| 1 |
upside down |
baş aşağı |
adv. |
|
- Don't hold it upside down.
- Baş aşağı tutmayın.
- The picture is hung upside down.
- Resim baş aşağı asılmış.
- Why is it upside down?
- Neden baş aşağı duruyor?
- Turn it upside down.
- Onu baş aşağı çevirin.
- Don't put the books in the shelf upside down.
- Kitapları rafa baş aşağı koyma!
- My brother hung the picture upside down.
- Kardeşim resmi baş aşağı asmış.
- He was reading a paper upside down.
- Gazeteyi baş aşağı okuyordu.
- Take care not to turn the box upside down.
- Kutuyu baş aşağı çevirmemeye özen gösterin.
- Don't put the books in the shelf upside down.
- Kitapları rafa baş aşağı koymayın.
- Why did you turn it upside down?
- Neden onu baş aşağı çevirdin?
- Nobody noticed that the picture was hung upside down.
- Kimse resmin baş aşağı asıldığını fark etmedi.
- His book was upside down.
- Kitabı baş aşağı duruyordu.
- Tom turned the chair upside down.
- Tom sandalyeyi baş aşağı çevirdi.
- A cat always lands on its feet, even if upside down when dropped.
- Bir kedi düştüğünde baş aşağı olsa bile her zaman ayaklarının üzerine düşer.
- The artist was hung upside down from the trapeze.
- Sanatçı trapezten baş aşağı asıldı.
- The artist was hung upside down from the trapeze.
- Sanatçı trapezden baş aşağı asıldı.
- Nobody noticed that the picture had been hung upside down.
- Kimse resmin baş aşağı asılı olduğunu fark etmedi.
- Tom got angry when Mary hung the picture upside down.
- Mary resmi baş aşağı asınca Tom sinirlendi.
- Who turned this upside down?
- Bunu kim baş aşağı çevirdi?
- Tom picked up the cup and turned it upside down.
- Tom bardağı aldı ve onu baş aşağı çevirdi.
- Because they hung it upside down.
- Çünkü baş aşağı asmışlar.
- Jim can fly upside down.
- Jim baş aşağı uçabiliyor.
- She hung the picture upside down.
- Resmi baş aşağı asmış.
- Your book is upside down.
- Kitabın baş aşağı.
- The picture was hung upside down.
- Resim, baş aşağı asılmıştı.
- What was the idea of leaving the cup upside down last time?
- Geçen sefer bardağı baş aşağı bırakma nedeniniz neydi?
- She hung the picture upside down.
- O, resmi baş aşağı astı.
- Tom turned the glass upside down.
- Tom bardağı baş aşağı çevirdi.
- Nobody noticed that the picture was hung upside down.
- Hiç kimse resmin baş aşağı asılı olduğunu fark etmedi.
- Tom turned his bowl upside down.
- Tom kasesini baş aşağı çevirdi.
- The picture was hung upside down.
- Resim, baş aşağı asılı idi.
- My brother hung the picture upside down.
- Kardeşim resmi baş aşağı astı.
- The picture is hung upside down.
- Resim baş aşağı asılı.
Show More (30)
|
| 2 |
upside down |
ters |
adv. |
|
- Sometimes the world is upside down and there's no reason why.
- Bazen dünya tersine döner ortada bir sebep olmasa da.
- Sometimes the world is upside down and there's no reason why.
- Bazen dünya tersine döner ve bunun için bir neden olmaz.
- He turned the table upside down.
- Masayı ters çevirdi.
- Why did you turn it upside down?
- Neden onu ters çevirdin?
- In Spanish they use upside down question marks.
- İspanyolcada ters soru işareti kullanırlar.
- Who turned this upside down?
- Bunu kim ters çevirdi?
- Everything is upside down.
- Her şey tersine döndü.
- Tom turned the chair upside down.
- Tom sandalyeyi ters çevirdi.
- Take care not to turn the box upside down.
- Kutuyu ters çevirmemeye dikkat edin.
- Nobody noticed that the picture had been hung upside down.
- Kimse resmin ters asılmış olduğunu fark etmedi.
- Tom turned his bowl upside down.
- Tom kasesini ters çevirdi.
- Bob mounted the portrait in a fancy frame, but it was upside down.
- Bob portreyi süslü bir çerçeveye yerleştirdi ama ters duruyordu.
- The boy pretended he could read, but he was holding the book upside down.
- Çocuk, okuyabiliyormuş gibi yapıyordu ama kitabı ters tutuyordu.
- He turned the bottle upside down and shook it, but still the honey wouldn't come out.
- Şişeyi ters çevirdi ve salladı ama bal yine de çıkmadı.
- Don't put the books in the shelf upside down.
- Kitapları rafa ters koymayın.
- Tom turned the glass upside down.
- Tom bardağı ters çevirdi.
- Don't put the books in the shelf upside down.
- Kitapları rafa ters koyma!
- His book was upside down.
- Onun kitabı tersti.
- Tom picked up the cup and turned it upside down.
- Tom bardağı aldı ve ters çevirdi.
- Don't hold it upside down.
- Onu ters tutma.
- He was reading a paper upside down.
- Bir gazeteyi ters olarak okuyordu.
- Turn it upside down.
- Onu ters çevir.
- In Spanish they use upside down question marks.
- İspanyolcada ters soru işareti kullanılır.
- That evening I left my tip under a coffee cup, which I left upside down on the table.
- O akşam bahşişimi, masaya ters bıraktığım bir kahve fincanının altına bıraktım.
Show More (21)
|
| 3 |
upside down |
alt üst |
adv. |
|
- Fadil's life turned upside down one fall day.
- Fadıl'ın hayatı bir sonbahar günü alt üst oldu.
- Everything is upside down.
- Her şey alt üst.
- After the earthquake, Tom's world turned upside down.
- Depremden sonra Tom'un dünyası alt üst oldu.
Show More (0)
|
| 4 |
upside down |
tepetaklak |
adv. |
|
- Sometimes the world is upside down and there's no reason why.
- Bazen dünya tepetaklak olur ve bunun için hiçbir sebep yoktur.
- Why is it upside down?
- Neden o tepetaklak?
Show More (-1)
|
| 5 |
upside down |
başaşağı |
adv. |
|
- That evening I left my tip under a coffee cup, which I left upside down on the table.
- O akşam bahşişimi, masada başaşağı bıraktığım bir kahve fincanının altına bıraktım.
- He turned the bottle upside down and shook it, but still the honey wouldn't come out.
- O, şişeyi başaşağı çevirdi ve salladı fakat bal hâlâ akmıyordu.
Show More (-1)
|
