Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | (birinin/bir şeyin) karşısına çıkmak | go up against (someone or something) v. | ||
Tom forgot to equip fire-resistant armour before going up against the dragon. Tom ejderhanın karşısına çıkmadan ateşe dayanıklı zırh giymeyi unuttu. More Sentences |
||||
Phrasals | (birinin/bir şeyin) karşısına çıkmak | face up (to someone or something) v. | ||
Phrasals | (birinin/bir şeyin) karşısına çıkmak | go before (someone or something) v. |