|
- Guerrilla gardening is gardening on another person's land without permission.
- Gerilla bahçeciliği, başka bir kişinin arazisinde izinsiz bahçecilik yapmaktır.
- Tom isn't supposed to do that without permission.
- Tom'un bunu izinsiz yapmaması gerekiyor.
- Do you think you should be doing that without permission?
- Sence bunu izinsiz yapman doğru mu?
- Layla was under house arrest and couldn't leave her residence without permission.
- Leyla ev hapsindeydi ve evini izinsiz terk edemezdi.
- Don't enter the room without permission.
- Odaya izinsiz girme.
- I should've known better than to use Tom's bicycle without permission.
- Tom'un bisikletini izinsiz kullanmamam gerektiğini bilmeliydim.
- You cannot take pictures in the theater without permission.
- Tiyatroda izinsiz fotoğraf çekemezsiniz.
- In an army no man is permitted to leave without permission.
- Orduda hiç kimsenin izinsiz olarak gitmesine izin verilmez.
- You cannot take a picture in the theater without permission.
- Tiyatroda izinsiz resim çekemezsiniz.
- Guerrilla gardening is gardening on another person's land without permission.
- Gerilla bahçeciliği, başka birinin arazisinde izinsiz bahçecilik yapmaktır.
- You're not supposed to do that without permission.
- Bunu izinsiz yapmamalısın.
- You shouldn't have done that without permission.
- Onu izinsiz yapmaman gerekirdi.
- Tom knows better than to do something like that without permission.
- Tom böyle bir şeyi izinsiz yapmaması gerektiğini çok iyi biliyor.
- In an army no man is permitted to leave without permission.
- Bir orduda hiç kimsenin izinsiz ayrılmasına izin verilmez.
- He entered my room without permission.
- Odama izinsiz girdi.
- Do you think you should do that without permission?
- Bunu izinsiz yapman gerektiğini düşünüyor musun?
- Hackers break into computers without permission.
- Hackerlar bilgisayarlara izinsiz girerler.
- No one is to leave without permission.
- Kimse izinsiz gitmeyecek.
- I've been trying to explain to Tom that he can't keep coming in here without permission.
- Tom'a buraya izinsiz gelemeyeceğini anlatmaya çalışıyordum.
- You're not supposed to do that without permission.
- Bunu izinsiz yapmaman gerekiyor.
- How dare you enter my house without permission!
- Evime izinsiz girmeye nasıl cüret edersin!
- Layla was under house arrest and couldn't leave her residence without permission.
- Layla ev hapsindeydi ve evinden izinsiz ayrılamıyordu.
- Hackers break into computers without permission.
- Bilgisayar korsanları bilgisayarlara izinsiz girerler.
- No one is to leave without permission.
- İzinsiz kimse ayrılmayacak.
- Do you think you should do that without permission?
- Sence bunu izinsiz yapmalı mısın?
- He entered my room without permission.
- İzinsiz olarak odama girdi.
- You shouldn't have done that without permission.
- Bunu izinsiz yapmamalıydın.
- Tom wouldn't have done that without permission.
- Tom bunu izinsiz yapmazdı.
- Please refrain from speaking without permission.
- Lütfen izinsiz konuşmaktan sakının.
Show More (26)
|
