| 1 |
reduce the price |
fiyatı düşürmek |
v. |
|
- The Konrad report brings this dream closer, as it will reduce the price of all cars sold in Europe.
- Konrad raporu, Avrupa'da satılan tüm otomobillerin fiyatını düşüreceği için bu hayale daha da yaklaştırıyor.
- They are the ones that reduce the price paid to farmers in order to make ever-increasing profits.
- Sürekli artan karlar elde etmek için çiftçilere ödenen fiyatı düşürenler onlardır.
- He had to reduce the price of his wares.
- Mallarının fiyatını düşürmek zorunda kaldı.
- I think we should reduce the price.
- Bence fiyatı düşürmeliyiz.
- He had to reduce the price of his wares.
- O mallarının fiyatını düşürmek zorunda kaldı.
- I think we should reduce the prices.
- Bence fiyatları düşürmeliyiz.
- If we place an order for more than 20 units, would you reduce the price?
- Eğer 20 adetten fazla sipariş verirsek, fiyatı düşürür müsünüz?
Show More (4)
|
| 2 |
reduce the price |
ucuzlatmak |
v. |
|
- We have considered your proposal, and we have decided that we are not able to reduce the price.
- Biz senin önerini düşündük ve fiyatı ucuzlatamayacağımıza karar verdik.
- We've considered your proposal, and we've decided that we aren't able to reduce the price.
- Biz senin önerini düşündük ve fiyatı ucuzlatamayacağımıza karar verdik.
Show More (-1)
|
| 3 |
reduce the price |
fiyatı indirmek |
v. |
|
- We have considered your proposal, and we have decided that we are not able to reduce the price.
- Teklifinizi değerlendirdik ve fiyatta indirim yapamayacağımıza karar verdik.
- We've considered your proposal, and we've decided that we aren't able to reduce the price.
- Teklifinizi değerlendirdik ve fiyatta indirim yapamayacağımıza karar verdik.
Show More (-1)
|
