ringing - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
ringing çınlama n.
  • Do you have ringing in your ears?
  • Kulaklarınızda çınlama var mı?
  • Do you have ringing in your ears?
  • Kulaklarınızda çınlama oluyor mu?
  • The constant, high-pitched ringing in Tom's ears is driving him crazy.
  • Tom'un kulaklarındaki sürekli, tiz çınlama onu deli ediyor.
Show More (1)
ringing çan sesi n.
  • We could hear the bells ringing from a nearby church.
  • Yakındaki bir kiliseden gelen çan seslerini duyabiliyorduk.
  • We could hear the bells ringing from a nearby church.
  • Kilisenin yakından çan sesini duyabiliyorduk.
Show More (-1)
ringing güçlü adj.
  • Tomorrow we must give this report a ringing endorsement, but we must also ensure that we do not tie our hands.
  • Yarın bu rapora güçlü bir destek vermeliyiz ama aynı zamanda elimizi kolumuzu bağlamamalıyız.
Show More (-2)