çarparak - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

çarparak



Bedeutungen von dem Begriff "çarparak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
çarparak crashingly adv.

Bedeutungen, die der Begriff "çarparak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 44 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
arabaların birbirlerine çarparak yarıştıkları yarış stock-car racing n.
arabaların birbirlerine çarparak yarıştıkları yarış demolition derby n.
gemileri bilinçli olarak kayalıklara çeken ve kayalıklara çarparak batan gemileri yağmalayan korsan shipwrecker n.
çarparak geri tepme carom n.
çarparak geri tepme carrom n.
bir yere çarparak durma fetch-up n.
çarparak kapatmak slam v.
çarparak incitmek (ayak parmağını) stub v.
bir şeye çarparak incitmek (ayak parmağını) stump v.
çarparak koymak slam v.
ayak parmağını bir şeye çarparak incitmek stump v.
ayak parmağını çarparak incitmek stub v.
çarparak kapamak snap v.
çarparak geri tepmek carom v.
çarparak kapatmak (kapıyı/kapağı) slam v.
çarparak birleştirmek combine by multiplication v.
aracı kaldırım taşına çarparak tekerleklere hasar vermek kerb [uk] v.
(su, dalga) çarparak köpük veya püskürtü haline gelmek break v.
sağa sola çarparak ilerlemek galumph v.
(özellikle kılıç gibi el silahları) çarparak parçalanmak burst v.
çarparak atmak spang [dialect] [scotland/uk] v.
altıyla çarparak sextuply adv.
zor göze çarparak underlyingly adv.
bam diye çarparak slam adv.
göze çarparak snapping adv.
göze çarparak snappingly adv.
göze çarparak supereminently adv.
Phrasals
çarparak kapatmak slam to v.
(bir şeyi bir yere) çarparak/vurarak kırmak break (something) on (something) v.
(bir şeyi bir yere) çarparak/vurarak kırmak break something on something v.
(bir şeyi bir yere) çarparak kırmak break (something) on (something) v.
(bir şeyi bir yere) çarparak kırmak break something on something v.
oraya buraya çarparak yürümek/dolaşmak bumble along v.
oraya buraya çarparak yürümek/dolaşmak bumble through v.
vurarak/çarparak yüzeyinde çukurlar/delikler açmak pock something with something v.
çarparak/vurarak kırmak break on v.
Colloquial
kapıları çarparak çıkıp gitmek slam v.
Idioms
oraya buraya çarparak ilerlemek crash about v.
Electric
girdiyi belirli bir kesirle çarparak çıktı veren devre divider n.
Marine
çarparak batırma klozu collision clause n.
Statistics
bir zaman ve yerdeki değişkenin değerini başka zaman ve yerdeki değerine bölüp 100 ile çarparak elde edilen istatistiksel rakam relative n.
Physics
(enerjik foton veya parçacık) bir fosfora çarparak ışık parlaması üretmek scintillate v.
Geology
yaklaşık 66 milyon yıl önce dünya'ya çarparak canlıların yüzde yetmiş beşini yok eden asteroitin oluşturduğu çarpma krateri chicxulub crater n.
British Slang
insanların birbirlerine çarparak yaptıkları bir tür dans slam dancing n.