|
- Galileo's father, Vincenzo Galilei, was a well-known musician.
- Galileo'nun babası Vincenzo Galilei tanınmış bir müzisyendi.
- Tom also runs a well-known website.
- Tom aynı zamanda tanınmış bir web sitesi işletiyor.
- The Grand Canyon is a well-known tourist destination.
- Büyük Kanyon tanınmış bir turistik mekandır.
- He's a well-known television personality.
- Tanınmış bir televizyon kişisidir.
- The robin is one of the most well-known songbirds living in the United Kingdom.
- Ardıç kuşu, Birleşik Krallık'ta yaşayan en tanınmış ötücü kuşlardan biridir.
- Galileo's father, Vincenzo Galilei, was a well-known musician.
- Galileo'nun babası, Vincenzo Galilei, tanınmış bir müzisyendi.
- Tom is a well-known drummer.
- Tom tanınmış bir bateristtir.
- Lincoln was not well-known.
- Lincoln pek tanınmıyordu.
- Russia produced lots of well-known men like Lenin, Stalin, Malenkov, Krushchev, Brezhnev, Andropov, Chernenko, Gorbachev, Yeltsin, Medvedev, and Putin.
- Rusya; Lenin, Stalin, Malenkov, Kruşçev, Brejnev, Andropov, Çernenko, Gorbaçov, Yeltsin, Medvedev ve Putin gibi birçok tanınmış adam çıkarmıştır.
- Tom isn't well-known in Boston.
- Tom Boston'da pek tanınmıyor.
- Tom is a well-known shitposter.
- Tom zırva yazılarıyla tanınan biri.
- He's a well-known person.
- O tanınmış birisidir.
- He's a well-known impresario.
- Tanınmış bir emprezaryodur.
- The Grand Canyon is a well-known tourist destination.
- Büyük Kanyon tanınmış bir turistik yerdir.
- His younger sister is a well-known TV star.
- Onun küçük kız kardeşi tanınmış bir televizyon yıldızıdır.
- Tom wasn't well-known in Boston.
- Tom Boston'da tanınmış değildi.
- Tom is a well-known painter.
- Tom tanınmış bir ressamdır.
- Tom is a well-known drummer.
- Tom tanınmış bir davulcu.
- Tom isn't well-known in Boston.
- Tom Boston'da pek tanınmaz.
- Tom Jobim was a very well-known composer.
- Tom Jobim çok tanınmış bir besteci idi.
- She is a well-known singer.
- O, iyi tanınmış bir şarkıcıdır.
- Tom works for a well-known company.
- Tom tanınmış bir şirket için çalışıyor.
- The author of these books is very well-known in Brazil.
- Bu kitapların yazarı Brezilya'da çok iyi tanınıyor.
- Marks & Spencers is a well-known British retailer.
- Marks & Spencers tanınmış bir İngiliz perakendecisidir.
- A friend of mine commissioned a well-known artist to paint a portrait of his wife.
- Bir arkadaşım tanınmış bir ressama karısının portresini yapması için sipariş verdi.
- Tom Jobim was a very well-known composer.
- Tom Jobim çok tanınmış bir besteciydi.
- Lincoln was not well-known.
- Lincoln iyi tanınmıyordu.
- The author of these books is very well-known in Brazil.
- Bu kitapların yazarı Brezilya'da çok iyi tanınmaktadır.
- Tom wasn't well-known in Boston.
- Tom Boston'da pek tanınmıyordu.
- Vesuvius and Etna are the two most well-known volcanoes in Italy.
- Vezüv ve Etna İtalya'nın en tanınmış iki yanardağıdır.
- Tom is still not as well-known as Mary.
- Tom hâlâ Mary kadar tanınmıyor.
- Sir David Attenborough is the most well-known narrator in the world.
- Sir David Attenborough dünyanın en tanınmış anlatıcısıdır.
- The robin is one of the most well-known songbirds living in the United Kingdom.
- Nar bülbülü Birleşik Krallık'ta yaşayan en tanınmış ötücü kuşlardan biridir.
- Sir David Attenborough is the most well-known narrator in the world.
- Sir David Attenborough, dünyadaki en tanınmış anlatıcıdır.
- Marks & Spencers is a well-known British retailer.
- Marks & Spencers tanınmış bir İngiliz perakendecidir.
- Timmendorfer Strand is a well-known beach town.
- Timmendorfer Strand tanınmış bir sahil kasabasıdır.
- Tom is a well-known singer.
- Tom tanınmış bir şarkıcı.
- Russia produced lots of well-known men like Lenin, Stalin, Malenkov, Krushchev, Brezhnev, Andropov, Chernenko, Gorbachev, Yeltsin, Medvedev, and Putin.
- Rusya, Lenin, Stalin, Malenkov, Krushchev, Brezhnev, Andropov, Chernenko, Gorbachev, Yeltsin, Medvedev ve Putin gibi birçok tanınmış adam yetiştirdi.
- Tom is a very well-known biologist.
- Tom çok tanınmış bir biyolog.
- The well-known poet attempted to commit suicide in his study.
- Tanınmış şair çalışma odasında intihar girişiminde bulundu.
- He's a well-known person.
- O tanınmış bir insan.
- Tom isn't well-known in Boston.
- Tom Boston'da tanınmıyor.
- Your father is a well-known doctor.
- Baban tanınmış bir doktor.
Show More (40)
|
|
- One example is that of the azo-colourants, which are well-known carcinogens.
- İyi bilinen kanserojen maddeler olan azo renklendiriciler buna bir örnektir.
- These figures are telling and are all too well-known.
- Bu rakamlar çok açıklayıcı ve hepsi de çok iyi biliniyor.
- I shall not repeat the Commission's position, as it is already well-known.
- Zaten çok iyi bilindiği için Komisyon'un tutumunu tekrarlamayacağım.
- The composition of the Convention is, numerically at least, well-known.
- Kongre'nin bileşimi, en azından sayısal olarak, iyi bilinmektedir.
- We are faced with a situation which is well-known in the establishment of the internal market.
- İç pazarın kuruluşunda çok iyi bilinen bir durumla karşı karşıyayız.
- The devastation caused by HIV/AIDS is well-known but TB is increasing and malaria remains endemic.
- HIV/AIDS'in yol açtığı yıkım iyi bilinmektedir ancak tüberküloz artmakta ve sıtma endemik olmaya devam etmektedir.
- These figures are telling and are all too well-known.
- Bu rakamlar çok şey anlatıyor ve hepsi de çok iyi biliniyor.
- These are well-known objectives and we shall continue to work to achieve them.
- Bunlar iyi bilinen hedeflerdir ve bunlara ulaşmak için çalışmaya devam edeceğiz.
- The shortage of blood and plasma is a well-known problem in Europe.
- Kan ve plazma eksikliği Avrupa'da iyi bilinen bir sorundur.
- A weekend ban, well-known in the transport world, is being recommended by Dutch fishermen.
- Taşımacılık dünyasında iyi bilinen bir hafta sonu yasağı Hollandalı balıkçılar tarafından tavsiye ediliyor.
- The problem of the grey zone between relief and rehabilitation is well-known.
- Yardım ve rehabilitasyon arasındaki gri bölge sorunu iyi bilinmektedir.
- The stubborn resistance of workers to measures threatening their fundamental rights in this regard is well-known.
- İşçilerin bu konudaki temel haklarını tehdit eden tedbirlere karşı inatçı direnişleri iyi bilinmektedir.
- I shall not repeat the Commission's position, as it is already well-known.
- Komisyon'un pozisyonu zaten çok iyi bilindiği için tekrar etmeyeceğim.
- I shall not repeat the Commission's position, as it is already well-known.
- Komisyon'un tutumunu tekrar etmeyeceğim, zira bu zaten çok iyi bilinmektedir.
- Again we have the well-known policy of one sauce for the goose and another for the gander.
- Yine çok iyi bilinen "kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez" politikasıyla karşı karşıyayız.
- Melisa and lemon balm are the most well-known and influential.
- Melisa ve oğul otu en iyi bilinen ve en etkili olanlarıdır.
- It's a well-known fact that spiders aren't insects.
- Örümceklerin böcek olmadıkları iyi bilinen bir gerçektir.
- That he grew up in China is well-known.
- Onun Çin'de büyüdüğü iyi bilinir.
- It's a well-known fact.
- Bu iyi bilinen bir gerçek.
- He's a well-known impresario.
- O, iyi bilinen bir organizatördür.
- That she grew up in the United States is well-known.
- Amerika Birleşik Devletleri'nde büyüdüğü iyi biliniyor.
- Tom was well-known and respected in the community.
- Tom, toplumda iyi biliniyordu ve saygı görüyordu.
- That she grew up in the United States is well-known.
- Onun Amerika Birleşik devletlerinde büyüdüğü iyi biliniyor.
- It's well-known that spiders are not insects.
- Örümceklerin böcek olmadığı iyi bilinir.
- That he grew up in America is well-known.
- Onun Amerika'da yetiştiği iyi bilinir.
- The following passage is a quotation from a well-known fable.
- Aşağıdaki parça iyi bilinen bir fabldan bir alıntıdır.
- That he grew up in China is well-known.
- Çin'de büyüdüğü çok iyi biliniyor.
- Tom is still not as well-known as Mary.
- Tom hâlâ Mary kadar iyi bilinmiyor.
- Tom is a very well-known biologist.
- Tom, çok iyi bilinen bir biyolog.
- That he grew up in America is well-known.
- Amerika'da büyüdüğü çok iyi biliniyor.
- The man is well-known in the whole village.
- Adam bütün köyde iyi bilinir.
- The following passage is a quotation from a well-known fable.
- Aşağıdaki pasaj iyi bilinen bir masaldan alıntıdır.
Show More (29)
|