|
- They all vowed, rather belatedly, that this would never happen again.
- Hepsi de geç de olsa bunun bir daha asla yaşanmayacağına dair yemin ettiler.
- Tom has vowed that he'll do that.
- Tom bunu yapacağına yemin etti.
- Tom has vowed that he'll do that.
- Tom, bunu yapacağına yemin etti.
- He vowed to give up smoking.
- Sigarayı bırakmaya yemin etti.
- Tom has vowed to do that.
- Tom onu yapmaya yemin etti.
- Tom vowed he'd never do it.
- Tom bunu asla yapmayacağına yemin etti.
- I vowed never to go back there.
- Oraya bir daha gitmeyeceğime yemin ettim.
- Tom vowed to keep fighting.
- Tom savaşmaya devam edeceğine yemin etti.
- Tom vowed to rescue Mary.
- Tom, Mary'yi kurtarmaya yemin etti.
- I vowed that I would never speak to her again.
- Bir daha onunla konuşmamaya yemin ettim.
- They vowed to marry after the war.
- Savaştan sonra evlenmeye yemin ettiler.
- Tom vowed to do everything within his power to protect the local wildlife.
- Tom yerel vahşi yaşamı korumak için elinden gelen her şeyi yapmaya yemin etti.
- Tom vowed to do that.
- Tom bunu yapmak için yemin etti.
- Tom has vowed to do that.
- Tom bunu yapacağına yemin etti.
- Tom vowed to do that.
- Tom bunu yapacağına yemin etti.
- I vowed that I would never speak to her again.
- Onunla bir daha konuşmayacağıma yemin ettim.
- He vowed to avenge his friend's death.
- Arkadaşının intikamını almaya yemin etti.
Show More (14)
|
