Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf Ausblenden
Velaufsdetails
Verlauf Löschen
Verlauf :
prick
prick
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Verlauf
Sätze
Bedeutungen von dem Begriff
"prick"
im Türkisch Englisch Wörterbuch : 113 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
General
1
General
prick
v.
iğne batırmak
She
pricked
the balloon.
Balona
iğne batırdı.
More Sentences
2
General
prick
v.
delmek
Tom
pricked
the balloon with a pin.
Tom balonu bir iğneyle
deldi.
More Sentences
3
General
prick
v.
batırmak
I
pricked
my thumb with a needle.
Baş parmağıma iğne
batırdım.
More Sentences
Slang
4
Slang
prick
n.
hergele
Sami is a crazy
prick.
Sami çılgın bir
hergeledir.
More Sentences
5
Slang
prick
n.
pislik
Tom is an arrogant
prick.
Tom kibirli bir
pislik.
More Sentences
6
Slang
prick
n.
dallama
Tom is an arrogant
prick.
Tom
dalyarağın
teki.
More Sentences
British Slang
7
British Slang
prick
n.
pislik
Sami is a crazy
prick.
Sami deli bir
pislik.
More Sentences
General
8
General
prick
n.
diken batması
9
General
prick
n.
delik
10
General
prick
n.
sivri bir şeyin açtığı delik
11
General
prick
n.
diken
12
General
prick
n.
delinme
13
General
prick
n.
kalleş
14
General
prick
n.
sızı
15
General
prick
n.
iğnelenme
16
General
prick
n.
iğneleme
17
General
prick
n.
iğne
18
General
prick
n.
kalafat
19
General
prick
n.
delme
20
General
prick
n.
sokma
21
General
prick
n.
batırma
22
General
prick
n.
sivri cisim batmasından ileri gelen acı
23
General
prick
n.
atın toynağında yara
24
General
prick
n.
toynakta çivi yaralanması
25
General
prick
n.
ayak izi (tavşan)
26
General
prick
n.
sivri uçlu aletlerle yapılan nokta
27
General
prick
n.
ok ve yayla belirlenen işaret
28
General
prick
n.
hedef
29
General
prick
n.
ortaçağ'da kullanılan bir müzik notası
30
General
prick
n.
müzik sisteminde notadan sonra kullanılan nokta
31
General
prick
n.
bir çeşit rulo tütün
32
General
prick
n.
kişinin üzerinde taşımaya uygun rulo tütün
33
General
prick
n.
ucu sivri obje
34
General
prick
v.
deşmek
35
General
prick
v.
sokmak
36
General
prick
v.
açmak (delik)
37
General
prick
v.
silahla vurmak
38
General
prick
v.
listede işaretlemek
39
General
prick
v.
diken batırmak
40
General
prick
v.
acıtmak (deriye batan diken vb)
41
General
prick
v.
yaralamak
42
General
prick
v.
batmak (deriye batan diken vb)
43
General
prick
v.
hafifçe delmek
44
General
prick
v.
iğnelemek
45
General
prick
v.
vicdanını sızlatmak
46
General
prick
v.
dikmek (bitki)
47
General
prick
v.
zımbalamak
48
General
prick
v.
toprağa dikmek
49
General
prick
v.
şişlemek
50
General
prick
v.
noktalamak
51
General
prick
v.
sivri bir şeyi -e batırmak
52
General
prick
v.
(kişinin vicdanı) rahatsız etmek
53
General
prick
v.
(sivri cisim) batmak
54
General
prick
v.
(nallama sırasında) çivi çakmak
55
General
prick
v.
deriyi deşmek
56
General
prick
v.
(cadı ilan edilmiş kişinin) derisini defalarca delmek
57
General
prick
v.
mahmuz veya üvendire ile kılavuzluk etmek
58
General
prick
v.
kışkırtarak teşvik etmek
59
General
prick
v.
(aday) listeden işaretleyerek seçmek
60
General
prick
v.
(tavşan) ayak izi takip etmek
61
General
prick
v.
(genç fideyi) orijinalinden başka bir saksıya çıkarmak
62
General
prick
v.
dikleştirmek (kulakları)
63
General
prick
v.
kulaklarını dikmek
64
General
prick
v.
orta dikişi geçirmek (yelken)
65
General
prick
v.
asitlendirerek bozmak (şarap)
66
General
prick
v.
delinmek
67
General
prick
v.
batar gibi acıtmak
68
General
prick
v.
mahmuzla zorlamak (atı)
69
General
prick
v.
keskin hale getirmek
70
General
prick
v.
asitli hale getirmek
71
General
prick
v.
ekşiyerek bozulmak (şarap)
72
General
prick
v.
(bir şeyin) ucu yukarı yöne bakmak
73
General
prick
v.
dikkat kesilmek
74
General
prick
v.
kulak kabartmak
75
General
prick
v.
dörtnala gitmek
76
General
prick
v.
dikenler batar gibi acımak
77
General
prick
adj.
(kulaklar) dik duran
78
General
prick
adj.
dinleyen
79
General
prick
adj.
kulak kabartmış
80
General
prick
adj.
kulak kesilmiş
Technical
81
Technical
prick
v.
zımba ile işaretlemek
Archaic
82
Archaic
prick
n.
noktalama işareti
83
Archaic
prick
n.
vurgu imi
84
Archaic
prick
v.
(müziği) notalarıyla yazmak
Slang
85
Slang
prick
n.
penis
86
Slang
prick
n.
yarak
87
Slang
prick
n.
adi
88
Slang
prick
n.
ciğeri beş para etmez
89
Slang
prick
n.
çük
90
Slang
prick
n.
dingil
91
Slang
prick
n.
eşşoğulu eşek
92
Slang
prick
n.
hıyar
93
Slang
prick
n.
mal
94
Slang
prick
n.
lavuk
95
Slang
prick
n.
puşt
96
Slang
prick
n.
şerefsiz
97
Slang
prick
n.
yavşak
98
Slang
prick
n.
puşt
99
Slang
prick
n.
dingil
100
Slang
prick
n.
sik kırığı
101
Slang
prick
n.
amcık hoşafı
102
Slang
prick
interj.
adi şerefsiz
103
Slang
prick
interj.
aşağılık herif
British Slang
104
British Slang
prick
n.
penis
105
British Slang
prick
n.
adi
106
British Slang
prick
n.
aptal
107
British Slang
prick
n.
ciğeri beş para etmez
108
British Slang
prick
n.
geri zekalı
109
British Slang
prick
n.
mankafa
110
British Slang
prick
n.
salak
111
British Slang
prick
n.
şerefsiz
112
British Slang
prick
interj.
adi şerefsiz
113
British Slang
prick
interj.
aşağılık herif
Bedeutungen, die der Begriff
"prick"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 101 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
General
1
General
prick up
v.
dikmek
I
pricked up
my ears.
Kulaklarımı
diktim.
More Sentences
Phrasals
2
Phrasals
prick up
v.
kulaklarını dikmek
At the sound of my voice, my dog
pricked up
his ears.
Sesimi duyunca köpeğim
kulaklarını dikti.
More Sentences
General
3
General
prick of conscience
n.
vicdan azabı
4
General
prick punch
n.
işaret zımbası
5
General
prick punch
n.
domuz tırnağı keski
6
General
prick [dialect] [uk]
n.
şiş
7
General
prick [obsolete]
n.
(uzay veya zamanda) nokta
8
General
prick [obsolete]
n.
parçacık
9
General
prick [obsolete]
n.
hedef
10
General
prick [obsolete]
n.
amaç
11
General
prick [obsolete]
n.
maksat
12
General
prick [obsolete]
n.
arı veya eklembacaklı iğnesi
13
General
prick [obsolete]
n.
üvendire
14
General
prick [obsolete]
n.
öküz üvendiresi
15
General
prick [obsolete]
n.
azap
16
General
prick [obsolete]
n.
vicdan azabı
17
General
prick [obsolete]
n.
dik konumda duran eşya
18
General
prick the bubble
v.
foyasını çıkarmak
19
General
prick something on
v.
bir uzva sivri bir şeyi batırmak
20
General
prick out
v.
listede işaretlemek
21
General
prick up one's ears
v.
kulak kabartmak
22
General
prick up one's ears
v.
kulak kesilmek
23
General
prick the bubble
v.
boşa çıkarmak
24
General
prick up one's ears
v.
dikkatle dinlemeye başlamak
25
General
prick up one's ears
v.
kulaklarını dikmek
26
General
prick up
v.
dikmek (kulak)
27
General
prick something on
v.
sivri bir şey bir uzva batmak
28
General
prick (up) [dialect] [uk]
v.
süslemek (kişiyi, elbiseyi)
29
General
prick (up) [dialect] [uk]
v.
incik boncukla bezemek
30
General
prick [obsolete]
v.
sivri uçlu aletle sabitlemek
31
General
prick [obsolete]
v.
sivri uçla delikten geçirmek
32
General
prick [obsolete]
v.
sivri ucu batırarak itmek
33
General
prick [obsolete]
v.
iğneleyerek istenen konuma getirmek
34
General
prick [dialect]
v.
süslenmek
35
General
prick [dialect]
v.
giyinip kuşanmak
36
General
prick-eared
adj.
kulak kabartan
37
General
prick-eared
adj.
kulaklarını diken
38
General
prick-eared
adj.
kulak kesilen
39
General
prick-eared
adj.
kulak kesilmiş
40
General
prick-eared
adj.
kulaklarını dikmiş
41
General
prick-eared
adj.
kulak kabartmış (köpek)
Phrasals
42
Phrasals
prick on
v.
dürtmek
43
Phrasals
prick on
v.
kışkırtmak
Proverb
44
Proverb
never a rose without a prick
dikensiz gül olmaz
45
Proverb
never a rose without a prick
gülü seven dikenine katlanır
46
Proverb
never a rose without the prick
dikensiz gül olmaz
47
Proverb
never a rose without the prick
gülü seven dikenine katlanır
Colloquial
48
Colloquial
a prick of conscience
n.
vicdan azabı
49
Colloquial
prick-eared [uk]
adj.
kısa saçlı (erkek)
Idioms
50
Idioms
prick (one's) conscience
v.
(birinin() vicdanını sızlatmak
51
Idioms
prick (one's) conscience
v.
vicdan azabı çektirmek
52
Idioms
prick (one's) conscience
v.
içine dert olmak
53
Idioms
prick (one's) conscience
v.
birini suçlu hissettirmek
54
Idioms
prick (one's) conscience
v.
kendini suçlu hissetmek
55
Idioms
prick your conscience
v.
(birinin() vicdanını sızlatmak
56
Idioms
prick your conscience
v.
vicdan azabı çektirmek
57
Idioms
prick your conscience
v.
içine dert olmak
58
Idioms
prick your conscience
v.
birini suçlu hissettirmek
59
Idioms
prick your conscience
v.
kendini suçlu hissetmek
60
Idioms
prick up one's ears
v.
dikkat kesilmek
61
Idioms
prick up its ears
v.
dikkat kesilmek
62
Idioms
prick the bubble
v.
foyasını meydana çıkarmak
63
Idioms
prick up its ears
v.
kulaklarını dikmek
64
Idioms
prick up one's ears
v.
kulak kabartmak
65
Idioms
prick up one's ears
v.
kulak vermek
66
Idioms
prick somebody's conscience
v.
kendini suçlu hissettirmek
67
Idioms
prick up one's ears
v.
kulaklarını dikmek
68
Idioms
prick somebody's conscience
v.
vicdanını rahatsız etmek/sızlatmak
Speaking
69
Speaking
prick your ears up
expr.
beni dikkatle dinle
70
Speaking
prick up your ears
expr.
beni dikkatle dinle
71
Speaking
prick up your ears
expr.
kulaklarını dört aç
72
Speaking
prick your ears up
expr.
kulaklarını dört aç
Technical
73
Technical
prick-punch
v.
zımbalamak
Construction
74
Construction
prick post
n.
ekstra destekleyici kazık
Dyeing
75
Dyeing
prick up
v.
sıva uygulamak (duvara)
Marine
76
Marine
prick (off)
v.
(rotayı, mesafeyi) harita üzerinde pergelle izlemek
Medical
77
Medical
skin prick test positivity
n.
alerjik deri pozitifliği
78
Medical
skin prick test
n.
deri prik testi
79
Medical
prick test positivity
n.
prik test pozitifliği
80
Medical
prick test applicator
n.
prik test aplikatörü
Music
81
Music
prick song [obsolete]
n.
notaya dökülen müzik
82
Music
prick song
n.
bir çeşit ortaçağ müziği
83
Music
prick song
n.
kontrpuan müzik
Archaic
84
Archaic
prick-eared [uk]
adj.
püritenleri destekleyen
85
Archaic
prick-eared [uk]
adj.
(ingiliz iç savaşında) yuvarlak kafalar taraftarı olan
Slang
86
Slang
a spare prick at a wedding
n.
(bir ortamda) sap gibi ortada kalan
87
Slang
a spare prick at a wedding
n.
fazlalık gibi hisseden
88
Slang
a spare prick at a wedding
n.
dış kapının mandalı gibi hisseden
89
Slang
a spare prick at a wedding
n.
bir ortamda sırıttığını hisseden
90
Slang
poor prick
n.
zavallı serseri
91
Slang
prick teaser
n.
gösterip vermeyen kadın
92
Slang
prick-tease
n.
gösterip vermeyen kadın
93
Slang
prick-teaser
n.
gösterip vermeyen kadın
94
Slang
prick-teasing
n.
gösterip vermeme
95
Slang
be like a spare prick at a wedding
v.
sap gibi ortada kalmak
96
Slang
he's a useless prick
expr.
işe yaramazın teki
97
Slang
like a spare prick at a wedding [uk]
expr.
sap gibi
98
Slang
like a spare prick at a wedding [uk]
expr.
sap gibi ortada kalmış
British Slang
99
British Slang
hampton (wick) (rhyming slang on prick)
n.
penis
100
British Slang
hampton (wick) (rhyming slang on prick)
n.
çük
101
British Slang
spare prick at a wedding
n.
gereksiz insan
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of prick
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy