venture - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
venture girişim n.
  • He gained quite a reputation with his last business venture.
  • Son iş girişimiyle oldukça ün kazanmıştı.
  • They should have greater weight in future cooperative ventures.
  • Gelecekteki işbirliği girişimlerinde daha fazla ağırlığa sahip olmalıdırlar.
  • We have heard about the Joint European Venture Programme and why it has failed.
  • Avrupa Ortak Girişim Programını ve neden başarısız olduğunu duyduk.
Show More (23)
venture kendini dışarı atmak v.
  • We were afraid to venture out for fear of bears.
  • Ayılardan korktuğumuz için kendimizi dışarı atmaya ürküyorduk.
Show More (-2)
venture cüret etmek v.
  • She ventured a peep at the documents.
  • Belgelere göz atma cüretini gösterdi.
Show More (-2)
venture cesaret etmek v.
  • The average citizen will not venture into certain areas of our big cities after dusk.
  • Ortalama bir vatandaş büyük şehirlerimizin belirli bölgelerine akşam karanlığından sonra girmeye cesaret edemez.
Show More (-2)
venture teşebbüs n.
  • Spying on gangsters was a dangerous venture.
  • Gangsterleri gözetlemek tehlikeli bir teşebbüstü.
Show More (-2)