| 1 |
susceptible |
hassas |
adj. |
|
- It is unusually susceptible to the damaging effects of petroleum products.
- Petrol ürünlerinin zararlı etkilerine karşı alışılmadık derecede hassastır.
- There is always a handful of people who are susceptible to this.
- Her zaman bu konuda hassas olan bir avuç insan vardır.
Show More (-1)
|
| 2 |
susceptible |
yatkın |
adj. |
|
- Some people are more susceptible to allergies than others.
- Kimi insanlar alerjilere diğerlerinden daha yatkın olur.
Show More (-2)
|
| 3 |
susceptible |
kolay etkilenen |
adj. |
|
- Children and teenagers are particularly susceptible to advertising.
- Bilhassa çocuklar ve gençler reklamlardan daha kolay etkilenirler.
Show More (-2)
|
