şahitlik - Türkisch Englisch Wörterbuch

şahitlik

Bedeutungen von dem Begriff "şahitlik" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 8 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
şahitlik testimony n.
General
şahitlik witnessing n.
şahitlik evidence n.
şahitlik testimony n.
şahitlik giving evidence n.
şahitlik witness n.
Trade/Economic
şahitlik witnessing n.
Law
şahitlik testimony n.

Bedeutungen, die der Begriff "şahitlik" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 85 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
şahitlik etmek witness v.
James witnessed my signature on the new agreement.
James yeni anlaşmayı imzalayışıma şahitlik etti.

More Sentences
General
yalancı şahitlik perjury n.
Tom has been accused of perjury.
Tom yalancı şahitlikle suçlandı.

More Sentences
şahitlik etmek testify v.
Tom testified at Mary's trial.
Tom, Mary'nin duruşmasında şahitlik etti.

More Sentences
Law
yalancı şahitlik perjury n.
Tom was charged with perjury.
Tom yalancı şahitlikle suçlandı.

More Sentences
şahitlik etmek testify v.
And I testify that this is the Son of God.
Ve bunun Tanrının oğlu olduğuna şahitlik ederim.

More Sentences
şahitlik yapmak testify v.
Tom didn't want to testify against Mary.
Tom, Mary'ye karşı şahitlik yapmak istemedi.

More Sentences
General
yalancı şahitlik false testimony n.
hakikat hilafı şahitlik fictitious testimony n.
yalancı şahitlik oathbreaking n.
yalancı şahitlik yapan kimse mansworn n.
yalancı şahitlik yapma mansworn n.
şahitlik yapan kimse deponent n.
şahitlik etmek bear witness v.
şahitlik etmek act as a witness v.
şahitlik etmek give testimony v.
bir şeye şahitlik etmek be a witness to v.
şahitlik etmek give evidence v.
yalancı şahitlik yaptırmak suborn v.
şahitlik etmek witness v.
şahitlik etmek attest to v.
şahitlik etmek depose v.
yalancı şahitlik etmek give false testimony v.
yalancı şahitlik etmek foreswear v.
şahitlik yapmak bear testimony to v.
-e şahitlik etmek be a witness to v.
biri için şahitlik yapmak testify for someone v.
yeminli şahitlik etmek depose v.
yalancı şahitlik etmek bear false witness against someone v.
suça şahitlik etmek witness a crime v.
yalancı şahitlik yapmak manswear [uk] v.
şahitlik eden attestive adj.
şahitlik eden attesting adj.
Phrasals
biri için şahitlik etmek witness for someone v.
bir şeye şahitlik etmek attest to something v.
için şahitlik yapmak testify for v.
lehine şahitlik yapmak testify for v.
(biri/bir şey) için şahitlik yapmak testify for (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) lehine şahitlik yapmak testify for (someone or something) v.
(biri/bir grup) için mahkemede tanıklık/şahitlik etmek witness for (someone or something) v.
-e tanıklık/şahitlik etmek witness to v.
Colloquial
yalancı şahitlik yapmak be forsworn v.
Idioms
devlet lehine şahitlik etmek turn state's evidence v.
devlet lehine şahitlik etmek turn queen's evidence v.
devlet lehine şahitlik etmek turn king's evidence v.
bir şeye tanıklık/şahitlik etmek witness to something v.
bir şeyin sonuna/bitişine şahitlik etmek be in at the death/kill v.
birinin/bir şeyin sonuna/çöküşüne şahitlik eden in at the death expr.
sonuna/bitişine şahitlik eden in at the death expr.
birinin sonuna/çöküşüne şahitlik eden in at the death expr.
birinin sonuna/çöküşüne şahitlik eden in at the finish expr.
sonuna/bitişine şahitlik eden in at the finish expr.
birinin/bir şeyin sonuna/çöküşüne şahitlik eden in at the kill expr.
sonuna/bitişine şahitlik eden in at the kill expr.
birinin/bir şeyin sonuna/çöküşüne şahitlik eden in on the kill expr.
sonuna/bitişine şahitlik eden in on the kill expr.
mahkemede şahitlik eden on the stand expr.
Trade/Economic
şahitlik denetimleri witness audits n.
Law
şahitlik eden kimse testator [obsolete] n.
şahitlik eden kimse testificator n.
hakikat hilafı şahitlik fabricated proof n.
hakikat hilafı şahitlik false evidence n.
önceki şahitlik previous testimony n.
sanığın aleyhine şahitlik etme testifying against the accused n.
şahitlik etme giving testimony n.
yalan şahitlik false testimony n.
yeminle şahitlik eden deponent n.
yalancı şahitlik lying under oath n.
yalancı şahitlik eden perjurer n.
yalancı şahitlik ve yalan yere yemin etme perjury and false swearing n.
yalancı şahitlik cezası penalty of perjury n.
yalan şahitlik perjury n.
yalan şahitlik suçlamasıyla itham impeach n.
yalancı şahitlik bearing false witness n.
yalancı şahitlik subornation n.
davalı lehine şahitlik yapmak testify for the defense v.
davacı lehine şahitlik yapmak testify for the prosecution v.
devlet sırlarıyla ilgili şahitlik etmek give testimony concerning state secrets v.
şahitlik yapmak attest v.
yeminle şahitlik etmek depone v.
yalancı şahitlik yapmak perjure v.
suçtan sıyrılmak için birine şahitlik yaptırmak make one's law v.
şahitlik için (birine) mahkemede eşlik etmek sue v.
şahitlik yapmaya uygun olmayan intestable [obsolete] adj.
Latin
yalancı şahitlik testimonium falsum n.
Archaic
yalancı şahitlik yapmayan unperjured adj.