|
- We were looking at the ruins of the old fortress.
- Eski kalenin kalıntılarına bakıyorduk.
- If you want to know more about these ruins, you should ask an archaeologist.
- Bu kalıntılar hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, bir arkeoloğa sormalısınız.
- The Stone Age ruins were discovered.
- Taş Devri kalıntıları keşfedildi.
- I camped near the ruins of an abandoned village.
- Terk edilmiş bir köyün kalıntılarının yanında kamp kurdum.
- Scuba divers have found many interesting things under water including gold coins, ancient ruins, and fossils of extinct animals.
- Tüplü dalgıçlar suyun altında altın paralar, antik kalıntılar, soyu tükenmiş hayvanların kalıntıları dahil birçok ilginç şey buldu.
- Tom and Mary visited the Mayan ruins.
- Tom ve Mary, Maya kalıntılarını ziyaret etti.
- I camped near the ruins of an abandoned village.
- Ben terk edilmiş bir köyün kalıntıları yanında kamp kurdum.
- These archeologists study ancient ruins.
- Bu arkeologlar antik kalıntıları inceliyorlar.
- You can see the ancient ruins in the distance.
- Uzaktaki antik kalıntıları görebilirsiniz.
- The detectives walked through charred ruins of the factory.
- Dedektifler fabrikanın kömürleşmiş kalıntılarında yürüdüler.
- The archaeologist is studying old Roman ruins.
- Arkeolog eski Roma kalıntılarını inceliyor.
- The ruins are worth a visit.
- Kalıntılar ziyaret edilmeye değerdir.
- Scuba divers have found many interesting things under water including gold coins, ancient ruins, and fossils of extinct animals.
- Tüplü dalgıçlar suyun altında altın paralar, antik kalıntılar ve soyu tükenmiş hayvan fosilleri gibi birçok ilginç şey buldular.
- The ruins are worth visiting.
- Kalıntılar görülmeye değerler.
- These archeologists study ancient ruins.
- Bu arkeologlar antik kalıntıları inceliyor.
- The detectives walked through charred ruins of the factory.
- Dedektifler fabrikanın yanmış kalıntıları arasında yürüdüler.
- Those ruins were once a splendid palace.
- Bu kalıntılar bir zamanlar görkemli bir saraydı.
- There aren't many known ruins from this civilization.
- Bu uygarlığa ait bilinen çok fazla kalıntı yok.
- These ruins are ancient.
- Bu kalıntılar çok eski.
- There remain only a few ruins.
- Sadece birkaç kalıntı kaldı.
- We were looking at the ruins of the old fortress.
- Eski hisarın kalıntılarına bakıyorduk.
- There aren't many known ruins from this civilization.
- Bu uygarlığın bilinen pek çok kalıntısı vardır.
Show More (19)
|