Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | categorical adj. | kesin | ||
She made a categorical statement declaring her innocence. Masum olduğunu beyan eden kesin bir açıklama yaptı. More Sentences |
||||
General | categorical adj. | kategorik | ||
I think that I really need to be categorical and absolute here. Burada gerçekten kategorik ve mutlak olmam gerektiğini düşünüyorum. More Sentences |
||||
General | categorical adj. | açık | ||
General | categorical adj. | kati | ||
General | categorical adj. | kategoriye ait | ||
General | categorical adj. | koşulsuz | ||
General | categorical adj. | kategoriye ait | ||
General | categorical adj. | net | ||
General | categorical adj. | mutlak | ||
Logic | ||||
Logic | categorical adj. | özne, yüklem ve bağdan oluşan ve tek yargı bildiren (önerme) | ||
Logic | categorical adj. | a priori | ||
Logic | categorical adj. | deneyden bağımsız olarak önceden verili (bilgi) | ||
Linguistics | ||||
Linguistics | categorical adj. | ulamsal | ||
Philosophy | ||||
Philosophy | categorical adj. | koşulsuz |