supposition - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
supposition varsayım n.
  • The Commission's estimates are based on pure suppositions, with no solid foundation.
  • Komisyon'un tahminleri hiçbir sağlam temele dayanmayan saf varsayımlara dayanmaktadır.
  • The whole Austria business did a lot of damage, because it was all about opinions and suppositions.
  • Tüm Avusturya meselesi çok zarar verdi çünkü her şey fikirler ve varsayımlarla ilgiliydi.
  • That's a supposition, not a fact.
  • Bu bir varsayım, gerçek değil.
Show More (1)