|
- One day, I am convinced of it, they will return to our shores.
- Bir gün, bundan eminim, kıyılarımıza geri dönecekler.
- We must also devote the same attention to the southern shore of the Mediterranean.
- Aynı dikkati Akdeniz'in güney kıyısına da göstermeliyiz.
- There was a seal on the shore.
- Kıyıda bir fok vardı.
- The powerful rip current carried Tom far away from the shore.
- Güçlü rip akıntısı Tom'u kıyıdan çok uzağa taşıdı.
- Tom usually fishes off the dock, but sometimes he fishes from the shore.
- Tom genellikle iskeleden balık tutar, ama bazen kıyıdan da balık tuttuğu olur.
- I saw a fishing boat about a mile off the shore.
- Ben, kıyıdan yaklaşık bir mil ötede bir balıkçı teknesi gördüm.
- The boat anchored near the shore.
- Tekne, kıyıya yakın bir yere demirledi.
- He was carried by the waves away from the shore and out to sea.
- Dalgalar onu kıyıdan uzaklaştırdı ve denize sürükledi.
- The powerful rip current carried Tom far away from the shore.
- Güçlü bir rip akıntısı Tom'u kıyıdan uzaklaştırdı.
- I can see some boats far away from the shore.
- Kıyıdan uzakta bazı tekneler görebiliyorum.
- The boat floated away from the shore and soon disappeared into the fog.
- Tekne kıyıdan çıktı ve kısa sürede siste kayboldu.
- The waves usually break when they reach the shore.
- Dalgalar genellikle kıyıya ulaştığında kırılır.
- He was carried by the waves away from the shore and out to sea.
- Dalgalar tarafından kıyıdan denize doğru sürüklendi.
- He made desperate efforts to reach the shore.
- Kıyıya ulaşmak için umutsuzca çabaladı.
- Shore leave has been canceled.
- Kıyı izni iptal edildi.
- I saw a fishing boat about a mile off the shore.
- Kıyıdan yaklaşık bir mil açıkta bir balıkçı teknesi gördüm.
- The next day the wreck of the ship was discovered on the shore.
- Ertesi gün geminin enkazı kıyıda hulundu.
- He made desperate efforts to reach the shore.
- O, kıyıya ulaşmak için aşırı derecede çaba sarfetti.
- There was a seal on the shore.
- Kıyıda bir fok balığı vardı.
- Tom swam to the shore.
- Tom kıyıya yüzdü.
- Many passengers from the ship that sank never reached the shore.
- Batan gemideki birçok yolcu kıyıya ulaşamadı.
- Tom swam to the shore.
- Tom kıyıya kadar yüzdü.
- The next day the wreck of the ship was discovered on the shore.
- Ertesi gün geminin enkazı kıyıda bulundu.
- Many passengers from the ship that sank never reached the shore.
- Batan gemideki pek çok yolcu kıyıya ulaşmayı başaramadı.
- The boat floated away from the shore and soon disappeared into the fog.
- Tekne kıyıdan uzaklaştı ve kısa süre sonra sisin içinde kayboldu.
- Sami swam back to shore.
- Sami yüzerek kıyıya geri döndü.
- I can see some boats far away from the shore.
- Kıyıdan uzakta bazı botlar görüyorum.
- The boat anchored near the shore.
- Tekne, kıyıya yakın demir attı.
- We walked a few minutes and reached the shore.
- Biz birkaç dakika yürüdük ve kıyıya ulaştık.
- Many of the passengers from the sinking ship never reached the shore.
- Batan gemideki yolcuların çoğu asla kıyıya ulaşamadı.
- The boy made vain efforts to reach the shore.
- Çocuk kıyıya ulaşmak için boşuna çaba sarf etti.
- Many of the passengers from the sinking ship never reached shore.
- Batan gemideki yolcuların çoğu kıyıya ulaşamadı.
- The boy made vain efforts to reach the shore.
- Çocuk kıyıya ulaşmak için boşuna çabaladı.
Show More (30)
|
