1 |
dry |
sek |
adj. |
|
- They were drinking dry white wine.
- Sek beyaz şarap içiyorlardı.
- They were drinking dry white wine.
- Onlar sek beyaz şarap içiyorlardı.
- Tom prefers to drink dry red wine.
- Tom sek kırmızı şarap içmeyi tercih ediyor.
Show More (0)
|
2 |
straight |
sek |
adj. |
|
- I like my brandy straight.
- Ben, brendimi sek severim.
- Do you want your whiskey straight or should I mix it with water?
- Viskini sek mi istersin yoksa suyla karıştırayım mı?
- I like my brandy straight.
- Brendimi sek severim.
Show More (0)
|
3 |
neat |
sek |
adj. |
|
- A neat bourbon is too strong and intense for my taste.
- Sek bir burbon benim damak tadıma göre fazla güçlü ve yoğun.
Show More (-2)
|