shouting - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
shouting bağırış n.
  • The shouting echoes loud.
  • Bağırışlar yüksek sesle yankılanıyor.
  • Suddenly, I heard shouting.
  • Birden bağırışlar duydum.
  • There was shouting and confusion everywhere.
  • Her yerde bağırış çağırış ve karmaşa vardı.
Show More (1)
shouting haykırmak v.
  • Tom didn't hear Mary shouting his name.
  • Tom, Mary'nin onun adını haykırdığını duymadı.
  • Somebody is shouting my name.
  • Biri adımı haykırıyor.
  • I heard someone shouting my name.
  • Birinin adımı haykırdığını duydum.
Show More (0)
shouting çığlık n.
  • There was shouting and confusion everywhere.
  • Her yerde çığlık ve kargaşa vardı.
Show More (-2)