az az - Türkisch Englisch Wörterbuch

az az

Bedeutungen von dem Begriff "az az" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 6 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
az az little by little adv.
az az inchmeal adv.
az az by small degrees adv.
Phrases
az az brick by brick adv.
Colloquial
az az bit by bit adv.
Idioms
az az in snatches adv.

Bedeutungen, die der Begriff "az az" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
az short adj.
The second important point is that blood is in ever shorter supply.
İkinci önemli nokta ise kanın giderek daha az temin ediliyor olmasıdır.

More Sentences
az small adj.
Major resources are being invested in a small number of selected areas.
Az sayıda seçilmiş alana büyük kaynaklar yatırılmaktadır.

More Sentences
az slight adj.
The fact that the resolution was adopted by so slight a margin makes it politically weak.
Kararın bu kadar az bir farkla kabul edilmiş olması onu siyasi açıdan zayıf kılmaktadır.

More Sentences
az few adj.
Few citizens, however, are aware that they may submit a petition.
Ancak çok az vatandaş dilekçe verebileceğinin farkındadır.

More Sentences
az little adj.
This is indeed normal in a large group, and I am sure that other groups differ but little.
Bu gerçekten de büyük bir grupta normaldir ve eminim ki diğer gruplar çok az farklılık gösterir.

More Sentences
en az at least adj.
The fact is that we normally eat at least three times a day.
Gerçek şu ki, normalde günde en az üç kez yemek yiyoruz.

More Sentences
az low adj.
This third device appears to have produced a lower diversity of organic molecules.
Bu üçüncü araç daha az çeşitlilikte organik molekül üretmiş gibi görünüyor.

More Sentences
daha az less adj.
Developments in the livestock sector have turned out, thank God, to be less dramatic than had at first been feared.
Hayvancılık sektöründeki gelişmeler, Tanrı'ya şükür, ilk başta korkulandan daha az dramatik olmuştur.

More Sentences
en az least adj.
Will enlargement have a negative impact on the least-favoured regions?
Genişlemenin en az avantajlı bölgeler üzerinde olumsuz bir etkisi olacak mı?

More Sentences
az daha almost adv.
Tom almost lost his life.
Tom az daha canından oluyordu.

More Sentences
az çok more or less adv.
Until now, it has more or less been considered that we had two processes which did not necessarily converge.
Şimdiye kadar zorunlu olarak yakınsamayan iki sürecimiz olduğu az çok kabul ediliyordu.

More Sentences
çok az too little adv.
On the other hand, we can have too little.
Öte yandan, çok az şeye de sahip olabiliriz.

More Sentences
General
daha az şey less n.
During the last three years or so, we have talked a lot but realistically we have achieved much less.
Son üç yıl boyunca çok konuştuk ama gerçekçi olmak gerekirse çok daha az şey başardık.

More Sentences
az zaman kaldı little time left n.
We have very little time left before Johannesburg.
Johannesburg'dan önce çok az zamanımız kaldı.

More Sentences
az miktar little n.
I gave her what little money I had with me.
Üzerimdeki az miktarda parayı ona verdim.

More Sentences
az önem little importance n.
However, these are of relatively little importance.
Ancak bunlar nispeten daha az önem taşımaktadır.

More Sentences
az yağlı süt low-fat milk n.
Low-fat milk for me.
Benim için az yağlı süt.

More Sentences
çok az insan very few people n.
As you will see, there are very few people here.
Göreceğiniz üzere burada çok az insan var.

More Sentences
az pişmiş biftek rare steak n.
Infection in cattle and sheep is negligible so we can continue to eat our rare steak.
Sığır ve koyunlarda enfeksiyon yok denecek kadar azdır, dolayısıyla az pişmiş bifteklerimizi yemeye devam edebiliriz.

More Sentences
az olanlar small n.
Secondly, it states that the number of illegal immigrants coming from Hong Kong is very small.
İkinci olarak, Hong Kong'dan gelen yasadışı göçmenlerin sayısının çok az olduğu belirtilmektedir.

More Sentences
az miktar glob n.
She added a glob of cream to her coffee.
Kahvesine az miktarda krema ekledi.

More Sentences
çok az kısım fraction n.
He bought the car for only a fraction of its value.
Arabayı değerinin çok az bir kısmına satın aldı.

More Sentences
az buçuk miktar smattering n.
He had only a smattering of knowledge about the subject.
Konu hakkında az buçuk bilgisi vardı sadece.

More Sentences
az bilmek know little v.
He that knows little often repeats it.
Az bilen onu sık sık tekrarlar.

More Sentences
az temsil etmek under-represent v.
Women are certainly not under-represented in the media now.
Kadınlar şu anda medyada kesinlikle az temsil edilmiyor.

More Sentences
az temsil etmek underrepresent v.
Women are particularly underrepresented, at 9%, in academic teaching posts in Germany.
Almanya'daki akademik öğretim görevlerinde kadınlar %9 ile özellikle az temsil edilmektedir.

More Sentences
az uyumak sleep little v.
I sleep little.
Ben çok az uyurum.

More Sentences
daha az yemek eat less v.
You need to eat less and exercise more.
Daha az yemeli ve daha çok egzersiz yapmalısın.

More Sentences
Common Usage
çok az iş/çalışma/emek lack of work n.
az incelenmiş underinvestigated adj.
General
beklenenden daha az başarı gösteren underachieving n.
büyük çaba gerektiren ama sonuçta az kar getiren iş hardscrabble n.
borsada fiatların az miktarda düşmüş olması eased off a fraction n.
en az geciktirme kodlaması minimum delay coding n.
az miktar dribblet n.
kazanma şansı az olan kimse/takım underdog n.
en az üç direkli yelkenli gemi barque n.
az miktar suggestion n.
çok az para chickenfeed n.
az etli domuz pirzolası sparerib n.
az gösterme meiosis n.
başarı ihtimali az bir işe girişme wildcatting n.
hayatı hakkında az şey bilinen kimse shadowy figure n.
az konuşan adam a man of few words n.
az konuşma reticence n.
az konuşan adam a man of a few words n.
az tanınmışlık obscurity n.
oksijenin az olduğu şartlar anoxic conditions n.
en az erişim süreli programlama minimum access programming n.
az miktar smallness n.
gelişmeye çalışan fakir veya az gelişmiş ülke developing country n.
az miktar modicum n.
az bir miktar dash n.
pek az miktar drop n.
yüksekliği az olan, büyük çağlayan cataract n.
az gösterme understatement n.
az miktar tinge n.
az bir miktar spot n.
en az erişim süreli yordam minimum access routine n.
sık aralıklarla az miktarda gıda alma nibbling n.
az bir derece/miktar touch n.
az çok sınırları belli olan toprak parçası region n.
besin değeri az olan yiyecek junk food n.
az miktar driblet n.
az ışıklama underexposure n.
beyazla az miktarda karışmasından oluşan renk moor n.
beklenilenden daha az başarı gösterme underachieving n.
az yağlı süt skimmed milk n.
az bulunurluk scarcity n.
az kireçli su soft water n.
az miktar twopence n.
az bulunma rarity n.
saman gibi gıdası az yiyecek roughage n.
genellikle 12 kişi veya daha az yolcu alan küçük otobüsler minibus n.
dünyanın az gelişmiş kesimleri third world n.
az gelişmiş ülke the third world n.
az bulunma rareness n.
başarı ihtimali az olup gerçekleşince kazancı çok olan bir iş a long shot n.
az miktar suspicion n.
az ücretli iş sweated labor n.
en az erişim süreli kodlama minimum access coding n.
çok az miktar driblet n.
az miktar inch n.
az miktar trifle n.
az miktar shade n.
beklentilerden daha az oranda başarılı olan underachiever n.
az miktar handful n.
az miktar drop n.
az zamana çok iş sığdırma zorunluluğu time pressure n.
pek az isteği olan bir adam a man of few wants n.
çok az miktar atom n.
az kilometreli low mileage n.
çok az miktar pittance n.
alçalma ile yükselmenin en az olduğu gelgit neap tide n.
çok az ücret pittance n.
en az eylem least action n.
içinde az miktarda sağlık verici mineraller bulunduran içme suyu çeşidi mineral water n.
değerinden az fiyat undercharge n.
az işlemden geçmiş yiyecek wholefood n.
az buçuk bilgi smattering n.
az miktar fewness n.
az yoran ve çok kazandıran iş rocking chair job n.
az bir miktar cast n.
az rastlanırlık exceptionality n.
az sayıda çalışma limited number of studies n.
az yağlı süt skim milk n.
az bulunma seldomness n.
az verme scrimping n.
az bir miktar smidgeon n.
az buçuk bilen kimse smatterer n.
para üstünü az vererek birini kandıran shortchanger n.
az değer biçme underestimation n.
az miktar bit n.
az kullanılmış underuse n.
az bulunur bitkiler rare plants n.
çok az fark a minor difference n.
çok az fark a slight difference n.
getirisi az iş thankless job n.
az şans a slim chance n.
yok denecek kadar az minute amount n.
türüne az rastlanan/rastlanır kimse rara avis n.
türüne az rastlanır rara avis n.
az bakım low maintenance n.
az bakım (gerektiren) low maintenance n.
az miktar dash n.
işi az parası çok görev sinecure n.
ölçülemeyecek kadar az bir miktar olan skerrick n.
az tüketim low consumption n.
kazanma olasılığı az olan yarışmacı outsider n.
hakkında az bilinen fakat beklenmedik bir şekilde başarılı olan ya da olma ihtimali bulunan siyasi lider dark horse n.
olduğundan az/küçük/önemsiz gösterme understatement n.
az miktar touch n.
az sayıda katılım limited participation n.
az miktarda para small amount of money n.
az para small amount of money n.
çok az azalma slight reduction n.
çok az düşüş slight reduction n.
az kullanılmış araba slightly used car n.
daha az gelişmiş alanlar less developed areas n.
çok az yağlı diet very low-fat diet n.
yok denecek kadar az şans a slight chance n.
az şans a slight chance n.
sık aralarla ancak az miktarda besin alma nibbling n.
az çıkmış sakal stubbly beard n.
az/küçük olasılık slight possibility n.
az/küçük ihtimal slight possibility n.
en az bir yıllık garanti minimum warranty of one year n.
az ün demicelebrity n.
pek az beans n.
çok az beans n.
az bulunur şey beaut n.
(7-10 yaş grubu çocuklar için hazırlanmış) resimlerin az olduğu çocuk kitabı chapter book n.
az stresli iş low-stress job n.
az bakım isteyen peyzaj low-maintenance landscape n.
az ve sık yiyen kimse grazer n.
az artış slight increase n.
az bilinen bir resim a rare photo n.
az bilinen bir resim a rare picture n.
antik şehir surlarında en az iki kontrollü giriş bölümü zwinger n.
az parçalı alet gadget n.
az şişirilmiş lastikler underinflated tyres n.
az şişirilmiş lastikler underinflated tires n.
az miktarda para pocket change n.
az bilinen kamarupan dilleri abor n.
beklenenden az tepki underreaction n.
(birini ya da bir şeyi) daha az çekici hale getirme deglamorization n.
(birini ya da bir şeyi) daha az çekici hale getirme deglamorisation n.
en az masraflı yol least-cost path n.
az miktar ace n.
az kullanılan, genelde kaldırımı olmayan yol back road n.
alkol oranı %14'ten az olan şarap table wine n.
az şekerli sade bisküvi tea biscuit n.
az şekerli sade bisküvi teacake n.
çok az kılı olan ya da kılsız at kuyruğu rattail n.
çok az kılı olan ya da kılsız at kuyruğu rat-tail n.
(güney afrika'da) uzak, nüfusu az ve genellikle az gelişmiş bölge backveld n.
(güney afrika'da) uzak, nüfusu az ve genellikle az gelişmiş bölge sakini backvelder n.
çok az insanın yaşadığı kırsal bölge backcountry n.
çok az insanın yaşadığı kırsal bölge backland n.
bir şeyin az değiştirilmiş hali rehash n.
az ve öz konuşan kimse laconic [obsolete] n.
az ve öz konuşarak çok şey anlatma laconicism n.
az ve öz konuşarak çok şey anlatma laconism n.
torbaya veya bir parça kumaşa sarılmış az miktarda tıbbi malzeme nodule [obsolete] n.
çok az önem taşıyan konu nonsubject n.
çok az fark nose n.
çok az olma negligibility n.
az miktarda yiyecek thumbpiece [dialect] n.
az miktarda yiyecek thumbpiece [dialect] n.
(bir şeyin) az bir kısmı tithe n.
çok az güce/etkiye sahip olma toehold n.
az miktar toddick [dialect] n.
tek seferde çekilen az miktarda kokain toot n.
az miktar a little something n.
az tolerans a grain of allowance n.
demlemelik az miktarda çay a drawing of tea n.
az bilgi sahibi olma unacquaintedness n.
az bir miktar unce [obsolete] n.
gerçek sayıdan veya miktardan az olan sayı veya tutar undercount n.
az şişmiş olma underinflation n.
az şişirilmiş olma underinflation n.
personeli az olma undermanning n.
gerçek değerinden az değer verme underrating n.
az değer biçme underrating n.
bir şeyin görünen yüzünden daha az makbul olan diğer yüzü underside n.
(bir şeyin) ne kadar az harcandığı underspend n.
(bir şeyin) az harcanma miktarı underspend n.
az harcama underspending n.
gücünün yettiğinden az harcama underspending n.
az kullanılma underuse n.
gereğinden az kullanılma underuse n.
kullanılabileceğinden daha az kullanılma underuse n.
az kullanma underutilization n.
gerçek değerinden az değer veren kimse undervaluer n.
az değer biçen kimse undervaluer n.
kıymetini az takdir eden kimse undervaluer n.
gerekenden az iş yapan kimse underworker n.
normalden az iş yapan kimse underworker n.
uygun olandan az iş yapan kimse underworker n.
az bulunurluk unfrequency n.
az miktar kenning [scotland] n.
az artış up-tick n.
yağsız veya az yağlı et lean n.
çok az miktar lick n.
az yiyen light eater n.
az gelirlilik marginality n.
latinceyi az buçuk bilen kimse latinitaster n.
çok az fark wafer-thin n.
fiziksel gücü az olan kimse weakling n.
şişirildiğinde döşek görevi gören, kullanılmayıp katlandığında az hacim kaplayan hava geçirmez şişme yatak mattress n.
az gelişmiş ülke ldc (less-developed country) n.
çok az bir değer veya önem artışı mantissa [obsolete] n.
yok denecek kadar az haet [scotland] n.
çok az miktar hair n.
az miktar halfpenny n.
en az miktar wink n.
az konuşma reticency n.
daha az önemli olan şey handmaiden n.
az miktar harl n.
gün ortasında az miktarda tüketilen sert içki meridian [scotland] n.
az ünlü kimse microcelebrity n.
uzunluğu veya çapı 5 milimetreden az olan küçük plastik parçası microplastic n.
çok az adet basımı veya talep üzerine istenilen tek cilt basımını içeren yayıncılık micropublishing n.
verilebilecek en az çaba worst n.
ulaşılabilecek en az başarı worst n.
az miktar hint n.
az bilinen bilgi alanı hinterland n.
ölçülebilir iki kümeden ilkinin ikincisini kapsadığı durumda ilk kümenin ölçümünün ikincisinden daha az veya ona eşit olması monotonicity n.
su bitkilerinin birikimiyle oluşup az veya çok kıvamlı tuba bataklıkları oluşturan arazi moss land n.
az sayıda miktar reversion [obsolete] n.
en az on yaşındaki çocuklardan oluşan erkek izci grubu lion n.
az miktar loofful n.
yerleşimin az olduğu bölge bush n.
(özellikle yeni zelanda, avustralya, afrika ve kanada'da) yerleşimin az olduğu bölge bush n.
ilçenin yerleşimi az olan bölümü gare n.
eşit öneme sahip olmayan yan yana gelmiş iki ünlüden az önemli olanı glide n.
(mesane) az çok kasılabilen çeşitli organların duvarlarında bulunan yumuşak kas tabakası muscularis n.
az bilinen konu bypath n.
az miktar dab n.
az porsiyon dab n.
gizli işlerin çevrildiği küçük ve az aydınlatılmış yer den n.
daha az spesifik hale getirme despecification n.
yarığa dik açıda olan ve yarıktan daha az göze çarpan kaya yarılma yönü grain n.
az değerli parçalardan oluşan koleksiyon gry n.
bir şeyin diğerinden az olma miktarı odds n.
bir şeyin diğerinden az olma derecesi odds n.
az bilinen marka off-brand n.
az bilinen isim off-brand n.
(çocuk oyunlarında) değeri az küçük misket oner n.
yok denecek kadar az miktar one-tenth n.
(az eğitimli atları süren) yetenekli binici rough rider n.
az miktar dite [dialect] n.
az miktar bit n.
az miktar doit n.
az miktarda sıvı dollop n.
az miktarda içecek dollop n.
az miktarda sıvı dallop n.
az miktarda içecek dallop n.
az miktarda sıvı drappie [scotland] n.
az miktar drib n.
az az sızarak damlayan sıvı dribble n.
az miktarda para dribble n.
sürekli olarak az miktarda bilgi sağlama drip-feed n.
(kaynak) az bulunma famine n.
çok az artış increment n.
az miktarda sarılı yiyecek parcel n.
az miktardaki yemek pick [dialect] n.
az miktar pickle [dialect] n.
en az on milyon rupilik mal varlığına sahip kimse crorepati [india] n.
sanatsal veya entelektüel bağlılığı olan az sayıda insan grubu cult n.
az bulunan şeyler curiosa n.
az miktar curn [scotland] n.
az miktar curran n.
çok az miktar farthing [obsolete] n.
az bulunurluk fault [obsolete] n.
az miktar pennyworth n.
çok az bilinen şey corner n.
az sayıda insan few n.
az sayıda kimse fewer n.
az miktar fleabite n.
az miktar flow [scotland] n.
sülfürsüz veya çok az sülfür içeren bir kibrit parlor match n.
özel muayenehane hekiminin az çok belirli olan hasta çevresi private practice n.
az katlı apartman plex [canada] n.
az miktar puckle n.
çok az sayı puckle n.
en az 1 metre uzunluğunda kolye rope n.
az olma scantity n.
az miktar scantle n.
düzensizce saçılmış az miktarda şey scatter n.
taslak, tablo veya listedeki az ve öz ifade scheme n.
az miktar scrimption n.
çok az miktar scrimption n.
normalden az oyunculu takımlar veya rastgele katılımcılar ile gerçekleştirilen spor müsabakası scrub race n.
az miktar scruple n.
az miktar shadow n.
az tanınmışlık silence n.
en az 1.82 boyunda olan kimse six-footer n.
hiç veya çok az miktarda çözünmüş madde içeren su freestone n.
az sayıda gönüllüye sahip askeri birlik skeleton regiment n.
az miktar slight [obsolete] n.
az olasılık slim odds n.
az miktarda sıvı slosh n.
az miktar içki slug n.
az miktar smack n.
az buçuk bilgi smack n.
üretimi az malzeme gerektiren tekstil ürünleri smalls n.
az buçuk bilgi smatch n.
az buçuk bilgi sahibi olma smatter n.
az buçuk bilgi sahibi olma smattering n.
az miktar snap n.
on kişiden az çalışanı bulunan işletme soho n.
haftanın en az 3 günü et yemeyen yarı vejetaryen flexitarian n.
haftanın en az 3 günü et yemeyen yarı vejetaryen semi-vegetarian n.
az kişinin bildiği/ilgilendiği hayran topluluğu niche fandom n.
az kişinin bildiği/ilgilendiği niche n.
az kişinin bildiği/ilgilendiği konu niche topic n.
az miktar spoonful n.
(boy scout izciler takımında) en az beş hava araştırmacısından oluşan grup squadron n.
çok az bir fark ile kazanılan yarışma squeaker n.
en az miktar stim n.
en az miktar stime n.
az miktarda para stiver [dated] n.
az miktar stiver [dated] n.
derinliği az olma superficiality n.
az gelmek be scarce v.
renklendirmek (az) tinge v.
az bulmak regard as too little v.
gerekenden az bir miktarı vermek skimp on v.
değerinden az fiyat istemek undercharge v.
beklenenden daha az doldurmak underfill v.
az doldurmak underfill v.
az eşyayla seyahat etmek travel light v.
az tüketmek spend little v.
az zaman kalmak be a short period of time v.
az miktarda bulunmak be in short supply v.
olduğundan az göstermek understate v.
gerekenden az para istemek undercharge v.
az vermek skimp v.
az vermek scrimp v.
daha az önemli saymak subordinate v.
az tüketmek consume little v.
az para almak undercharge v.
bir işin yapılması için çok az zaman vermek give short notice v.
az kalmak be outnumbered v.
az paraya çalışmak sweat v.
az gelmek be insufficient v.
az kalmak run short of v.
az kullanmak underuse v.
az bulmak consider insufficient v.
gerçek değerinden az değer vermek undervalue v.
daha az korkmasını sağlamak make someone less fearful v.
az olmak be in short supply v.
az bulunmak be in short supply v.
beklenenden daha az başarı göstermek underachieve v.
az vermek stint v.
az ışıklamak underexpose v.
az kullanmak underutilize v.
kuş gibi az yemek peck at v.
gerekenden az bir miktarı kullanmak skimp on v.
az değer biçmek underprice v.
az para vermek underpay v.
az yer kaplamak take a small space v.
miktarı az olmak be low in v.
hak ettiği maaştan az vermek underpay v.
az görmek find insufficient v.
hak ettiğinden az para vermek underpay v.
gerekenden az almak undercharge v.
tabağındaki yemekten pek az yemek pick at one's food v.
az zaman kalmak have a short time v.
az şarj etmek undercharge v.
az buz olmamak be of no small matter v.
az bir farkla yenmek nose out v.
gerçek değerinden az değer vermek underrate v.
gereğinden az değer vermek underrate v.
az değer biçmek underestimate v.
az olmak be scarce v.
az bilmek know a little v.
az kalmak run short of (something) v.
az gelmek fall short v.
az beklemek wait a while v.
az bekletmek keep someone wait for a while v.
az beklemek wait a little while v.
daha az kısıtlamak disinhibit v.
az kalmak go short v.
az yemek eat sparingly v.
az yemek eat a little v.
az önemi olmak have little importance v.
az önemi olmak have lesser importance v.
az önemi olmak have minor importance v.
az önemi olmak have less importance v.
çok az yemek eat like a bird v.
az gelmek come short (with someone) v.
az duymak hear less v.
-den daha az önemli olmak be subordinate to v.
para üstünü az vererek birini kandırmak short-change v.
az bir cezayla yakayı sıyırmak get off to v.
az tahmin etmek underestimate v.
az olarak tahmin etmek underestimate v.
beklediğinden az ilgi göstermek give short change v.
çok az yemek peck v.
çok az çaba harcamak make the slightest effort v.
az tutmak cost little v.
yapacak çok az şeyi olmak have little to do v.
az bulmak find insufficient v.
kendine güveni az olmak have low self esteem v.
az çok bilmek know more or less v.
az ihtiyaç duymak need little v.
az ihtiyaç duymak have little need of something v.
az değişmek change little v.
çok az ortak yönleri olmak have little in common v.
bir şeyi çok az bilmek know very little about something v.
bir şey hakkında çok az bilgisi olmak know very little about something v.
az yemek undereat v.
bir saatten az zamanı olmak/kalmak have less than an hour v.
az harcamak underspend v.
biri hakkında çok az şey bilmek know very little about someone v.
biri hakkında çok az şey bilmek know little about someone v.
çok az bir parayla geçinmek live on a very small amount of money v.
bir konu hakkında çok az bilgisi olmak know very little about something v.
iyi maaşlı bir işi bırakıp daha az stresli olan bir işi seçmek downshift v.
iyi maaşlı bir işi bırakıp daha az kazandıran ve stressiz bir işi tercih etmek downshift v.
beklenenden az tepki göstermek underreact v.
az kullanmak underutilise v.
günde en az yüz soru çözmek solve at least 100 questions daily v.
günde en az yüz soru çözmek do at least 100 questions a day v.
az yüklemek underload v.
az/yetersiz kadro vermek understaff v.
az/yetersiz sayıda personel sağlamak understaff v.
az pişirmek undercook v.
az miktarda vermek scant v.
daha az maaş almak receive a lower salary v.
çok az birikim yapmak undersave v.
az maaş almak get a low salary v.
az olmak lack v.
çok az farkla yenmek nip v.
az az yemek nurse v.
birbirini az tanımak be on speaking terms v.
az değer biçmek set light by v.
az bir farkla geçmek edge v.
daha az meşgul hale getirmek unbusy v.
daha az çekici hale getirmek uncharm v.
daha az loş hale getirmek uncloud v.
olduğundan az göstermek underact v.
çok az yemek vermek underfeed v.
çok az yedirmek underfeed v.
az finanse etme underfunding v.
az vermek underfurnish v.
gerekenden daha az vermek underfurnish v.
az ısıtmak underheat v.
az ısınmak underheat v.
gerçek değerinden az değer vermek underpoise v.
hak ettiğinden az değer biçmek underpoise v.
az övmek underpraise v.
az methetmek underpraise v.
az değer vermek underreckon v.
gereğinden az değer vermek underreckon v.
(olması gerekenden) az temsil edilmesine neden olmak underrepresent v.
gerçek değerinden az değer vermek underween v.
az değer biçmek underween v.
kıymetini az takdir etmek underween v.
az çalışmak underwork v.
beklenenden az çalışmak underwork v.
gerekenden az çalışmak underwork v.
az kişi istihdam etmek underwork v.
az kişi çalıştırmak underwork v.
gerekenden az iş yapmak underwork v.
(müşteriye) daha az çekici gelmesini sağlamak unsell v.
(bir şeyin destekçisine) daha az çekici gelmesini sağlamak unsell v.
organizmalarda bulunan farklı ve genellikle daha az özelleşmiş maddelerden üretmek manufacture v.
(az çabayla) hazırlamak whomp (up) v.
(az çabayla) yapmak whomp (up) v.
daha az kötüleştirmek help v.
daha az kötü yapmak help v.
az kontrast oluşturmak low-key v.
daha az merkezi hale getirmek decentralize [us] v.
daha az merkezi hale getirmek decentralise [uk] v.
daha az gizemli hale getirerek insani yönünü öne çıkarmak demythologize [us] v.
daha az gizemli hale getirerek insani yönünü öne çıkarmak demythologise [us] v.
(meslek veya sektörün) daha az beceri gerektirmesine sebep olmak deskill v.