king's death Elsa became queen.
- Kralın ölümünden sonra Elsa kraliçe oldu.
- I am your queen.
- Ben senin kraliçenim.
- The eagle is the queen of the winds.
- Kartal, rüzgarların kraliçesidir.
- Mathematics is the queen of the sciences.
- Matematik, bilimlerin kraliçesidir.
- He's a descendant of Queen Victoria!
- Kraliçe Victoria'nın soyundan geliyor!
- Who was Queen Elizabeth?
- Kraliçe Elizabeth kimdi?
- The Princess came out of the copper castle, and became Queen; and that pleased her very much.
- Prenses bakır kale'den çıktı ve Kraliçe oldu; ve bu onu çok memnun etti.
- The queen stood beside the king.
- Kraliçe kralın yanında durdu.
- England is synonymous with football, fish & chips, and the Queen.
- İngiltere futbol, balık ve cips ve de Kraliçe ile eş anlamlıdır.
- England is synonymous with football, fish & chips, and the Queen.
- İngiltere futbol, balık ve patates kızartması ve Kraliçe ile eş anlamlıdır.
- God save the Queen.
- Tanrı Kraliçe'yi korusun.
- Once upon a time there lived a king and queen who had three very beautiful daughters.
- Bir zamanlar çok güzel üç kızı olan bir kral ve kraliçe yaşarmış.
- He's a drama queen.
- O bir drama kraliçesi.
- She's always putting on airs, acting as if she were Queen.
- Her zaman kraliçeymiş gibi davranıyor.
- Queen Marie Antoinette was guillotined.
- Kraliçe Marie Antoinette giyotinle idam edildi.
- God save the Queen!
- Tanrı Kraliçeyi korusun!
- Beyoncé is a queen.
- Beyoncé bir kraliçedir.
- After the king's death Elsa became queen.
- Kralın ölümünden sonra, Elsa kraliçe oldu.
- Sami made Layla feel like a queen.
- Sami, Leyla'yı bir kraliçe gibi hissettirdi.
- Queen Elizabeth died in 1603.
- Kraliçe Elizabeth 1603 yılında öldü.
- The queen was wearing a magnificent silver dress.
- Kraliçe muhteşem bir gümüş elbise giyiyordu.
- The Queen and the King have again united their powers.
- Kraliçe ve Kral tekrar güçlerini birleştirdiler.
- The Queen's crown was made of gold.
- Kraliçe'nin tacı altından yapılmıştır.
- Lakshmibai was the queen of Jhansi.
- Lakshmibai, Jhansi'nin kraliçesiydi.
- She was voted prom queen.
- O, balo kraliçesi seçildi.
- It's the queen.
- Bu kraliçe.
- Queen Vashti was the first wife of King Ahasuerus.
- Kraliçe Vashti Kral Ahasuerus'un ilk karısıydı.
- Sami went with the queen wherever she went.
- Sami, kraliçenin gittiği her yere gitti.
- When I am queen, you will be king.
- Ben kraliçe olduğum zaman, sen kral olacaksın.
- Queen Elizabeth did not have any direct heir.
- Kraliçe Elizabeth'in doğrudan varisi yoktu.
- Tom held up the queen of spades.
- Tom maça kraliçesini kaldırdı.
- The king and queen are coming.
- Kral ve kraliçe geliyor.
- The queen must die.
- Kraliçe ölmeli.
- Anne Boleyn was the first queen to be executed at the Tower of London.
- Anne Boleyn, Londra Kulesinde idam edilen ilk kraliçeydi.
- They hung out the flag for the Queen's visit.
- Kraliçe'nin ziyareti için bayrağı astılar.
- When I am queen, I will lock up Tom in the dungeon.
- Kraliçe olduğum zaman, Tom'u zindana kilitleyeceğim.
- He received three ships from the Queen.
- Kraliçe'den üç gemi aldı.
- The queen visited the museum.
- Kraliçe müzeyi ziyaret etti.
- Mordecai the Jew was a cousin of Queen Esther.
- Yahudi Mordekay Kraliçe Ester'in kuzeniydi.
- Blackbeard named his ship the Queen Anne's Revenge.
- Karasakal gemisine Kraliçe Anne'in İntikamı adını vermişti.
- When I am queen, I will have you jailed.
- Kraliçe olduğumda, seni hapse attıracağım.
- Queen Elizabeth I passed away in 1603.
- Kraliçe I. Elizabeth 1603 yılında vefat etti.
- The kind-hearted queen could not refuse her.
- İyi kalpli kraliçe onu reddedememiş.
- The queen is going to address parliament next week.
- Kraliçe gelecek hafta parlamentoya seslenecek.
- He bowed to the Queen.
- Kraliçe'nin önünde eğildi.
- I remember meeting the queen.
- Kraliçeyle tanıştığımı hatırlıyorum.
- When I am king, you will be queen.
- Ben kral olduğumda sen kraliçe olacaksın.
- Tom was knighted by Queen Mary.
- Tom, Kraliçe Mary tarafından şövalye ilan edildi.
- The young Queen was over twenty years old, not reckoning the hundred years she had been asleep.
- Genç Kraliçe, uykuda geçirdiği yüz yılı hesaba katmazsak, yirmi yaşından fazlaydı.
- Why are you sad, my Queen?
- Neden üzgünsün, Kraliçem?
- They named the ship Queen Mary after the Queen.
- Gemiye Kraliçe'nin anısına Queen Mary adını verdiler.
- They named the ship Queen Mary after the Queen.
- Onlar Kraliçe'den sonra gemiye Queen Mary adını verdiler.
- Today is the birthday of the queen of pop Kylie Minogue!
- Bugün popun kraliçesi Kylie Minogue'un doğum günü!
- God save the Queen.
- Tanrı kraliçeyi korusun.
- Sami worked for the Queen's daughter-in-law.
- Sami, Kraliçe'nin gelini için çalışıyordu.
- She's the pirate queen.
- O korsan kraliçesidir.
- A republic is a state with a president at its head instead of a king or queen.
- Cumhuriyet, başında kral ya da kraliçe yerine bir cumhurbaşkanının bulunduğu devlettir.
- The queen failed to produce a male heir for the king.
- Kraliçe, kral için bir erkek varis üretmeyi başaramadı.
- Mary was elected queen of the prom.
- Mary balo kraliçesi seçildi.
- In each beehive there can only be one queen.
- Her kovanda sadece bir kraliçe olabilir.
- There were six candidates for queen.
- Kraliçelik için altı aday vardı.
- Kiss the queen!
- Kraliçeyi öp!
- Queen Victoria was the sovereign of Great Britain.
- Kraliçe Victoria, Büyük Britanya'nın hükümdarıydı.
- Mother, mother, you are the queen of my heart.
- Anne, anne, sen benim kalbimin kraliçesisin.
- It was given to me by the Queen herself.
- Bana bizzat Kraliçe tarafından verildi.
- I remember seeing the queen.
- Ben kraliçeyi gördüğümü hatırlıyorum.
- The queen of the witches is dead.
- Cadıların kraliçesi öldü.
- There were six candidates for queen.
- Kraliçe için altı aday vardı.
- It was given to me by the Queen herself.
- Bu, bana Kraliçe'nin kendisi tarafından verildi.
- Three ships were given to him by the queen.
- Ona kraliçe tarafından üç gemi verildi.
- The queen was imprisoned in the Tower of London.
- Kraliçe, Londra Kulesine hapsedildi.
- She is my queen.
- O da benim kraliçem.
- Mordecai the Jew was a cousin of Queen Esther.
- Yahudi Mordecai Kraliçe Esther'in kuzeniydi.
- He's the prom king and she's the prom queen.
- O balo kralı ve o da balo kraliçesi.
- Long live the Queen!
- Kraliçe çok yaşa!
- The queen is mentally incapacitated.
- Kraliçe zihinsel olarak yetersizdir.
- Three ships were given to him by the queen.
- Kraliçe tarafından kendisine üç gemi verilmiştir.
- I see the queen.
- Kraliçeyi görüyorum.
- I remember seeing the queen.
- Kraliçeyi gördüğümü hatırlıyorum.
- The queen is going to address parliament next week.
- Önümüzdeki hafta kraliçe parlamentoya hitap edecek.
- She is your queen.
- O senin kraliçen.
- God save the Queen!
- Tanrı Kraliçe'yi korusun!
- God shave the Queen!
- Tanrı Kraliçeyi tıraş etsin!
- She is my queen.
- O benim kraliçemdir.
- They hung out the flag for the Queen's visit.
- Kraliçe'nin ziyareti için bayrak astılar.
- The Queen's crown was made of gold.
- Kraliçenin tacı altındandı.
- Sami went with the queen wherever she went.
- Kraliçe nereye giderse Sami de onunla gidiyordu.
- Once upon a time there lived a king and queen who had three very beautiful daughters.
- Bizr zamanlar, üç çok güzel kızı olan bir kral ve kraliçe yaşardı.
- Sami worked for the Queen's daughter-in-law.
- Sami, Kraliçe'nin gelini için çalıştı.
- Do you see the queen?
- Kraliçeyi görüyor musun?
- The queen was imprisoned in the Tower of London.
- Kraliçe Londra Kulesi'ne hapsedildi.
- And as she spoke she threw off her long cloak and everyone saw it was the queen.
- Ve konuşurken uzun pelerinini attı ve herkes onun kraliçe olduğunu gördü.
- The queen shook hands with each player after the game.
- Kraliçe maçtan sonra her oyuncu ile tokalaştı.
- The queen is mentally incapacitated.
- Kraliçenin akli dengesi yerinde değil.
- Beyoncé is a queen.
- Beyoncé bir kraliçe.
- Why are you sad, my Queen?
- Neden üzgünsünüz, Kraliçem?
- I remember that I met the queen.
- Kraliçeyle tanıştığımı hatırlıyorum.
- She's always putting on airs, acting as if she were Queen.
- O her zaman hava atıyor, sanki bir kraliçe gibi davranıyor.
- In each beehive there can only be one queen.
- Her arı kovanında sadece bir kraliçe olabilir.
- The kind-hearted queen could not refuse her.
- İyi yürekli kraliçe onu reddedemedi.
- The Queen lives in Buckingham Palace.
- Kraliçe Buckingham Sarayı'nda yaşıyor.
- He's a descendant of Queen Victoria!
- O, Kraliçe Victoria'nın soyundandır!
- The queen saw something black on the sea, which seemed to be coming nearer.
- Kraliçe denizin üzerinde daha da yaklaşıyor gibi görünen siyah bir şey gördü.
- I like to imitate Queen Elizabeth.
- Kraliçe Elizabeth'i taklit etmeyi severim.
- Sami made Layla feel like a queen.
- Sami, Layla'ya kendini kraliçe gibi hissettirdi.
- He bowed to the Queen.
- O, Kraliçe'ye reverans yaptı.
- When I am queen, I will lock up Tom in the dungeon.
- Kraliçe olduğumda, Tom'u zindana kapatacağım.
- I saw the queen.
- Kraliçeyi gördüm.
- The Queen is to visit China next year.
- Kraliçe gelecek yıl Çin'i ziyaret edecek.
- The queen saw something black on the sea, which seemed to be coming nearer.
- Kraliçe denizde yaklaşıyor gibi görünen siyah bir şey gördü.
- She was voted prom queen.
- Balo kraliçesi seçildi.
- The eagle is the queen of the winds.
- Kartal rüzgarların kraliçesidir.
- When I am king, you will be queen.
- Ben kral olduğumda, sen kraliçe olacaksın.
- Queen Vashti was the first wife of King Ahasuerus.
- Kraliçe Vashti, Kral Ahaşveroş'un ilk eşiydi.
- Where did Queen Victoria get married?
- Kraliçe Victoria nerede evlendi?
- This ant is the queen; don't you see she has wings?
- Bu karınca kraliçe; kanatları olduğunu görmüyor musun?
- There were once a King and a Queen, and they had a son called Sigurd, who was very strong and active, and good-looking.
- Bir zamanlar bir kral ve bir kraliçe varmış ve Sigurd adında çok güçlü, enerjik ve yakışıklı bir oğulları olmuş.
- God shave the Queen!
- Tanrı, Kraliçe'yi tıraş etsin!
- The Princess came out of the copper castle, and became Queen; and that pleased her very much.
- Prenses bakır şatodan çıktı ve Kraliçe oldu; bu onu çok memnun etti.
- When I am queen, you will be king.
- Ben kraliçe olduğumda, sen kral olacaksın.
- This is the palace the king and queen live in.
- Bu kral ve kraliçenin yaşadığı saraydır.
- There was once upon a time an old Queen whose husband had been dead for many years, and she had a beautiful daughter.
- Bir zamanlar kocası uzun yıllar önce ölmüş yaşlı bir kraliçe varmış ve güzel bir kızı varmış.
- A cult member attempted to assassinate the queen with poisoned fruit.
- Bir tarikat üyesi kraliçeye zehirli meyve ile suikast girişiminde bulundu.
- How old was Queen Victoria when she got married?
- Kraliçe Victoria evlendiğinde kaç yaşındaydı?
- He's the prom king and she's the prom queen.
- O balo kralı ve o balo kraliçesidir.
- One minute earlier, and we could have seen the Queen.
- Bir dakika daha erken gelseydik, Kraliçe'yi görebilirdik.
- Queen Elizabeth died in 1603.
- Kraliçe 1. Elizabeth 1603 yılında öldü.
- This is the palace the king and queen live in.
- Burası kral ve kraliçenin yaşadığı saray.
- There can be only one queen in the hive.
- Kovanda sadece bir kraliçe olabilir.
- The letter was written in the Queen's own hand.
- Mektup Kraliçe'nin kendi eliyle yazılmıştı.
- Queen Elizabeth had a long and prosperous reign.
- Kraliçe Elizabeth'in uzun ve müreffeh bir saltanatı oldu.
- Mother, mother, you are the queen of my heart.
- Anne, anne, sen kalbimin kraliçesisin.
- There were once on a time a king and a queen who lived happily together and had twelve children, but they were all boys.
- Bir zamanlar birlikte mutlu yaşayan bir kral ve bir kraliçe varmış ve on iki çocukları olmuş ama hepsi erkekmiş.
- The queen wore a very beautiful silver dress.
- Kraliçe çok güzel bir gümüş elbise giydi.
- Mathematics is the queen of the sciences.
- Matematik bilimlerin kraliçesidir.
- I name this ship the Queen Elizabeth.
- Ben bu gemiyi Kraliçe Elizabeth diyorum.
- The Queen lives in Buckingham Palace.
- Kraliçe Buckingham Sarayında yaşamaktadır.
- I name this ship the Queen Elizabeth.
- Bu gemiye Kraliçe Elizabeth adını verdim.
- He's a descendant of Queen Victoria!
- O, Kraliçe Victoria'nın soyundan geliyor!
- Anne Boleyn was the first queen to be executed at the Tower of London.
- Anne Boleyn, Londra Kulesi'nde idam edilen ilk kraliçeydi.
- This ant is the queen; don't you see she has wings?
- Bu karınca kraliçedir; kanatları olduğunu görmüyor musun?
- The queen shook hands with each player after the game.
- Kraliçe maçtan sonra her oyuncunun elini sıktı.
- When was Queen Victoria born?
- Kraliçe Victoria ne zaman doğdu?
- Three ships were given to Columbus by Queen Isabella.
- Kraliçe İsabella tarafından Colomb'a üç gemi verildi.
- God save the Queen.
- Tanrı, Kraliçe'yi korusun!
- The queen was gracious enough to invite us.
- Kraliçe bizi davet edecek kadar nazikti.
- The Queen is to visit China next year.
- Kraliçe, önümüzdeki sene Çin'i ziyaret edecek.
- You are my queen.
- Sen benim kraliçemsin.
- There can be only one queen in the hive.
- Kovanda sadece tek bir kraliçe olabilir.
- Three ships were given to Columbus by Queen Isabella.
- Kraliçe Isabella tarafından Kolomb'a üç gemi verildi.
- The queen failed to produce a male heir for the king.
- Kraliçe kral için bir erkek varis üretmekte başarısız oldu.
Show More (167)
|
