|
- Many farmers do not even sleep for days.
- Birçok çiftçi günlerce uyuyamıyor bile.
- We will be sleeping with our clothes on so that we do not miss a single opportunity to reach a compromise.
- Bir uzlaşmaya varmak için tek bir fırsatı bile kaçırmamak için kıyafetlerimizle uyuyacağız.
- I slept extremely badly last night and had a real nightmare.
- Dün gece çok kötü uyudum ve gerçek bir kabus gördüm.
- Who could sleep peacefully with bombs under the bed?
- Yatağın altında bombalar varken kim huzur içinde uyuyabilir?
- These fishermen, for social reasons, do not sleep at home, owing to the enormous distance they have to travel.
- Bu balıkçılar, sosyal nedenlerden ötürü, kat etmek zorunda oldukları muazzam mesafe nedeniyle evlerinde uyumamaktadır.
- I am sleeping very well at the moment and I have had a lot of dreams.
- Şu anda çok iyi uyuyorum ve bir sürü rüya gördüm.
- Evidence shows children sleep more peacefully throughout the night with lemon balm.
- Kanıtlar, çocukların melisa ile gece boyunca daha huzurlu uyuduklarını göstermektedir.
- All he ever did was eat, sleep and drink beer.
- Tüm yaptığı yemek yemek, uyumak ve bira içmekti.
- No, I'm sleeping in a school tonight.
- Hayır, bu gece okulun birinde uyuyorum.
- Sleeping in interesting shapes can also cause the same indication.
- İlginç şekillerde uyumak da aynı belirtilere neden olabilir.
- Sleep on your back, and use a hard and small pillow.
- Sırt üstü uyuyun ve sert, küçük bir yastık kullanın.
- All he ever did was eat, sleep and drink beer.
- Tek yaptığı yemek, uyumak ve bira içmekti.
- No phone calls at night, especially not to sleeping judges.
- Geceleri telefon etmek yok, özellikle de uyuyan yargıçlara.
- Sleep on your back, and use a hard and small pillow.
- Sırt üstü uyuyun ve sert ve küçük bir yastık kullanın.
- Some people wonder why they always sleep better in a hotel.
- Bazı insanlar neden hep otelde daha iyi uyuduklarını merak ederler.
- Sleeping in interesting shapes can also cause the same indication.
- Tuhaf şekillerde uyumak da aynı belirtilere sebebiyet verebilir.
- Master gave me a nice pair of bracelets to sleep in.
- Efendimiz bana uyumam için güzel bir çift bilezik verdi.
- He liked it so much that he slept with it last night.
- O kadar çok sevdi ki dün gece onunla uyudu.
- Sleeping in interesting shapes can also cause the same indication.
- İlginç şekillerde uyumak da aynı belirtiye neden olabilir.
- Like any human being, all I wanted was to sleep.
- Her insan gibi benim de tek istediğim uyumaktı.
- You'll feel a bit of cold and then sleep in.
- Biraz üşüyeceksin ve sonra uyuyacaksın.
- Sleep on your back, and use a hard and small pillow.
- Sırt üstü uyuyun ve sert ve ufak bir yastık kullanın.
- All he ever did was eat, sleep and drink beer.
- Yaptığı tek şey yemek yemek, uyumak ve bira içmekti.
- Master gave me a nice pair of bracelets to sleep in.
- Usta bana içinde uyumam için güzel bir çift bilezik verdi.
- You'll feel a bit of cold and then sleep in.
- Hafif bir üşüme hissedeceksiniz, sonra da uyuyacaksınız.
- So that's my room there, and you can sleep in here.
- İşte şurası benim odam, sen de burada uyuyabilirsin.
- Some people wonder why they always sleep better in a hotel.
- Bazı insanlar neden otelde her zaman daha iyi uyuduklarını merak ediyor.
- I don't sleep much anyway.
- Zaten fazla uyumuyorum.
- He slept an hour.
- Bir saat uyudu.
- I'll sleep on the floor.
- Ben yerde uyuyacağım.
- I figured Tom was sleeping.
- Tom'un uyuduğunu düşündüm.
- I thought you needed some sleep.
- Biraz uyumaya ihtiyacın olduğunu düşündüm.
- Have you been sleeping?
- Uyuyor muydun?
- How would you like to sleep in a nice soft bed tonight?
- Bu gece yumuşak bir yatakta uyumaya ne dersin?
- Tom doesn't sleep here.
- Tom burada uyumaz.
- You still need more sleep, don't you?
- Hâlâ uyumaya ihtiyacın var, değil mi?
- I slept twelve hours yesterday.
- Dün on iki saat uyudum.
- How can anyone sleep with all this commotion going on?
- Tüm bu kargaşa devam ederken kim nasıl uyuyabilir?
- How restful it is to sleep under the shadow of a willow in an Anatolian village in summertime.
- Bir Anadolu köyünde yazın söğüt gölgesinin altında uyumak ne kadar huzur vericidir.
- Tom won't be getting much sleep tonight.
- Tom bu gece fazla uyumayacak.
- I'm used to getting more sleep.
- Ben daha çok uyumaya alışkınım.
- When we sleep, our body temperature drops by several degrees.
- Uyurken vücut sıcaklığımız birkaç derece düşer.
- The dog was sleeping on the mat.
- Köpek minderde uyuyordu.
- Tell Tom that I'm sleeping.
- Tom'a uyuduğumu söyle.
- Why isn't she sleeping?
- O neden uyumuyor?
- Tom slept in this morning.
- Tom bu sabah uyudu.
- I cannot sleep.
- Uyuyamıyorum.
- It was such a hot night that I could not sleep till midnight.
- O kadar sıcak bir geceydi ki gece yarısına kadar uyuyamadım.
- I can't sleep with all that racket.
- Ben bütün o gürültü ile uyuyamıyorum.
- How many hours of sleep did you really get last night?
- Dün gece gerçekten kaç saat uyudun?
- Tom only slept for a few hours.
- Tom sadece birkaç saat uyudu.
- I sleep pretty well.
- Çok iyi uyuyorum.
- How long has Tom been sleeping?
- Tom ne zamandır uyuyor?
- I'll never be able to sleep.
- Asla uyuyamam.
- Tom thought that Mary was sleeping.
- Tom, Mary'nin uyuduğunu düşünüyordu.
- You can't sleep here.
- Burada uyuyamazsın.
- Tom is sleeping now, isn't he?
- Tom şimdi uyuyor, değil mi?
- Yesterday I couldn't sleep and stayed up all night.
- Dün uyuyamadım ve bütün gece uyanık kaldım.
- I slept lying on my face.
- Yüz üstü uzanarak uyudum.
- The cat is sleeping on the table.
- Kedi masanın üzerinde uyuyor.
- At the time of the accident, almost all of the passengers on the bus were sleeping.
- Kaza anında, neredeyse otobüsteki yolcuların hepsi uyuyordu.
- Where do you sleep?
- Nerede uyursun?
- Tom slept till dawn.
- Tom sabaha kadar uyudu.
- He sleeps so well because he's loved.
- Sevildiği için çok huzurlu uyuyor.
- I had trouble sleeping last night.
- Dün gece uyumakta zorlandım.
- If you don't sleep soon, it'll be morning before you know it.
- Çabucak uyumazsan sen farkına varmadan sabah olacak.
- He seems to be sleeping.
- Uyuyor gibi görünüyor.
- Let them sleep.
- Onların uyumasına izin ver.
- Tom is probably still sleeping.
- Tom muhtemelen hala uyuyor.
- He sleeps with his shoes on.
- Ayakkabılarıyla uyuyor.
- A baby is sleeping in the cradle.
- Beşikte bir bebek uyuyor.
- Did you get any sleep at all?
- Sen hiç uyudun mu?
- Tom doesn't usually get enough sleep.
- Tom genellikle yeterince uyumaz.
- I slept very well last night.
- Dün gece çok iyi uyudum.
- I was told that I needed to get enough sleep.
- Yeterince uyumam gerektiği söylendi.
- A woman visited us while you were sleeping.
- Sen uyurken bir kadın bizi ziyaret etti.
- Tom told Mary he slept for eight hours every night.
- Tom, Mary'ye her gece sekiz saat uyuduğunu söyledi.
- Tom pretended he was sleeping.
- Tom uyuyormuş numarası yaptı.
- I won't be able to sleep.
- Uyuyamayacağım.
- I really like sleeping under the stars.
- Yıldızların altında uyumayı gerçekten seviyorum.
- I will sleep at ten o'clock.
- Saat onda uyurum.
- All Jack does is sleep.
- Jack'in bütün yaptığı uyumak.
- The noise outside his window prevented him from sleeping.
- Onun penceresinin dışındaki gürültü onun uyumasını engelledi.
- Tom wants to sleep on the couch.
- Tom kanepede uyumak istiyor.
- We sleep seven hours a night on average.
- Gecede ortalama yedi saat uyuyoruz.
- He always leaves the window open while he sleeps.
- Uyurken pencereyi hep açık bırakır.
- Why don't we try and get a few hours sleep?
- Neden birkaç saat uyumaya çalışmıyoruz?
- Tom slept in a hammock.
- Tom hamakta uyudu.
- Tom sang his son to sleep.
- Tom uyuması için oğluna şarkı söyledi.
- I want to sleep on it.
- Üzerinde uyumak istiyorum.
- In the winter, I sleep under two blankets.
- Kışın çift battaniye ile uyurum.
- You should be sleeping.
- Uyuyor olmalısın.
- I cried myself to sleep last night.
- Dün gece uyuyuncaya kadar ağladım.
- Dan said he could sleep in the basement.
- Dan Bodrumda uyuyabileceğini söyledi.
- I'm used to sleeping in a tent.
- Çadırda uyumaya alışkınım.
- I have nowhere to sleep tonight.
- Bu gece uyuyacak yerim yok.
- I slept on the boat.
- Teknede uyudum.
- I slept with the lights on.
- Işıklar açıkken uyudum.
- I found him sleeping in his house.
- Onu evinde uyurken buldum.
- They slept on public streets, buses, or trains.
- Kamuya açık sokaklarda, otobüslerde ya da trenlerde uyudular.
- Tom doesn't get as much sleep as he should.
- Tom gerektiği kadar uyuyamıyor.
- Tom slept much longer than he had planned to.
- Tom planladığından çok daha uzun süre uyudu.
- How do you sleep at night knowing what you've done?
- Ne yaptığını bilerek geceleri nasıl uyuyorsun?
- I usually sleep at 11.
- Genelde 11'de uyurum.
- Tom's dog sleeps next to Tom's bed.
- Tom'un köpeği Tom'un yatağının yanında uyuyor.
- Somebody has been sleeping on this sofa.
- Bu kanepede biri uyuyor.
- Did you sleep on the couch again last night?
- Dün gece yine kanepede mi uyudun?
- I don't always sleep so well.
- Ben her zaman çok iyi uyumam.
- Do you have trouble sleeping?
- Uyumakta zorluk çekiyor musunuz?
- Tom slept on the floor.
- Tom yerde uyudu.
- He slept all day.
- Bütün gün uyudu.
- How am I supposed to sleep with all this noise?
- Bu gürültüyle nasıl uyuyabilirim?
- They sleep in separate beds.
- Ayrı yataklarda uyuyorlar.
- Tom wanted to sleep late, but was unable to.
- Tom geç saatlere kadar uyumak istedi ama uyuyamadı.
- Tom is probably sleeping.
- Tom muhtemelen uyuyor.
- Please let Tom sleep a little longer.
- Lütfen Tom'un biraz daha uyumasına izin ver.
- How did you sleep last night?
- Dün gece nasıl uyudun?
- It was so hot that I slept with the window open.
- O kadar sıcaktı ki pencere açık uyudum.
- The cat on the table is sleeping.
- Masadaki kedi, uyuyor.
- Tom said that Mary wasn't sleeping.
- Tom, Mary'nin uyumadığını söyledi.
- I shouldn't have slept in.
- Uyumamalıydım.
- Do dolphins really sleep with one eye open?
- Yunuslar gerçekten tek gözleri açık mı uyurlar?
- You need to sleep.
- Uyumanız gerek.
- My cats aren't sleeping under the bed any more.
- Kedilerim artık yatağın altında uyumuyor.
- Is he sleeping?
- O uyuyor mu?
- Tom slept without a pillow.
- Tom bir yastık olmadan uyudu.
- He only slept for three hours last night.
- Dün gece sadece üç saat uyudu.
- I slept until noon today.
- Bugün öğlene kadar uyudum.
- He has been sleeping since noon.
- O öğlenden beri uyuyor.
- You can sleep here if you want.
- İstiyorsan burada uyuyabilirsin.
- Did you sleep much last night?
- Dün gece çok uyudun mu?
- She is used to sleeping in a tent.
- O bir çadırda uyumaya alışkındır.
- I know that I should be sleeping now.
- Şu anda uyumam gerektiğini biliyorum.
- I'll sleep when I'm dead.
- Öldüğümde uyuyacağım.
- We slept in a tent.
- Biz bir çadırda uyuduk.
- Tom slept for twelve hours straight.
- Tom aralıksız 12 saat uyudu.
- I haven't slept in forty-eight hours.
- Kırk sekiz saattir uyumadım.
- When I went to wake Tom up, he said he wanted to sleep a while longer.
- Tom'u uyandırmaya gittiğimde, biraz daha uyumak istediğini söyledi.
- He slept in the bed.
- Yatakta uyudu.
- Sami was sleeping on a couch.
- Sami kanepede uyuyordu.
- Don't wake up the sleeping child.
- Uyuyan çocuğu uyandırmayın.
- I can't sleep if the lights are on.
- Işıklar açıkken uyuyamıyorum.
- I was able to sleep on the plane for a few hours.
- Uçakta birkaç saat uyuyabildim.
- Let Tom sleep.
- Tom'un uyumasına izin ver.
- I have no problem sleeping.
- Uyumakla ilgili bir sorunum yok.
- I didn't sleep much last night.
- Dün gece pek uyuyamadım.
- Tom and Mary were sleeping when I got home.
- Eve geldiğimde Tom ve Mary uyuyorlardı.
- Did you sleep with the window open?
- Pencere açık mı uyudun?
- Tom slept on the beach.
- Tom plajda uyudu.
- Do you want to sleep on the couch?
- Kanepede uyumak ister misin?
- Tom slept in his car.
- Tom arabasında uyudu.
- Sami looked like he was sleeping.
- Sami uyuyor gibi görünüyordu.
- The dog is sleeping.
- Köpek uyuyor.
- Tom slept peacefully.
- Tom huzur içinde uyudu.
- Have I slept a long time?
- Uzun zamandır mı uyuyorum?
- Tom slept through the entire movie.
- Tom film boyunca uyudu.
- Tom slept for three hours.
- Tom üç saat uyudu.
- I will sleep at my aunt's.
- Ben teyzemin evinde uyuyacağım.
- How many hours a night do you sleep?
- Geceleri kaç saat uyuyorsun?
- I want to sleep a little bit.
- Biraz uyumayı isterim.
- You might want to grab some sleep.
- Biraz uyumak isteyebilirsin.
- I have lived in many houses and slept in many beds throughout my life.
- Hayatım boyunca birçok evde yaşadım ve birçok yatakta uyudum.
- Tom was sleeping on the couch most of the afternoon.
- Tom öğleden sonra kanepede uyuyordu.
- Tom is going to be grumpy all day, since he didn't get much sleep last night.
- Tom dün gece fazla uyuyamadığı için bütün gün huysuz olacak.
- Tom told me he didn't sleep at all last night.
- Tom bana dün gece hiç uyumadığını söyledi.
- Why didn't you tell me Tom was sleeping?
- Tom'un uyuduğunu neden bana söylemedin?
- We slept by turns.
- Sırayla uyuduk.
- He is still sleeping.
- Hâlâ uyuyor.
- She slept with one ear open.
- Tek kulağı açık uyudu.
- I love to sleep.
- Uyumayı seviyorum.
- Tom isn't really sleeping.
- Tom gerçekten uyumuyor.
- He slept under mosquito netting.
- Sivrisinek ağının altında uyudu.
- Tom is still sleeping.
- Tom hâlâ uyuyor.
- Tom hasn't slept for three days.
- Tom üç gündür uyumuyor.
- The cat is sleeping on the sofa.
- Bir kedi koltukta uyuyor.
- He slept deeply.
- Derin bir uyku çekti.
- I haven't been able to get enough sleep lately.
- Son zamanlarda yeterince uyuyamadım.
- My cat is sleeping on my bed.
- Kedim yatağımda uyuyor.
- I don't sleep much.
- Ben pek uyumam.
- Tom was too drunk to drive home, so he slept on Mary's couch.
- Tom eve gidemeyecek kadar sarhoştu, bu nedenle Mary'nin kanepesinde uyudu.
- I haven't slept for two days.
- Ben iki gündür uyumadım.
- I want to go home and sleep.
- Eve gidip uyumak istiyorum.
- He wasn't sleeping.
- O uyumuyordu.
- I could not sleep because of the noise.
- Gürültü yüzünden uyuyamadım.
- He was sleeping.
- Uyuyordu.
- At the time of the accident, almost all of the passengers on the bus were sleeping.
- Kaza sırasında otobüsteki yolcuların neredeyse tamamı uyuyordu.
- I didn't sleep so much.
- O kadar fazla uyumadım.
- Layla shot Sami in the head while he slept.
- Leyla, uyuduğu sırada Sami'yi başından vurdu.
- The baby seems to be sleeping soundly.
- Bebek mışıl mışıl uyuyor gibi görünüyor.
- I usually sleep with my windows open in the summer.
- Yazın genellikle pencerelerim açık uyurum.
- A cat sleeps on a chair.
- Bir kedi sandalyede uyuyor.
- The baby is still sleeping.
- Bebek hala uyuyor.
- Tom thinks I need to sleep more.
- Tom daha fazla uyumam gerektiğini düşünüyor.
- We work during the day, and sleep at night.
- Gündüzleri çalışırız, geceleri uyuruz.
- I don't think I'll get any sleep tonight.
- Bu gece uyuyabileceğimi sanmıyorum.
- I got five hours sleep last night.
- Dün gece beş saat uyudum.
- I slept for nine hours.
- Dokuz saat uyudum.
- After sleeping, Tom will surely be in a better mood.
- Uyuduktan sonra Tom kesinlikle daha iyi bir ruh halinde olacaktır.
- Tom couldn't sleep because the neighbor's dog barked all night.
- Tom uyuyamıyordu çünkü komşunun köpeği bütün gece havladı.
- Let them sleep.
- Bırak uyusunlar.
- Sami's wife was sleeping with their baby.
- Sami'nin karısı bebekleriyle uyuyordu.
- I haven't been getting a lot of sleep lately.
- Son zamanlarda pek uyuyamıyorum.
- I slept for three hours.
- Üç saat uyudum.
- He slept for three hours.
- Üç saat uyudu.
- Where did you say you slept last night?
- Dün gece nerede uyudum demiştin?
- There are two cats sleeping on the bed.
- Yatakta uyuyan iki kedi var.
- I didn't get much sleep.
- Fazla uyuyamadım.
- I woke up in the middle of the night and couldn't get back to sleep.
- Gecenin bir yarısı uyandım ve bir daha uyuyamadım.
- My mother hasn't slept in 3 days due to her illness.
- Annem hastalığı nedeniyle üç gündür uyumuyor.
- I wonder if Tom is sleeping.
- Tom'un uyuyup uyumadığını merak ediyorum.
- How can I sleep?
- Nasıl uyuyabilirim?
- Tom should've been sleeping.
- Tom uyuyor olmalıydı.
- The baby is sleeping.
- Bebek uyuyor.
- If you guys want to sleep here, it's no problem.
- Burada uyumak isterseniz, sorun yok.
- Tom can sleep in my bed if he wants to.
- Tom isterse benim yatağımda uyuyabilir.
- Tom thought that Mary wasn't getting enough sleep.
- Tom Mary'nin yeterince uyumadığını düşündü.
- Last night there was a fire and I couldn't sleep.
- Dün gece bir yangın çıktı ve uyuyamadım.
- Tom thinks Mary doesn't get enough sleep.
- Tom, Mary'nin yeterince uyumadığını düşünüyor.
- Tom said Mary was sleeping.
- Tom, Mary'nin uyuduğunu söyledi.
- You should ask the doctor for something to help you sleep.
- Doktordan uyumana yardım edecek bir şey istemelisin.
- I have lived in many houses and slept in many beds throughout my life.
- Ben hayatım boyunca pek çok evde yaşadım ve pek çok yatakta uyudum.
- I know she is sleeping.
- Uyuduğunu biliyorum.
- The dog isn't sleeping.
- Köpek uyumuyor.
- Tom checked to make sure Mary was still sleeping.
- Tom Mary'nin hâlâ uyuduğundan emin olmak için kontrol etti.
- He's sleeping like a baby.
- Bebek gibi uyuyor.
- Sami isn't sleeping.
- Sami uyumuyor.
- I slept in the barn.
- Ben ahırda uyudum.
- I want to sleep in my own bed.
- Kendi yatağımda uyumak istiyorum.
- My special skill is being able to sleep anywhere.
- Benim özel yeteneğim her yerde uyuyabilmektir.
- Why don't you get a little sleep?
- Neden biraz uyumuyorsun?
- Mary was reading, with a cat sleeping beside her.
- Mary, kitap okuyordu, yanında da bir kedi uyuyordu.
- I doubt Tom and Mary are still sleeping.
- Tom ve Mary'nin hâlâ uyuduğundan şüpheliyim.
- I wish I'd slept last night.
- Keşke dün gece uyusaydım.
- It's hard to find a bench that you can sleep on in this city.
- Bu şehirde üzerinde uyunabilecek bir bank bulmak zor.
- Do you mind if I sleep here tonight?
- Bu gece burada uyumamın bir sakıncası var mı?
- Tell her that I am sleeping.
- Ona uyuduğumu söyle.
- I usually sleep with my windows open in the summer.
- Yazın genelde pencerelerim açık uyurum.
- There are some people who sleep in the daytime and work at night.
- Gündüz uyuyup gece çalışan bazı kişiler var.
- You can sleep in if you want.
- İstersen içeride uyuyabilirsin.
- Tom slept in the car while Mary was driving.
- Mary arabayı sürerken Tom arabada uyudu.
- Something you should know about me is that I sleep late in the morning.
- Benim hakkımda bilmeniz gereken bir şey varsa o da sabahları geç saatlere kadar uyuduğumdur.
- I can't sleep with all this noise.
- Bu gürültüde uyuyamıyorum.
- All I want to do now is sleep.
- Şu an tek yapmak istediğim uyumak.
- Tom smothered Mary to death with a pillow while she was sleeping.
- O uyurken, Tom bir yastıkla Mary'yi boğarak öldürdü.
- Ken thought that Tom was sleeping.
- Ken, Tom'un uyuduğunu düşündü.
- Don't let the dog sleep in our bed.
- Köpeğin yatağımızda uyumasına izin verme.
- I'd never sleep in a train station.
- Bir tren istasyonunda asla uyumazdım.
- A driver was sleeping in the car.
- Bir sürücü, arabanın içinde uyuyordu.
- I let her sleep on my couch.
- Kanepemde uyumasına izin verdim.
- Sami slept in the basement.
- Sami bodrumda uyudu.
- I don't want to sleep in this room.
- Bu odada uyumak istemiyorum.
- I doubt that Tom and Mary are still sleeping.
- Tom ve Mary'nin hâlâ uyuduğundan şüpheliyim.
- Tom only slept for three hours last night.
- Tom dün gece sadece üç saat uyudu.
- I can't wait to sleep in my own bed again.
- Ben yine kendi yatağımda uyumak için sabırsızlanıyorum.
- How did you sleep, dear?
- Nasıl uyudun, canım?
- I slept for a couple of hours on the airplane.
- Ben uçakta birkaç saat uyudum.
- Tom didn't sleep.
- Tom uyumadı.
- I slept only three hours.
- Sadece üç saat uyudum.
- I slept through the entire movie.
- Film boyunca uyumuşum.
- I'll read a book while you're sleeping.
- Sen uyurken kitap okuyacağım.
- Did you get any sleep at all?
- Hiç uyudun mu?
- I don't always sleep so well.
- Her zaman iyi uyuyamıyorum.
- I wasn't aware that Tom was sleeping.
- Tom'un uyuduğunun farkında değildim.
- I used to sing Tom to sleep.
- Uyumak için Tom'a şarkı söylerdim.
- Tom thinks that I need to sleep more.
- Tom daha fazla uyumam gerektiğini düşünüyor.
- A Japanese child is a member of a group even while sleeping.
- Japon bir çocuk, uyuyorken bile bir grubun mensubudur.
- Tom is sleeping in the next room.
- Tom yan odada uyuyor.
- Tom decided to sleep in.
- Tom evde uyumaya karar verdi.
- Tom slept for only three hours.
- Tom sadece üç saat uyudu.
- They're sleeping like babies.
- Bebekler gibi uyuyorlar.
- I couldn't sleep last night, so I decided to watch a horror movie.
- Dün gece uyuyamadım, ben de korku filmi izlemeye karar verdim.
- I slept through the entire movie.
- Ben bütün film boyunca uyudum.
- The bed I slept in last night wasn't very comfortable.
- Dün gece uyuduğum yatak pek rahat değildi.
- My father slept through the movie.
- Babam film boyunca uyudu.
- Are you having any difficulty sleeping?
- Uyumakta hiç zorluk çekiyor musun?
- They came while we were sleeping.
- Biz uyurken geldiler.
- I slept lying on my face.
- Yüzüm üzerinde yatarak uyudum.
- I can't sleep with all that noise.
- Bu gürültüde uyuyamıyorum.
- You look like you haven't slept in days.
- Günlerce uyumamış gibi görünüyorsun.
- Why did you let me sleep so late?
- Neden bu kadar geç uyumama izin verdin?
- Tom went back to sleep.
- Tom uyumak için geri döndü.
- He sleeps during the day and works at night.
- Gündüzleri uyuyor, geceleri çalışıyor.
- Tom slept on the porch last night because he'd locked himself out of his house.
- Tom dün gece verandada uyudu çünkü kendini evin dışında kilitlemişti.
- I have to get more sleep.
- Daha fazla uyumam lazım.
- I have a place to sleep.
- Benim uyumak için yerim var.
- Can Tom sleep in my room?
- Tom odamda uyuyabilir mi?
- Don't sleep long.
- Uzun süre uyumayın.
- I couldn't sleep, thinking about it.
- Bunu düşünmekten uyuyamadım.
- Tom couldn't sleep at all last night.
- Tom dün gece hiç uyuyamadı.
- Several students in the back of the classroom were sleeping.
- Sınıfın arkasındaki birkaç öğrenci uyuyorlardı.
- I don't feel like sleeping anymore.
- Artık canım uyumak istemiyor.
- When we sleep, our body temperature drops by several degrees.
- Uyuduğumuzda vücut ısımız birkaç derece düşer.
- I sometimes sleep on the couch.
- Bazen kanepede uyuyorum.
- I don't want to sleep.
- Uyumak istemiyorum.
- She slept more than ten hours yesterday.
- Dün on saatten fazla uyudu.
- Would you mind if I catch some sleep?
- Biraz uyumamın sakıncası var mı?
- I think I'm going back to sleep.
- Sanırım uyumaya geri gidiyorum.
- I don't sleep much.
- Ben çok uyumam.
- Which bed do I sleep in?
- Hangi yatakta uyuyorum?
- I slept too much.
- Çok fazla uyudum.
- Tom slept under the tree, using his knapsack for a pillow.
- Tom sırt çantasını yastık olarak kullanarak ağacın altında uyumuş.
- Which side of the bed do you sleep on?
- Yatağın hangi tarafında uyursun?
- I see you've never slept with a cat.
- Bir kediyle hiç uyumadığını görüyorum.
- She sleeps with two pillows.
- İki yastıkla uyuyor.
- Tom is sleeping in his chair.
- Tom koltuğunda uyuyor.
- Tom has been sleeping in his car.
- Tom arabasında uyuyor.
- They slept on public streets, buses, or trains.
- Onlar kamu sokaklarında, otobüslerde ya da trenlerde uyudu.
- Tom is in the next room trying to get some sleep.
- Tom yan odada uyumaya çabalıyor.
- He slept until ten o'clock.
- Saat ona kadar uyudu.
- Was Tom sleeping?
- Tom uyuyor muydu?
- How many hours of sleep do you get every night?
- Her gece kaç saat uyuyorsun?
- It's too hot to sleep.
- Uyuyamayacak kadar sıcak.
- I can't sleep at all!
- Hiç uyuyamıyorum!
- It's no wonder Tom's sleeping poorly; he drinks up to twelve cups of coffee a day.
- Tom'un az uyumasına şaşmamalı; günde bazen on iki fincan kahve içiyor.
- Where do you want to sleep tonight?
- Bu gece nerede uyumak istersin?
- I didn't sleep.
- Ben uyumadım.
- I sleep on a cot.
- Ben bir karyolada uyurum.
- Tom slept for twelve hours straight.
- Tom on iki saat boyunca uyudu.
- Were you able to sleep at all?
- Hiç uyuyabildin mi?
- How many hours did you sleep last night?
- Dün gece kaç saat uyudun?
- Then I can still have five more minutes of sleep.
- O zaman beş dakika daha uyuyabilirim.
- You need to sleep.
- Uyuman gerekir.
- I don't think I'll get any sleep tonight.
- Bu gece biraz uyuyacağımı sanmıyorum.
- How did you know I wasn't sleeping?
- Benim uyumadığımı nasıl bildin?
- Tom felt very tired after sleeping for so long.
- Tom çok uzun süre uyuduktan sonra çok yorgun hissetti.
- We should all sleep easier now.
- Artık hepimiz daha rahat uyuyabiliriz.
- Why are you still not sleeping?
- Neden hala uyumuyorsun?
- I just can't sleep.
- Uyuyamıyorum.
- I just want to sleep for a few hours.
- Sadece birkaç saat uyumak istiyorum.
- I thought Tom might be sleeping.
- Tom'un uyuyor olabileceğini düşündüm.
- I'm going to give you something to help you sleep.
- Uyumana yardımcı olacak bir şey vereceğim.
- I think I'm going back to sleep.
- Sanırım uyumaya geri döneceğim.
- You can't sleep more than 24 hours a day.
- Günde 24 saatten fazla uyuyamazsın.
- Can you sleep on airplanes?
- Uçaklarda uyuyabiliyor musun?
- Sami was sleeping in the bedroom.
- Sami yatak odasında uyuyordu.
- He could not sleep because of the heat.
- Sıcaktan dolayı uyuyamadı.
- Tom slept for more than three hours this afternoon.
- Tom bu öğleden sonra üç saatten daha fazla uyudu.
- I just wish I could sleep.
- Keşke uyuyabilsem.
- Don't you ever sleep?
- Hiç uyumaz mısın?
- Tom slept in his clothes.
- Tom kıyafetleriyle uyudu.
- My father may be sleeping.
- Babam uyuyor olabilir.
- That baby will have slept five hours by noon.
- Bu bebek öğlene kadar beş saat uyumuş olacak.
- Tom slept for a few hours.
- Tom birkaç saat uyudu.
- It doesn't matter whether I'm sleeping or awake, I'm always thinking about you.
- Uyurken ya da uyanıkken fark etmez, hep seni düşünüyorum.
- Do you like to sleep in late?
- Geç saatlere kadar uyumayı sever misin?
- You'll sleep better tonight.
- Bu gece daha iyi uyuyacaksın.
- I usually sleep at nine.
- Ben genellikle dokuzda uyurum.
- You can sleep here if you want.
- İstersen burada uyuyabilirsin.
- Sami slept with a pistol under his pillow.
- Sami yastığının altında bir tabanca ile uyuyordu.
- In Canada we sleep in a bed, not on the floor.
- Kanada'da yerde değil yatakta uyuruz.
- Look at the cute little baby sleeping in the cradle.
- Beşikte uyuyan sevimli, küçük bebeğe bak.
- He finished his work without sleep or rest.
- O uyumadan ve dinlenmeden işini bitirdi.
- I let them sleep until noon.
- Öğleye kadar onların uyumasına izin verdim.
- Did you always sleep with the window open?
- Hep açık pencere ile mi uyudun?
- She slept more than ten hours yesterday.
- O, dün on saatten daha fazla uyudu.
- I can scarcely sleep at night.
- Geceleri zar zor uyuyabiliyorum.
- I slept better than I did last night.
- Dün gece uyuduğumdan daha iyi uyudum.
- The kids are sleeping.
- Çocuklar uyuyorlar.
- A driver was sleeping in the car.
- Bir şoför arabada uyuyordu.
- Tom is the only one still sleeping.
- Tom hâlâ uyuyan tek kişi.
- She says that recently she isn't able to get enough sleep.
- Son zamanlarda yeterince uyuyamadığını söylüyor.
- Don't you want to sleep?
- Uyumak istemiyor musun?
- Tom sure does sleep a lot, doesn't he?
- Tom çok uyuyor, değil mi?
- New York City is known as the city that never sleeps.
- New York City hiç uyumayan şehir olarak bilinir.
- Does Tom want to sleep on the couch?
- Tom kanepede uyumak ister mi?
- There was a Persian cat sleeping on the table.
- Masanın üzerinde uyuyan bir İran kedisi vardı.
- I hope you were able to get more sleep than I did.
- Benden daha fazla uyuyabildiğini umuyorum.
- It was only when the fog lifted that we noticed that we had slept on the edge of an abyss.
- Bir uçurumun kenarında uyuduğumuzu ancak sis dağılınca fark ettik.
- Tom can sleep on the couch.
- Tom kanepede uyuyabilir.
- How long has it been since you slept?
- En son ne zaman uyudunuz?
- Now I can finally sleep easy.
- Şimdi nihayet kolay uyuyabilirim.
- Tom said that he couldn't sleep at all last night.
- Tom dün gece hiç uyuyamadığını söyledi.
- I don't mind sleeping on the floor.
- Ben yerde uyumayı umursamıyorum.
- He slept with the window open.
- Pencere açık uyudu.
- I haven't been sleeping very much lately.
- Son zamanlarda pek uyuyamıyorum.
- I hit the snooze button and went back to sleep.
- Erteleme düğmesine bastım ve uyumaya devam ettim.
- Tom slept at our place last night.
- Tom dün gece bizim evimizde uyudu.
- We're just looking for somewhere to sleep.
- Biz sadece uyumak için bir yer arıyoruz.
- Tom might sleep on our sofa tonight.
- Tom bu gece bizim kanepede uyuyabilir.
- You need sleep.
- Uyuman lazım.
- I sleep on a cot.
- Bir karyolada uyuyorum.
- I'll bet you didn't sleep a wink last night.
- Dün gece göz kırpmadan uyumadığına bahse girerim.
- She needs to sleep more.
- Daha çok uyuması lazım.
- I can sleep on a tree.
- Bir ağaçta uyuyabilirim.
- Tom wasn't able to sleep on the bus.
- Tom otobüste uyuyamadı.
- We couldn't sleep on account of the noise.
- Gürültüden uyuyamıyorduk.
- I slept just two hours.
- Sadece iki saat uyumuşum.
- How many hours a night do you sleep?
- Gecede kaç saat uyuyorsun?
- Tom slept under a bridge last night.
- Tom dün gece bir köprünün altında uyudu.
- How did Tom sleep?
- Tom nasıl uyudu?
- Where is the cat sleeping?
- Kedi nerede uyuyor?
- Jim was so tired that he lay down and slept.
- Jim o kadar yorgundu ki uzanıp uyudu.
- I want to sleep for a while.
- Bir süreliğine uyumak istiyorum.
- I cried myself to sleep almost every night.
- Neredeyse her gece uyuyana kadar ağladım.
- The baby continues to sleep.
- Bebek uyumaya devam ediyor.
- You were sleeping, weren't you?
- Uyuyordun, değil mi?
- Most of the town was sleeping.
- Kasabanın çoğu uyuyordu.
- I'll give you something to help you sleep.
- Sana uyumana yardım edecek bir şey vereceğim.
- He slept like a log all night and most of the next day.
- Bütün gece ve ertesi günün büyük bir kısmında kütük gibi uyudu.
- Layla shot Sami in the head while he slept.
- Layla, Sami uyurken onu başından vurdu.
- Did you sleep enough last night?
- Dün gece yeterince uyudun mu?
- Tom doesn't mind sleeping on the couch.
- Tom kanepede uyumayı sorun etmiyor.
- Tom is sleeping on the couch.
- Tom kanepede uyuyor.
- I haven't slept in forty-eight hours.
- Kırk sekiz saat uyumadım.
- Don't wake up the sleeping child.
- Uyuyan çocuğu uyandırma.
- She slept even more.
- Daha da fazla uyudu.
- I might not sleep very well tonight.
- Bu gece çok uyumayabilirim.
- How long did you sleep last night?
- Dün gece ne kadar uyudun?
- Mary was sleeping.
- Mary uyuyordu.
- They slept a little in the room.
- Odada biraz uyudular.
- Did you sleep OK?
- İyi uyudun mu?
- Tom must be sleeping in.
- Tom evde uyuyor olmalı.
- Tom won't get much sleep tonight.
- Tom bu gece fazla uyumayacak.
- You sure do sleep a lot.
- Sen kesinlikle çok uyuyorsun.
- I always have trouble sleeping the night before a big concert.
- Büyük bir konserden önceki gece uyumakta hep zorlanırım.
- Could I get a few hours of sleep?
- Birkaç saat uyuyabilir miyim.
- Is she still not sleeping?
- Hâlâ uyumuyor mu?
- I don't think Tom will be sleeping when we get there.
- Oraya vardığımızda Tom'un uyuyacağını sanmıyorum.
- Last night was very hot and muggy, so I didn't sleep so well.
- Dün gece çok sıcak ve bunaltıcıydı, bu yüzden pek iyi uyuyamadım.
- Sami slept in that room.
- Sami o odada uyudu.
- I couldn't sleep well last night, because it was so hot.
- Dün güzel uyuyamadım, hava çok sıcaktı.
- We slept in the same room.
- Biz aynı odada uyuduk.
- I thought you went to your room to sleep.
- Uyumak için odana gittiğini düşündüm.
- Where's Tom sleeping?
- Tom nerede uyuyor?
- Tom says Mary is still sleeping.
- Tom, Mary'nin hâlâ uyuduğunu söyledi.
- I slept fine.
- İyi uyudum.
- We slept in the open, under the stars.
- Açık havada, yıldızların altında uyuduk.
- Tom and Mary were still sleeping when John left for school.
- John okula gitmek için ayrıldığında Tom ve Mary hala uyuyorlardı.
- Is Tom still sleeping?
- Tom hala uyuyor mu?
- Tom went back to sleep as if nothing had happened.
- Tom hiçbir şey olmamış gibi uyumaya devam etti.
- Did you sleep in here?
- Burada uyudun mu?
- I don't know if I'm going to be able to sleep.
- Uyuyabilecek miyim bilmiyorum.
- How can you sleep with all this happening?
- Tüm bunlar olurken nasıl uyuyabiliyorsun?
- Tom's parents sleep in separate rooms.
- Tom'un anne ve babası ayrı odalarda uyuyor.
- I think Tom is still sleeping.
- Sanırım Tom hâlâ uyuyor.
- Are you sleeping in here?
- Burada mı uyuyorsunuz?
- Tom didn't sleep very well last night.
- Tom dün gece pek iyi uyuyamadı.
- You were sleeping.
- Uyuyordun.
- She slept with one ear open.
- O bir kulağı açık uyudu.
- I don't know how he sleeps at night.
- Geceleri nasıl uyuduğunu bilmiyorum.
- Layla slept in the guest room.
- Layla misafir odasında uyudu.
- I haven't had much sleep.
- Fazla uyuyamadım.
- They slept in the car because they couldn't find a hotel.
- Otel bulamadıkları için arabada uyudular.
- Sami hasn't slept in this apartment since last week.
- Sami geçen haftadan beri bu dairede uyumadı.
- Tom doesn't sleep much anymore.
- Tom artık pek uyumuyor.
- Would you mind if I catch some sleep?
- Biraz uyusam sorun olur mu?
- They usually sleep in this room.
- Genelde bu odada uyurlar.
- I just need to get a few hours sleep.
- Sadece birkaç saat uyumam lazım.
- I ended up sleeping all day.
- Bütün gün uyudum.
- He's probably sleeping.
- O, muhtemelen uyuyor.
- How much sleep did you get last night?
- Dün gece ne kadar uyudun?
- Most of the passengers on the bus were sleeping.
- Otobüsteki yolcuların çoğu uyuyordu.
- Would you mind if I slept here?
- Burada uyuyabilir miyim?
- I have trouble sleeping at night.
- Geceleri uyumakta zorlanıyorum.
- I slept too long.
- Ben çok uzun uyudum.
- May I sleep on the couch?
- Ben kanepede uyuyabilir miyim?
- I don't have anywhere to sleep tonight.
- Bu gece uyuyacak yerim yok.
- I slept for 11 hours last night.
- Dün gece 11 saat boyunca uyudum.
- Tom doesn't sleep here.
- Tom burada uyumuyor.
- I could barely sleep.
- Zar zor uyuyabiliyordum.
- Do you mind if I sleep here?
- Burada uyumamın bir sakıncası var mı?
- Tom and his dog sleep in the same room.
- Tom ve köpeği aynı odada uyuyor.
- Maybe Tom wants to sleep a little longer.
- Belki Tom biraz daha uyumak istiyordur.
- I let Tom sleep until noon.
- Tom'un öğlene kadar uyumasına izin verdim.
- Tom may not be sleeping.
- Tom uyumuyor olabilir.
- The children are supposed to be sleeping now.
- Şimdi çocukların uyuması gerekiyor.
- I always sleep on the floor.
- Her zaman yerde uyurum.
- I slept on the bus.
- Ben otobüste uyudum.
- I slept last night more than I usually do.
- Dün gece normalde uyuduğumdan daha fazla uyudum.
- You know how you get when you don't get enough sleep.
- Yeterince uyumadığınızda nasıl olduğunuzu bilirsiniz.
- My cat slept next to me.
- Kedim yanımda uyudu.
- Night is when most people sleep.
- Gece birçok insanın uyuduğu zamandır.
- He may have been sleeping at the time.
- Belki de o sırada uyuyordu.
- I didn't get any sleep last night.
- Dün gece hiç uyuyamadım.
- Tom sleeps in the master bedroom.
- Tom büyük yatak odasında uyuyor.
- The baby cried himself to sleep.
- Bebek uyuyana kadar ağladı.
- My wife cannot sleep.
- Karım uyuyamıyor.
- I have to get more sleep.
- Daha fazla uyumalıyım.
- I can't sleep.
- Uyuyamıyorum.
- She is used to sleeping in a tent.
- Çadırda uyumaya alışkın.
- I'd like to sleep with you.
- Seninle uyumak istiyorum.
- You have to get enough sleep.
- Yeterince uyumalısın.
- When bears sleep or lie down, their postures depend on whether they want to get rid of heat or conserve it.
- Ayıların uyuma ve yatma pozisyonları ısınmak veya serinlemek istemelerine bağlıdır.
- I usually sleep eight hours a day.
- Genellikle günde sekiz saat uyurum.
- Those cats always sleep on the carpet.
- Bu kediler hep halının üzerinde uyuyor.
- Don't you feel better now that you've slept a while?
- Bir süre uyuduğunuz için şimdi kendinizi daha iyi hissetmiyor musunuz?
- I couldn't sleep on the plane.
- Uçakta uyuyamadım.
- They sleep in separate bedrooms even though they're married.
- Evli olmalarına rağmen ayrı yatak odalarında uyuyorlar.
- Do Tatoeba contributors sleep?
- Tatoeba'ya katkıda bulunanlar uyuyor mu?
- Are you having trouble sleeping?
- Uyumakta zorlanıyor musun?
- I was told that I should sleep at least seven hours a day.
- Bana günde en az yedi saat uyumam gerektiği söylendi.
- I can't sleep with the lights on.
- Işıklar açıkken uyuyamıyorum.
- The boy sleeps in the living room.
- Çocuk oturma odasında uyuyor.
- I went back to sleep.
- Uyumaya geri döndüm.
- Horses sleep standing up.
- Atlar ayakta uyurlar.
- Tom didn't get much sleep last night.
- Tom dün gece çok uyumadı.
- I slept all day yesterday, since it was Sunday.
- Pazar olduğu için dün bütün gün uyudum.
- I think you ought to get a little sleep.
- Bence biraz uyumalısın.
- You sure do sleep a lot.
- Çok uyuduğun kesin.
- Tom appeared to be sleeping.
- Tom uyuyormuş gibi yaptı.
- Sami slept until 6 o'clock.
- Sami saat 6'ya kadar uyudu.
- Does Tom want to sleep on the couch?
- Tom kanepede uyumak istiyor mu?
- I didn't sleep.
- Uyumadım.
- Tom never seems to want to sleep.
- Tom hiç uyumak istemiyor gibi görünüyor.
- Why couldn't you sleep last night?
- Neden dün gece uyuyamadın?
- Were you sleeping?
- Uyuyor muydunuz?
- I'm used to getting more sleep.
- Daha fazla uyumaya alışkınım.
- Is she sleeping?
- Uyuyor mu?
- She's tired, she wants to sleep a while longer.
- Yorgun o, biraz daha uyumak istiyor.
- He's probably sleeping.
- Muhtemelen uyuyordur.
- Fuck, I cannot sleep because those damned owls are hooting so loudly.
- Siktir, uyuyamıyorum çünkü o kahrolası baykuşlar çok yüksek sesle ötüyorlar.
- I was unable to sleep, so I made myself some coffee.
- Uyuyamadım bu yüzden kendime bir kahve yaptım.
- Tom slept in a hammock.
- Tom bir hamakta uyudu.
- He snores loudly while sleeping.
- Uyurken yüksek sesle horluyor.
- The guys are sleeping like dogs.
- Herifler köpek gibi uyuyor.
- We usually sleep in this room.
- Genellikle bu odada uyuruz.
- Are we going to have to sleep here?
- Burada mı uyumak zorundayız?
- I hardly got any sleep last night.
- Dün gece neredeyse hiç uyumadım.
- He who sleeps with dogs wakes up with fleas.
- Köpekle uyuyan pireyle uyanır.
- Elephants usually only sleep two or three hours a day.
- Filler genellikle günde sadece iki ya da üç saat uyurlar.
- I thought Tom would sleep until noon.
- Tom'un öğlene kadar uyuyacağını düşünmüştüm.
- I slept on the couch last night.
- Dün gece divanda uyudum.
- Tom slept much longer than he had planned to.
- Tom planladığından daha uzun uyudu.
- Tom looks like he hasn't slept in days.
- Tom günlerdir uyumamış gibi görünüyor.
- Tom allowed Mary to cry herself to sleep.
- Tom Mary'nin ağlaya ağlaya uyumasına izin verdi.
- Tom will probably just let Mary cry herself to sleep.
- Tom muhtemelen Mary'nin ağlaya ağlaya uyumasına izin verecek.
- Did I sleep long?
- Çok mu uyudum?
- Tom slept without a pillow.
- Tom yastıksız uyudu.
- I slept with my clothes on.
- Kıyafetlerimle uyudum.
- How come you don't want to sleep?
- Neden uyumak istemiyorsun?
- You can't sleep more than 24 hours a day.
- Bir günde 24 saatten fazla uyuyamazsın.
- Tom slept three hours.
- Tom üç saat uyudu.
- This will help you sleep.
- Bu uyumana yardımcı olur.
- Who is sleeping in my bed?
- Yatağımda kim uyuyor?
- Tom sleeps on the bottom bunk.
- Tom alt ranzada uyuyor.
- Let him sleep.
- Bırakın uyusun.
- Tom doesn't mind sleeping on the couch.
- Tom kanepede uyumaya karşı çıkmıyor.
- Tom says Mary is still sleeping.
- Tom Mary'nin hâlâ uyuduğunu söylüyor.
- My brother is still sleeping.
- Kardeşim hala uyuyor.
- Maybe you're not getting enough sleep.
- Belki de sen yeterince uyumuyorsun.
- It's time to get some sleep.
- Biraz uyuma vakti geldi.
- I'm going back to sleep.
- Ben uyumaya dönüyorum.
- I slept better than I did last night.
- Dün geceden daha iyi uyudum.
- You're not going to let me sleep, are you?
- Uyumama izin vermeyeceksin, değil mi?
- My daughter sleeps eight hours a day.
- Kızım günde sekiz saat uyuyor.
- Tom is used to sleeping in a tent.
- Tom bir çadırda uyumaya alışkın.
- Tom hasn't slept in three days.
- Tom üç gündür uyumadı.
- The baby cried herself to sleep.
- Bebek ağlayarak uyudu.
- Sometimes I read so much that I forget about food and sleep.
- Bazen o kadar çok okuyorum ki yemek yemeyi ve uyumayı unutuyorum.
- Tom had very little sleep last night.
- Tom dün gece çok az uyudu.
- Tom says that recently he isn't able to get enough sleep.
- Tom, son zamanlarda yeterice uyuyamadığını söylüyor.
- Why did you sleep in that chair?
- Neden o sandalyede uyudun?
- It's not good to sleep in the car.
- Araba da uyumak iyi değildir.
- When Mike returned to Jane's house, she was sleeping.
- Mike Jane'in evine döndüğünde Jane uyuyordu.
- I don't know how you sleep at night.
- Gece nasıl uyuduğunu bilmiyorum.
- They slept in the same room.
- Onlar aynı odada uyudular.
- I usually sleep for about eight hours.
- Genellikle yaklaşık sekiz saat uyurum.
- I just need to get a few hours sleep.
- Sadece birkaç saat uyumam gerekiyor.
- Bears also tend to sleep more during the day than at night, although in the summer, with twenty-four hours of light, this does not apply.
- Her ne kadar yaz aylarında yirmi dört saat ışık olduğu için bu durum geçerli olmasa da, ayılar aynı zamanda gündüzleri geceye göre daha fazla uyuma eğilimindedir .
- We must sleep at least eight hours a day.
- Bir günde en az sekiz saat uyumalıyız.
- Layla slept in the guest room.
- Leyla misafir odasında uyudu.
- The baby is sleeping on the bed.
- Bebek yatakta uyuyor.
- Tom sleeps all the time.
- Tom sürekli uyuyor.
- I only slept for about thirty minutes.
- Sadece otuz dakika kadar uyudum.
- When my son is doing nothing bad, he is sleeping.
- Oğlumun kötü bir şeyler yapmadığı zaman, uyuduğu zamandır.
- Tom will probably only sleep about three hours.
- Muhtemelen Tom yaklaşık sadece üç saat uyuyacak.
- Tom is sleeping now, isn't he?
- Tom şu an uyuyor, değil mi?
- The boy slept eight hours.
- Oğlan sekiz saat uyudu.
- Can I sleep here?
- Burada uyuyabilir miyim?
- Tom slept on the top bunk.
- Tom üst ranzada uyudu.
- We haven't slept in days.
- Günlerdir uyumadık.
- Tom slept with his clothes on.
- Tom kıyafetleriyle uyudu.
- I could hardly sleep last night.
- Dün gece zor uyudum.
- Where is Tom sleeping?
- Tom nerede uyuyor?
- I want to stay home and sleep all day.
- Evde kalmak ve bütün gün uyumak istiyorum.
- I slept very well.
- Çok iyi uyudum.
- You sure sleep a lot.
- Çok uyuduğun kesin.
- Tom was sleeping soundly on the couch.
- Tom kanepede mışıl mışıl uyuyordu.
- The cat is now sleeping.
- Kedi şimdi uyuyor.
- Did you sleep here?
- Burada mı uyudun?
- I have to sleep now.
- Şimdi uyumak zorundayım.
- Tom must've slept a long time.
- Tom uzun zaman uyumuş olmalı.
- Recently, no matter how much I sleep, it never seems to be enough.
- Son zamanlarda, ne kadar uyursam uyuyayım, asla yeterli görünmüyor.
- I wonder whether or not Tom is sleeping.
- Tom'un uyuyup uyumadığını merak ediyorum.
- When Mike went to Jane's house, she was sleeping.
- Mike Jane'in evine gittiğinde, Jane uyuyordu.
- Tom was sleeping on the sofa.
- Tom kanepede uyuyordu.
- The child was sleeping on its mothers lap.
- Çocuk annesinin kucağında uyuyordu.
- I simply want to get a little sleep.
- Ben sadece biraz uyumak istiyorum.
- If you're sleepy, you should sleep.
- Uykuluysanız, uyumalısın.
- I don't sleep here.
- Ben burada uyumam.
- Nobody slept.
- Kimse uyumadı.
- Tom allowed Mary to cry herself to sleep.
- Tom, Mary'nin ağlayarak uyumasına izin verdi.
- Tom sure does sleep a lot.
- Tom kesinlikle çok uyuyor.
- I haven't had much sleep lately.
- Son zamanlarda çok uyumadım.
- Tom was sleeping.
- Tom uyuyordu.
- Samara Morgan never sleeps.
- Samara Morgan asla uyumaz.
- Tom says he can't sleep.
- Tom uyuyamadığını söylüyor.
- Tom is sleeping like a baby.
- Tom bir bebek gibi uyuyor.
- We found him sleeping under the desk.
- Onu masanın altında uyurken bulduk.
- I will marry you provided I can sleep in my own bed.
- Kendi yatağımda uyumak şartıyla seninle evlenirim.
- I know he is sleeping.
- Onun uyuduğunu biliyorum.
- Don't disturb her while she is sleeping.
- Uyurken onu rahatsız etmeyin.
- Tom slept almost 14 hours.
- Tom neredeyse 14 saat uyudu.
- I like sleeping.
- Ben uyumayı seviyorum.
- You couldn't sleep either, huh?
- Sen de uyuyamadın, ha?
- Perhaps you'd like to sleep on it.
- Belki üzerinde uyumak istersin.
- The children are supposed to be sleeping now.
- Çocukların şu anda uyuyor olması gerekiyordu.
- Tom slept through the earthquake.
- Tom deprem boyunca uyudu.
- Tom can sleep in my bed if he wants to.
- Eğer istiyorsa Tom yatağımda uyuyabilir.
- She slept deeply.
- Derin bir uyku çekti.
- The woman sleeps in the bedroom.
- Kadın yatak odasında uyuyor.
- You shouldn't sleep out here on the porch.
- Burada verandada uyumamalısın.
- When Mike returned to Jane's house, she was sleeping.
- Mike Jane'in evine döndüğünde o uyuyordu.
- Right now, Tom is sleeping like a lamb.
- Tom şu anda kuzu gibi uyuyor.
- I don't have time to sleep.
- Uyumak için zamanım yok.
- I have trouble sleeping.
- Uyumakta zorlanıyorum.
- Mary sleeps at Emma's home.
- Mary, Emma'nın evinde uyuyor.
- We should all sleep easier now.
- Artık hepimizin daha rahat uyuması gerekiyor.
- I think that you sleep very well.
- Bence çok iyi uyuyorsun.
- Fadil just slept.
- Fadıl sadece uyudu.
- I'll sleep better tonight.
- Bu gece daha iyi uyuyacağım.
- The kitten slept soundly.
- Kedi yavrusu mışıl mışıl uyudu.
- Tom slept in the car while Mary was driving.
- Mary araba kullanırken Tom arabada uyudu.
- He could not sleep because of the heat.
- Sıcaktan uyuyamadı.
- My dog sleeps next to my bed.
- Köpeğim yatağımın yanında uyuyor.
- Yanni slept during the day.
- Yanni gün boyunca uyudu.
- Tom wants to sleep on it.
- Tom üzerinde uyumak istiyor.
- Turn off the light - I can't sleep.
- Işığı kapat - Uyuyamıyorum.
- He pretended to be sleeping.
- O, uyuyor gibi yapıyordu.
- Did you sleep yesterday afternoon?
- Dün öğleden sonra uyudun mu?
- He slept an hour.
- O, bir saat uyudu.
- She slept at ten o'clock yesterday.
- Dün saat onda uyudu.
- He always leaves the window open when he sleeps.
- Uyurken pencereyi hep açık bırakır.
- He slept soundly.
- Mışıl mışıl uyudu.
- Tom knew that Mary was still sleeping.
- Tom, Mary'nin hala uyuduğunu biliyordu.
- Tom looked like he hadn't slept in days.
- Tom günlerdir uyumamış gibi görünüyordu.
- Is your friend still sleeping?
- Arkadaşın hâlâ uyuyor mu?
- Tom let me sleep in.
- Tom geç saatlere kadar uyumama izin verdi.
- The cat on the table is sleeping.
- Masanın üstündeki kedi, uyuyor.
- During the winter, I sleep with two quilts.
- Kış boyunca iki yorganla uyuyorum.
- I slept fine.
- Ben iyi uyudum.
- He went to bed, but he didn't sleep.
- O, yatağa gitti ama uyumadı.
- You look like you haven't slept in days.
- Günlerdir uyumamış gibi görünüyorsun.
- I always want to sleep after dinner.
- Akşam yemeğinden sonra hep uyumak isterim.
- Perhaps you'd like to sleep on it.
- Belki onun üstünde uyumak istersin.
- I haven't been getting a lot of sleep lately.
- Son zamanlarda çok fazla uyumuyorum.
- This room is not suitable for sleeping.
- Bu oda uyumak için uygun değil.
- I slept soundly.
- Ben mışıl mışıl uyudum.
- He slept soundly.
- O mışıl mışıl uyudu.
- Let me sleep for another ten minutes.
- On dakika daha uyuyayım.
- Tom still sleeps next to his mom.
- Tom hâlâ annesinin yanında uyuyor.
- I slept on the bus.
- Otobüste uyudum.
- The cat isn't sleeping.
- Kedi uyumuyor.
- Maybe you're just not getting enough sleep.
- Belki de yeterince uyumuyorsundur.
- He does nothing but eat and sleep.
- O yemekten ve uyumaktan başka bir şey yapmaz.
- I have to sleep.
- Uyumak zorundayım.
- The cat is sleeping on the table.
- Kedi masanın üstünde uyuyor.
- Tom slept restlessly.
- Tom huzursuzca uyudu.
- I slept in the barn.
- Ahırda uyudum.
- He finished his work without sleep or rest.
- Uyumadan ya da dinlenmeden işini bitirdi.
- How much sleep do you usually get?
- Genelde ne kadar uyursun?
- Make sure you get enough sleep.
- Yeterince uyuduğundan emin ol.
- Tom slept with his shoes on.
- Tom ayakkabılarıyla uyudu.
- The heat's preventing me from sleeping.
- Sıcak uyumamı engelliyor.
- Tom hasn't slept at all since the day before yesterday.
- Tom dünden önceki günden beri hiç uyumadı.
- Last night was very hot and muggy and I didn't sleep very well.
- Dün gece çok sıcak ve bunaltıcıydı ve çok iyi uyumadım.
- I let him sleep on my couch.
- Onun, benim divanımda uyumasına izin verdim.
- Would you mind if I sleep here tonight?
- Bu gece burada uyumamın bir mahzuru var mı?
- Tom slept on a park bench.
- Tom parktaki bankta uyudu.
- The old man slept very late that morning.
- Yaşlı adam o sabah çok geç uyudu.
- On which bed would you like to sleep?
- Hangi yatakta uyumak istersin?
- Tom smothered Mary to death with a pillow while she was sleeping.
- Tom, Mary uyurken onu yastıkla boğarak öldürdü.
- Have I slept a long time?
- Uzun süre uyudum mu?
- I always sleep on the floor.
- Ben hep yerde uyurum.
- Let me sleep for ten more minutes.
- On dakika daha uyumak için bana izin ver.
- Inmates were forced to sleep in one cell, often sideways.
- Mahkumlar tek bir hücrede, çoğu zaman yan yatarak uyumaya zorlanmıştır.
- I slept only two hours.
- Sadece iki saat uyudum.
- I barely slept last night.
- Dün gece zar zor uyudum.
- Tom will probably sleep better tonight.
- Tom bu gece muhtemelen daha iyi uyuyacak.
- I didn't get much sleep tonight.
- Bu gece fazla uyumadım.
- Tom will be sleeping by the time we get there.
- Biz oraya varana kadar Tom uyumuş olur.
- When I left the house this morning, Tom was still sleeping.
- Bu sabah evden çıktığımda Tom hâlâ uyuyordu.
- May I sleep on your couch tonight?
- Bu gece kanepende uyuyabilir miyim?
- During the winter, I sleep with two quilts.
- Kış boyunca, iki yorgan ile uyurum.
- The baby is still sleeping.
- Bebek hâlâ uyuyor.
- A sleeping child is like an angel.
- Uyuyan bir çocuk melek gibidir.
- Sami slept with one eye open.
- Sami bir gözü açık uyudu.
- You don't sleep much, do you?
- Fazla uyumuyorsun, değil mi?
- Did you get enough sleep last night?
- Dün gece yeterince uyudun mu?
- The noise outside his window prevented him from sleeping.
- Pencerenin dışındaki gürültü uyumasına engel oluyordu.
- Tom is the only one still sleeping.
- Tom hala uyuyan tek kişi.
- Tom is sleeping upstairs.
- Tom yukarıda uyuyor.
- I slept on the couch last night.
- Dün gece kanepede uyudum.
- Tom could use some sleep.
- Tom biraz uyuyabilirdi.
- Tom won't be getting much sleep tonight.
- Tom bu gece fazla uyuyamayacak.
- He will be sleeping when you get to his house.
- Evine gittiğinizde o uyuyor olacaktır.
- Where did Tom sleep last night?
- Tom dün gece nerede nerede uyudu?
- Tom let me sleep in.
- Tom uyumama izin verdi.
- While sleeping, he snored loudly.
- Uyurken yüksek sesle horluyordu.
- All Jack does is sleep.
- Jack'in tek yaptığı uyumak.
- People should sleep at least 7 hours each night.
- İnsanlar her gece en az 7 saat uyumalı.
- Sami slept for six hours.
- Sami altı saat uyudu.
- I slept like a baby.
- Bir bebek gibi uyudum.
- How many hours do you usually sleep?
- Genellikle kaç saat uyursun?
- Most of the town was sleeping.
- Şehrin çoğu uyuyordu.
- I want to sleep a little longer.
- Biraz daha uzun uyumak istiyorum.
- I haven't been getting enough sleep.
- Yeterince uyuyamadım.
- The cat slept on the table.
- Kedi masanın üstünde uyudu.
- I actually slept quite well last night.
- Dün gece gerçekten çok iyi uyudum.
- I didn't get much sleep tonight.
- Bu gece pek uyuyamadım.
- Sami and Layla slept in separate rooms.
- Sami ve Leyla ayrı odalarda uyudular.
- I need to catch up on some sleep.
- Biraz uyumam gerekiyor.
- Are you having trouble sleeping?
- Uyumakta zorluk mu yaşıyorsunuz?
- Ken thought that Tom was sleeping.
- Ken, Tom'un uyuduğunu sanıyordu.
- I usually sleep at nine.
- Genelde dokuzda uyurum.
- He wasn't sleeping when I came home.
- Eve geldiğimde, o uyumuyordu.
- He thinks that you need to sleep more.
- Daha fazla uyuman gerektiğini düşünüyor.
- Let me sleep on it.
- Bırak da uyuyayım.
- He doesn't sleep.
- O uyumaz.
- If you don't sleep, you'll die.
- Uyumazsan ölürsün.
- Tom wasn't sleeping.
- Tom uyumuyordu.
- We must sleep at least seven hours a day.
- Günde en az yedi saat uyumalıyız.
- Tom said he didn't think that Mary was sleeping.
- Tom, Mary'nin uyuduğunu sanmadığını söyledi.
- I haven't been sleeping much.
- Pek uyuyamadım.
- I cried myself to sleep last night.
- Dün gece ağlaya ağlaya uyudum.
- We must sleep at least eight hours a day.
- Günde en az sekiz saat uyumalıyız.
- I did the washing while the baby was sleeping.
- Bebek uyurken çamaşır yıkadım.
- Right now, all I want to do is sleep for a few hours.
- Şu anda bütün yapmak istediğim birkaç saat boyunca uyumaktır.
- I've a lot of sleep to catch up on this week.
- Bu hafta uyumam gereken çok şey var.
- Would you like to sleep a little longer?
- Biraz daha uyumak ister misin?
- I doubt Tom and Mary are still sleeping.
- Tom ve Mary'nin hala uyuduğundan şüpheliyim.
- I've never told anyone why I have trouble sleeping.
- Kimseye neden uyumakta zorlandığımı söylemedim.
- You could sleep in the hammock.
- Hamakta uyuyabilirsin.
- He only slept for three hours last night.
- Dün gece sadece üç saat uyumuş.
- Sami slept with a gun under his pillow.
- Sami yastığının altında bir silahla uyudu.
- Tom went right to sleep.
- Tom hemen uyudu.
- I slept a little during lunch break because I was so tired.
- Çok yorgun olduğum için öğle yemeği molası sırasında biraz uyudum.
- I can't sleep without a pillow.
- Ben de yastıksız uyuyamıyorum.
- Tom isn't going to be getting much sleep tonight.
- Tom bu gece fazla uyuyamayacak.
- Tom doesn't sleep much anymore.
- Tom artık fazla uyumuyor.
- Tom and John sleep in the same room.
- Tom ve John aynı odada uyuyorlar.
- That horror movie was very scary and I couldn't sleep after watching it.
- Bu korku filmi çok korkutucuydu ve izledikten sonra uyuyamadım.
- I can't sleep any more.
- Artık uyuyamıyorum.
- Tom slept on the sofa.
- Tom kanepede uyudu.
- Sami slept in the master suite.
- Sami ana süitte uyudu.
- I just couldn't sleep.
- Uyuyamadım.
- Have you ever slept on a water bed?
- Hiç su yatağında uyudun mu?
- Sometimes he sleeps longer than he should.
- Bazen haddinden fazla uyuyor.
- They're probably sleeping.
- Onlar muhtemelen uyuyor.
- Tom slept all day.
- Tom bütün gün uyudu.
- Tom is likely to be sleeping now.
- Tom şu an muhtemelen uyuyordur.
- Did you sleep at all?
- Hiç uyudun mu?
- The family had been sleeping for about two hours when the fire broke out.
- Yangın çıktığında aile yaklaşık iki saattir uyuyordu.
- You're afraid to sleep, aren't you?
- Sen uyumaktan korkuyorsun, değil mi?
- Tom pretended to be sleeping.
- Tom uyuyormuş gibi yaptı.
- It'll help you sleep.
- Bu uyumana yardım edecek.
- I usually sleep with my windows open in the summer.
- Yazın genellikle camlar açık uyurum.
- How have you been sleeping?
- Nasıl uyuyorsun?
- Somebody has been sleeping on this sofa.
- Birisi bu kanepede uyuyor.
- Remember that Tom might be sleeping now.
- Tom'un şu anda uyuyor olabileceğini unutmayın.
- Who said you could sleep?
- Uyuyabileceğini kim söyledi?
- What helps you to sleep better?
- Daha iyi uyumana ne yardımcı olur?
- Is he still sleeping?
- Hâlâ uyuyor mu?
- I couldn't fall back to sleep.
- Tekrar uyuyamadım.
- All Tom wanted was a little sleep.
- Tom'un tek istediği biraz uyumaktı.
- They were sleeping.
- Onlar uyuyordu.
- I sleep standing up.
- Ayakta uyurum.
- You've slept a long time.
- Uzun süre uyudun.
- But I love sleeping!
- Ama uyumayı seviyorum!
- Get a few hours sleep.
- Birkaç saat uyuyun.
- We slept in the same room.
- Aynı odada uyuduk.
- Bears also tend to sleep more during the day than at night, although in the summer, with twenty-four hours of light, this does not apply.
- Ayılar ayrıca gündüzleri geceye göre daha fazla uyuma eğilimindedir, ancak yaz aylarında yirmi dört saat ışık olduğu için bu durum geçerli değildir.
- Tom and Mary are upstairs sleeping.
- Tom ve Mary üst katta uyuyorlar.
- It would be great to sleep a while first.
- Önce biraz uyumak harika olurdu.
- Could I get a few hours of sleep?
- Birkaç saat uyuyabilir miyim?
- It's hard for me to sleep as there's so much noise.
- Çok gürültü olduğundan uyumakta zorlanıyorum.
- Tom sleeps here.
- Tom burada uyuyor.
- Layla was sleeping in her room.
- Leyla kendi odasında uyuyordu.
- A cat sleeps on a chair.
- Bir kedi, bir sandalyenin üstünde uyuyor.
- Please let Tom sleep a little longer.
- Lütfen Tom'un biraz daha uyumasına izin verin.
- Tony ate his meals in the kitchen and he slept in a little room at the top of the farmhouse.
- Tony mutfakta yemeğini yedi ve çiftliğin üstündeki küçük bir odada uyudu.
- Although I slept uninterrupted for 12 hours last night, I still feel pretty tired.
- Dün gece on iki saat kesintisiz uyumama rağmen hala oldukça yorgun hissediyorum.
- He slept in the car.
- O, arabada uyudu.
- I have slept.
- Ben uyudum.
- I know that I should sleep for at least eight hours per day, however usually I sleep less.
- Günde en az sekiz saat uyumam gerektiğini biliyorum, ancak genellikle daha az uyuyorum.
- Tom didn't sleep at all last night.
- Tom dün gece hiç uyumadı.
- Have you slept?
- Uyudun mu?
- Tom slept in the guest room.
- Tom misafir odasında uyudu.
- I usually sleep eight hours a day.
- Genelde günde sekiz saat uyurum.
- Which side of the bed do you sleep on?
- Yatağın hangi tarafında uyuyorsun?
- I have to sleep now.
- Şimdi uyumam lazım.
- She's already sleeping.
- O zaten uyuyor.
- We are used to sleeping in a tent.
- Biz bir çadırda uyumaya alışkınız.
- I slept on the ground.
- Ben yerde uyudum.
- Did Tom look like he was sleeping?
- Tom uyuyormuş gibi mi görünüyor muydu?
- How long has it been since you slept?
- Uyuduğundan beri ne kadar süre geçti?
- Tom slept on the air mattress.
- Tom havalı yatakta uyudu.
- Tom slept in an awkward position, and ended up with a kinked neck.
- Tom garip bir pozisyonda uyudu ve sonunda boynu tutuldu.
- I know I should be sleeping now.
- Şimdi uyumam gerektiğini biliyorum.
- Tom didn't sleep all night.
- Tom bütün gece uyumadı.
- My younger brother is still sleeping.
- Küçük kardeşim hala uyuyor.
- Don't you feel better now that you've slept a while?
- Biraz uyuduğun için kendini daha iyi hissetmiyor musun?
- Tom said that Mary was sleeping.
- Tom, Mary'nin uyuduğunu söyledi.
- Is Tom sleeping?
- Tom uyuyor mu?
- Tom pretended not to notice that Mary was sleeping.
- Tom, Mary'nin uyuduğunu fark etmemiş gibi yaptı.
- We work during the day, and sleep at night.
- Biz gün boyunca çalışıp geceleyin uyuruz.
- Tom is sleeping now.
- Tom şimdi uyuyor.
- If you want to sleep here, no problem.
- Burada uyumak istiyorsan sorun yok.
- He likes sleeping.
- Uyumayı seviyor.
- Do you like to sleep in late?
- Geç saatlerde uyumaktan hoşlanıyor musun?
- You slept through most of the movie.
- Filmin çoğunda uyudun.
- And he let the two men sleep at his home.
- Ve iki adamın evinde uyumasına izin verdi.
- I was told to get enough sleep.
- Yeterince uyumam söylendi.
- In winter, I always sleep with wool socks on.
- Kışın, ben her zaman yün çorapla uyurum.
- You should ask the doctor for something to help you sleep.
- Doktordan uyumana yardımcı olacak bir şeyler istemelisin.
- Tom told me he sleeps with the window open.
- Tom bana pencere açıkken uyuduğunu söyledi.
- I don't sleep so much.
- Çok fazla uyumuyorum.
- Tom is going to have to sleep on the floor.
- Tom yerde uyumak zorunda kalacak.
- I usually sleep with the lights on.
- Genellikle ışıklar açıkken uyurum.
- Last night there was a fire near here, and I couldn't sleep.
- Dün gece yakınlarda bir yangın çıktı ve ben uyuyamadım.
- I didn't sleep at all last night.
- Dün gece hiç uyumadım.
- In Canada we sleep in a bed, not on the floor.
- Kanada'da zeminde değil yatakta uyuyoruz.
- I have no place to sleep tonight.
- Bu gece uyuyacak yerim yok.
- Tom looked like he'd slept in his clothes.
- Tom elbiseleriyle uyumuş gibi görünüyordu.
- He is about to fall sleep.
- Uyumak üzere.
- Tom won't get much sleep tonight.
- Tom bu gece fazla uyuyamayacak.
- I need to catch up on some sleep.
- Biraz uyumam lazım.
- I don't get enough sleep at night.
- Geceleri yeterince uyuyamıyorum.
- I know I have to sleep now.
- Şimdi uyumam gerektiğini biliyorum.
- The cat likes to sleep beside me.
- Kedi, yanımda uyumayı sever.
- I went back to bed and slept for another three hours.
- Yatağa geri döndüm ve üç saat daha uyudum.
- But I love sleeping!
- Ama ben uyumayı severim!
- That man sleeps all day.
- O adam bütün gün uyuyor.
- When was the last time you slept in this room?
- Bu odada en son ne zaman uyudun?
- I thought you'd sleep until noon.
- Öğlene kadar uyursun sanmıştım.
- Sami looked like he was sleeping.
- Sami uyuyormuş gibi görünüyordu.
- Tom has been sleeping all day.
- Tom bütün gün uyudu.
- I never have trouble sleeping.
- Uyumakta hiç zorlanmadım.
- He always leaves the window open when he sleeps.
- O, uyurken pencereyi hep açık bırakır.
- I don't sleep here.
- Burada uyumuyorum.
- When bears sleep or lie down, their postures depend on whether they want to get rid of heat or conserve it.
- Ayılar uyurken ya da uzanırken, duruşları ısıdan kurtulmak mı yoksa onu korumak mı istediklerine bağlıdır.
- The boy is still sleeping.
- Çocuk hala uyuyor.
- Tom seemed to be sleeping.
- Tom uyuyor görünüyordu.
- Tom hung up the phone and went back to sleep.
- Tom telefonu kapattı ve tekrar uyumaya gitti.
- Tom hasn't slept in days.
- Tom günlerdir uyumadı.
- The boy is still sleeping.
- Çocuk hâlâ uyuyor.
- We are used to sleeping in a tent.
- Biz çadırda uyumaya alışkınız.
- How can you sleep at a time like this?
- Böyle bir zamanda nasıl uyuyabiliyorsun?
- Can you sleep on airplanes?
- Uçaklarda uyuyabilir misin?
- Let him sleep.
- Onun uyumasına izin ver.
- Tom said that he thought Mary was in her room sleeping.
- Tom, Mary'nin odasında uyuduğunu düşündüğünü söyledi.
- Tom wanted Mary to drive, so he could sleep.
- Tom, Mary'nin arabayı kullanmasını istedi. Bu yüzden uyuyabildi.
- I'll sleep on the futon.
- Şiltede uyuyacağım.
- I didn't sleep enough.
- Yeterince uyumadım.
- Tom is sleeping, isn't he?
- Tom uyuyor, değil mi?
- My dog sleeps in the same room I do.
- Köpeğim benim yattığım odada uyuyor.
- The cat is sleeping on the chair.
- Kedi sandalyenin üzerinde uyuyor.
- It's too hot to sleep.
- Hava uyumak için çok sıcak.
- She likes sleeping.
- Uyumayı seviyor.
- Tom told me that I could sleep on his couch.
- Tom bana kanepesinde uyuyabileceğimi söyledi.
- Tom slept more than twelve hours yesterday.
- Tom dün on iki saatten fazla uyudu.
- This bench has a barrier to prevent the homeless from sleeping.
- Bu bankta evsizlerin uyumasını engellemek için bir bariyer var.
- Tom is sleeping on the couch in the living room.
- Tom oturma odasında kanepede uyuyor.
- The dog was sleeping on the mat.
- Köpek, hasırın üzerinde uyuyordu.
- He always leaves the window open while he sleeps.
- O her zaman uyurken pencereyi açık bırakır.
- Tom will probably just let Mary cry herself to sleep.
- Tom muhtemelen Mary'nin ağlayarak uyumasına izin verecek.
- Sleeping is considered a waste of time by numerous people.
- Uyumak pek çok kişi tarafından zaman kaybı olarak görülmektedir.
- It doesn't matter whether I'm sleeping or awake, I'm always thinking about you.
- Uyuyor olmamın ya da uyanık olmamın önemi yok, ben her zaman seni düşünüyorum.
- I only slept two hours.
- Sadece iki saat uyudum.
- It was so cold that I couldn't sleep.
- O kadar soğuktu ki uyuyamadım.
- I can't sleep at night.
- Gece uyuyamıyorum.
- That baby will have slept five hours by noon.
- O bebek, öğlen beş saat uyumuş olacak.
- The guests are sleeping in this room.
- Misafirler bu odada uyuyor.
- I think you ought to get a little sleep.
- Bence biraz uyusan iyi olur.
- Tom is probably sleeping right now.
- Tom muhtemelen şu anda uyuyordur.
- I sleep better at home than I do in hotels.
- Ben evde otellerdekinden daha iyi uyurum.
- Tom doesn't get enough sleep.
- Tom yeterince uyumuyor.
- We couldn't sleep on account of the noise.
- Biz gürültü nedeniyle uyuyamadık.
- Tom pretended to be sleeping.
- Tom uyuyor taklidi yaptı.
- The thieves stole the painting from the museum while the guard slept.
- Muhafız uyuduğu sırada hırsızlar tabloyu müzeden çaldılar.
- I can always sleep wherever I am.
- Nerede olursam olayım her zaman uyuyabilirim.
- Sami and Layla slept in separate rooms.
- Sami ve Layla ayrı odalarda uyuyorlardı.
- All that Jack does is sleep.
- Jack'in bütün yaptığı uyumak.
- Sleeping in class is not allowed.
- Sınıfta uyumak yasak.
- Tom slept in class again today.
- Tom bugün yine sınıfta uyudu.
- Today was a good day, so I'll sleep soundly tonight.
- Bugün güzel bir gündü, bu yüzden bu gece mışıl mışıl uyuyacağım.
- The man sitting next to me on the plane slept the whole way.
- Uçakta yanımda oturan adam bütün yol boyunca uyudu.
- I didn't sleep on the plane.
- Uçakta uyumadım.
- My children are not sleeping yet.
- Çocuklarım henüz uyumuyor.
- Tom slept like a log last night.
- Tom dün gece kütük gibi uyudu.
- What really surprised me most was how many hours a day Tom slept.
- Beni en çok şaşırtan şey Tom'un günde kaç saat uyuduğuydu.
- The children were so excited after the party that they couldn't sleep.
- Çocuklar partiden sonra öyle heyecanlıydılar ki uyuyamadılar.
- Tom isn't going to get much sleep tonight.
- Tom bu gece fazla uyumayacak.
- I wonder whether Tom is really sleeping.
- Tom'un gerçekten uyuyup uyumadığını merak ediyorum.
- I let them sleep until noon.
- Öğlene kadar uyumalarına izin verdim.
- I wanted to sleep tonight!
- Bu gece uyumak istiyordum!
- How long did I sleep?
- Ne kadar uyudum?
- You can sleep in the spare bedroom.
- Boş yatak odasında uyuyabilirsin.
- Tom seemed to be sleeping.
- Tom uyuyor gibiydi.
- Tom doesn't like sleeping in a hammock.
- Tom hamakta uyumayı sevmez.
- We slept in a very small tent.
- Çok küçük bir çadırda uyuduk.
- Tom told me that I could sleep on his couch.
- Tom bana onun kanepesinde uyuyabileceğimi söyledi.
- Tom is in the living room, sleeping on the couch.
- Tom oturma odasında, kanepede uyuyor.
- Tomorrow's my day off and I plan to sleep in.
- Yarın benim izin günüm ve evde uyumayı planlıyorum.
- I don't sleep a lot.
- Ben çok uyumam.
- Tom knew Mary was still sleeping.
- Tom Mary'nin hâlâ uyuduğunu biliyordu.
- Tom lay in bed, unable to sleep.
- Tom yatakta yatıyor, uyuyamıyordu.
- They were sleeping.
- Onlar uyuyorlardı.
- How long has it been since you've slept in a comfortable bed?
- En son ne zaman rahat bir yatakta uyudunuz?
- How much sleep should you get?
- Ne kadar uyumalısın?
- He couldn't sleep because of the noise outside his window.
- Penceresinin dışındaki gürültüden dolayı o uyuyamadı.
- They really slept on the floor.
- Gerçekten yerde uyudular.
- I need to get another few hours of sleep.
- Birkaç saat daha uyumam lazım.
- Night is for sleeping.
- Gece uyumak içindir.
- With all that noise, I couldn't sleep last night.
- Tüm o gürültü yüzünden dün gece uyuyamadım.
- Sami is sleeping there.
- Sami orada uyuyor.
- Tom slept through most of the movie.
- Tom filmin büyük bir kısmında uyudu.
- I don't sleep a lot.
- Çok uyumam.
- Tom and Mary are probably sleeping.
- Tom ve Mary muhtemelen uyuyorlar.
- I slept better than I have for a long time.
- Uzun zamandır uyuduğumdan daha iyi uyudum.
- I'll sleep in my room.
- Odamda uyuyacağım.
- I'll sleep here.
- Ben burada uyuyacağım.
- Why aren't you sleeping?
- Sen neden uyumuyorsun?
- All I want to do right now is sleep.
- Şu an tek yapmak istediğim uyumak.
- Tom slept under the tree, using his knapsack for a pillow.
- Tom sırt çantasını bir yastık olarak kullanarak ağacın altında uyudu.
- Because of the heat, I slept with a window open.
- Sıcaktan dolayı pencereyi açık bırakarak uyudum.
- Tom probably won't get much sleep tonight.
- Tom muhtemelen bu gece fazla uyumayacak.
- Who's sleeping here?
- Kim burada uyuyor?
- Tom sleeps with the light on.
- Tom ışık açık uyuyor.
- I haven't slept a wink.
- Gözümü uyku tutmadı.
- Do you wanna sleep?
- Uyumak ister misin?
- I will sleep at ten o'clock.
- Saat 10'da uyuyacağım.
- I slept like a log.
- Kütük gibi uyudum.
- This boy slept for eight hours.
- Bu oğlan sekiz saat uyudu.
- I hear Tom sleeps in the nude.
- Tom'un çıplak olarak uyuduğunu duyuyorum.
- I slept all day yesterday.
- Dün bütün gün uyudum.
- I haven't been sleeping much.
- Pek uyumuyorum.
- Did either of you get any sleep?
- Sizden biri uyudu mu?
- Drinking warm milk should help you sleep.
- Ilık süt içmek uyumana yardımcı olacaktır.
- I haven't slept so well for months.
- Aylardır bu kadar iyi uyumamıştım.
- I can't sleep with all this noise.
- Bütün bu gürültü yüzünden uyuyamıyorum.
- Tom slept with his shoes on.
- Tom ayakkabıları ile uyudu.
- The bed Tom sleeps on is too short.
- Tom üzerinde uyuduğu yatak çok kısa.
- I wonder if Tom has ever slept on a park bench.
- Acaba Tom hiç parktaki bir bankta uyudu mu?
- It's too bright to sleep.
- Uyumak için çok aydınlık.
- Don't let him sleep.
- Onun uyumasına izin verme.
- Sami slept on his couch.
- Sami onun kanepesinde uyudu.
- Tom told me that I should get a little sleep.
- Tom bana biraz uyumam gerektiğini söyledi.
- I think Tom is still sleeping.
- Bence Tom hala uyuyor.
- Tom wanted to sleep on it.
- Tom bunun üzerinde uyumak istedi.
- Didn't you know that Tom was sleeping?
- Tom'un uyuduğunu bilmiyor muydun?
- Whether I'm sleeping or awake, I think of you all the time.
- Uyurken de uyanıkken de her zaman seni düşünüyorum.
- Is Tom still sleeping?
- Tom hâlâ uyuyor mu?
- You shouldn't sleep here.
- Burada uyumamalısın.
- In winter, I always sleep with wool socks on.
- Kışın her zaman yün çoraplarla uyurum.
- I think Tom slept here.
- Bence Tom burada uyudu.
- Tom wouldn't go back to sleep.
- Tom uyumaya devam etmedi.
- I pretended that I was sleeping.
- Uyuyormuş numarası yaptım.
- My cat sleeps all day.
- Kedim bütün gün uyuyor.
- What really surprised me most was how many hours a day he slept.
- Beni en çok şaşırtan şey günde kaç saat uyuduğuydu.
- It's hard for me to sleep as there's so much noise.
- Çok gürültü olduğu için uyumakta zorlanıyorum.
- Why couldn't you sleep last night?
- Dün gece niçin uyuyamadın?
- It looks like Tom is sleeping.
- Tom uyuyor gibi görünüyor.
- Tom uses a pillow to support his back when he sleeps.
- Tom uyurken sırtını desteklemek için bir yastık kullanır.
- Last night was very hot and muggy and it was difficult to sleep.
- Dün gece çok sıcak ve bunaltıcıydı ve uyumak zordu.
- Tom hasn't slept in three days.
- Tom üç gündür uyumuyor.
- Bedrooms were made to sleep in.
- Yatak odaları uyumak için yapılmıştır.
- I really need to sleep.
- Gerçekten uyumam lazım.
- I need to sleep.
- Uyumam gerek.
- How long do you want to sleep?
- Ne kadar uyumak istiyorsun?
- Tony ate his meals in the kitchen and he slept in a little room at the top of the farmhouse.
- Tony yemeklerini mutfakta yiyordu ve çiftlik evinin tepesindeki küçük bir odada uyuyordu.
- He who sleeps forgets his hunger.
- Uyuyan açlığını unutur.
- My cats aren't sleeping under the bed any more.
- Kedilerim artık yatağın altında uyumuyorlar.
- Tom and Mary were still sleeping when John left for school.
- John okula gittiğinde Tom ve Mary hâlâ uyuyordu.
- I want to sleep with your wife.
- Karınla uyumak istiyorum.
- Although I slept uninterrupted for 12 hours last night, I still feel pretty tired.
- Dün gece 12 saat kesintisiz uyumama rağmen, hala oldukça yorgun hissediyorum.
- I let Tom sleep on my couch.
- Tom'un kanepemde uyumasına izin verdim.
- He is used to sleeping in a tent.
- O çadırda uyumaya alışkın.
- I'll sleep on the futon.
- Ben şiltenin üzerinde uyurum.
- Everyone else is sleeping.
- Diğer herkes uyuyor.
- How much sleep do you usually get?
- Genellikle ne kadar uyursun?
- I want to stay home and sleep all day.
- Evde kalıp bütün gün uyumak istiyorum.
- Sami slept with one eye open.
- Sami tek gözü açık uyudu.
- I'd rather stay home and sleep all day.
- Evde kalmayı ve bütün gün uyumayı tercih ederim.
- I didn't get much sleep.
- Çok uyumadım.
- Tom slept under mosquito netting.
- Tom sivrisinek ağının altında uyudu.
- It's not good to sleep in the car.
- Arabada uyumak iyi değil.
- You can sleep now.
- Şimdi uyuyabilirsin.
- They sleep in separate beds.
- Onlar ayrı yataklarda uyuyorlar.
- Where's Tom sleeping tonight?
- Tom bu gece nerede uyuyor?
- She sleeps in the car.
- O, arabada uyuyor.
- He was snoring loudly while he slept.
- Uyurken yüksek sesle horluyordu.
- Don't let the dog sleep in our bed.
- Köpeğin yatağımızda uyumasına izin vermeyin.
- Tom says that he can't sleep unless it's completely dark.
- Tom, tamamen karanlık olmadığı sürece uyuyamadığını söylüyor.
- Tom was too drunk to drive home, so he slept on Mary's couch.
- Tom eve gidemeyecek kadar sarhoştu, o yüzden Mary'nin kanepesinde uyudu.
- That night, we slept out in the open.
- O gece açık havada uyuduk.
- Just like you, I haven't slept in these trying days.
- Tıpkı senin gibi, ben de bu zor günlerde hiç uyumadım.
- When was the last time you slept in this room?
- En son ne zaman bu odada uyudun?
- He slept at ten o'clock yesterday.
- Dün saat onda uyudu.
- I slept in front of the TV.
- Televizyonun karşısında uyudum.
- This bench has a barrier to prevent the homeless from sleeping.
- Bu bankta üzerinde evsizler uyumasın diye bariyer var.
- People should sleep at least 7 hours each night.
- İnsanların her gece en az 7 saat uyumaları gerekir.
- Some people sleep in their bathrobes.
- Bazı insanlar bornozlarıyla uyuyorlar.
- Sami's children slept.
- Sami'nin çocukları uyudu.
- If I decide I have to sleep, then I sleep.
- Uyumam gerektiğine karar verirsem, uyurum.
- No one slept that night.
- O gece kimse uyumadı.
- Mayuko didn't sleep enough.
- Mayuko yeterince uyumadı.
- I let my dog sleep inside.
- Köpeğimin içeride uyumasına izin verdim.
- I didn't get much sleep last night so I was nodding off all day at work.
- Dün gece fazla uyuyamadım, bu yüzden bütün gün işte uyukladım.
- Tom is probably sleeping right now.
- Tom şu an muhtemelen uyuyor.
- Tom slept for more than three hours this afternoon.
- Tom bu öğleden sonra üç saatten fazla uyudu.
- Tom slept nearly the whole way.
- Tom neredeyse tüm yol boyunca uyudu.
- Right now, Tom is sleeping like a lamb.
- Şu anda Tom kuzu gibi uyuyor.
- I actually slept quite well last night.
- Aslında dün gece oldukça iyi uyudum.
- Tom is sleeping right now.
- Tom şu anda uyuyor.
- She slept even more.
- O daha da fazla uyudu.
- I really need to sleep.
- Gerçekten uyumalıyım.
- I usually sleep at 11.
- Genellikle saat 11'de uyurum.
- Robin looks very cute when he's sleeping.
- Robin uyurken çok sevimli görünüyor.
- Several students in the back of the classroom were sleeping.
- Sınıfın arkasındaki birkaç öğrenci uyuyordu.
- He was so tired that he fell right to sleep.
- O kadar yorgundu ki hemen uyudu.
- He snores loudly while sleeping.
- Uyurken yüksek sesle horlar.
- Tom didn't get much sleep.
- Tom fazla uyumadı.
- I could hardly get a wink of sleep last night.
- Dün gece neredeyse hiç uyuyamadım.
- How can you sleep at a time like this?
- Böyle bir zamanda nasıl uyuyabilirsin?
- Tom said he wouldn't mind sleeping on the floor.
- Tom yerde uyumaktan rahatsız olmayacağını söyledi.
- I usually sleep in this room.
- Genelde bu odada uyurum.
- I'll read a book while you're sleeping.
- Sen uyurken ben kitap okuyacağım.
- How many hours a night do you sleep?
- Gecede kaç saat uyuyorsunuz?
- How did you sleep?
- Sen nasıl uyudun?
- I couldn't sleep last night, so I decided to watch a horror movie.
- Dün gece uyuyamadım, bu yüzden bir korku filmi izlemeye karar verdim.
- I slept a lot.
- Çok uyudum.
- John tried not to wake the sleeping baby.
- John uyuyan bebeği uyandırmamaya çalıştı.
- I need nine hours of sleep.
- Dokuz saat uyumam lazım.
- I just want to go home and sleep.
- Sadece eve gidip uyumak istiyorum.
- After having a lunch I feel like to sleep.
- Bir öğle yemeği yedikten sonra uyumak istiyorum.
- I don't feel like sleeping just now.
- Canım şimdi uyumak istemiyor.
- A boy sleeping in bed seems to be an angel.
- Yatakta uyuyan bir çocuk melek gibi görünüyor.
- The children were so excited after the party that they couldn't sleep.
- Çocuklar partiden sonra o kadar heyecanlıydılar ki, uyuyamadılar.
- I feel like I could sleep all day.
- Bütün gün uyuyabilirmişim gibi hissediyorum.
- My child likes to sleep between me and my wife.
- Çocuğum karımla benim aramda uyumayı seviyor.
- This bed is too hard to sleep in.
- Bu yatak uyumak için çok sert.
- I feel like I haven't slept for days.
- Günlerdir uyumamışım gibi hissediyorum.
- I sleep on my side.
- Ben yan yatarak uyurum.
- All Tom does is sleep.
- Tom'un tek yaptığı uyumak.
- Tom knew that Mary was still sleeping.
- Tom, Mary'nin hâlâ uyuduğunu biliyordu.
- A drunken man was sleeping on the bench.
- Sarhoş bir adam bankta uyuyordu.
- Tom needs to sleep now.
- Tom'un şimdi uyuması gerekiyor.
- I don't sleep anymore.
- Artık uyumuyorum.
- I couldn't sleep at all.
- Hiç uyuyamadım.
- Tom and Mary are probably sleeping.
- Tom ve Mary muhtemelen uyuyorlardır.
- I let him sleep on my couch.
- Kanepemde uyumasına izin verdim.
- There's one black cat sleeping on the yellow chair.
- Sarı sandalyede uyuyan bir siyah kedi var.
- My dog sleeps under my bed.
- Köpeğim yatağımın altında uyuyor.
- He snored loudly while he slept.
- Uyurken yüksek sesle horluyordu.
- Tom knew Mary was sleeping.
- Tom, Mary'nin uyuduğunu biliyordu.
- Tom didn't sleep here.
- Tom burada uyumadı.
- She sleeps in the car.
- Arabada uyuyor.
- You will feel better after a night's sleep.
- Bir gece uyuduktan sonra kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.
- I've heard that some people sleep in bathtubs.
- Bazı insanların küvette uyuduğunu duymuştum.
- I slept barely two or three hours.
- İki ya da üç saat ancak uyuyabildim.
- Tom slept until noon.
- Tom öğlene kadar uyudu.
- How about sleeping at home?
- Evde uyumaya ne dersin?
- Tom just wanted some sleep.
- Tom sadece biraz uyumak istedi.
- Tom is going to be grumpy all day, since he didn't get much sleep last night.
- Tom dün gece çok uyumadığı için bütün gün huysuz olacak.
- I have promises to keep, and miles to go before I sleep.
- Ben uyumadan önce tutacak sözlerim ve gidecek millerim var.
- The cat likes sleeping.
- Kedi uyumayı seviyor.
- Can I sleep on your couch?
- Kanapende uyuyabilir miyim?
- I can sleep on the couch.
- Divanda uyuyabilirim.
- I never sleep.
- Ben hiç uyumam.
- I think Tom is sleeping.
- Sanırım Tom uyuyor.
- I checked into a motel and went right to sleep.
- Bir motele yerleştim ve hemen uyudum.
- Tom may not be sleeping.
- Tom uyuyor olmayabilir.
- Tom hasn't slept all night.
- Tom bütün gece uyumadı.
- Sami slept there.
- Sami orada uyudu.
- Tom slept in his office.
- Tom ofisinde uyudu.
- But he slept like a baby.
- Ama o bir bebek gibi uyudu.
- I always leave the window open while I sleep.
- Uyurken pencereyi hep açık bırakırım.
- I can sleep on the couch.
- Kanepede uyuyabilirim.
- I need to sleep now.
- Şimdi uyumam gerek.
- I slept at ten o'clock yesterday.
- Dün saat onda uyudum.
- Tom asked me if I had slept at all last night.
- Tom bana dün gece hiç uyuyup uyumadığımı sordu.
- Sleeping is for the weak.
- Uyumak zayıflar içindir.
- You need to get your sleep.
- Uyuman lazım.
- They sleep in separate bedrooms even though they're married.
- Onlar evli olsalar bile ayrı yatak odalarında uyuyorlar.
- Tom was sleeping on the sofa when I walked into the room.
- Odaya girdiğimde Tom kanepede uyuyordu.
- Where are you sleeping tonight?
- Bu gece nerede uyuyacaksın?
- We both can sleep in the same tent.
- İkimiz de aynı çadırda uyuyabiliriz.
- When you're tired, sleeping is the best thing.
- Yorgun olduğunuzda, uyumak en iyi şeydir.
- I hope you'll be able to sleep.
- Umarım uyuyabilirsin.
- Sleeping is regarded as a waste of time by numerous people.
- Uyumak birçok insan tarafından zaman kaybı olarak görülüyor.
- It's only when I can't sleep at night that the ticking of the clock bothers me.
- Sadece geceleri uyuyamadığım zaman saatin tik takları beni rahatsız ediyor.
- I might not sleep tonight.
- Bu gece uyuyamayabilirim.
- I don't sleep at night.
- Geceleri uyuyamıyorum.
- Would you like to sleep a little longer?
- Biraz daha uyumak ister misiniz?
- I hope you were able to sleep better than I did.
- Umarım benden daha iyi uyuyabilmişsinizdir.
- Tom said that Mary wasn't sleeping.
- Tom Mary'nin uyumadığını söyledi.
- Do you wanna sleep?
- Uyumak mı istiyorsun?
- I could not sleep because of the noise.
- Gürültüden dolayı uyuyamadım.
- Tom said Mary wasn't sleeping.
- Tom Mary'nin uyumadığını söyledi.
- Don't you ever sleep?
- Hiç uyumuyor musun?
- I don't sleep that much.
- O kadar çok uyumuyorum.
- Don't sleep in the bathtub.
- Küvette uyumayın.
- Tell Tom that I'm sleeping.
- Uyuyor olduğumu Tom'a söyleyin.
- I'm going to give you something to help you sleep.
- Sana uyumana yardım edecek bir şey vereceğim.
- Don't disturb her while she is sleeping.
- Uyurken onu rahatsız etme.
- I was having trouble sleeping.
- Uyumakta zorlanıyordum.
- If you need to sleep, go ahead.
- Uyumak istiyorsan, devam et.
- Right now they're all sleeping.
- Şu anda hepsi uyuyor.
- He slept like a log all night and most of the next day.
- Tüm gece ve ertesi günün büyük bölümü horul horul uyudu.
- I've never slept better.
- Hiç bu kadar iyi uyumamıştım.
- Fadil shot Layla in the head while she was sleeping.
- Fadıl, uyurken Leyla'yı başından vurdu.
- Then I can still have five more minutes of sleep.
- O zaman hala beş dakika daha uyuyabilirim.
- Is he still sleeping?
- O hâlâ uyuyor mu?
- Tom only slept for a few hours.
- Tom yalnızca birkaç saat uyudu.
- Didn't you know that Tom was sleeping?
- Tom'un uyuyor olduğunu bilmiyor muydun?
- You had quite a sleep.
- Oldukça iyi uyudun.
- I'm looking for a place to sleep.
- Uyuyacak bir yer arıyorum.
- Tom didn't get much sleep last night.
- Tom dün gece fazla uyuyamadı.
- Tom said he thought Mary wasn't sleeping.
- Tom, Mary'nin uyumadığını düşündüğünü söyledi.
- You can't sleep here.
- Burada uyuyamazsınız.
- A cat was sleeping in the bass drum.
- Bas davulda bir kedi uyuyordu.
- On account of having drunk some strong coffee, she wasn't able to sleep all night long.
- Biraz sert kahve içtiği için bütün gece uyuyamadı.
- The guests are sleeping in this room.
- Konuklar bu odada uyuyor.
- They slept in the same bed.
- Onlar aynı yatakta uyudular.
- Tom had slept for only three hours.
- Tom sadece üç saat uyumuştu.
- I shall sleep with your letter under my pillow tonight.
- Bu gece yastığımın altında senin mektubunla uyuyacağım.
- How many hours did you sleep last night?
- Geçen gece kaç saat uyudun?
- I wonder if Tom is sleeping.
- Acaba Tom uyuyor mu?
- Mary sleeps in a comfortable bed.
- Mary rahat bir yatakta uyuyor.
- I didn't sleep long enough.
- Ben yeterince uzun uyumadım.
- One hour of sleep before midnight is better than two afterwards.
- Gece yarısından önce bir saat uyumak, sonra iki saat uyumaktan iyidir.
- Tom went back to sleep.
- Tom tekrar uyumaya gitti.
- She likes sleeping.
- O uyumayı sever.
- Tom had to sleep on the floor.
- Tom yerde uyumak zorunda kaldı.
- I think Tom slept all afternoon.
- Sanırım Tom bütün öğleden sonra uyudu.
- I slept until noon.
- Öğlene kadar uyudum.
- Can Tom sleep in my room?
- Tom benim odamda uyuyabilir mi?
- The dog sleeps at Tom's feet.
- Köpek, Tom'un ayaklarında uyuyor.
- All Tom can think about is sleep.
- Tom'un tek düşünebildiği uyumak.
- No one had slept on that bed.
- Hiç kimse o yatakta uyumamıştı.
- I think Tom slept here.
- Sanırım Tom burada uyudu.
- I didn't get enough sleep.
- Yeterince uyuyamadım.
- I'll sleep better tonight.
- Ben bu gece daha iyi uyurum.
- I didn't sleep so much.
- O kadar çok uyumadım.
- Tom is sleeping in his room.
- Tom odasında uyuyor.
- Tom slept with the window open.
- Tom pencere açıkken uyudu.
- It is pleasant to sleep under the tree.
- Ağacın altında uyumak çok keyifli.
- Tom wanted Mary to drive, so he could sleep.
- Tom Mary'nin sürmesini istedi, böylece uyuyabilecekti.
- He could not sleep because of the heat.
- Sıcak yüzünden uyuyamadı.
- You shouldn't be sleeping in class.
- Sınıfta uyumamalısın.
- Tom slept on the inflatable mattress.
- Tom şişme yatakta uyudu.
- Some of us have gone two days without a sleep.
- Bazılarımız iki gündür uyumuyor.
- I have to sleep.
- Uyumam lazım.
- Tom slept in the back seat while Mary drove.
- Mary arabayı sürerken Tom arka koltukta uyudu.
- I'm going back to sleep.
- Ben uyumaya gidiyorum.
- I was told that I needed to get enough sleep.
- Yeterince uyumam gerektiği söylenildi.
- He slept under a tree.
- Bir ağacın altında uyudu.
- The villa sleeps.
- Villa uyuyor.
- Are you having any difficulty sleeping?
- Uyumakta zorluk çekiyor musun?
- The dog wants to sleep.
- Köpek uyumak istiyor.
- I hear that Tom sleeps in the nude.
- Tom'un çıplak uyuduğunu duydum.
- You really sleep a lot!
- Gerçekten çok uyuyorsun!
- I can sleep in peace after this.
- Bundan sonra huzur içinde uyuyabilirim.
- You should sleep for eight hours a day.
- Günde sekiz saat uyumalısın.
- Tom hung up the phone and went back to sleep.
- Tom telefonu kapattı ve uyumaya devam etti.
- Tom has not slept for two days.
- Tom iki gündür uyumuyor.
- If you didn't get enough sleep last night, you should take a nap.
- Geçen gece yeterince uyumadıysan bir şekerleme yapmalısın.
- The thieves stole the painting from the museum while the guard slept.
- Hırsızlar bekçi uyurken müzeden tabloyu çaldılar.
- I was just pretending I was sleeping.
- Ben sadece uyuyormuş gibi yapıyordum.
- I can't sleep, and I'm just looking at the clock.
- Uyuyamıyorum ve sadece saate bakıyorum.
- I don't know how she sleeps at night.
- Geceleri nasıl uyuduğunu bilmiyorum.
- They slept in the same bed.
- Aynı yatakta uyudular.
- I slept nine hours.
- Dokuz saat uyudum.
- I don't sleep much anyway.
- Fazla uyumuyorum zaten.
- He has been sleeping since noon.
- Öğleden beri uyuyor.
- He said that I could sleep on the sofa.
- Kanepede uyuyabileceğimi söyledi.
- A few moments later, all slept soundly.
- Bir an sonra, herkes mışıl mışıl uyudu.
- With all that noise, I couldn't sleep last night.
- Bütün o gürültü yüzünden dün gece uyuyamadım.
- When Tom got to Mary's house, she was already sleeping.
- Tom, Mary'nin evine geldiğinde, o zaten uyuyordu.
- Tom sleeps on a sofa that converts into a bed.
- Tom yatağa dönüşebilen bir kanepede uyuyor.
- I have a place to sleep.
- Uyuyacak bir yerim var.
- I have plenty of time, so I can sleep for a while?
- Benim bol zamanım var, bu yüzden bir süre uyuyabilir miyim?
- I want you to sleep on it.
- Üzerinde uyumanı istiyorum.
- Tom doesn't sleep much.
- Tom pek uyumaz.
- As of now I'll be able to sleep peacefully.
- Şu andan itibaren huzur içinde uyuyabileceğim.
- I have trouble sleeping at night.
- Geceleri uyurken sorun yaşıyorum.
- I need to get another few hours of sleep.
- Birkaç saat daha uyumam gerek.
- The heat's preventing me from sleeping.
- Sıcaklık benim uyumamı engelliyor.
- How do you sleep at night?
- Geceleri nasıl uyuyorsun?
- The guys are sleeping like dogs.
- Çocuklar köpek gibi uyumakta.
- Tom slept in the other room.
- Tom diğer odada uyudu.
- It's too noisy to sleep.
- Uyumak için çok gürültülü.
- I didn't sleep all night.
- Bütün gece uyumadım.
- Why are you sleeping in a place like this?
- Neden böyle bir yerde uyuyorsun?
- I think I'll go back to sleep.
- Sanırım uyumaya devam edeceğim.
- I was starting to think Tom would sleep all day.
- Tom'un bütün gün uyuyacağını düşünmeye başlıyordum.
- He told me that I could sleep on the sofa.
- Bana kanepede uyuyabileceğimi söyledi.
- Tom is probably sleeping now.
- Tom muhtemelen şu anda uyuyordur.
- You can sleep as late as you want.
- Sen istediğin kadar geç saatte uyuyabilirsin.
- I cried myself to sleep almost every night.
- Hemen hemen her gece uyumak için ağladım.
- Tom wasn't sleeping when I got home.
- Eve geldiğimde Tom uyumuyordu.
- I'm going to try to get back to sleep.
- Tekrar uyumaya çalışacağım.
- Tom and Mary are both sleeping, aren't they?
- Tom ve Mary uyuyorlar, değil mi?
- I went back to bed and slept for three more hours.
- Yatağa geri döndüm ve üç saat daha uyudum.
- I didn't get much sleep last night.
- Dün gece pek uyuyamadım.
- There are three dogs sleeping on mum's carpet.
- Annemin halısının üzerinde uyuyan üç köpek var.
- Tom slept in the barn.
- Tom ahırda uyudu.
- Linda slept with both Dan and Matt.
- Linda hem Dan'la hem de Matt'la birlikte uyudu.
- I should probably let Tom sleep a little longer.
- Muhtemelen Tom'un biraz daha uyumasına izin vermeliyim.
- Why did you sleep in that chair?
- Neden o koltukta uyudun?
- I slept for nine hours.
- Ben dokuz saat uyudum.
- He slept in the bed.
- O, yatakta uyudu.
- I sleep at night now.
- Artık geceleri uyuyorum.
- Did you sleep in here?
- Burada mı uyudun?
- She put the blanket over the child sleeping on the sofa.
- Kanepede uyuyan çocuğun üzerine battaniyeyi örttü.
- He thinks that you need to sleep more.
- O, daha fazla uyuman gerektiğini düşünüyor.
- Natalie is sleeping, isn't she?
- Natalie uyuyor, değil mi?
- Let me sleep.
- Bırak da uyuyayım.
- Where do you want to sleep tonight?
- Bu gece nerede uyumak istiyorsun?
- I slept on the plane.
- Ben uçakta uyudum.
- He snored all night and his wife couldn't sleep.
- Bütün gece horladı ve karısı uyuyamadı.
- You can sleep in my bed if you want.
- İstiyorsanız benim yatağımda uyuyabilirsiniz.
- Whether I'm sleeping or awake, I think of you all the time.
- Uyusam da uyanık olsam da hep seni düşünüyorum.
- Did you sleep in your office again last night?
- Dün gece yine ofisinde mi uyudun?
- Did Tom look like he was sleeping?
- Tom uyuyor gibi mi görünüyordu?
- Tom slept on the beach.
- Tom sahilde uyudu.
- Tom slept in the back of the minivan.
- Tom minibüsün arkasında uyudu.
- Tom slept in the living room last night.
- Tom dün gece oturma odasında uyudu.
- While sleeping, he snored loudly.
- Uyurken yüksek sesle horladı.
- I let him sleep until noon.
- Öğlene kadar uyumasına izin verdim.
- I hear Tom sleeps in the nude.
- Tom'un çıplak uyuduğunu duydum.
- I could barely sleep.
- Zar zor uyuyabildim.
- The baby appeared to be sleeping quietly.
- Bebek sessizce uyuyor gibi görünüyordu.
- Did I sleep long?
- Çok uyudum mu?
- How many hours do you usually sleep?
- Genellikle kaç saat uyuyorsun?
- She told me that I could sleep on the sofa.
- Bana kanepede uyuyabileceğimi söyledi.
- He slept in the car.
- Arabada uyudu.
- It'll help you sleep.
- Uyumana yardımcı olur.
- I only slept two hours.
- Ben sadece iki saat uyudum.
- Someone has slept in this bed.
- Bu yatakta biri uyumuş.
- Did you sleep all day?
- Bütün gün uyudun mu?
- Why are they sleeping?
- Onlar neden uyuyor?
- I just need sleep.
- Benim uyumam lazım.
- I just woke up while they were still sleeping.
- Onlar uyurken ben uyandım.
- Why are you still not sleeping?
- Neden hâlâ uyumuyorsun?
- The only thing I want to do right now is sleep.
- Şu anda yapmak istediğim tek şey uyumak.
- I had a good sleep last night.
- Dün gece iyi uyudum.
- I can't sleep because of the noise.
- Gürültüden dolayı uyuyamıyorum.
- Tom is sleeping in his chair.
- Tom sandalyesinde uyuyor.
- I won't sleep in this room.
- Bu odada uyumayacağım.
- She sleeps on her back.
- Sırt üstü uyuyor.
- I thought you were sleeping.
- Ben senin uyuduğunu düşündüm.
- He slept under a tree.
- O bir ağacın altında uyudu.
- I was sleeping when Tom got here.
- Tom buraya geldiğinde uyuyordum.
- I couldn't sleep either.
- Ben de uyuyamadım.
- You may sleep here.
- Burada uyuyabilirsin.
- Tom sat in a chair next to Mary's bed, watching her sleep.
- Tom, Mary'nin yatağının yanındaki sandalyeye oturmuş onun uyumasını izliyordu.
- Did either of you get any sleep?
- Siz hiç uyudunuz mu?
- Sami was sleeping.
- Sami uyuyordu.
- Tom doesn't want to sleep.
- Tom uyumak istemiyor.
- I slept on the plane for a couple of hours.
- Uçakta birkaç saat uyudum.
- I haven't slept in a while.
- Bir süredir uyumadım.
- We sleep seven hours a night on average.
- Ortalama bir gecede yedi saat uyuruz.
- I want to sleep now.
- Şimdi uyumak istiyorum.
- Last night was very hot and muggy and I didn't sleep very well.
- Dün gece çok sıcak ve bunaltıcıydı ve pek iyi uyuyamadım.
- I should've slept longer.
- Daha uzun uyumalıydım.
- Did you sleep here?
- Burada uyudun mu?
- I didn't sleep much last night.
- Dün gece pek uyumadım.
- He couldn't sleep because of the noise outside his window.
- Penceresinin dışındaki gürültü nedeniyle uyuyamadı.
- May I sleep on the couch?
- Kanepede uyuyabilir miyim?
- Tom slept through most of the movie.
- Tom filmin çoğu boyunca uyudu.
- Fadil shot Layla in the head while she was sleeping.
- Fadıl, Leyla uyurken onu kafasından vurdu.
- I pretended that I was sleeping.
- Uyuyormuş gibi yaptım.
- Why aren't you sleeping?
- Neden uyumuyorsun?
- We slept sitting up.
- Biz oturarak uyuduk.
- How long did I sleep?
- Ne kadar süre uyudum?
- You slept on the train.
- Trende uyudun.
- I know I have to sleep now.
- Şimdi uyumak zorunda olduğumu biliyorum.
- Please let me sleep for another ten minutes.
- Lütfen on dakika daha uyuyayım.
- Tom's bed hasn't been slept in.
- Tom'un yatağında hiç uyunmadı.
- Tom slept on a park bench.
- Tom bir park bankında uyudu.
- Where did Tom sleep last night?
- Tom dün gece nerede uyudu?
- Tom slept on the top bunk.
- Tom en üst ranzada uyudu.
- I haven't had much sleep lately.
- Son zamanlarda pek uyuyamadım.
- I'm not sleeping now.
- Şimdi uyumuyorum.
- Somehow I slept all day today.
- Bir şekilde bugün bütün gün uyudum.
- I sleep in the nude.
- Çıplak uyudum.
- Let Tom sleep on my couch.
- Tom benim kanepede uyusun.
- She slept in the car.
- O, arabada uyudu.
- Tom thinks that Mary doesn't get enough sleep.
- Tom, Mary'nin yeterince uyumadığını düşünüyor.
- We sleep lying down.
- Yatarak uyuyoruz.
- Tom slept at our place last night.
- Tom dün gece bizim evde uyudu.
- Tom decided to sleep in.
- Tom uyumaya karar verdi.
- I don't sleep as much as I used to.
- Eskisi kadar çok uyumuyorum.
- Tom slept through the whole thing.
- Tom tüm olay boyunca uyudu.
- This will help you sleep.
- Bu uyumana yardım edecek.
- I want to sleep!
- Uyumak istiyorum!
- It looks like you slept in your clothes last night.
- Görünüşe bakılırsa dün gece kıyafetlerinle uyumuşsun.
- If he's tired, he should sleep.
- Yorgunsa uyumalı.
- Do Tatoeba contributors sleep?
- Tatoeba katılımcıları uyuyor mu?
- They came while we were sleeping.
- Biz uyurken gelmişler.
- I can't sleep now.
- Şu an uyuyamıyorum.
- My younger brother is still sleeping.
- Küçük erkek kardeşim hâlâ uyuyor.
- Tom sleeps all day and is up all night.
- Tom bütün gün uyuyor ve bütün gece ayakta.
- Maybe you're not getting enough sleep.
- Belki de yeterince uyumuyorsun.
- Tom isn't going to get much sleep tonight.
- Tom bu gece fazla uyuyamayacak.
- Sometimes, your worst enemy is sleeping right next to you and you don't realize it.
- Bazen en büyük düşmanınız yanı başınızda uyuyor olabilir ve siz bunun farkında olmazsınız.
- A driver was sleeping in the car.
- Bir sürücü arabada uyuyordu.
- I couldn't sleep on the bus.
- Otobüste uyuyamadım.
- I'd rather not sleep and finish reading this book.
- Uyumayıp bu kitabı okumayı bitirmeyi tercih ederim.
- I saw a sleeping dog.
- Uyuyan bir köpek gördüm.
- You shouldn't forget to sleep.
- Uyumayı unutmamalısın.
- Tom slept an hour.
- Tom bir saat uyudu.
- Why isn't she sleeping?
- Neden uyumuyor?
- Has anyone ever told you that you snore when you sleep?
- Hiç kimse size uyurken horladığınızı söyledi mi?
- I sleep during the day and work at night.
- Gündüzleri uyuyorum, geceleri çalışıyorum.
- Tom was allowed to sleep.
- Tom'un uyumasına izin verildi.
- I don't want to sleep on the couch again tonight.
- Bu gece yine kanepede uyumak istemiyorum.
- Tom slept in the car.
- Tom arabada uyudu.
- If you want to sleep here, no problem.
- Burada uyumak istiyorsan, sorun yok.
- I slept all day yesterday, because it was Sunday.
- Dün bütün gün uyudum çünkü Pazardı.
- I saw that you were still sleeping when I went off to work.
- İşe gittiğimde hâlâ uyuduğunu gördüm.
- I want to sleep a little bit.
- Biraz uyumak istiyorum.
- Can't sleep, Tom?
- Uyuyamıyor musun, Tom?
- I slept all day.
- Bütün gün uyudum.
- A few moments later, all slept soundly.
- Birkaç dakika sonra, herkes mışıl mışıl uyumuştu.
- Tom needs to sleep now.
- Tom'un artık uyuması gerekir.
- I only slept for three hours.
- Sadece üç saat uyudum.
- I worked for a full 24 hours without getting any sleep.
- Hiç uyumadan tam 24 saat çalıştım.
- You need to get your sleep.
- Senin uyuman gerekiyor.
- Last night, I didn't sleep.
- Ben dün gece hiç uyumadım.
- I'm sleeping.
- Ben uyuyorum.
- I'll sleep when I'm dead.
- Öldüğüm zaman uyuyacağım.
- He slept under mosquito netting.
- Cibinliğin altında uyudu.
- We cannot sleep because of the sound.
- Ses yüzünden uyuyamıyoruz.
- I thought you went to your room to sleep.
- Uyumak için odana gittiğini sanıyordum.
- Tom sleeps on a mattress on the floor.
- Tom yerde bir şiltede uyuyor.
- Dan had some problems sleeping.
- Dan'in uyumakta bazı sorunları vardı.
- He was sleeping under the tree.
- Ağacın altında uyuyordu.
- It's time to get some sleep.
- Biraz uyuma vakti.
- Mary was reading, with a cat sleeping beside her.
- Mary, yanında uyuyan bir kediyle okuyordu.
- Tom checked to make sure Mary was still sleeping.
- Tom, Mary'nin hala uyuduğundan emin olmak için kontrol etti.
- No one had slept on that bed.
- O yatakta kimse uyumamıştı.
- Let me sleep on it.
- Bunun üstünde uyuyayım.
- Tom didn't sleep very well last night.
- Tom dün gece iyi uyumadı.
- Tom can sleep here if he wants to.
- Tom istese burada uyuyabilir.
- Tom is too excited to sleep.
- Tom uyumak için çok heyecanlı.
- I couldn't sleep all night.
- Bütün gece uyuyamadım.
- He did not notice that there was a sick man sleeping in the next room.
- Yan odada uyuyan hasta bir adam olduğunu fark etmedi.
- During winter I sleep with two blankets.
- Kış boyunca iki battaniye ile uyurum.
- I slept on the ground.
- Yerde uyudum.
- Hey, you can't sleep there.
- Hey, orada uyuyamazsın.
- The little cat wants to sleep.
- Küçük kedi uyumak istiyor.
- He was sleeping under the tree.
- O, ağacın altında uyuyordu.
- I have no problem sleeping.
- Uyumakta sorunum yok.
- When was the last time you slept?
- En son ne zaman uyudun?
- Tom sleeps on a cot.
- Tom bir karyolada uyuyor.
- Who said you could sleep?
- Uyuyabileceğinizi kim söyledi?
- He slept all day.
- O bütün gün uyudu.
- My bed is large, and ghosts come and sleep on it during the day.
- Yatağım büyük ve hayaletler gün boyunca gelip üzerinde uyuyorlar.
- They were sleeping.
- Uyuyorlardı.
- You don't have to sleep down here.
- Sen burada uyumak zorunda değilsin.
- I need to sleep a little.
- Biraz uyumaya ihtiyacım var.
- I'd rather stay home and sleep all day.
- Evde kalıp bütün gün uyumayı tercih ederim.
- I went back to sleep.
- Tekrar uyumaya gittim.
- Every hour of sleep before midnight is worth two after midnight.
- Gece yarısından önce uyunan her saat, gece yarısından sonra uyunan iki saate bedeldir.
- I don't sleep so much.
- Çok fazla uyumam.
- Tom sleeps with a knife under his pillow.
- Tom yastığının altında bir bıçakla uyuyor.
- Don't disturb Tom while he's sleeping.
- Tom uyurken onu rahatsız etme.
- Do you get enough sleep?
- Yeterince uyuyor musun?
- I don't mind sleeping on the floor.
- Yerde uyumak umurumda değil.
- Tom is likely to be sleeping now.
- Tom muhtemelen şu anda uyuyordur.
- He's sleeping like a baby.
- Bir bebek gibi uyuyor.
- Tom is too excited to sleep.
- Tom uyuyamayacak kadar heyecanlı.
- I haven't been able to get much sleep lately.
- Son zamanlarda pek uyuyamadım.
- I haven't been getting enough sleep lately.
- Son zamanlarda yeterince uyuyamıyorum.
- I sleep during the day and work at night.
- Gün boyunca uyurum ve gece çalışırım.
- I can't sleep at night.
- Geceleri uyuyamıyorum.
- My sister would often cry to sleep when she was a baby.
- Kız kardeşim bebekken uyumak için sık sık ağlardı.
- I slept through the entire movie.
- Film boyunca uyudum.
- Tom slept without a blanket.
- Tom bir battaniye olmadan uyudu.
- Even in the winter, Tom usually leaves the window open when he sleeps.
- Kışın bile, Tom uyurken genellikle pencereyi açık bırakır.
- Tom slept all afternoon.
- Tom bütün öğleden sonra uyudu.
- Tom is always sleeping.
- Tom hep uyuyor.
- Tom didn't know how long he'd slept.
- Tom ne kadar uyuduğunu bilmiyordu.
- Tom ate some food, drank some beer, and then went right to sleep.
- Tom biraz yemek yedi, biraz bira içti ve sonra hemen uyudu.
- I sleep standing up.
- Ben ayakta uyuyorum.
- You're afraid to sleep, aren't you?
- Uyumaktan korkuyorsun, değil mi?
- Tom couldn't sleep at all because it was so hot.
- Tom hiç uyuyamadı çünkü hava çok sıcaktı.
- I let him sleep until noon.
- Öğleye kadar onun uyumasına izin verdim.
- I think Tom slept all afternoon.
- Bence Tom bütün öğleden sonra uyudu.
- At least I have somewhere to sleep.
- En azından uyuyacak bir yerim var.
- Did you sleep here last night?
- Dün gece burada mı uyudun?
- How long did you sleep last night?
- Geçen gece ne kadar uyudun?
- Look at the baby sleeping in the cradle.
- Beşikte uyuyan bebeğe bak.
- We must sleep at least seven hours a day.
- Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.
- Tom will be sleeping by the time we get there.
- Biz oraya varıncaya kadar Tom uyuyor olacak.
- How long have you been sleeping?
- Ne zamandır uyuyorsun?
- How long has it been since you've slept in a comfortable bed?
- Rahat bir yatakta uyumayalı ne kadar oldu senin?
- The baby sleeping in the baby carriage is as cute as an angel.
- Bebek arabasında uyuyan bebek bir melek kadar sevimli.
- I wonder whether Tom is really sleeping.
- Acaba Tom gerçekten uyuyor mu?
- I just woke up while they were still sleeping.
- Onlar hâlâ uyurken uyandım.
- Tom told me he didn't get enough sleep.
- Tom bana yeterince uyumadığını söyledi.
- Tom slept through the whole thing.
- Tom başından sonuna kadar uyudu.
- They're probably sleeping.
- Muhtemelen uyuyorlardır.
- Tom slept on an inflatable bed.
- Tom şişme yatakta uyudu.
- You can sleep late tomorrow morning.
- Yarın sabah geç saatlere kadar uyuyabilirsin.
- Right now they're all sleeping.
- Şu an hepsi uyuyor.
- The kitten slept soundly.
- Yavru kedi mışıl mışıl uyudu.
- To Japanese, an American baby sleeping by himself seems lonely.
- Japonlara göre, tek başına uyuyan Amerikalı bir bebek yalnız görünmektedir.
- You don't sleep much, do you?
- Çok uyumazsın, değil mi?
- Let me sleep for ten more minutes.
- Bırak on dakika daha uyuyayım.
- If you’ve only slept for three hours, you certainly won’t do well in the exam.
- Eğer sadece üç saat uyuduysanız, sınavda kesinlikle başarılı olamazsınız.
- I don't sleep in a bed.
- Yatakta uyumam.
- I want to sleep a little more.
- Biraz daha uyumak istiyorum.
- He snored all night and his wife couldn't sleep.
- O bütün gece horladı ve onun karısı uyuyamadı.
- They usually sleep in this room.
- Onlar genellikle bu odada uyurlar.
- With so much noise I couldn't sleep last night.
- Çok fazla gürültüden dolayı dün gece uyuyamadım.
- Why couldn't you sleep last night?
- Dün gece neden uyuyamadınız?
- When I was a child, I could sleep anywhere.
- Çocukken her yerde uyuyabilirdim.
- How many hours of sleep do you get every night?
- Her gece kaç saat uyursun?
- I can sleep anywhere.
- Her yerde uyuyabilirim.
- What really surprised me most was how many hours a day Tom slept.
- Gerçekten beni en çok şaşırtan Tom'un bir günde kaç saat uyuduğuydu.
- He likes sleeping.
- Uyumayı sever.
- I slept too long.
- Çok uzun uyudum.
- Let me sleep.
- Uyumama izin ver.
- Your sister's sleeping.
- Kız kardeşin uyuyor.
- If you need to sleep, go ahead.
- Eğer uyuman gerekiyorsa, bunu yap.
- Please let me sleep.
- Lütfen uyumama izin ver.
- A woman visited us while you were sleeping.
- Siz uyurken bir kadın bizi ziyaret etti.
- I'm too excited to sleep.
- Uyuyamayacak kadar heyecanlıyım.
- Now I've got a new reason why I can't sleep.
- Şimdi neden uyuyamadığım hakkında yeni bir gerekçem var.
- You can sleep here for a while if you want to.
- İstersen bir süre burada uyuyabilirsin.
- Can I sleep on the couch?
- Kanepede uyuyabilir miyim?
- I'll give you something to help you sleep.
- Uyumana yardımcı olacak bir şey vereceğim.
- You can sleep in my bed if you want.
- İstersen benim yatağımda uyuyabilirsin.
- Please turn off the light so that I can sleep.
- Uyuyabilmem için lütfen ışığı kapatın.
- I slept for three hours this afternoon.
- Bu öğleden sonra üç saat uyudum.
- Let Tom sleep.
- Bırak Tom uyusun.
- Tom and Mary were sleeping when I got home.
- Ben eve geldiğimde Tom ve Mary uyuyordu.
- Tom said Mary needed to get more sleep.
- Tom, Mary'nin daha fazla uyuması gerektiğini söyledi.
- I love to sleep.
- Ben uyumayı severim.
- You don't have to sleep down here.
- Burada uyumak zorunda değilsin.
- Tom slept on a park bench.
- Tom bir bankın üstünde uyudu.
- Tom is sleeping.
- Tom uyuyor.
- The child slept on its mother's lap.
- Çocuk, annesinin kucağında uyudu.
- When we sleep, the temperature of the body falls by several degrees.
- Uyurken, vücut sıcaklığı birkaç derece düşer.
- No one slept that night.
- O gece hiç kimse uyumadı.
- Tom slept peacefully as the underground train rattled on its way.
- Yeraltı treni tıkırdayarak yoluna devam ederken Tom huzur içinde uyudu.
- They are used to sleeping in a tent.
- Onlar bir çadırda uyumaya alışkın.
- Tom needs to sleep now.
- Tom'un şimdi uyumaya ihtiyacı var.
- Tom didn't get much sleep.
- Tom fazla uyuyamadı.
- Tom sleeps whenever he can.
- Tom fırsat buldukça uyuyor.
- I can not get enough sleep any more.
- Artık yeterince uyuyamıyorum.
- Tom slept in the guest bedroom.
- Tom misafir odasında uyudu.
- Right now, all I want to do is sleep for a few hours.
- Şu anda tek istediğim birkaç saat uyumak.
- Who said anything about sleeping?
- Uyumaktan bahseden kim?
- Tom pretended he was sleeping.
- Tom uyuyormuş gibi yaptı.
- If you sleep for a while, you will feel much better.
- Bir süre uyursan, kendini daha iyi hissedersin.
- I always feel like sleeping because I'm pregnant.
- Hamile olduğum için hep uyuyor gibi hissediyorum.
- The pain was so intense that I couldn't sleep.
- Acı o kadar şiddetliydi ki uyuyamadım.
- Tom lay in bed, unable to sleep.
- Tom uyuyamadan yatakta yatıyordu.
- They are used to sleeping in a tent.
- Onlar çadırda uyumaya alışkınlar.
- We found him sleeping under the desk.
- Biz onu masanın altında uyurken bulduk.
- Tom was allowed to sleep.
- Tom'a uyumak için izin verildi.
- She slept in the car.
- Arabada uyudu.
- I must sleep now.
- Şimdi uyumalıyım.
- Tom sleeps with his window open.
- Tom penceresi açık uyuyor.
- I couldn't sleep last night.
- Dün gece uyuyamadım.
- How much sleep do you usually get every night?
- Genelde her gece ne kadar uyursun?
- I don't need to sleep a lot.
- Çok uyumama gerek yok.
- Remember that Tom might be sleeping now.
- Tom'un şimdi uyuyor olabileceğini unutma.
- Tom appears to be sleeping.
- Tom uyuyor gibi görünüyor.
- I could not sleep that night.
- O gece uyuyamadım.
- He might have been sleeping at that time.
- O sırada uyuyor olabilir.
- Tom decided to try sleeping without a pillow.
- Tom yastıksız uyumayı denemeye karar verdi.
- All that Jack does is sleep.
- Jack'in tek yaptığı uyumak.
- Tom slept very little last night.
- Tom dün gece çok az uyudu.
- Tom says that recently he isn't able to get enough sleep.
- Tom son zamanlarda yeterince uyuyamadığını söylüyor.
- The baby sleeping in the baby carriage is as cute as an angel.
- Bebek arabasında uyuyan bebek, bir melek kadar sevimli.
- I couldn't sleep at all last night.
- Dün gece hiç uyuyamadım.
- We slept all day.
- Bütün gün uyuduk.
- Tom knew Mary was still sleeping.
- Tom, Mary'nin hala uyuduğunu biliyordu.
- I was sleeping when Tom got here.
- Tom buraya geldiğinde ben uyuyordum.
- Tom needs at least nine hours of sleep every night or he can't function.
- Tom'un her gece en az dokuz saat uyumaya ihtiyacı var yoksa işlevini yerine getiremez.
- I slept on the floor.
- Ben yerde uyudum.
- I don't know how you sleep at night.
- Geceleri nasıl uyuduğunu bilmiyorum.
- I can't sleep with all this racket going on.
- Bu gürültüde uyuyamıyorum.
- Tom isn't sleeping.
- Tom uyumuyor.
- Tom is already sleeping.
- Tom zaten uyuyor.
- I can sleep a lot better now.
- Artık çok daha rahat uyuyabiliyorum.
- Did you manage to get any sleep?
- Hiç uyuyabildin mi?
- Nobody slept.
- Hiç kimse uyumadı.
- Tom has been sleeping in my garage.
- Tom benim garajımda uyuyor.
- When I left the house this morning, Tom was still sleeping.
- Bu sabah evden ayrıldığımda, Tom hala uyuyordu.
- The child cried herself to sleep.
- Çocuk uyuyana kadar ağladı.
- You are used to sleeping in a tent.
- Sen çadırda uyumaya alışkınsın.
- Tom noticed Mary's bed hadn't been slept in.
- Tom, Mary'nin yatağında uyunmadığını fark etti.
- I don't think Tom will be sleeping when we get there.
- Oraya vardığımızda Tom'un uyuyor olacağını sanmıyorum.
- I didn't get any sleep last night.
- Dün gece hiç uyumadım.
- I want to sleep a little longer.
- Biraz daha uyumak istiyorum.
- You're not sleeping enough.
- Yeterince uyumuyorsun.
- Did you get any sleep at all last night?
- Dün gece hiç uyuyabildin mi?
- The guys are sleeping like dogs.
- Adamlar köpekler gibi uyuyorlar.
- Night is when most people sleep.
- Gece çoğu insanın uyuduğu zamandır.
- Sami and Layla slept in the same bed that night.
- Sami ve Leyla o gece aynı yatakta uyudular.
- I wasn't sleeping.
- Uyumuyordum.
- They're all sleeping.
- Hepsi uyuyor.
- Tom said he thought Mary was sleeping.
- Tom, Mary'nin uyuduğunu düşündüğünü söyledi.
- Tom couldn't sleep because he had a bad headache.
- Tom uyuyamadı çünkü kötü bir baş ağrısı vardı.
- It looks like you slept in your clothes last night.
- Dün gece elbiselerinle uyumuşsun gibi görünüyor.
- I slept only three hours.
- Ben yalnızca üç saat uyudum.
- I slept for three hours.
- Üç saat boyunca uyudum.
- We slept under the stars.
- Yıldızların altında uyuduk.
- The cat is sleeping on the chair.
- Kedi sandalyede uyuyor.
- How did you know I wasn't sleeping?
- Uyumadığımı nereden bildin?
- Tom never sleeps.
- Tom asla uyumaz.
- Even in the winter, Tom usually leaves the window open when he sleeps.
- Tom kışın bile uyurken genellikle pencereyi açık bırakır.
- Sami's medications made him sleep ten hours a day.
- Sami'nin ilaçları günde on saat uyumasına neden oluyordu.
- You can sleep late tomorrow morning.
- Yarın sabah geç saate kadar uyuyabilirsin.
- In the park he slept on a bench.
- Parkta bir bankta uyuyordu.
- I'm accustomed to sleeping in a room without air conditioning.
- Klimasız bir odada uyumaya alışkınım.
- Tom slept on a park bench.
- Tom bir bankta uyudu.
- Whether I'm sleeping or awake, this subject is always in my mind.
- İster uyuyor olayım ister uyanık, bu konu her zaman aklımda.
- I hope you were able to get more sleep than I did.
- Umarım benden daha fazla uyuyabilmişsinizdir.
- If you didn't get enough sleep last night, you should take a nap.
- Dün gece yeterince uyuyamadıysan, biraz kestirmelisin.
- She slept with the window open.
- Pencere açık uyudu.
- Tom is probably still sleeping.
- Tom muhtemelen hala uyuyordur.
- The baby seems to be sleeping soundly.
- Bebek sesli uyuyor gibi görünüyor.
- I wonder if Tom has ever slept on a park bench.
- Tom'un bir park bankında hiç uyuyup uyumadığını merak ediyorum.
- He has been sleeping since around 8 o'clock.
- Saat 8'den beri uyuyor.
- You can sleep here tonight if you want.
- İstersen bu gece burada uyuyabilirsin.
- Where did Tom sleep?
- Tom nerede uyudu?
- Would you mind if I sleep here tonight?
- Bu gece burada uyusam sorun olur mu?
- Did someone sleep here last night?
- Dün gece burada biri uyudu mu?
- Tom needs to sleep more.
- Tom'un daha çok uyuması gerek.
- I sleep pretty well.
- Oldukça iyi uyuyorum.
- If you sleep for a while, you will feel much better.
- Bir süre uyursan, çok daha iyi hissedersin.
- I need to sleep.
- Uyumam lazım.
- She seems to have slept badly last night.
- Dün gece çok kötü uyumuş gibi görünüyor.
- Tom needs to sleep now.
- Tom'un artık uyuması lazım.
- Tom was still sleeping the last time I looked into his room.
- Odasına son baktığımda Tom hala uyuyordu.
- Tom looks as if he's sleeping peacefully.
- Tom sanki barış içinde uyuyor gibi görünüyor.
- I was starting to think Tom would sleep all day.
- Tom'un bütün gün uyuyacağını düşünmeye başlamıştım.
- I slept lying on my face.
- Yüzüstü yatarak uyudum.
- I slept on the sofa.
- Kanepede uyudum.
- The baby was sleeping soundly in his mother's arms.
- Bebek annesinin kollarında mışıl mışıl uyuyordu.
- Tom was still sleeping the last time I looked into his room.
- Odasına son kez baktığımda Tom hâlâ uyuyordu.
- Did you sleep enough last night?
- Dün gece iyi uyudun mu?
- He is already sleeping.
- O zaten uyuyor.
- How do you sleep at night?
- Gece nasıl uyuyorsun?
- I slept in the car.
- Arabada uyudum.
- I haven't been sleeping that well.
- Pek iyi uyuyamıyorum.
- How long have you been sleeping?
- Ne kadar süredir uyuyorsun?
- How much did you sleep?
- Ne kadar uyudun?
- I haven't been sleeping very well.
- Pek iyi uyuyamadım.
- Sleep's the best thing for them.
- Onlar için en iyisi uyumak.
- Now I can finally sleep easy.
- Artık rahat uyuyabilirim.
- Several people are sleeping in the next room.
- Yan odada birkaç kişi uyuyor.
- Tom should've slept longer.
- Tom daha fazla uyumalıydı.
- The doctor advised Tom to get more sleep.
- Doktor Tom'a daha fazla uyumasını tavsiye etti.
- Are you sleeping in here?
- Burada mı uyuyorsun?
- Did you sleep on the couch again last night?
- Dün gece tekrar kanepede uyudun mu?
- He needs at least eight hours of sleep every night or he can't function.
- Her gece en az sekiz saat uyumazsa kendine gelemiyor.
- I know he is sleeping.
- Uyuduğunu biliyorum.
- I need to sleep a little.
- Biraz uyumam lazım.
- Where do I sleep?
- Nerede uyuyorum?
- Sometimes, I sleep on the couch.
- Bazen kanepede uyurum.
- I didn't sleep much that night.
- O gece pek uyuyamadım.
- Sleeping with the television on is not good for the brain.
- Televizyon açıkken uyumak beyin için iyi değildir.
- Her dog prefers to sleep on my couch.
- Köpeği benim kanepemde uyumayı tercih ediyor.
- I'll sleep here.
- Burada uyuyacağım.
- Tom slept in his clothes.
- Tom giysileriyle uyudu.
- Layla was sleeping in her room.
- Layla onun odasında uyuyordu.
- I let her sleep until noon.
- Öğlene kadar uyumasına izin verdim.
- We're looking for a place to sleep.
- Uyumak için bir yer arıyoruz.
- Tom slept peacefully as the underground train rattled on its way.
- Metro treni yolunu sarsarken Tom güzel güzel uyudu.
- Alice is sleeping in her room.
- Alice odasında uyuyor.
- Tom wanted to sleep under the stars.
- Tom yıldızların altında uyumak istedi.
- Do you have trouble sleeping at night?
- Geceleri uyumakta zorlanıyor musunuz?
- Tom had slept for only three hours.
- Tom sadece üç saat uyudu.
- Tom said he didn't sleep much Monday night.
- Tom pazartesi gecesi fazla uyumadığını söyledi.
- It is pleasant to sleep under the tree.
- Ağacın altında uyumak hoştur.
- Did you sleep with the window open?
- Pencere açıkken uyudun mu?
- Did you sleep all right?
- İyi uyudun mu?
- Tom slept with his clothes on.
- Tom giysileri ile uyudu.
- You sleep in my room.
- Benim odamda uyuyacaksın.
- A cat was sleeping in the bass drum.
- Bas davulun içinde bir kedi uyuyordu.
- He hung up the phone and went back to sleep.
- Telefonu kapattı ve uyumaya devam etti.
- Sami sleeps there.
- Sami orada uyuyor.
- That horror movie was very scary and I couldn't sleep after watching it.
- O korku filmi çok korkunçtu ve onu izledikten sonra uyuyamadım.
- I haven't been sleeping very well.
- Pek iyi uyumuyorum.
- I haven't slept in two days.
- İki gündür uyumadım.
- The dog sleeps at Tom's feet.
- Köpek Tom'un ayaklarının dibinde uyuyor.
- The doctor told me Tom died in his sleep.
- Doktor bana Tom'un uyurken öldüğünü söyledi.
- What helps you to sleep better?
- Daha iyi uyumana ne yardım eder?
- You should sleep early.
- Erken uyumalısın.
- He's already sleeping.
- O zaten uyuyor.
- My child likes to sleep between me and my wife.
- Çocuğum, karımla benim aramda uyumayı seviyor.
- Tom felt very tired after sleeping for so long.
- Tom uzun süre uyuduktan sonra kendini çok yorgun hissetti.
- John sleeps with his eyes open.
- John gözleri açık uyuyor.
- The boy has been sleeping for ten hours.
- Çocuk on saattir uyuyor.
- I couldn't sleep because of the noise.
- Gürültü yüzünden uyuyamadım.
- Tom slept on the train.
- Tom trende uyudu.
- Is he sleeping?
- Uyuyor mu?
- Tom must've slept a long time.
- Tom uzun süre uyumuş olmalı.
- I can't sleep with all this racket going on.
- Devam eden bütün bu curcunayla uyuyamıyorum.
- I'll try to get a little sleep.
- Biraz uyumaya çalışacağım.
- Tom can sleep anywhere.
- Tom her yerde uyuyabilir.
- I didn't sleep much that night.
- O gece fazla uyumadım.
- Tom is having trouble sleeping.
- Tom uyumakta sıkıntı çekiyor.
- She needs to sleep more.
- Onun daha fazla uyuması gerekir.
- I slept on a park bench.
- Bir bankta uyudum.
- Tom sometimes sleeps in.
- Tom bazen evde uyuyor.
- Between the traffic and the dog's barking, he couldn't sleep.
- Trafik ve köpek havlamaları arasında uyuyamadı.
- All I want to do right now is sleep.
- Şu anda tek yapmak istediğim uyumak.
- Did you always sleep with the window open?
- Hep pencere açıkken mi uyudun?
- I know she is sleeping.
- Onun uyuduğunu biliyorum.
- Tom always has trouble sleeping the night before a big exam.
- Tom büyük bir sınavdan önceki gece uyumakta hep zorlanır.
- I sleep at night now.
- Şimdi gece uyuyorum.
- We cannot sleep because of the sound.
- Biz ses nedeniyle uyuyamıyoruz.
- They slept in the car because they couldn't find a hotel.
- Bir otel bulamadıkları için arabada uyudular.
- Tom said he didn't think that Mary was sleeping.
- Tom, Mary'nin uyuduğunu düşünmediğini söyledi.
- I don't know how she sleeps at night.
- Onun gece nasıl uyuduğunu bilmiyorum.
- Just like you, I haven't slept in these trying days.
- Tıpkı senin gibi, bu sıkıntılı günlerde uyumadım.
- I will sleep at my aunt's.
- Teyzemlerde uyuyacağım.
- The kids are sleeping.
- Çocuklar uyuyor.
- You can sleep on the couch.
- Kanepede uyuyabilirsin.
- Sleep's the best thing for Tom.
- Uyumak Tom için en iyi şeydir.
- How many hours a night do you sleep?
- Bir gecede kaç saat uyursun?
- I slept on a cot in Tom's basement last night.
- Dün gece Tom'un bodrumunda bir karyolada uyudum.
- When I went to him he was sleeping, but I woke him up.
- Yanına gittiğimde uyuyordu ama ben uyandırdım.
- I won't sleep tonight.
- Bu gece uyumayacağım.
- I slept nine hours.
- Ben dokuz saat uyudum.
- He needs at least eight hours of sleep every night or he can't function.
- Her gece en az sekiz saat uyuması gerekiyor yoksa işlevini yerine getiremez.
- Look at the cute little baby sleeping in the cradle.
- Beşikte uyuyan küçük, şirin bebeğe bakın.
- We slept by turns.
- Biz nöbetleşe uyuduk.
- Tom slept in the backseat of the car as Mary drove.
- Mary arabayı sürerken Tom arka koltukta uyudu.
- It would be great to sleep a while first.
- İlk olarak bir süreliğine uyumak harika olur.
- Everyone else is sleeping.
- Başka herkes uyuyor.
- I think Tom is sleeping.
- Bence Tom uyuyor.
- Tom slept on an inflatable bed.
- Tom şişme bir yatakta uyudu.
- I thought Tom was sleeping.
- Tom'un uyuduğunu düşündüm.
- I was sleeping.
- Uyuyordum.
- I sleep better at home than I do in hotels.
- Evde, otellerde uyuduğumdan daha iyi uyuyorum.
- Tom sleeps with his mouth open.
- Tom ağzı açık uyuyor.
- When we sleep, the temperature of the body falls by several degrees.
- Uyuduğumuzda, vücut ısısı birkaç derece düşer.
- I want to sleep a little bit.
- Birazcık uyumak istiyorum.
- The baby was sleeping in the cradle.
- Bebek beşikte uyuyordu.
- Tom managed to sleep a few hours on the plane.
- Tom uçakta birkaç saat uyumayı başardı.
- I only slept for three hours.
- Ben sadece üç saat uyudum.
- Which side of the bed do you sleep?
- Yatağın hangi tarafında uyuyorsun?
- I need to get a little sleep.
- Biraz uyumaya ihtiyacım var.
- Why isn't he sleeping?
- Neden uyumuyor?
- Why didn't you tell me Tom was sleeping?
- Neden bana Tom'un uyuduğunu söylemedin?
- Let's just let sleeping dogs lie.
- Bırakalım da uyuyan köpekler yalan söylesin.
- I usually sleep with the lights on.
- Genelde ışıklar açık uyurum.
- Many passengers were sleeping on the last train.
- Birçok yolcu son trende uyuyordu.
- Last night, I didn't sleep.
- Dün gece uyumadım.
- Tom did that while we were sleeping.
- Tom biz uyurken bunu yaptı.
- My dog sleeps in the same room that I do.
- Köpeğim benimle aynı odada uyuyor.
- The ugly crocodile is sleeping in the pond.
- Çirkin timsah gölette uyuyor.
- Where do you sleep?
- Nerede uyuyorsun?
- When bears sleep or lie down, their postures depend on whether they want to get rid of heat or conserve it.
- Ayılar uyurken ya da uzanırken duruşları, ısıdan kurtulmak mı yoksa onu korumak mı istediklerine bağlıdır.
- I haven't slept for two days.
- İki gündür uyumadım.
- We slept under the stars.
- Biz de yıldızların altında uyuduk.
- Tom said he thought Mary wasn't sleeping.
- Tom, Mary'nin uyumadığınıı düşündüğünü söyledi.
- Everybody is sleeping.
- Herkes uyuyor.
- I didn't know Tom was sleeping.
- Tom'un uyuduğunu bilmiyordum.
- Tom said he thought Mary needed to get more sleep.
- Tom, Mary'nin daha fazla uyuması gerektiğini düşündüğünü söyledi.
- I cried myself to sleep.
- Ağlaya ağlaya uyudum.
- I don't need to sleep a lot.
- Benim çok uyumaya ihtiyacım yok.
- Please let me sleep for five more minutes.
- Lütfen beş dakika daha uyumama izin ver.
- Tom ended up sleeping in his car.
- Tom sonunda arabasında uyudu.
- I can always sleep no matter where I am.
- Nerede olursam olayım her zaman uyuyabilirim.
- Tom said he was going to go back to sleep.
- Tom uyumaya gideceğini söyledi.
- Tom thought that Mary was sleeping.
- Tom, Mary'nin uyuduğunu sanmıştı.
- Tom said he thought Mary needed to get more sleep.
- Tom Mary'nin daha fazla uyuması gerektiğini düşündüğünü söyledi.
- Tom said he didn't sleep much Monday night.
- Tom, pazartesi gecesi fazla uyumadığını söyledi.
- I don't feel like sleeping just now.
- Şu anda uyumak istemiyorum.
- Sami spent a week sleeping in the bug-infested woods.
- Sami bir hafta boyunca böceklerin istila ettiği ormanda uyudu.
- Tom slept on the plane.
- Tom uçakta uyudu.
- If you don't sleep soon, it'll be morning before you know it.
- Eğer hemen uyumazsan, sen farkına bile varmadan sabah olacak.
- Tom didn't know Mary was sleeping.
- Tom Mary'nin uyuduğunu bilmiyordu.
- I just wanted to sleep.
- Sadece uyumak istiyordum.
- Tom was snoring loudly while he slept.
- Tom, uyurken yüksek sesle horluyordu.
- How do people manage to sleep on the plane?
- İnsanlar uçakta uyumayı nasıl başarıyor?
- They're all sleeping.
- Onların hepsi uyuyorlar.
- In the park he slept on a bench.
- O parkta bir bankta uyudu.
- I used to sing Tom to sleep.
- Tom'un uyuması için şarkı söylerdim.
- Tom is sleeping upstairs.
- Tom üst katta uyuyor.
- I'm not sleeping now.
- Şu an uyumuyorum.
- Would you mind if I slept here?
- Burada uyusam sorun olur mu?
- He must have been sleeping because he didn't answer the telephone.
- Uyuyor olmalıydı çünkü telefona cevap vermedi.
- Tom turned off his alarm and went back to sleep.
- Tom alarmını kapattı ve uyumaya devam etti.
- Recently, no matter how much sleep I get, I just can't seem to get enough sleep.
- Son zamanlarda, ne kadar uyursam uyuyayım, yeterince uyuyamıyor gibiyim.
- Jim was so tired that he lay down and slept.
- Jim o kadar yorgundu ki uzandı ve uyudu.
- Tom was too excited to sleep.
- Tom uyuyamayacak kadar heyecanlıydı.
- I usually sleep in this room.
- Genellikle bu odada uyurum.
- You should sleep.
- Uyuman gerek.
- Last night was very hot and muggy, so I didn't sleep so well.
- Dün gece çok sıcak ve bunaltıcı idi, bu yüzden çok iyi uyumadım.
- Tom said Mary wasn't sleeping.
- Tom, Mary'nin uyumadığını söyledi.
- What really surprised me most was how many hours a day he slept.
- Beni aslında en çok şaşırtan günde kaç saat uyuduğuydu.
- Tom didn't know Mary was sleeping.
- Tom, Mary'nin uyuduğunu bilmiyordu.
- Tom's parents sleep in separate rooms.
- Tom'un anne ve babası ayrı odalarda uyuyorlar.
- This boy slept for eight hours.
- Bu çocuk sekiz saat uyudu.
- Tom said Mary didn't get enough sleep.
- Tom, Mary'nin yeterince uyumadığını söyledi.
- I always want to sleep after dinner.
- Akşam yemeğinden sonra, hep uyumak isterim.
- How much sleep do you usually get every night?
- Her gece genellikle ne kadar uyuyorsun?
- Because of the heat, I slept with a window open.
- Sıcak yüzünden pencereyi açıp uyudum.
- Tom slept like a child.
- Tom bir çocuk gibi uyudu.
- Tom has been sleeping in my garage.
- Tom garajımda uyuyor.
- He looks as though he's sleeping, but in fact he's dead.
- Uyuyor gibi görünüyor ama aslında ölü.
- He did not notice that there was a sick man sleeping in the next room.
- O, yan odada uyuyan hasta bir adam olduğunu fark etmedi.
- How many pillows do you use when sleeping?
- Uyurken kaç yastık kullanıyorsunuz?
- Tom slept for more than three hours.
- Tom üç saatten fazla uyudu.
- Let Tom sleep on my couch.
- Bırak Tom kanepemde uyusun.
- How long have I slept?
- Ne kadar uyudum?
- If you leave, I'll tell all the world you fondle me while I sleep.
- Eğer gidersen, ben uyurken beni okşadığını tüm dünyaya söylerim.
- Tom hasn't slept at all since the day before yesterday.
- Tom önceki günden beri hiç uyumadı.
- I will marry you provided I can sleep in my own bed.
- Kendi yatağımda uyuyabilmem şartıyla seninle evlenirim.
- We can't sleep because of the noise.
- Gürültüden dolayı uyuyamıyoruz.
- I slept, and you?
- Ben uyudum, ya sen?
- Tom wasn't able to sleep on the bus.
- Tom, otobüste uyuyamıyordu.
- Tom can sleep in my room.
- Tom benim odamda uyuyabilir.
- I just want to go home and sleep.
- Sadece eve gitmek ve uyumak istiyorum.
- Tom couldn't sleep last night.
- Tom dün gece uyuyamadı.
- He slept with the window open.
- Penceresi açıkken uyudu.
- Tom is sleeping in the stables.
- Tom ahırda uyuyor.
- You slept on the train.
- Sen trende uyudun.
- In case you sleep, set the alarm.
- Uyuma ihtimaline karşı, alarmı kur.
- All I want now is a little sleep.
- Şimdi tek istediğim biraz uyumak.
- I haven't slept.
- Uyumadım.
- There's one black cat sleeping on the yellow chair.
- Sarı sandalyenin üzerinde uyuyan bir siyah kedi var.
- When Marcus arrived, I was sleeping.
- Marcus geldiğinde uyuyordum.
- I let her sleep until noon.
- Öğleye kadar onun uyumasına izin verdim.
- I have plenty of time, so I can sleep for a while?
- Çok zamanım var, biraz uyuyabilir miyim?
- I don't feel like sleeping anymore.
- Artık uyumak istemiyorum.
Show More (1744)
|
