rarely - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
rarely nadiren adv.
  • We have rarely seen such a miserly and nationalistic spectacle in this House!
  • Bu Meclis'te böylesine cimri ve milliyetçi bir gösteriyi nadiren gördük!
  • Besides, ethical issues rarely arise in isolation in some moral vacuum.
  • Ayrıca, etik meseleler nadiren ahlaki bir boşlukta tek başına ortaya çıkar.
  • As our esteemed former colleague the President-in-Office has said, decisions involving money rarely are.
  • Saygıdeğer eski meslektaşımız Dönem Başkanının da söylediği gibi, para ile ilgili kararlar nadiren öyle olur.
Show More (95)
rarely ender olarak adv.
  • I rarely see him.
  • Ben onu ender olarak görüyorum.
  • Tom rarely talks to anybody.
  • Tom biriyle ender olarak konuşur.
Show More (-1)