unnoticed - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
unnoticed fark edilmeden adj.
  • A time bomb is ticking away unnoticed under the EU's enlargement plans.
  • AB'nin genişleme planları altında fark edilmeden bir saatli bomba işliyor.
  • Hordes of illegal immigrants can hardly pass by unnoticed.
  • Yasa dışı göçmen orduları fark edilmeden geçip gidemezler.
  • You may be able to pass unnoticed in a city, but in a village that's not possible.
  • Bir kentte fark edilmeden geçebilirsin, ancak bir köyde bu mümkün değil.
Show More (13)
unnoticed fark edilmemiş adj.
  • Let us at least ensure that such injustices do not go unnoticed.
  • En azından bu tür adaletsizliklerin fark edilmemesini sağlayalım.
  • Sometimes the infringements appear to pass unnoticed.
  • Bazen bu ihlaller fark edilmiyor gibi görünmektedir.
  • Her absence went unnoticed until the end of the meeting.
  • Toplantının sonuna kadar yokluğu fark edilmedi.
Show More (4)
unnoticed farkedilmeden adj.
  • How could something like that have gone unnoticed?
  • Böyle bir şey nasıl farkedilmemiş olabilir?
  • Tom entered the building unnoticed.
  • Tom farkedilmeden binaya girdi.
  • Tom slipped into the classroom unnoticed.
  • Tom farkedilmeden sınıfa daldı.
Show More (0)