Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | adil bir şekilde | fairly adv. | ||
This does not fairly reflect the difficulties experienced by the sector over a longer period. Bu, sektörün daha uzun bir süre boyunca yaşadığı zorlukları adil bir şekilde yansıtmamaktadır. More Sentences |
||||
General | adil bir şekilde | justly adv. | ||
The king ruled his kingdom justly. Kral, krallığını adil bir şekilde yönetti. More Sentences |
||||
General | adil bir şekilde | equitably adv. | ||
The directive would also ensure that the existing rules were enforced equitably. Direktif aynı zamanda mevcut kuralların adil bir şekilde uygulanmasını da sağlayacaktır. More Sentences |
||||
General | adil bir şekilde | impartially adv. | ||
General | adil bir şekilde | handily adv. | ||
General | adil bir şekilde | rightwise [rare] adv. | ||
General | adil bir şekilde | clean adv. | ||
General | adil bir şekilde | conscionably adv. | ||
General | adil bir şekilde | cleanly adv. | ||
Idioms | ||||
Idioms | adil bir şekilde | even-steven adv. | ||
Idioms | adil bir şekilde | by rights expr. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | adil bir şekilde davranmak | do justice v. |
General | adil olmayan bir şekilde | uncharitably adv. |
General | adil olmayan bir şekilde | wrong adv. |
General | adil olmayan bir şekilde | foul adv. |
General | adil olmayan bir şekilde | foully adv. |
Idioms | ||
Idioms | genellikle ulaşılmasını zor kılmak için bir durum içerisinde adil olmayan bir şekilde kuralların değiştirilmesi | moving the goalposts n. |
Idioms | genellikle ulaşılmasını zor kılmak için bir durum içerisinde adil olmayan bir şekilde kuralların değiştirilmesi | shifting the goalposts n. |
Law | ||
Law | adil olmayan bir şekilde | wrongly adv. |