|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
az |
short adj.
|
|
The second important point is that blood is in ever shorter supply.
İkinci önemli nokta ise kanın giderek daha az temin ediliyor olmasıdır.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
az |
small adj.
|
|
Major resources are being invested in a small number of selected areas.
Az sayıda seçilmiş alana büyük kaynaklar yatırılmaktadır.
More Sentences
|
3 |
Common Usage |
az |
slight adj.
|
|
The fact that the resolution was adopted by so slight a margin makes it politically weak.
Kararın bu kadar az bir farkla kabul edilmiş olması onu siyasi açıdan zayıf kılmaktadır.
More Sentences
|
4 |
Common Usage |
az |
few adj.
|
|
Few citizens, however, are aware that they may submit a petition.
Ancak çok az vatandaş dilekçe verebileceğinin farkındadır.
More Sentences
|
5 |
Common Usage |
az |
little adj.
|
|
This is indeed normal in a large group, and I am sure that other groups differ but little.
Bu gerçekten de büyük bir grupta normaldir ve eminim ki diğer gruplar çok az farklılık gösterir.
More Sentences
|
6 |
Common Usage |
en az |
at least adj.
|
|
The fact is that we normally eat at least three times a day.
Gerçek şu ki, normalde günde en az üç kez yemek yiyoruz.
More Sentences
|
7 |
Common Usage |
az |
low adj.
|
|
This third device appears to have produced a lower diversity of organic molecules.
Bu üçüncü araç daha az çeşitlilikte organik molekül üretmiş gibi görünüyor.
More Sentences
|
8 |
Common Usage |
daha az |
less adj.
|
|
Developments in the livestock sector have turned out, thank God, to be less dramatic than had at first been feared.
Hayvancılık sektöründeki gelişmeler, Tanrı'ya şükür, ilk başta korkulandan daha az dramatik olmuştur.
More Sentences
|
9 |
Common Usage |
en az |
least adj.
|
|
Will enlargement have a negative impact on the least-favoured regions?
Genişlemenin en az avantajlı bölgeler üzerinde olumsuz bir etkisi olacak mı?
More Sentences
|
10 |
Common Usage |
az daha |
almost adv.
|
|
Tom almost lost his life.
Tom az daha canından oluyordu.
More Sentences
|
11 |
Common Usage |
az çok |
more or less adv.
|
|
Until now, it has more or less been considered that we had two processes which did not necessarily converge.
Şimdiye kadar zorunlu olarak yakınsamayan iki sürecimiz olduğu az çok kabul ediliyordu.
More Sentences
|
12 |
Common Usage |
çok az |
too little adv.
|
|
On the other hand, we can have too little.
Öte yandan, çok az şeye de sahip olabiliriz.
More Sentences
|
General |
|
13 |
General |
daha az şey |
less n.
|
|
During the last three years or so, we have talked a lot but realistically we have achieved much less.
Son üç yıl boyunca çok konuştuk ama gerçekçi olmak gerekirse çok daha az şey başardık.
More Sentences
|
14 |
General |
az zaman kaldı |
little time left n.
|
|
We have very little time left before Johannesburg.
Johannesburg'dan önce çok az zamanımız kaldı.
More Sentences
|
|
15 |
General |
az miktar |
little n.
|
|
I gave her what little money I had with me.
Üzerimdeki az miktarda parayı ona verdim.
More Sentences
|
16 |
General |
az önem |
little importance n.
|
|
However, these are of relatively little importance.
Ancak bunlar nispeten daha az önem taşımaktadır.
More Sentences
|
17 |
General |
az yağlı süt |
low-fat milk n.
|
|
Low-fat milk for me.
Benim için az yağlı süt.
More Sentences
|
18 |
General |
çok az insan |
very few people n.
|
|
As you will see, there are very few people here.
Göreceğiniz üzere burada çok az insan var.
More Sentences
|
19 |
General |
az pişmiş biftek |
rare steak n.
|
|
Infection in cattle and sheep is negligible so we can continue to eat our rare steak.
Sığır ve koyunlarda enfeksiyon yok denecek kadar azdır, dolayısıyla az pişmiş bifteklerimizi yemeye devam edebiliriz.
More Sentences
|
20 |
General |
az olanlar |
small n.
|
|
Secondly, it states that the number of illegal immigrants coming from Hong Kong is very small.
İkinci olarak, Hong Kong'dan gelen yasadışı göçmenlerin sayısının çok az olduğu belirtilmektedir.
More Sentences
|
21 |
General |
az miktar |
glob n.
|
|
She added a glob of cream to her coffee.
Kahvesine az miktarda krema ekledi.
More Sentences
|
22 |
General |
çok az kısım |
fraction n.
|
|
He bought the car for only a fraction of its value.
Arabayı değerinin çok az bir kısmına satın aldı.
More Sentences
|
23 |
General |
az buçuk miktar |
smattering n.
|
|
He had only a smattering of knowledge about the subject.
Konu hakkında az buçuk bilgisi vardı sadece.
More Sentences
|
24 |
General |
az bilmek |
know little v.
|
|
He that knows little often repeats it.
Az bilen onu sık sık tekrarlar.
More Sentences
|
25 |
General |
az temsil etmek |
under-represent v.
|
|
Women are certainly not under-represented in the media now.
Kadınlar şu anda medyada kesinlikle az temsil edilmiyor.
More Sentences
|
26 |
General |
az temsil etmek |
underrepresent v.
|
|
Women are particularly underrepresented, at 9%, in academic teaching posts in Germany.
Almanya'daki akademik öğretim görevlerinde kadınlar %9 ile özellikle az temsil edilmektedir.
More Sentences
|
27 |
General |
az uyumak |
sleep little v.
|
|
I sleep little.
Ben çok az uyurum.
More Sentences
|
28 |
General |
daha az yemek |
eat less v.
|
|
You need to eat less and exercise more.
Daha az yemeli ve daha çok egzersiz yapmalısın.
More Sentences
|
Common Usage |
|
29 |
Common Usage |
çok az iş/çalışma/emek |
lack of work n.
|
|
30 |
Common Usage |
az incelenmiş |
underinvestigated adj.
|
|
General |
|
31 |
General |
beklenenden daha az başarı gösteren |
underachieving n.
|
|
32 |
General |
büyük çaba gerektiren ama sonuçta az kar getiren iş |
hardscrabble n.
|
|
33 |
General |
borsada fiatların az miktarda düşmüş olması |
eased off a fraction n.
|
|
34 |
General |
en az geciktirme kodlaması |
minimum delay coding n.
|
|
|
35 |
General |
az miktar |
dribblet n.
|
|
36 |
General |
kazanma şansı az olan kimse/takım |
underdog n.
|
|
37 |
General |
en az üç direkli yelkenli gemi |
barque n.
|
|
38 |
General |
az miktar |
suggestion n.
|
|
39 |
General |
çok az para |
chickenfeed n.
|
|
40 |
General |
az etli domuz pirzolası |
sparerib n.
|
|
41 |
General |
az gösterme |
meiosis n.
|
|
42 |
General |
başarı ihtimali az bir işe girişme |
wildcatting n.
|
|
43 |
General |
hayatı hakkında az şey bilinen kimse |
shadowy figure n.
|
|
44 |
General |
az konuşan adam |
a man of few words n.
|
|
45 |
General |
az konuşma |
reticence n.
|
|
46 |
General |
az konuşan adam |
a man of a few words n.
|
|
47 |
General |
az tanınmışlık |
obscurity n.
|
|
48 |
General |
oksijenin az olduğu şartlar |
anoxic conditions n.
|
|
49 |
General |
en az erişim süreli programlama |
minimum access programming n.
|
|
50 |
General |
az miktar |
smallness n.
|
|
51 |
General |
gelişmeye çalışan fakir veya az gelişmiş ülke |
developing country n.
|
|
52 |
General |
az miktar |
modicum n.
|
|
53 |
General |
az bir miktar |
dash n.
|
|
54 |
General |
pek az miktar |
drop n.
|
|
55 |
General |
yüksekliği az olan, büyük çağlayan |
cataract n.
|
|
56 |
General |
az gösterme |
understatement n.
|
|
57 |
General |
az miktar |
tinge n.
|
|
58 |
General |
az bir miktar |
spot n.
|
|
59 |
General |
en az erişim süreli yordam |
minimum access routine n.
|
|
60 |
General |
sık aralıklarla az miktarda gıda alma |
nibbling n.
|
|
61 |
General |
az bir derece/miktar |
touch n.
|
|
62 |
General |
az çok sınırları belli olan toprak parçası |
region n.
|
|
63 |
General |
besin değeri az olan yiyecek |
junk food n.
|
|
64 |
General |
az miktar |
driblet n.
|
|
65 |
General |
az ışıklama |
underexposure n.
|
|
66 |
General |
beyazla az miktarda karışmasından oluşan renk |
moor n.
|
|
67 |
General |
beklenilenden daha az başarı gösterme |
underachieving n.
|
|
68 |
General |
az yağlı süt |
skimmed milk n.
|
|
69 |
General |
az bulunurluk |
scarcity n.
|
|
70 |
General |
az kireçli su |
soft water n.
|
|
71 |
General |
az miktar |
twopence n.
|
|
72 |
General |
az bulunma |
rarity n.
|
|
73 |
General |
saman gibi gıdası az yiyecek |
roughage n.
|
|
74 |
General |
genellikle 12 kişi veya daha az yolcu alan küçük otobüsler |
minibus n.
|
|
|
75 |
General |
dünyanın az gelişmiş kesimleri |
third world n.
|
|
76 |
General |
az gelişmiş ülke |
the third world n.
|
|
77 |
General |
az bulunma |
rareness n.
|
|
78 |
General |
başarı ihtimali az olup gerçekleşince kazancı çok olan bir iş |
a long shot n.
|
|
79 |
General |
az miktar |
suspicion n.
|
|
80 |
General |
az ücretli iş |
sweated labor n.
|
|
81 |
General |
en az erişim süreli kodlama |
minimum access coding n.
|
|
82 |
General |
çok az miktar |
driblet n.
|
|
83 |
General |
az miktar |
inch n.
|
|
84 |
General |
az miktar |
trifle n.
|
|
85 |
General |
az miktar |
shade n.
|
|
86 |
General |
beklentilerden daha az oranda başarılı olan |
underachiever n.
|
|
87 |
General |
az miktar |
handful n.
|
|
88 |
General |
az miktar |
drop n.
|
|
89 |
General |
az zamana çok iş sığdırma zorunluluğu |
time pressure n.
|
|
90 |
General |
pek az isteği olan bir adam |
a man of few wants n.
|
|
91 |
General |
çok az miktar |
atom n.
|
|
92 |
General |
az kilometreli |
low mileage n.
|
|
93 |
General |
çok az miktar |
pittance n.
|
|
94 |
General |
alçalma ile yükselmenin en az olduğu gelgit |
neap tide n.
|
|
95 |
General |
çok az ücret |
pittance n.
|
|
96 |
General |
en az eylem |
least action n.
|
|
97 |
General |
içinde az miktarda sağlık verici mineraller bulunduran içme suyu çeşidi |
mineral water n.
|
|
98 |
General |
değerinden az fiyat |
undercharge n.
|
|
99 |
General |
az işlemden geçmiş yiyecek |
wholefood n.
|
|
100 |
General |
az buçuk bilgi |
smattering n.
|
|
101 |
General |
az miktar |
fewness n.
|
|
102 |
General |
az yoran ve çok kazandıran iş |
rocking chair job n.
|
|
103 |
General |
az bir miktar |
cast n.
|
|
104 |
General |
az rastlanırlık |
exceptionality n.
|
|
105 |
General |
az sayıda çalışma |
limited number of studies n.
|
|
106 |
General |
az yağlı süt |
skim milk n.
|
|
107 |
General |
az bulunma |
seldomness n.
|
|
108 |
General |
az verme |
scrimping n.
|
|
109 |
General |
az bir miktar |
smidgeon n.
|
|
110 |
General |
az buçuk bilen kimse |
smatterer n.
|
|
111 |
General |
para üstünü az vererek birini kandıran |
shortchanger n.
|
|
112 |
General |
az değer biçme |
underestimation n.
|
|
113 |
General |
az miktar |
bit n.
|
|
114 |
General |
az kullanılmış |
underuse n.
|
|
115 |
General |
az bulunur bitkiler |
rare plants n.
|
|
116 |
General |
çok az fark |
a minor difference n.
|
|
117 |
General |
çok az fark |
a slight difference n.
|
|
118 |
General |
getirisi az iş |
thankless job n.
|
|
119 |
General |
az şans |
a slim chance n.
|
|
120 |
General |
yok denecek kadar az |
minute amount n.
|
|
121 |
General |
türüne az rastlanan/rastlanır kimse |
rara avis n.
|
|
122 |
General |
türüne az rastlanır |
rara avis n.
|
|
123 |
General |
az bakım |
low maintenance n.
|
|
124 |
General |
az bakım (gerektiren) |
low maintenance n.
|
|
125 |
General |
az miktar |
dash n.
|
|
126 |
General |
işi az parası çok görev |
sinecure n.
|
|
127 |
General |
ölçülemeyecek kadar az bir miktar olan |
skerrick n.
|
|
128 |
General |
az tüketim |
low consumption n.
|
|
129 |
General |
kazanma olasılığı az olan yarışmacı |
outsider n.
|
|
130 |
General |
hakkında az bilinen fakat beklenmedik bir şekilde başarılı olan ya da olma ihtimali bulunan siyasi lider |
dark horse n.
|
|
131 |
General |
olduğundan az/küçük/önemsiz gösterme |
understatement n.
|
|
132 |
General |
az miktar |
touch n.
|
|
133 |
General |
az sayıda katılım |
limited participation n.
|
|
134 |
General |
az miktarda para |
small amount of money n.
|
|
135 |
General |
az para |
small amount of money n.
|
|
136 |
General |
çok az azalma |
slight reduction n.
|
|
137 |
General |
çok az düşüş |
slight reduction n.
|
|
138 |
General |
az kullanılmış araba |
slightly used car n.
|
|
139 |
General |
daha az gelişmiş alanlar |
less developed areas n.
|
|
140 |
General |
çok az yağlı diet |
very low-fat diet n.
|
|
141 |
General |
yok denecek kadar az şans |
a slight chance n.
|
|
142 |
General |
az şans |
a slight chance n.
|
|
143 |
General |
sık aralarla ancak az miktarda besin alma |
nibbling n.
|
|
144 |
General |
az çıkmış sakal |
stubbly beard n.
|
|
145 |
General |
az/küçük olasılık |
slight possibility n.
|
|
146 |
General |
az/küçük ihtimal |
slight possibility n.
|
|
147 |
General |
en az bir yıllık garanti |
minimum warranty of one year n.
|
|
148 |
General |
az ün |
demicelebrity n.
|
|
149 |
General |
pek az |
beans n.
|
|
150 |
General |
çok az |
beans n.
|
|
151 |
General |
az bulunur şey |
beaut n.
|
|
152 |
General |
(7-10 yaş grubu çocuklar için hazırlanmış) resimlerin az olduğu çocuk kitabı |
chapter book n.
|
|
153 |
General |
az stresli iş |
low-stress job n.
|
|
154 |
General |
az bakım isteyen peyzaj |
low-maintenance landscape n.
|
|
155 |
General |
az ve sık yiyen kimse |
grazer n.
|
|
156 |
General |
az artış |
slight increase n.
|
|
157 |
General |
az bilinen bir resim |
a rare photo n.
|
|
158 |
General |
az bilinen bir resim |
a rare picture n.
|
|
159 |
General |
antik şehir surlarında en az iki kontrollü giriş bölümü |
zwinger n.
|
|
160 |
General |
az parçalı alet |
gadget n.
|
|
161 |
General |
az şişirilmiş lastikler |
underinflated tyres n.
|
|
162 |
General |
az şişirilmiş lastikler |
underinflated tires n.
|
|
163 |
General |
az miktarda para |
pocket change n.
|
|
164 |
General |
az bilinen kamarupan dilleri |
abor n.
|
|
165 |
General |
beklenenden az tepki |
underreaction n.
|
|
166 |
General |
(birini ya da bir şeyi) daha az çekici hale getirme |
deglamorization n.
|
|
167 |
General |
(birini ya da bir şeyi) daha az çekici hale getirme |
deglamorisation n.
|
|
168 |
General |
en az masraflı yol |
least-cost path n.
|
|
169 |
General |
az miktar |
ace n.
|
|
170 |
General |
az kullanılan, genelde kaldırımı olmayan yol |
back road n.
|
|
171 |
General |
alkol oranı %14'ten az olan şarap |
table wine n.
|
|
172 |
General |
az şekerli sade bisküvi |
tea biscuit n.
|
|
173 |
General |
az şekerli sade bisküvi |
teacake n.
|
|
174 |
General |
çok az kılı olan ya da kılsız at kuyruğu |
rattail n.
|
|
175 |
General |
çok az kılı olan ya da kılsız at kuyruğu |
rat-tail n.
|
|
176 |
General |
(güney afrika'da) uzak, nüfusu az ve genellikle az gelişmiş bölge |
backveld n.
|
|
177 |
General |
(güney afrika'da) uzak, nüfusu az ve genellikle az gelişmiş bölge sakini |
backvelder n.
|
|
178 |
General |
çok az insanın yaşadığı kırsal bölge |
backcountry n.
|
|
179 |
General |
çok az insanın yaşadığı kırsal bölge |
backland n.
|
|
180 |
General |
bir şeyin az değiştirilmiş hali |
rehash n.
|
|
181 |
General |
az ve öz konuşan kimse |
laconic [obsolete] n.
|
|
182 |
General |
az ve öz konuşarak çok şey anlatma |
laconicism n.
|
|
183 |
General |
az ve öz konuşarak çok şey anlatma |
laconism n.
|
|
184 |
General |
torbaya veya bir parça kumaşa sarılmış az miktarda tıbbi malzeme |
nodule [obsolete] n.
|
|
185 |
General |
çok az önem taşıyan konu |
nonsubject n.
|
|
186 |
General |
çok az fark |
nose n.
|
|
187 |
General |
çok az olma |
negligibility n.
|
|
188 |
General |
az miktarda yiyecek |
thumbpiece [dialect] n.
|
|
189 |
General |
az miktarda yiyecek |
thumbpiece [dialect] n.
|
|
190 |
General |
(bir şeyin) az bir kısmı |
tithe n.
|
|
191 |
General |
çok az güce/etkiye sahip olma |
toehold n.
|
|
192 |
General |
az miktar |
toddick [dialect] n.
|
|
193 |
General |
tek seferde çekilen az miktarda kokain |
toot n.
|
|
194 |
General |
az miktar |
a little something n.
|
|
195 |
General |
az tolerans |
a grain of allowance n.
|
|
196 |
General |
demlemelik az miktarda çay |
a drawing of tea n.
|
|
197 |
General |
az bilgi sahibi olma |
unacquaintedness n.
|
|
198 |
General |
az bir miktar |
unce [obsolete] n.
|
|
199 |
General |
gerçek sayıdan veya miktardan az olan sayı veya tutar |
undercount n.
|
|
200 |
General |
az şişmiş olma |
underinflation n.
|
|
201 |
General |
az şişirilmiş olma |
underinflation n.
|
|
202 |
General |
personeli az olma |
undermanning n.
|
|
203 |
General |
gerçek değerinden az değer verme |
underrating n.
|
|
204 |
General |
az değer biçme |
underrating n.
|
|
205 |
General |
bir şeyin görünen yüzünden daha az makbul olan diğer yüzü |
underside n.
|
|
206 |
General |
(bir şeyin) ne kadar az harcandığı |
underspend n.
|
|
207 |
General |
(bir şeyin) az harcanma miktarı |
underspend n.
|
|
208 |
General |
az harcama |
underspending n.
|
|
209 |
General |
gücünün yettiğinden az harcama |
underspending n.
|
|
210 |
General |
az kullanılma |
underuse n.
|
|
211 |
General |
gereğinden az kullanılma |
underuse n.
|
|
212 |
General |
kullanılabileceğinden daha az kullanılma |
underuse n.
|
|
213 |
General |
az kullanma |
underutilization n.
|
|
214 |
General |
gerçek değerinden az değer veren kimse |
undervaluer n.
|
|
215 |
General |
az değer biçen kimse |
undervaluer n.
|
|
216 |
General |
kıymetini az takdir eden kimse |
undervaluer n.
|
|
217 |
General |
gerekenden az iş yapan kimse |
underworker n.
|
|
218 |
General |
normalden az iş yapan kimse |
underworker n.
|
|
219 |
General |
uygun olandan az iş yapan kimse |
underworker n.
|
|
220 |
General |
az bulunurluk |
unfrequency n.
|
|
221 |
General |
az miktar |
kenning [scotland] n.
|
|
222 |
General |
az artış |
up-tick n.
|
|
223 |
General |
yağsız veya az yağlı et |
lean n.
|
|
224 |
General |
çok az miktar |
lick n.
|
|
225 |
General |
az yiyen |
light eater n.
|
|
226 |
General |
az gelirlilik |
marginality n.
|
|
227 |
General |
latinceyi az buçuk bilen kimse |
latinitaster n.
|
|
228 |
General |
çok az fark |
wafer-thin n.
|
|
229 |
General |
fiziksel gücü az olan kimse |
weakling n.
|
|
230 |
General |
şişirildiğinde döşek görevi gören, kullanılmayıp katlandığında az hacim kaplayan hava geçirmez şişme yatak |
mattress n.
|
|
231 |
General |
az gelişmiş ülke |
ldc (less-developed country) n.
|
|
232 |
General |
çok az bir değer veya önem artışı |
mantissa [obsolete] n.
|
|
233 |
General |
yok denecek kadar az |
haet [scotland] n.
|
|
234 |
General |
çok az miktar |
hair n.
|
|
235 |
General |
az miktar |
halfpenny n.
|
|
236 |
General |
en az miktar |
wink n.
|
|
237 |
General |
az konuşma |
reticency n.
|
|
238 |
General |
daha az önemli olan şey |
handmaiden n.
|
|
239 |
General |
az miktar |
harl n.
|
|
240 |
General |
gün ortasında az miktarda tüketilen sert içki |
meridian [scotland] n.
|
|
241 |
General |
az ünlü kimse |
microcelebrity n.
|
|
242 |
General |
uzunluğu veya çapı 5 milimetreden az olan küçük plastik parçası |
microplastic n.
|
|
243 |
General |
çok az adet basımı veya talep üzerine istenilen tek cilt basımını içeren yayıncılık |
micropublishing n.
|
|
244 |
General |
verilebilecek en az çaba |
worst n.
|
|
245 |
General |
ulaşılabilecek en az başarı |
worst n.
|
|
246 |
General |
az miktar |
hint n.
|
|
247 |
General |
az bilinen bilgi alanı |
hinterland n.
|
|
248 |
General |
ölçülebilir iki kümeden ilkinin ikincisini kapsadığı durumda ilk kümenin ölçümünün ikincisinden daha az veya ona eşit olması |
monotonicity n.
|
|
249 |
General |
su bitkilerinin birikimiyle oluşup az veya çok kıvamlı tuba bataklıkları oluşturan arazi |
moss land n.
|
|
250 |
General |
az sayıda miktar |
reversion [obsolete] n.
|
|
251 |
General |
en az on yaşındaki çocuklardan oluşan erkek izci grubu |
lion n.
|
|
252 |
General |
az miktar |
loofful n.
|
|
253 |
General |
yerleşimin az olduğu bölge |
bush n.
|
|
254 |
General |
(özellikle yeni zelanda, avustralya, afrika ve kanada'da) yerleşimin az olduğu bölge |
bush n.
|
|
255 |
General |
ilçenin yerleşimi az olan bölümü |
gare n.
|
|
256 |
General |
eşit öneme sahip olmayan yan yana gelmiş iki ünlüden az önemli olanı |
glide n.
|
|
257 |
General |
(mesane) az çok kasılabilen çeşitli organların duvarlarında bulunan yumuşak kas tabakası |
muscularis n.
|
|
258 |
General |
az bilinen konu |
bypath n.
|
|
259 |
General |
az miktar |
dab n.
|
|
260 |
General |
az porsiyon |
dab n.
|
|
261 |
General |
gizli işlerin çevrildiği küçük ve az aydınlatılmış yer |
den n.
|
|
262 |
General |
daha az spesifik hale getirme |
despecification n.
|
|
263 |
General |
yarığa dik açıda olan ve yarıktan daha az göze çarpan kaya yarılma yönü |
grain n.
|
|
264 |
General |
az değerli parçalardan oluşan koleksiyon |
gry n.
|
|
265 |
General |
bir şeyin diğerinden az olma miktarı |
odds n.
|
|
266 |
General |
bir şeyin diğerinden az olma derecesi |
odds n.
|
|
267 |
General |
az bilinen marka |
off-brand n.
|
|
268 |
General |
az bilinen isim |
off-brand n.
|
|
269 |
General |
(çocuk oyunlarında) değeri az küçük misket |
oner n.
|
|
270 |
General |
yok denecek kadar az miktar |
one-tenth n.
|
|
271 |
General |
(az eğitimli atları süren) yetenekli binici |
rough rider n.
|
|
272 |
General |
az miktar |
dite [dialect] n.
|
|
273 |
General |
az miktar |
bit n.
|
|
274 |
General |
az miktar |
doit n.
|
|
275 |
General |
az miktarda sıvı |
dollop n.
|
|
276 |
General |
az miktarda içecek |
dollop n.
|
|
277 |
General |
az miktarda sıvı |
dallop n.
|
|
278 |
General |
az miktarda içecek |
dallop n.
|
|
279 |
General |
az miktarda sıvı |
drappie [scotland] n.
|
|
280 |
General |
az miktar |
drib n.
|
|
281 |
General |
az az sızarak damlayan sıvı |
dribble n.
|
|
282 |
General |
az miktarda para |
dribble n.
|
|
283 |
General |
sürekli olarak az miktarda bilgi sağlama |
drip-feed n.
|
|
284 |
General |
(kaynak) az bulunma |
famine n.
|
|
285 |
General |
çok az artış |
increment n.
|
|
286 |
General |
az miktarda sarılı yiyecek |
parcel n.
|
|
287 |
General |
az miktardaki yemek |
pick [dialect] n.
|
|
288 |
General |
az miktar |
pickle [dialect] n.
|
|
289 |
General |
en az on milyon rupilik mal varlığına sahip kimse |
crorepati [india] n.
|
|
290 |
General |
sanatsal veya entelektüel bağlılığı olan az sayıda insan grubu |
cult n.
|
|
291 |
General |
az bulunan şeyler |
curiosa n.
|
|
292 |
General |
az miktar |
curn [scotland] n.
|
|
293 |
General |
az miktar |
curran n.
|
|
294 |
General |
çok az miktar |
farthing [obsolete] n.
|
|
295 |
General |
az bulunurluk |
fault [obsolete] n.
|
|
296 |
General |
az miktar |
pennyworth n.
|
|
297 |
General |
çok az bilinen şey |
corner n.
|
|
298 |
General |
az sayıda insan |
few n.
|
|
299 |
General |
az sayıda kimse |
fewer n.
|
|
300 |
General |
az miktar |
fleabite n.
|
|
301 |
General |
az miktar |
flow [scotland] n.
|
|
302 |
General |
sülfürsüz veya çok az sülfür içeren bir kibrit |
parlor match n.
|
|
303 |
General |
özel muayenehane hekiminin az çok belirli olan hasta çevresi |
private practice n.
|
|
304 |
General |
az katlı apartman |
plex [canada] n.
|
|
305 |
General |
az miktar |
puckle n.
|
|
306 |
General |
çok az sayı |
puckle n.
|
|
307 |
General |
en az 1 metre uzunluğunda kolye |
rope n.
|
|
308 |
General |
az olma |
scantity n.
|
|
309 |
General |
az miktar |
scantle n.
|
|
310 |
General |
düzensizce saçılmış az miktarda şey |
scatter n.
|
|
311 |
General |
taslak, tablo veya listedeki az ve öz ifade |
scheme n.
|
|
312 |
General |
az miktar |
scrimption n.
|
|
313 |
General |
çok az miktar |
scrimption n.
|
|
314 |
General |
normalden az oyunculu takımlar veya rastgele katılımcılar ile gerçekleştirilen spor müsabakası |
scrub race n.
|
|
315 |
General |
az miktar |
scruple n.
|
|
316 |
General |
az miktar |
shadow n.
|
|
317 |
General |
az tanınmışlık |
silence n.
|
|
318 |
General |
en az 1.82 boyunda olan kimse |
six-footer n.
|
|
319 |
General |
hiç veya çok az miktarda çözünmüş madde içeren su |
freestone n.
|
|
320 |
General |
az sayıda gönüllüye sahip askeri birlik |
skeleton regiment n.
|
|
321 |
General |
az miktar |
slight [obsolete] n.
|
|
322 |
General |
az olasılık |
slim odds n.
|
|
323 |
General |
az miktarda sıvı |
slosh n.
|
|
324 |
General |
az miktar içki |
slug n.
|
|
325 |
General |
az miktar |
smack n.
|
|
326 |
General |
az buçuk bilgi |
smack n.
|
|
327 |
General |
üretimi az malzeme gerektiren tekstil ürünleri |
smalls n.
|
|
328 |
General |
az buçuk bilgi |
smatch n.
|
|
329 |
General |
az buçuk bilgi sahibi olma |
smatter n.
|
|
330 |
General |
az buçuk bilgi sahibi olma |
smattering n.
|
|
331 |
General |
az miktar |
snap n.
|
|
332 |
General |
on kişiden az çalışanı bulunan işletme |
soho n.
|
|
333 |
General |
haftanın en az 3 günü et yemeyen yarı vejetaryen |
flexitarian n.
|
|
334 |
General |
haftanın en az 3 günü et yemeyen yarı vejetaryen |
semi-vegetarian n.
|
|
335 |
General |
az kişinin bildiği/ilgilendiği hayran topluluğu |
niche fandom n.
|
|
336 |
General |
az kişinin bildiği/ilgilendiği |
niche n.
|
|
337 |
General |
az kişinin bildiği/ilgilendiği konu |
niche topic n.
|
|
338 |
General |
az miktar |
spoonful n.
|
|
339 |
General |
(boy scout izciler takımında) en az beş hava araştırmacısından oluşan grup |
squadron n.
|
|
340 |
General |
çok az bir fark ile kazanılan yarışma |
squeaker n.
|
|
341 |
General |
en az miktar |
stim n.
|
|
342 |
General |
en az miktar |
stime n.
|
|
343 |
General |
az miktarda para |
stiver [dated] n.
|
|
344 |
General |
az miktar |
stiver [dated] n.
|
|
345 |
General |
derinliği az olma |
superficiality n.
|
|
346 |
General |
az gelmek |
be scarce v.
|
|
347 |
General |
renklendirmek (az) |
tinge v.
|
|
348 |
General |
az bulmak |
regard as too little v.
|
|
349 |
General |
gerekenden az bir miktarı vermek |
skimp on v.
|
|
350 |
General |
değerinden az fiyat istemek |
undercharge v.
|
|
351 |
General |
beklenenden daha az doldurmak |
underfill v.
|
|
352 |
General |
az doldurmak |
underfill v.
|
|
353 |
General |
az eşyayla seyahat etmek |
travel light v.
|
|
354 |
General |
az tüketmek |
spend little v.
|
|
355 |
General |
az zaman kalmak |
be a short period of time v.
|
|
356 |
General |
az miktarda bulunmak |
be in short supply v.
|
|
357 |
General |
olduğundan az göstermek |
understate v.
|
|
358 |
General |
gerekenden az para istemek |
undercharge v.
|
|
359 |
General |
az vermek |
skimp v.
|
|
360 |
General |
az vermek |
scrimp v.
|
|
361 |
General |
daha az önemli saymak |
subordinate v.
|
|
362 |
General |
az tüketmek |
consume little v.
|
|
363 |
General |
az para almak |
undercharge v.
|
|
364 |
General |
bir işin yapılması için çok az zaman vermek |
give short notice v.
|
|
365 |
General |
az kalmak |
be outnumbered v.
|
|
366 |
General |
az paraya çalışmak |
sweat v.
|
|
367 |
General |
az gelmek |
be insufficient v.
|
|
368 |
General |
az kalmak |
run short of v.
|
|
369 |
General |
az kullanmak |
underuse v.
|
|
370 |
General |
az bulmak |
consider insufficient v.
|
|
371 |
General |
gerçek değerinden az değer vermek |
undervalue v.
|
|
372 |
General |
daha az korkmasını sağlamak |
make someone less fearful v.
|
|
373 |
General |
az olmak |
be in short supply v.
|
|
374 |
General |
az bulunmak |
be in short supply v.
|
|
375 |
General |
beklenenden daha az başarı göstermek |
underachieve v.
|
|
376 |
General |
az vermek |
stint v.
|
|
377 |
General |
az ışıklamak |
underexpose v.
|
|
378 |
General |
az kullanmak |
underutilize v.
|
|
379 |
General |
kuş gibi az yemek |
peck at v.
|
|
380 |
General |
gerekenden az bir miktarı kullanmak |
skimp on v.
|
|
381 |
General |
az değer biçmek |
underprice v.
|
|
382 |
General |
az para vermek |
underpay v.
|
|
383 |
General |
az yer kaplamak |
take a small space v.
|
|
384 |
General |
miktarı az olmak |
be low in v.
|
|
385 |
General |
hak ettiği maaştan az vermek |
underpay v.
|
|
386 |
General |
az görmek |
find insufficient v.
|
|
387 |
General |
hak ettiğinden az para vermek |
underpay v.
|
|
388 |
General |
gerekenden az almak |
undercharge v.
|
|
389 |
General |
tabağındaki yemekten pek az yemek |
pick at one's food v.
|
|
390 |
General |
az zaman kalmak |
have a short time v.
|
|
391 |
General |
az şarj etmek |
undercharge v.
|
|
392 |
General |
az buz olmamak |
be of no small matter v.
|
|
393 |
General |
az bir farkla yenmek |
nose out v.
|
|
394 |
General |
gerçek değerinden az değer vermek |
underrate v.
|
|
395 |
General |
gereğinden az değer vermek |
underrate v.
|
|
396 |
General |
az değer biçmek |
underestimate v.
|
|
397 |
General |
az olmak |
be scarce v.
|
|
398 |
General |
az bilmek |
know a little v.
|
|
399 |
General |
az kalmak |
run short of (something) v.
|
|
400 |
General |
az gelmek |
fall short v.
|
|
401 |
General |
az beklemek |
wait a while v.
|
|
402 |
General |
az bekletmek |
keep someone wait for a while v.
|
|
403 |
General |
az beklemek |
wait a little while v.
|
|
404 |
General |
daha az kısıtlamak |
disinhibit v.
|
|
405 |
General |
az kalmak |
go short v.
|
|
406 |
General |
az yemek |
eat sparingly v.
|
|
407 |
General |
az yemek |
eat a little v.
|
|
408 |
General |
az önemi olmak |
have little importance v.
|
|
409 |
General |
az önemi olmak |
have lesser importance v.
|
|
410 |
General |
az önemi olmak |
have minor importance v.
|
|
411 |
General |
az önemi olmak |
have less importance v.
|
|
412 |
General |
çok az yemek |
eat like a bird v.
|
|
413 |
General |
az gelmek |
come short (with someone) v.
|
|
414 |
General |
az duymak |
hear less v.
|
|
415 |
General |
-den daha az önemli olmak |
be subordinate to v.
|
|
416 |
General |
para üstünü az vererek birini kandırmak |
short-change v.
|
|
417 |
General |
az bir cezayla yakayı sıyırmak |
get off to v.
|
|
418 |
General |
az tahmin etmek |
underestimate v.
|
|
419 |
General |
az olarak tahmin etmek |
underestimate v.
|
|
420 |
General |
beklediğinden az ilgi göstermek |
give short change v.
|
|
421 |
General |
çok az yemek |
peck v.
|
|
422 |
General |
çok az çaba harcamak |
make the slightest effort v.
|
|
423 |
General |
az tutmak |
cost little v.
|
|
424 |
General |
yapacak çok az şeyi olmak |
have little to do v.
|
|
425 |
General |
az bulmak |
find insufficient v.
|
|
426 |
General |
kendine güveni az olmak |
have low self esteem v.
|
|
427 |
General |
az çok bilmek |
know more or less v.
|
|
428 |
General |
az ihtiyaç duymak |
need little v.
|
|
429 |
General |
az ihtiyaç duymak |
have little need of something v.
|
|
430 |
General |
az değişmek |
change little v.
|
|
431 |
General |
çok az ortak yönleri olmak |
have little in common v.
|
|
432 |
General |
bir şeyi çok az bilmek |
know very little about something v.
|
|
433 |
General |
bir şey hakkında çok az bilgisi olmak |
know very little about something v.
|
|
434 |
General |
az yemek |
undereat v.
|
|
435 |
General |
bir saatten az zamanı olmak/kalmak |
have less than an hour v.
|
|
436 |
General |
az harcamak |
underspend v.
|
|
437 |
General |
biri hakkında çok az şey bilmek |
know very little about someone v.
|
|
438 |
General |
biri hakkında çok az şey bilmek |
know little about someone v.
|
|
439 |
General |
çok az bir parayla geçinmek |
live on a very small amount of money v.
|
|
440 |
General |
bir konu hakkında çok az bilgisi olmak |
know very little about something v.
|
|
441 |
General |
iyi maaşlı bir işi bırakıp daha az stresli olan bir işi seçmek |
downshift v.
|
|
442 |
General |
iyi maaşlı bir işi bırakıp daha az kazandıran ve stressiz bir işi tercih etmek |
downshift v.
|
|
443 |
General |
beklenenden az tepki göstermek |
underreact v.
|
|
444 |
General |
az kullanmak |
underutilise v.
|
|
445 |
General |
günde en az yüz soru çözmek |
solve at least 100 questions daily v.
|
|
446 |
General |
günde en az yüz soru çözmek |
do at least 100 questions a day v.
|
|
447 |
General |
az yüklemek |
underload v.
|
|
448 |
General |
az/yetersiz kadro vermek |
understaff v.
|
|
449 |
General |
az/yetersiz sayıda personel sağlamak |
understaff v.
|
|
450 |
General |
az pişirmek |
undercook v.
|
|
451 |
General |
az miktarda vermek |
scant v.
|
|
452 |
General |
daha az maaş almak |
receive a lower salary v.
|
|
453 |
General |
çok az birikim yapmak |
undersave v.
|
|
454 |
General |
az maaş almak |
get a low salary v.
|
|
455 |
General |
az olmak |
lack v.
|
|
456 |
General |
çok az farkla yenmek |
nip v.
|
|
457 |
General |
az az yemek |
nurse v.
|
|
458 |
General |
birbirini az tanımak |
be on speaking terms v.
|
|
459 |
General |
az değer biçmek |
set light by v.
|
|
460 |
General |
az bir farkla geçmek |
edge v.
|
|
461 |
General |
daha az meşgul hale getirmek |
unbusy v.
|
|
462 |
General |
daha az çekici hale getirmek |
uncharm v.
|
|
463 |
General |
daha az loş hale getirmek |
uncloud v.
|
|
464 |
General |
olduğundan az göstermek |
underact v.
|
|
465 |
General |
çok az yemek vermek |
underfeed v.
|
|
466 |
General |
çok az yedirmek |
underfeed v.
|
|
467 |
General |
az finanse etme |
underfunding v.
|
|
468 |
General |
az vermek |
underfurnish v.
|
|
469 |
General |
gerekenden daha az vermek |
underfurnish v.
|
|
470 |
General |
az ısıtmak |
underheat v.
|
|
471 |
General |
az ısınmak |
underheat v.
|
|
472 |
General |
gerçek değerinden az değer vermek |
underpoise v.
|
|
473 |
General |
hak ettiğinden az değer biçmek |
underpoise v.
|
|
474 |
General |
az övmek |
underpraise v.
|
|
475 |
General |
az methetmek |
underpraise v.
|
|
476 |
General |
az değer vermek |
underreckon v.
|
|
477 |
General |
gereğinden az değer vermek |
underreckon v.
|
|
478 |
General |
(olması gerekenden) az temsil edilmesine neden olmak |
underrepresent v.
|
|
479 |
General |
gerçek değerinden az değer vermek |
underween v.
|
|
480 |
General |
az değer biçmek |
underween v.
|
|
481 |
General |
kıymetini az takdir etmek |
underween v.
|
|
482 |
General |
az çalışmak |
underwork v.
|
|
483 |
General |
beklenenden az çalışmak |
underwork v.
|
|
484 |
General |
gerekenden az çalışmak |
underwork v.
|
|
485 |
General |
az kişi istihdam etmek |
underwork v.
|
|
486 |
General |
az kişi çalıştırmak |
underwork v.
|
|
487 |
General |
gerekenden az iş yapmak |
underwork v.
|
|
488 |
General |
(müşteriye) daha az çekici gelmesini sağlamak |
unsell v.
|
|
489 |
General |
(bir şeyin destekçisine) daha az çekici gelmesini sağlamak |
unsell v.
|
|
490 |
General |
organizmalarda bulunan farklı ve genellikle daha az özelleşmiş maddelerden üretmek |
manufacture v.
|
|
491 |
General |
(az çabayla) hazırlamak |
whomp (up) v.
|
|
492 |
General |
(az çabayla) yapmak |
whomp (up) v.
|
|
493 |
General |
daha az kötüleştirmek |
help v.
|
|
494 |
General |
daha az kötü yapmak |
help v.
|
|
495 |
General |
az kontrast oluşturmak |
low-key v.
|
|
496 |
General |
daha az merkezi hale getirmek |
decentralize [us] v.
|
|
497 |
General |
daha az merkezi hale getirmek |
decentralise [uk] v.
|
|
498 |
General |
daha az gizemli hale getirerek insani yönünü öne çıkarmak |
demythologize [us] v.
|
|
499 |
General |
daha az gizemli hale getirerek insani yönünü öne çıkarmak |
demythologise [us] v.
|
|
500 |
General |
(meslek veya sektörün) daha az beceri gerektirmesine sebep olmak |
deskill v.
|
|