| 1 |
rating |
derecelendirme |
n. |
|
- It is also crucial that Turkey improves its rating as a foreign investment location.
- Türkiye'nin bir yabancı yatırım alanı olarak derecelendirme notunu arttırması da çok önemlidir.
- This is reflected in the high rating the Bank has received from rating agencies.
- Bu durum Banka'nın derecelendirme kuruluşlarından aldığı yüksek nota da yansımaktadır.
- This is reflected in the high rating the Bank has received from rating agencies.
- Bu durum, Banka'nın derecelendirme kuruluşlarından aldığı yüksek notlara da yansımaktadır.
- The very intensive debate on external rating made that abundantly clear.
- Dış derecelendirme konusundaki çok yoğun tartışma bunu çok açık bir şekilde ortaya koymuştur.
Show More (1)
|
| 2 |
rating |
derece |
n. |
|
- I have thus proposed that the frost rating be lowered to -40ºC.
- Bu nedenle donma derecesinin -40ºC'ye düşürülmesini önerdim.
- My amendments concern the frost-resistance ratings for tankers carrying these dangerous goods.
- Yaptığım değişiklikler, bu tehlikeli malları taşıyan tankerlerin donmaya karşı dayanıklılık dereceleriyle ilgilidir.
- Tom's approval rating is dropping.
- Tom'un onay derecesi düşüyor.
Show More (0)
|
| 3 |
rating |
oran |
n. |
|
- Tom's approval rating is dropping.
- Tom'un onaylanma oranı düşüyor.
Show More (-2)
|
| 4 |
rating |
değerlendirme |
n. |
|
- The thought of rating people by attractiveness does not seem fair to me.
- İnsanları çekiciliklerine göre değerlendirme düşüncesi bana adil gelmiyor.
Show More (-2)
|
