|
- Mr Blak, it is too soon on a Monday for me to rise to such a challenge.
- Sayın Blak, Pazartesi günü böyle bir meydan okumaya kalkışmam için çok erken.
- That being the case, all I can tell you is that it is too soon.
- Durum böyleyken size söyleyebileceğim tek şey bunun için çok erken olduğu.
- It is still too soon to judge whether the programme will stabilise the economy.
- Programın ekonomik istikrarı sağlayıp sağlamayacağını söylemek için henüz çok erkendir.
- In my opinion, this decision is coming too soon.
- Bana göre bu karar çok erken alınıyor.
- Don't come back too soon.
- Çok erken dönme.
- It's too soon to tell.
- Bunu söylemek için çok erken.
- That's too soon.
- Çok erken.
- It's too soon to tell.
- Söylemek için çok erken.
- They arrived too soon.
- Çok erken geldiler.
- Because of the shock, she gave birth too soon.
- Şok nedeniyle, o çok erken doğurdu.
- Tom gave up too soon.
- Tom çok erken pes etti.
- Don't celebrate too soon!
- Çok erken kutlama yapma!
- I wouldn't want you to leave too soon.
- Çok erken ayrılmanı istemem.
- I don't want to get there too soon.
- Oraya çok erken varmak istemiyorum.
- Because of the shock, she gave birth too soon.
- Şok yüzünden çok erken doğum yaptı.
- You can't do it too soon.
- Çok erken yapamazsın.
- She always showed up too soon.
- Her zaman çok erken gelirdi.
- I told you it was too soon.
- Çok erken olduğunu sana söyledim.
- I gave up too soon.
- Çok erken vazgeçmişim.
- It's too soon to tell whether it's a boy or a girl.
- Kız mı erkek mi olduğunu söylemek için çok erken.
- It's too soon.
- Çok erken.
- I told you it was too soon.
- Çok erken olduğunu söyledim.
- We just gave up too soon.
- Çok erken pes ettik.
- It's too soon for that.
- Onun için çok erken.
- That's too soon.
- Bu çok erken.
- It's just too soon.
- Daha çok erken.
- You gave up too soon.
- Çok erken pes ettin.
- We're too soon old, too late smart.
- Çok erken yaşlandık, çok geç akıllandık.
- I just think that this is happening too soon.
- Bunun çok erken gerçekleştiğini düşünüyorum.
- Every death happens too soon.
- Her ölüm çok erken gerçekleşiyor.
- I gave up too soon.
- Çok erken pes ettim.
- I wouldn't want you to leave too soon.
- Çok erken gitmeni istemem.
- It's too soon for that.
- Bunun için çok erken.
- The summer vacation has come to an end too soon.
- Yaz tatili çok erken sona erdi.
- How soon is too soon?
- Ne kadar erken çok erken?
- It's too soon to tell whether it's a boy or a girl.
- Onun bir erkek mi yoksa bir kız mı olduğunu söylemek için çok erken.
- I just think that this is happening too soon.
- Bunun çok erken olduğunu düşünüyorum.
Show More (34)
|
