| 1 |
scheme |
plan |
n. |
|
- We supported the scheme to rebuild the shelter.
- Barınağı yeniden inşa etme planını destekledik.
- Would the rural development programmes not be a better framework for such a scheme?
- Kırsal kalkınma programları böyle bir plan için daha iyi bir çerçeve oluşturmaz mı?
- Where the scheme falters is in the enforcement of existing legislation.
- Planın aksadığı yer, mevcut mevzuatın uygulanmasıdır.
- I am not convinced that the British scheme provides the basis for long-term development.
- İngiliz planının uzun vadeli kalkınma için temel oluşturduğuna ikna olmadım.
- These include the implementation of the early retirement scheme.
- Bunlar arasında erken emeklilik planının uygulanması da yer almaktadır.
- It recognises that whatever scheme it brings in must be non-discriminatory.
- Getirdiği her türlü planın ayrımcı olmaması gerektiğini kabul eder.
- A cap or a trading scheme can be achieved by auctioning or grandfathering.
- Bir üst sınır veya ticaret planı, açık artırma veya büyükbabalık yoluyla elde edilebilir.
- We must ensure that this scheme is properly monitored.
- Bu planın düzgün bir şekilde izlenmesini sağlamalıyız.
- These are normal projects, relating to the rail and road networks and the Danube improvement scheme.
- Bunlar demir yolu ve kara yolu ağları ile Tuna Nehri'nin iyileştirilmesi planına ilişkin normal projelerdir.
- The Ebro transfer scheme will directly provide some 600 hm 3 of water for agriculture in the Mediterranean.
- Ebro transfer planı Akdeniz'de tarım için doğrudan 600 hm 3 su sağlayacaktır.
- The Ebro transfer scheme will therefore boost current production by several billion euro.
- Dolayısıyla Ebro transfer planı mevcut üretimi birkaç milyar Euro arttıracaktır.
- The scheme must not obstruct the market and must therefore also provide opportunities to newcomers on the market.
- Plan, piyasayı engellememeli ve bu nedenle piyasaya yeni girenlere de fırsatlar sağlamalıdır.
- There is virtually no gain for the environment in this scheme.
- Bu planın çevre için neredeyse hiçbir getirisi yok.
- We do not support the extension of the marketing scheme for nuts.
- Fındık için pazarlama planının genişletilmesini desteklemiyoruz.
- It goes without saying that a strict liability scheme can to a great extent contribute to this.
- Kesin bir sorumluluk planının buna büyük ölçüde katkıda bulunabileceğini söylemeye gerek yoktur.
- There has been a lot of criticism of the emissions trading scheme.
- Emisyon ticareti planına yönelik pek çok eleştiri yapıldı.
- Compounded over a 40-year savings period this could significantly reduce overall scheme returns.
- 40 yıllık bir tasarruf dönemine yayıldığında bu durum genel plan getirilerini önemli ölçüde azaltabilir.
- The Commission would like Parliament to operate the scheme, because it is obviously political in nature.
- Komisyon bu planın Parlamento tarafından yürütülmesini istemektedir çünkü bu planın siyasi bir nitelik taşıdığı açıktır.
- Secondly, the PSE Group wants the scheme we are drafting to be fair and to be experienced as such.
- İkinci olarak, PSE Grubu hazırladığımız planın adil olmasını ve bu şekilde tecrübe edilmesini istiyor.
- The first thing I would like to say is that the success of this scheme is not widely recognised.
- Söylemek istediğim ilk şey, bu planın başarısının yaygın olarak kabul görmediğidir.
- The Commission has suggested that the cap-and-trade scheme, which the United States rejected, should commence in 2005.
- Komisyon, Amerika Birleşik Devletleri'nin reddettiği üst sınır ve ticaret planının 2005 yılında başlamasını önermiştir.
- Agreement has been reached on the emissions trading scheme in CO2.
- CO2 emisyon ticareti planı üzerinde anlaşmaya varılmıştır.
- The second reason, however, is that such a scheme would leave consumers completely in the lurch.
- İkinci neden ise, böyle bir planın tüketicileri tamamen zor durumda bırakacak olmasıdır.
- These amendments must be seen in the whole context of the data-protection scheme.
- Bu değişiklikler, veri koruma planının bütün bağlamı içinde görülmelidir.
- These are normal projects, relating to the rail and road networks and the Danube improvement scheme.
- Bunlar demiryolu ve karayolu ağları ile Tuna Nehri'nin iyileştirilmesi planına ilişkin normal projelerdir.
- It is quite difficult to see how and by whom any scheme would be administered and enforced.
- Herhangi bir planın nasıl ve kim tarafından yönetileceğini ve uygulanacağını görmek oldukça zordur.
- In any event, Burma cannot be considered for this enlargement scheme.
- Her halükarda, Burma bu genişleme planı için düşünülemez.
- The third point concerns the introduction of an adequate European licensing scheme for carriers of animals.
- Üçüncü nokta, hayvan taşıyıcıları için yeterli bir Avrupa ruhsatlandırma planının uygulamaya konulmasıyla ilgilidir.
- The financing scheme leaves no doubt about it.
- Finansman planı bu konuda hiçbir şüpheye yer bırakmıyor.
- The second reason, however, is that such a scheme would leave consumers completely in the lurch.
- Ancak ikinci neden, böyle bir planın tüketicileri tamamen zor durumda bırakacak olmasıdır.
- More attention has been focused on the minutiae of the scheme than actually reducing emissions.
- Emisyonların gerçekten azaltılmasından ziyade planın küçük ayrıntılarına daha fazla odaklanıldı.
- We are trying to put in place a labelling and information scheme that makes the choice a reality.
- Seçimi gerçeğe dönüştüren bir etiketleme ve bilgilendirme planını uygulamaya çalışıyoruz.
- The details of our scheme have yet to be put in place.
- Bizim planımızın ayrıntıları henüz uygulamaya konulmamıştır.
- More attention has been focused on the minutiae of the scheme than actually reducing emissions.
- Emisyonları gerçekten azaltmaktan ziyade planın küçük ayrıntılarına daha fazla odaklanılmıştır.
- The first is that the Commission should bring forward a proposal for a permanent early retirement scheme.
- Bunlardan ilki, Komisyon'un kalıcı bir erken emeklilik planı için bir öneri getirmesidir.
- Our President has communicated to you a scheme that we would commend.
- Sayın Cumhurbaşkanı'mız size tavsiye edeceğimiz bir plan iletti.
- The Commission has suggested that the cap-and-trade scheme, which the United States rejected, should commence in 2005.
- Komisyon, Amerika Birleşik Devletleri'nin reddettiği üst sınır ve ticaret planının 2005 yılında başlamasını önerdi.
- Secondly, the PSE Group wants the scheme we are drafting to be fair and to be experienced as such.
- İkinci olarak, PSE Grubu hazırladığımız planın adil olmasını ve bu şekilde tecrübe edilmesini istemektedir.
- What if the scheme doesn't work out?
- Plan işe yaramazsa ne olacak?
- Tom took part in a scheme set by the police to capture the serial murderer.
- Tom, seri katili yakalamak için polis tarafından kurulan bir plana katıldı.
- I knew I should never have gotten involved with your harebrained scheme.
- Senin saçma planına asla bulaşmamam gerektiğini biliyordum.
- I know all about your little scheme.
- Küçük planın hakkında her şeyi biliyorum.
- She denied having taken part in the scheme.
- Plana katıldığını inkar etti.
- Dan devised an escape scheme with one of his cellmates.
- Dan hücre arkadaşlarından biriyle bir kaçış planı tasarladı.
- His scheme went wrong in the end.
- Planı sonunda yanlış gitti.
- Tom went along with the scheme.
- Tom planı kabul etti.
- His scheme went wrong in the end.
- Onun planı sonunda bozuldu.
- Tom warned the police about a scheme to assassinate the mayor.
- Tom polisi belediye başkanına suikast planı konusunda uyardı.
- What if the scheme doesn't work out?
- Ya plan işe yaramazsa?
- I knew I should never have gotten involved with your harebrained scheme.
- Senin deli saçması planına hiç bulaşmamam gerektiğini biliyordum.
- Tom went along with the scheme.
- Tom plana uydu.
- Dan devised an escape scheme with one of his cellmates.
- Dan onun hücre arkadaşlarından biriyle bir kaçış planı kurdu.
Show More (49)
|
| 2 |
scheme |
düzen |
n. |
|
- There is an enormous amount of administration involved in the present scheme.
- Mevcut düzende muazzam miktarda yönetim söz konusudur.
- It's not a pyramid scheme, it's a gifting circle!
- Bu bir piramit düzeni değil, bu bir hediye çemberi!
- It's not a pyramid scheme.
- Bu bir piramit düzeni değil.
- Capitalism is a pyramid scheme.
- Kapitalizm bir piramit düzenidir.
- It's a pyramid scheme.
- Bu bir piramit düzeni.
Show More (2)
|
| 3 |
scheme |
şema |
n. |
|
- These animals share a place in a classification scheme.
- Bu hayvanlar sınıflandırma şemasında ortak bir yeri paylaşmaktadır.
- Thirdly, a reduction in effort is achieved most quickly by applying the sea-days' scheme.
- Üçüncüsü, deniz-günleri şeması uygulanarak çabada en hızlı şekilde azalma sağlanır.
- Just where does this activity fit into the scheme of things?
- Peki bu faaliyetin bu şemadaki yeri nedir?
- Schemes have been discussed.
- Şemalar tartışılıyor.
Show More (1)
|
| 4 |
scheme |
entrika çevirmek |
v. |
|
- He seemed to think that the whole world was all scheming against him.
- Tüm dünyanın ona karşı entrika çevirdiğini düşünür gibi bir hali vardı.
Show More (-2)
|
| 5 |
scheme |
proje |
n. |
|
- I applaud everyone involved in this very forward-thinking scheme.
- Bu çok ileri görüşlü projede yer alan herkesi alkışlıyorum.
Show More (-2)
|
| 6 |
scheme |
düzenlemek |
v. |
|
- I am sure everyone agrees that we are in urgent need of such a scheme.
- Eminim herkes böyle bir düzenlemeye acilen ihtiyacımız olduğu konusunda hemfikirdir.
Show More (-2)
|
| 7 |
scheme |
entrika |
n. |
|
- You might ask what Europe's role is in this internal scheming within the Member States.
- Üye Devletler arasındaki bu iç entrikalarda Avrupa'nın rolünün ne olduğunu sorabilirsiniz.
Show More (-2)
|
| 8 |
scheme |
dolap |
n. |
|
- Again, we can clearly see the scheming that is taking place.
- Yine, dönen dolapları açıkça görebiliyoruz.
Show More (-2)
|
| 9 |
scheme |
plan yapmak |
v. |
|
- Tom schemed to destroy the project.
- Tom projeyi yok etmek için plan yaptı.
Show More (-2)
|
| 10 |
scheme |
tasarı |
n. |
|
- Schemes have been discussed.
- Tasarılar tartışılıyor.
Show More (-2)
|
