Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | dışarıda olmak | be out v. | ||
Tom is going to be out for a while. Tom bir süre dışarıda olacak. More Sentences |
||||
General | dışarıda olmak | be abroad v. | ||
General | dışarıda olmak | outlie [rare] v. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | içerde iki yolcu, dışarıda sürücü ve uşak olmak üzere toplamda dört kişi taşıyan, üstü açılabilir dört tekerlekli hafif bir at arabası | gladstone n. |
General | geç vakitlere kadar dışarıda olmak/kalmak | stay out until the early hours v. |
Colloquial | ||
Colloquial | (bir şey) için dışarıda olmak | be out for (something) v. |
Idioms | ||
Idioms | gözü dışarıda olmak | have a roving eye v. |