| 1 |
tidy up |
toplamak |
v. |
|
- Tom tidied up his room.
- Tom odasını topladı.
- Tom started to frantically tidy up his apartment after his mother rang to say she was coming around.
- Annesi arayıp geleceğini söyledikten sonra Tom çılgınca evini toplamaya başladı.
- Tom is tidying up his room.
- Tom odasını topluyor.
- We will tidy up our room so that Mom is satisfied.
- Annem memnun olsun diye odamızı toplayacağız.
- My son surprised me by tidying up his room without being told.
- Oğlum söylenilmeden odasını toplayarak beni şaşırttı.
- He tidied up his room.
- Odasını topladı.
- Please tidy up your bedroom.
- Lütfen yatak odanı topla.
- Tom tidied up the living room.
- Tom oturma odasını topladı.
- My son surprised me by tidying up his room without being told.
- Oğlum bana söylenmeden odasını toplayarak beni şaşırttı.
Show More (6)
|
| 2 |
tidy up |
toparlamak |
v. |
|
- It is your job to tidy up the mess left by national governments.
- Ulusal hükûmetlerin bıraktığı dağınıklığı toparlamak sizin işiniz.
- I tidied up the room.
- Odayı toparladım.
- While my wife was shopping in town, I tidied up in the kitchen.
- Karım şehirde alışveriş yaparken ben de mutfağı toparladım.
- Please tidy up this place.
- Lütfen bu yeri toparlayın.
- Tom tidied up his room.
- Tom odasını toparladı.
- Please tidy up this place.
- Lütfen burayı toparla.
- Tom is tidying up his room.
- Tom odasını toparlıyor.
- Tom tidied up the living room.
- Tom oturma odasını toparladı.
Show More (5)
|
| 3 |
tidy up |
toparlanmak |
v. |
|
- Tidy up a bit and we'll go to the movies.
- Toparlan biraz da sinemaya gidelim.
- Tidy up a bit and we'll go to the movies.
- Biraz toparlan da sinemaya gidelim.
Show More (-1)
|
| 4 |
tidy up |
ortalığı toparlamak |
v. |
|
- I was just tidying up.
- Ortalığı toparlıyordum.
Show More (-2)
|
