|
- The European Union's opposition is merely a way of supporting European multinationals in a ruthless economic war.
- Avrupa Birliği'nin muhalefeti, acımasız bir ekonomik savaşta Avrupalı çokuluslu şirketleri desteklemenin bir yoludur.
- As for the torturers, they continue their ruthless acts with total impunity.
- İşkenceciler ise acımasız eylemlerini tam bir cezasızlıkla sürdürüyorlar.
- That will soon become clear, because competition between ports is ruthless.
- Bu yakında netleşecek, çünkü limanlar arasındaki rekabet acımasızdır.
- I am also ruthless on this question of rigour in the management of Structural Funds.
- Yapısal Fonların yönetiminde titizlik konusunda da acımasızım.
- That will soon become clear, because competition between ports is ruthless.
- Bu yakında netleşecek çünkü limanlar arasındaki rekabet acımasızdır.
- The system is ruthless and we have to live with it.
- Sistem acımasız ve biz bununla yaşamak zorundayız.
- This abhorrent fact marks out the sinister context of Mugabe's ruthless campaign to stay in power.
- Bu iğrenç gerçek, Mugabe'nin iktidarda kalmak için yürüttüğü acımasız kampanyanın uğursuz bağlamına işaret etmektedir.
- The perpetrators are ruthless and know nothing of borders, restrictions or rules.
- Failler acımasızdır ve sınır, kısıtlama ya da kural tanımazlar.
- He's greedy and ruthless.
- O açgözlü ve acımasız.
- I'm ruthless.
- Ben acımasızım.
- He's ruthless.
- O acımasız.
- In the face of ruthless competition, our business failed to survive.
- Acımasız rekabet karşısında, işimiz ayakta kalmayı başaramadı.
- Be ruthless.
- Acımasız olun.
- We're ruthless.
- Biz acımasızız.
- You're ruthless.
- Sen acımasızsın.
- He is ruthless.
- O, acımasızdır.
- Tom is ruthless.
- Tom acımasız.
- He is ruthless.
- O acımasızdır.
- Time is ruthless.
- Zaman acımasız.
- The gang is lead by a ruthless criminal called Tom.
- Çete, Tom adında acımasız bir suçlu tarafından yönetilmektedir.
- Dan was a ruthless killer.
- Dan acımasız bir katildi.
- He's greedy and ruthless.
- O, açgözlü ve acımasız.
- Tom is a ruthless businessman.
- Tom acımasız bir iş adamıdır.
- Tom was ruthless.
- Tom acımasızdı.
- Time is ruthless.
- Zaman acımasızdır.
- Tom is ruthless, isn't he?
- Tom acımasız, değil mi?
- The gang is lead by a ruthless criminal called Tom.
- Çete, Tom adında acımasız bir suçlu tarafından yönetiliyor.
Show More (24)
|