|
- In the Committee reading, we talked a lot about the limit values.
- Komite okumasında sınır değerler hakkında çok konuştuk.
- We talk a lot about the sustainability of European agriculture.
- Avrupa tarımının sürdürülebilirliği hakkında çok konuşuyoruz.
- During the last three years or so, we have talked a lot but realistically we have achieved much less.
- Son üç yıl boyunca çok konuştuk ama gerçekçi olmak gerekirse çok daha az şey başardık.
- Meg talks a lot.
- Meg çok konuşuyor.
- Meg talks a lot.
- Meg çok konuşur.
- She talks a lot but never gets anything done.
- Çok konuşuyor ama hiçbir şey yapmıyor.
- I talk a lot.
- Çok konuşurum.
- Tom talks a lot about his father.
- Tom babası hakkında çok konuşur.
- Tom really does talk a lot.
- Tom gerçekten çok konuşur.
- He talks a lot about his father.
- Babası hakkında çok konuşuyor.
- We've talked a lot about this.
- Biz bu konuda çok konuştuk.
- Tom sure talks a lot.
- Tom kesinlikle çok konuşuyor.
- We've talked a lot on the phone.
- Telefonda çok konuştuk.
- You talk a lot.
- Çok konuşuyorsun.
- She does talk a lot.
- O, çok konuşur.
- Tom certainly talks a lot.
- Tom kesinlikle çok konuşuyor.
- I talk a lot.
- Ben çok konuşurum.
- Paul talks a lot.
- Paul çok konuşur.
- Those who talk a lot often lose their voices.
- Çok konuşanlar genellikle seslerini kaybederler.
- Tom likes to talk a lot.
- Tom çok konuşmaktan hoşlanıyor.
- You sure talk a lot.
- Çok konuştuğun kesin.
- Tom and Mary talk a lot.
- Tom ve Mary çok konuşurlar.
- I do talk a lot.
- Ben çok konuşurum.
- He talks a lot about Germany.
- Almanya hakkında çok konuşuyor.
- She talks a lot.
- Çok konuşur.
- We talked a lot about health.
- Sağlık hakkında çok konuştuk.
- We've talked a lot about this.
- Bunun hakkında çok konuştuk.
- I do talk a lot.
- Çok konuşurum.
- Tom talks a lot.
- Tom çok konuşuyor.
- You sure do talk a lot, don't you?
- Çok konuştuğun kesin, değil mi?
- Tom talks a lot.
- Tom çok konuşur.
- Do you talk a lot?
- Çok konuşur musun?
- You don't talk a lot.
- Çok konuşmuyorsun.
- Tom doesn't talk a lot.
- Tom çok konuşmaz.
- I talked a lot.
- Çok konuştum.
- You sure do talk a lot.
- Kesinlikle çok konuşuyorsun.
- She talks a lot.
- O çok konuşur.
- I talk a lot.
- Çok konuşuyorum.
- People talk a lot about social networks these days.
- İnsanlar bugünlerde sosyal ağlar hakkında çok konuşuyor.
- She does talk a lot.
- Çok konuşuyor.
- She talked a lot.
- Çok konuştu.
- Tom does talk a lot.
- Tom çok konuşuyor.
- Tom really does talk a lot.
- Tom gerçekten çok konuşuyor.
- I wonder why he talks a lot about his father.
- Niçin babası ile ilgili çok konuşuyor merak ediyorum.
- I wonder why he talks a lot about his father.
- Babası hakkında neden bu kadar çok konuştuğunu merak ediyorum.
- You sure talk a lot.
- Kesinlikle çok konuşuyorsun.
- Tom talked a lot.
- Tom çok konuştu.
- We don't talk a lot.
- Çok konuşmuyoruz.
- We talked a lot about health.
- Biz sağlık hakkında çok konuştuk.
- Tom and Mary talk a lot.
- Tom ve Mary çok konuşuyor.
- Tom does talk a lot.
- Tom çok konuşur.
- Mary doesn't like men who talk a lot about themselves like Tom.
- Mary, Tom gibi kendileri hakkında çok konuşan erkeklerden hoşlanmaz.
- Tom certainly talks a lot.
- Tom kesinlikle çok konuşur.
- We don't talk a lot.
- Çok konuşmayız.
- Tom talks a lot about Australia.
- Tom Avustralya hakkında çok konuşur.
Show More (52)
|
