|
- European success in global competition is built on skilled and involved people.
- Avrupa'nın küresel rekabetteki başarısı, yetenekli ve ilgili insanlar üzerine inşa edilmiştir.
- It still only works when you have skilled rapporteurs who can go through these shoals.
- Hala sadece bu sığlıklardan geçebilecek yetenekli raportörleriniz olduğunda işe yarıyor.
- It still only works when you have skilled rapporteurs who can go through these shoals.
- Bu yöntem, ancak bu sürünün içinden geçebilecek yetenekli raportörleriniz olduğunda işe yaramaktadır.
- Band of skilled soldiers on a mission to capture a French traitor.
- Bir grup yetenekli asker, bir Fransız haini yakalama görevindeler.
- Band of skilled soldiers on a mission to capture a French traitor.
- Bir Fransız haini yakalama görevindeki yetenekli askerlerden oluşan bir grup.
- It's obvious that Tom is a skilled musician.
- Tom'un yetenekli bir müzisyen olduğu besbelli.
- A skilled mechanic makes decent money.
- Yetenekli bir tamirci iyi para kazanır.
- My father is a skilled fisherman.
- Babam yetenekli bir balıkçı.
- The skilled craftsman restored the shattered vase piece by piece.
- Yetenekli zanaatkâr paramparça olmuş vazoyu parça parça onardı.
- Tom is a skilled blacksmith.
- Tom yetenekli bir demircidir.
- Tom is skilled, isn't he?
- Tom yetenekli, değil mi?
- My father is a skilled fisherman.
- Babam yetenekli bir balıkçıdır.
- Tom is very skilled at manual labor.
- Tom el işinde çok yeteneklidir.
- Sami was skilled.
- Sami yetenekliydi.
- Tom is a very skilled player.
- Tom çok yetenekli bir oyuncudur.
- The members of these nomadic tribes were skilled archers and riders; they were able to attack and run away as fast as the wind.
- Bu göçebe kabilelerin üyeleri yetenekli okçu ve biniciydiler; rüzgar gibi hızla saldırıp kaçabiliyorlardı.
- Tom is a skilled player.
- Tom yetenekli bir oyuncudur.
- Tom is very skilled at manual labor.
- Tom el işçiliğinde çok yeteneklidir.
- Tom is a skilled programmer.
- Tom yetenekli bir programcı.
- Tom is very skilled in manual labor.
- Tom el işinde çok yetenekli.
- Tom is very skilled in manual labor.
- Tom el emeği konusunda çok yeteneklidir.
- A skilled mechanic earns decent wages.
- Yetenekli bir tamirci makul ücretler kazanır.
- My granddaughter is skilled at photography.
- Kız torunum fotoğrafçılıkta yeteneklidir.
- He was a skilled blacksmith.
- O yetenekli bir demirciydi.
- Tom is a skilled blacksmith.
- Tom yetenekli bir demirci.
- He was a skilled blacksmith.
- O yetenekli bir nalbanttı.
- Tom is a very skilled player.
- Tom çok yetenekli bir oyuncu.
- He was a skilled blacksmith.
- Yetenekli bir demirciydi.
- Tom is a skilled chess player.
- Tom yetenekli bir satranç oyuncusu.
- Joseph is a skilled economist.
- Joseph yetenekli bir ekonomisttir.
- He's a skilled linguist.
- O, yetenekli bir dilbilimcidir.
- The members of these nomadic tribes were skilled archers and riders; they were able to attack and run away as fast as the wind.
- Bu göçebe kabilelerin üyeleri yetenekli okçular ve binicilerdi; rüzgar kadar hızlı saldırıp kaçabiliyorlardı.
- He's skilled at videogames.
- Video oyunlarında yetenekli.
- He has skill in handwork.
- El işlerinde yetenekli.
- It's obvious that Tom is a skilled musician.
- Tom'un yetenekli bir müzisyen olduğu açıktır.
- He's a skilled linguist.
- O yetenekli bir dilbilimci.
- He is already skilled in both math and literature.
- Hem matematik hem de edebiyatta zaten yetenekli.
- Tom is a skilled player.
- Tom yetenekli bir oyuncu.
- My wedding ring was crafted by a skilled goldsmith.
- Alyansım yetenekli bir kuyumcu tarafından yapıldı.
- Joseph is a skilled economist.
- Joseph yetenekli bir ekonomist.
- A skilled mechanic earns decent wages.
- Yetenekli bir tamirci iyi para kazanır.
- You're quite a skilled negotiator.
- Oldukça yetenekli bir müzakerecisin.
- My granddaughter is skilled at photography.
- Torunum fotoğrafçılıkta yeteneklidir.
- You're quite a skilled negotiator.
- Oldukça yetenekli bir arabulucusun.
Show More (41)
|