Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | calorie n. | kalori | ||
Mineral salts, just like vitamins, don't have calories. Mineral tuzları, tıpkı vitaminler gibi, kalori içermez. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | calorie n. | kalori | ||
Snack on these throughout the day to give yourself extra calories. Kendinize ekstra kalori vermek için gün boyunca bunları atıştırın. More Sentences |
||||
Automotive | ||||
Automotive | calorie n. | kalori | ||
The only way to lose weight is to create a caloric deficit by burning more calories than you eat. Zayıflamanın tek yolu yediğinden daha fazla kalori yakarak bir kalori açığı oluşturmaktır. More Sentences |
||||
Meteorology | ||||
Meteorology | calorie n. | kalori | ||
A sumo wrestler thinks nothing of consuming 20,000 calories a day. Bir sumo güreşçisi günde 20.000 kalori tüketmekten çekinmez. More Sentences |
||||
General | ||||
General | calorie n. | ısın | ||
General | calorie n. | ısı birimi | ||
Chemistry | ||||
Chemistry | calorie n. | kalori (kimyasal simgesi cal) | ||
Chemistry | calorie n. | 1 gr suyun sıcaklığını bir derece yükseltmek için gereken ısı miktarı |