relate - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
relate ilgili olmak v.
  • The Commission does not believe that the problems arising in Europe relate to an expansive fiscal policy.
  • Komisyon, Avrupa'da ortaya çıkan sorunların genişlemeci bir maliye politikasıyla ilgili olduğuna inanmamaktadır.
  • I also feel that Community aid should only relate to the design phase.
  • Ayrıca Topluluk yardımının sadece tasarım aşamasıyla ilgili olması gerektiğini düşünüyorum.
  • The limit value should relate to a variety of different pesticides, plus their breakdown products.
  • Sınır değer, çeşitli farklı pestisitlerle ve bunların parçalanma ürünleriyle ilgili olmalıdır.
Show More (11)
relate anlatmak v.
  • Don't take this the wrong way, but what you have related doesn't matter.
  • Kusura bakmayın ama, anlattıklarınızın hiçbir önemi yok.
  • The film relates the tragic fate of the slaves in the eighteenth century.
  • Film, on sekizinci yüzyıldaki kölelerin trajik kaderini anlatıyor.
Show More (-1)
relate ilişkilendirmek v.
  • It is difficult to relate his suggestions to the situation.
  • Önerilerini durumla ilişkilendirmek zor.
Show More (-2)
relate ilgisi olmak v.
  • I don’t understand how your question relates to the topic.
  • Sorduğunuz sorunun konuyla ne ilgisi olduğunu anlamıyorum.
Show More (-2)
relate anlamak v.
  • She has a hard time relating to her teenage children.
  • Ergenlik çağındaki çocuklarını anlamakta epey zorlanıyor.
Show More (-2)
relate nakletmek v.
  • She related her adventure to her friends.
  • Yaşadığı macerayı arkadaşlarına nakletti.
Show More (-2)
relate bağlantı kurmak v.
  • I know how to relate to guys.
  • Erkeklerle nasıl bağlantı kuracağımı biliyorum.
Show More (-2)
relate ilişki kurmak v.
  • It’s impossible to relate them.
  • Aralarında ilişki kurmak olanaksız.
Show More (-2)