skilled - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
skilled yetenekli adj.
  • European success in global competition is built on skilled and involved people.
  • Avrupa'nın küresel rekabetteki başarısı, yetenekli ve ilgili insanlar üzerine inşa edilmiştir.
  • It still only works when you have skilled rapporteurs who can go through these shoals.
  • Hala sadece bu sığlıklardan geçebilecek yetenekli raportörleriniz olduğunda işe yarıyor.
  • It still only works when you have skilled rapporteurs who can go through these shoals.
  • Bu yöntem, ancak bu sürünün içinden geçebilecek yetenekli raportörleriniz olduğunda işe yaramaktadır.
Show More (41)
skilled vasıflı adj.
  • It employs over 2.2 million highly skilled people in the 15 Member States.
  • Bu pazar 15 Üye Devlette 2.2 milyondan fazla yüksek vasıflı kişiyi istihdam etmektedir.
  • It employs over 2.2 million highly skilled people in the 15 Member States.
  • Komisyon, 15 Üye Devlette 2.2 milyondan fazla yüksek vasıflı kişiyi istihdam etmektedir.
Show More (-1)