damar - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

damar



Bedeutungen von dem Begriff "damar" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
damar n. ağaç reçinesi
Geography
damar n. kansas eyaletinde şehir

Bedeutungen von dem Begriff "damar" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 31 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
damar vein n.
damar vessel n.
General
damar blood vessel n.
damar bad temper n.
damar streak n.
damar grain n.
damar vein n.
damar core n.
damar run n.
damar vessel n.
damar veining n.
damar vascular adj.
Technical
damar streak n.
damar vessel n.
damar core n.
damar rift n.
Construction
damar veining n.
Mining
damar large n.
damar lode n.
damar load n.
Medical
damar ampulla n.
damar vein n.
Anatomy
damar vasal adj.
damar veinal adj.
Marine Biology
damar duct n.
Botanic
damar vessel n.
Apiculture
damar vein n.
Tobacco
damar stem n.
Geography
damar seam n.
Geology
damar measure n.
Printery
damar streak n.

Bedeutungen, die der Begriff "damar" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kılcal damar capillary vessel n.
ana damar mother lode n.
damar tıkanıklığı embolism n.
damar hastalıkları coronary disease n.
damar (yaprak) string n.
damar (ağaç) streak n.
boyunda bulunan en büyük damar jugular vein n.
damar (ağaç vb) streak n.
damar ameliyatı phlebotomy n.
toplar damar vein n.
yaprakta damar düzeni venation n.
içinden damar geçen yol canal n.
damar ağı veining n.
boyuna damar straight grain n.
küçük damar veinlet n.
eroin enjekte etmek için boş damar arama trainspotting n.
kılcal damar capillary n.
damar bozukluğu vascular disorder n.
kolda veya bacakta bulunan, madde enjekte etmek için elverişli ana damar main-line n.
damar oluşturma veining n.
damar benzeri bir işaret veining n.
damar örüntüsü veining n.
damar çizme veining n.
karışık katmanlı damar yapısı foliation n.
(damar-duvar arasında veya fay boyu görülen) yumuşak killi madde pug n.
fay, damar veya duvar boyu görülebilen yumuşak kil yapılı madde sticking n.
(damar) bir araya gelip birleşmek inosculate v.
damar yolu açmak establish vascular access v.
damar şeklinde dallanmak vein v.
(damar içi enjeksiyon gibi yollarla) vücutta aşırı sıvı toplanmasına sebep olmak overhydrate v.
(damar yolu ile) ilaç uygulamak infuse v.
(damar yolu ile) tedavi uygulamak infuse v.
damar içi intravenous adj.
varisli (damar) varicose adj.
kan damar sistemi haematal adj.
kan damar sistemi hematal adj.
kan damar sistemi hemal adj.
kan damar sistemi haemal adj.
damar içinden intravenously adj.
kılcal damar gibi yayılan capillaceous adj.
ağı anımsatacak şekilde damar veya kaburgaları olan networklike adj.
damar anlamında kullanılan bir ön ek ven- pref.
damar anlamında kullanılan bir ön ek veni- pref.
Proverb
insan çeşit çeşit yer damar damar there's nowt so queer as folk
Colloquial
damar sistemi plumbing n.
Idioms
damar tıkanıklığı veya hasarından kaynaklanan kalp krizi widow maker n.
Institutes
türk kalp ve damar cerrahisi derneği turkish society of cardiovascular surgery n.
Technical
ana damar trunk n.
bükülgen kablo ve kordonların damar renkleri core colors of flexible cables and cords n.
boyuna damar straight grain n.
çıralı damar pitch streak n.
damar ağı veining n.
dalgalı damar wavy cord n.
damar (cam) cord n.
hafif damar light cord n.
ince damar string n.
karışık tabakalı damar banded structure n.
karışık katmanlı damar banded structure n.
kılcal damar capillary n.
portal damar portal vein n.
yoğun damar heavy cord n.
enine damar counter n.
(damar içerisinde kalan) küçük ve kısa kömür dikmesi spurn n.
Computer
damar kablo core n.
Telecom
damar-kılıf dengelemesi core-to-cladding offset n.
damar-kılıf eş eksenliliği core-to-cladding concentricity n.
eş eksenli damar-kılıf core-to-cladding concentricity n.
Textile
damar örgüsü   veining   n.
Woodworking
damar ışını flake n.
Mining
damar veya yatak üzerinde belirgin incelme twitch n.
damar veya yatak üzerinde belirgin incelme pinch n.
altın içeren kuvars damar gold bearing quartz vein n.
ana damar main vein n.
ana damar mother lode n.
ana damara paralel yan birikinti veya damar lateral n.
çapraz damar cross vein n.
değerli taşların içerisindeki bozuk/şekilsiz damar calcedon n.
damar tözü vein ore n.
damar kalınlığı seam thickness n.
dallı damar branched vein n.
damar yatak vein deposit n.
düz damar flat seam n.
enine damar cross-lode n.
ana damardan küçük bir sapma ile ulaşılan damar lateral n.
damar şeklinde olmayıp düzensiz bulunan maden yatağı mass n.
taban kayacındaki ana damardan ayrılan yan damar dropper n.
(damar düzlemindeki alanları ölçmede kullanılan) yaklaşık yarım metrekarelik alan birimi fathom n.
cevhersiz damar dead ground n.
(damar veya tabaka) keşfedip açmak win v.
Medical
koroner atardamarların iç duvarlarından kalsiyum birikintilerini çıkarmaya çalışan tartışmalı bir damar sertliği tedavi yöntemi chelation n.
cilt yüzeyine yakın kırmızı veya mor renkli kılcal damar thread vein n.
anormal damar yapılanması abnormal vascular pattern n.
ana damar main vein n.
arterlerden venlere giden kılcal damar blood capillary n.
aterosklerotik damar hastalığı atherosclerotic vascular disease n.
bağlama (damar) inosculation n.
belli zaman ve hızda damar içine zerk etme infuse n.
beyin damar hastalıkları cerebrovascular disorders n.
beyin damar hastalıkları cerebrovascular diseases n.
çoklu damar hastalığı multivessel disease n.
çapraz damar cross vein n.
damar duvarlarını harekete geçiren vasculomotor n.
damar diziliş ve yayılışı vasculature n.
damar tıkanıklığı infarction n.
damar anomalisi vascular anomaly n.
damar içi pıhtılaşma intravascular coagulopathy n.
damar bağlama ligation n.
damar röntgeni çekimi venography n.
damar geçirgenliği vascular permeability n.
damar açma endarterectomy n.
damar yoluyla erişim vascular access n.
damar bilimi angiology n.
damar çapının küçülüp genişlemesi vasomotion n.
damar oluşumu angiogenezis n.
damar büzücü ilaç vasoconstrictor n.
damar tümörleri vascular tumors n.
damar oluşumu vascularization n.
damar genişlemesi aneurysm n.
damar koyuntusu vascular implant n.
damar sertliği vessel stiffness n.
damar daraltan ilaç veya sinir vasoconstrictor n.
damar büzücü vasoconstrictor n.
damar uru angioma n.
damar iltihabı vasculitis n.
damar duvarının inflamasyonu inflammation of a vessel wall n.
damar implantı vascular implant n.
damar büzülmesi vasoconstriction n.
damar cerrahisi vascular surgery n.
damar genişleten ilaç veya sinir vasodilator n.
damar tıkantısı emboli n.
damar genişletici vasodilator n.
damar hastalıkları vascular diseases n.
damar ışını vascular ray n.
damar büzüp açma vasoactivity n.
damar duvarındaki endotel hücre aktivasyonu ve inflamasyon endothelial cell activation and inflammation in the vessel wall n.
damar sistemi vascular system n.
damar duvarı blood vessel wall n.
damar kesme venipuncture n.
damar ve sinir komplikasyonları neurovascular complications n.
damar hastalığı riski risk of vascular disease n.
damar anatomisi vein anatomy n.
damar genişliğini düzenleyen vasomotor n.
damar içi kateter intravascular catheter n.
damar açıcı ilaç vasodilator n.
damar protezi vascular prosthesis n.
damar içi pıhtılaşması thrombus n.
damar yumağı glomerulus n.
damar sertleşmesi atherosclerosis n.
damar düzeni vasculature n.
damar içi tedavi intravenous therapy n.
damar ağı veining n.
damar tıkantısı embolus n.
damar sıkıştırıcı ilaç astringent drug n.
damar yağ bağlaması atherosclerosis n.
damar (yüzey hatası) seam n.
damar yolu vascular access n.
damar hastalığı vascular disease n.
damar sıkacı tourniquet n.
damar genişlemesi aneurysm n.
damar kesme venepuncture n.
damar kalp ışın çekimi angiocardiography n.
damar sertliği arteriosclerosis n.
damar genişliği vessel width n.
damar ağı plexus n.
damar görüntülenmesi angiography n.
damar görüntüleme angiography n.
damar çeperi vein wall n.
damar duvarı vein wall n.
damar tıkanıklığı embolism n.
damar oluşumu vascularisation n.
damar genişlemesi vasodilatation n.
damar genişlemesi vasodilation n.
damar protezi vessel prosthesis n.
damar tıkanıklığı atherosclerosis n.
damar açımı embolectomy n.
damar tıkanıklığı vascular occlusion n.
damar proliferasyonu vessel proliferation n.
damar büzüp açan vasoactive n.
damar yapısı vascular structure n.
damar içi enjeksiyon intravenous injection n.
damar sertleşmesi arteriosclerosis n.
damar etkinliği vasoactivity n.
damar aşısı vascular grafts n.
damar yolu yetersizliği vascular access failure n.
damar yoluyla enjeksiyon intra venal n.
damar röntgeni venograph n.
femoral damar femoral vein n.
guddelerden sıvı maddeleri nakleden damar duct n.
göğüs kalp ve damar hastalıkları merkezi chest and cardiovascular diseases center n.
göğüs kalp damar cerrahisi cardiothoracic surgery n.
göğüs ve kalp damar cerrahisi thoracic and cardiovascular surgery n.
gözün damar tabakası choroid n.
ince damar venule n.
iskemik beyin damar hastalığı ischemic cerebrovascular disease n.
iatrojenik damar yaralanmaları iatrogenic vascular injuries n.
iç damar zarı endothelium n.
insan umbilikal damar endotel hücreleri human umbilical vein endothelial cells n.
iatrojenik damar yaralanma iatrogenic vascular injury n.
kalp ve damar cerrahisi cardiovascular surgery n.
kalp-damar hastalığı cardiovascular disease n.
kalp ve damar cerrahisi kliniği cardiovascular surgery clinic n.
kalbe giden damar vein leading to the heart n.
kan hücrelerinin damar duvarlarından dokulara sızması diapedesis n.
kalp ve damar uygulamaları cardiovascular applications n.
kapısal damar portal vein n.
kalbe giden damar vein to the heart n.
kalp ve damar hastalıkları cardiovascular diseases n.
kalp damar rahatsızlığı cardiovascular disease n.
kapiller damar hastalığı microangiopathy n.
kalp ve büyük damar anomalileri cardiac and major vascular abnormalities n.
kalp-damar olayları morbidite ve mortalitesi riski yüksek hastalar patients at high risk for cardiovascular morbidity and mortality n.
kalp-damar sistemini koruyucu ilaç cardiovascular protective drug n.
kalp-damar olayları riski taşıyan hastalar patients at risk for cardiovascular events n.
kalp ve damar işlev deneyleri cardiovascular functional tests n.
kılcal damar capillary vessel n.
kemoterapötik ajanların damar dışına kaçması extravasation of chemotherapeutic agents n.
kılcal damar vas capülare n.
kılcal damar direnci capillary resistance n.
kronik hemodiyaliz için damar erişim yolu chronic hemodialysis access n.
kronik yaygın damar içi pıhtılaşma chronic disseminated intravascular coagulopathy n.
koroner damar coronary n.
kollajen damar hastalıkları collagen vascular disease n.
küçük damar capillary vein n.
küçük damar veinlet n.
küçük damar venula n.
küçük damar small vein n.
küçük damar venule n.
Organlarda büyük damar ve sinirlerin akciğerdeki solunum yollarının giriş kapısı hilus n.
prekapiller damar precapillary n.
periferik damar bozukluğu peripheral vascular impairment n.
pıhtılaşmayla damar tıkanması thromboembolism n.
pıhtılı toplar damar yangısı thromb ophlebitis n.
retinal damar hastalığı retinal vascular disease n.
pulmoner damar direnci pulmonary vascular resistance n.
pulmoner damar direnci pulmonary vasculary resistance n.
semptomatik kalp-damar hastalığı symptomatic cardiovascular disease n.
sıçan pulmoner damar yatağı rat pulmonary vascular bed n.
sistemik damar direnci systemic vasculary resistance n.
subsegmental pulmoner damar yapısı subsegmental pulmonary vasculature n.
şişkin damar varicose vein n.
supraorbital damar vena supraorbitalis n.
supraorbital damar supraorbital vein n.
tümörün geliştirildiği yeni damar oluşumu neoangiogenesis n.
tekli-damar hastalığı single-vessel disease n.
tıkalı damar blocked vein n.
tıkalı damar clogged vein n.
üçlü-damar hastalığı triple-vessel disease n.
varisli damar varicose vein n.
ur damar yayılışı tumor vasculature n.
zengin kollateral damar ağı rich network of collateral vessels n.
enjekte edilen bir antijene aşırı duyarlılık sonucu sistemik damar genişlemesinin neden olduğu şok anaphylactic shock n.
enjekte edilen bir antijene aşırı duyarlılık sonucu sistemik damar genişlemesinin neden olduğu şok anaphylaxis n.
damar bilimi angeiology n.
(iç organ, damar, kanal) genişleme ectasia n.
damar bağı ligature n.
damar ameliyatı venotomy n.
dolaşımdaki kanın damar duvarlarına uyguladığı basınç venous pressure n.
kanaması durmayan kesilmiş damar bleeder n.
karaciğer üzerine elle basınç uygulanmasıyla ortaya çıkıp sağ kalp yetmezliğinin göstergesi olan jügüler damar şişmesi hepatojugular reflex n.
retinanın gözün arkasındaki damar tabakasından ayrılması ile meydana gelen görme kaybı detached retina n.
retinanın gözün arkasındaki damar tabakasından ayrılması ile meydana gelen görme kaybı detachment of the retina n.
damar içine verilen madde intravenous n.
damar yoluyla besleme intravenous n.
damar içi anestezi intravenous anesthetic n.
damar yoluyla besleme intravenous feeding n.
damar yoluyla verilen izotonik salin serum saline drip n.
damar bağının damarda yarattığı geçici basınç filopressure n.
bölgede damar genişlemesi ve kan toplanması sonucu kızarıklığın ciltte yayıldığı alan flare n.
yetmezlik çeken damar içerisine iğne ile ilaç enjeksiyonu sayesinde damarı kapatma yöntemi sclerotherapy n.
kan yolunun değiştirilmesini sağlayan bir tür damar kanalı shunt n.
damar daraltıcı madde pressor n.
ufak damar büyümesi sprig n.
çilek şekilli damar beni strawberry haemangioma n.
çilek şekilli damar beni strawberry hemangioma n.
damar açmak breathe a vein v.
kan akışını sağlamak için damar yolu açmak breathe a vein v.
kan almak üzere damar açmak broach v.
(damar içi iğne) vücuda girmek infiltrate v.
(bağırsak, damar, kanal) tıkamak strangulate v.
(bağırsak, damar, kanal) oklüde etmek strangulate v.
açık damar yolu cannulated adj.
damar içi intravascular adj.
damar içi intravenous adj.
damar içi duvarında daralma yapan atherogenic adj.
damar dışına çıkmış (kan elemanları) extravasated adj.
damar biçiminde veined adj.
damar etkin vasoactive adj.
damar biçiminde veinlike adj.
damar büzücü vasoconstrictive adj.
damar sertliğine ait arteriosclerotic adj.
damar ağına ilişkin plexal adj.
şah damar arası intercarotid adj.
tıkanık (damar) embolic adj.
damar içi endovascular adj.
damar dışı extravasate adj.
gözün damar tabakasından ayrılmış (retina) detached adj.
damar büzücü etkisi olan pressor adj.
varisli damar anlamına gelen ön ek varico- pref.
damar anlamında kullanılan bir son ek -vene suf.
damar yoluyla enjeksiyon iv abrev.
Anatomy
kılcal damar capillation [obsolete] n.
gözyaşı bezini üst oftalmik damara boşaltan toplar damar lacrimal vein n.
gözün ön orta kısmında yer alan ve süperiyor oftalmik ven ile açısal veni bağlayan bir damar nasofrontal vein n.
süperfisiyal epigastrik damar bölgesinden başlayan bir toplardamar thoracoepigastric vein n.
süperfisiyal epigastrik damar bölgesinden başlayan bir toplardamar vena thoracoepigastrica n.
tiroid bölgesinde bulunan damar thyroid n.
trakeal damar tracheal vein n.
trakeal damar vena trachealis n.
ana damar trunk n.
kılcal damar topluluğu tuft n.
kılcal damar ucu twig n.
damar hareket bozuklukları vasomotor disorders n.
damar yayı haemal arch n.
damar kat choroid n.
damar sinirleri vasomotor nerves n.
damar bozuklukları vascular troubles n.
damar tabaka ağı grain n.
damar tabaka ağı vein n.
gözün damar tabakasının arka kısmı choroid coat n.
gözün damar tabakasının arka parçası choroid n.
kılcal damar capillary n.
radyal damar radial vein n.
rahim damar ağı uterine plexus n.
vücudun baş kısmından kanı boşaltan büyük damar anterior cardinal vein n.
internal karotid artere eşlik eden bir damar vena cerebri anterior n.
anguler venin devamı olan bir damar anterior facial vein n.
anguler venin devamı olan bir damar vena facialis anterior n.
supraorbital damar ve supratroklear venden oluşan kısa bir damar angular vein n.
supraorbital damar ve supratroklear venden oluşan kısa bir damar vena angularis n.
çene altında bulunan ve alt yüzdeki kanı boşaltan damar anterior jugular vein n.
yükselen boyun arterine eşlik eden ve omurga venine açılan bir damar anterior vertebral vein n.
yükselen boyun arterine eşlik eden ve omurga venine açılan bir damar vena vertebralis anterior n.
azigos damar azygos vein n.
epigastrik damar epigastric vein n.
vajina ile mesane tabanına kan sağlayan damar vaginal artery n.
vajina ile mesane tabanına kan sağlayan damar arteria vaginalis n.
ince damar veinule n.
küçük damar veinule n.
ön kolun radyal kenarı boyunca ilerleyip dirsek yakınındaki sefalik damar ile birleşen bir damar vena cephalica accessoria n.
iki iç serebral toplardamarın birleşmesi ile oluşup sinüs rektusa açılan bir serebral damar vena cerebri magna n.
iki iç serebral toplardamarın birleşmesi ile oluşup sinüs rektusa açılan bir serebral damar great cerebral vein n.
gözün damar tabakasına kan taşıyan iki damardan her biri vena choroidea n.
gözün damar tabakasına kan taşıyan iki damardan her biri choroid vein n.
aynı adı taşıyan artere eşlik eden bir damar vena circumflexa ilium n.
aynı adı taşıyan artere eşlik eden bir damar circumflex iliac vein n.
mesane ven ağına eşlik eden damar vena dorsalis clitoridis profunda n.
dış iliyak vene açılan damar vena epigastrica inferior n.
dış iliyak vene açılan damar inferior epigastric vein n.
büyük safen vene açılan damar vena epigastrica superficialis n.
büyük safen vene açılan damar superficial epigastric vein n.
mide kardiyasındaki venöz kanı boşaltan damar vena gastrica sinistra n.
mide kardiyasındaki venöz kanı boşaltan damar left gastric vein n.
midenin üst yüzeylerindeki damarlar ile birleşip portal damara boşalan damar vena gastrica-dextra n.
midenin üst yüzeylerindeki damarlar ile birleşip portal damara boşalan damar pyloric vein n.
midenin üst yüzeylerindeki damarlar ile birleşip portal damara boşalan damar right gastric vein n.
4. ila 7. posterior interkostal damarların birleşmesiyle oluşan bir damar vena hemiazygos accessoria n.
karaciğeri boşaltan ve ana toplardamara açılan bir damar vena hepatica n.
kıvrık bağırsak, apandis, kör bağırsak ve yükselen kalın bağırsağın al kısmını boşaltan damar vena ileocolica n.
kıvrık bağırsak, apandis, kör bağırsak ve yükselen kalın bağırsağın al kısmını boşaltan damar ileocolic vein n.
gözyaşını bezini boşaltan ve üst göz toplardamarına açılan damar vena lacrimalis n.
dil ve ağız tabanından kanı alan ve iç boyun toplardamarı ve fasiyel damara boşaltan bir damar vena lingualis n.
dil ve ağız tabanından kanı alan ve iç boyun toplardamarı ve fasiyel damara boşaltan bir damar lingual vein n.
kalça eklemleri ve uyluk kaslarını boşaltan damar kollarının birleşmesiyle oluşan bir damar vena obturatoria n.
kalça eklemleri ve uyluk kaslarını boşaltan damar kollarının birleşmesiyle oluşan bir damar obturator vein n.
artkafa bölgesini boşaltan bir damar vena occipitalis n.
artkafa bölgesini boşaltan bir damar occipital vein n.
damak bölgesini boşaltan ve fasiyal damara açılan bir damar vena palatina n.
damak bölgesini boşaltan ve fasiyal damara açılan bir damar palatine vein n.
peroneal arterlere eşlik eden topuktan çıkan ve bacağın arkasına doğru devam eden bir damar vena peroneus n.
peroneal arterlere eşlik eden topuktan çıkan ve bacağın arkasına doğru devam eden bir damar fibular vein n.
peroneal arterlere eşlik eden topuktan çıkan ve bacağın arkasına doğru devam eden bir damar peroneal vein n.
kalp apeksinin yakınından çıkan ve koroner sinüse açılan damar vena posterior ventriculi sinistri n.
kalp apeksinin yakınından çıkan ve koroner sinüse açılan damar posterior vein of the left ventricle n.
subklavyen damar veya dış boyun toplardamarının bir kolu olan toplardamar vena scapularis dorsalis n.
subklavyen damar veya dış boyun toplardamarının bir kolu olan toplardamar dorsal scapular vein n.
sternokleidomastoid kası boşaltan ve iç boyun toplardamarına açılan damar vena sternocleidomastoidea n.
sternokleidomastoid kası boşaltan ve iç boyun toplardamarına açılan damar sternocleidomastoid vein n.
timpanik boşluğu boşaltan ve retromandibular damara açılan bir damar vena stylomastoidea n.
timpanik boşluğu boşaltan ve retromandibular damara açılan bir damar stylomastoid vein n.
kafa derisinin ön kısmını boşaltan damar vena supratrochlearis n.
kafa derisinin ön kısmını boşaltan damar supratrochlear vein n.
karaciğer lobcuklarında bulunan ve karaciğer sinüzoidlerinden kan alan damar dalları venae centrales hepatis n.
(sinir, damar gibi) üst çeneye ait parça maxillary n.
vücudun orta aksında veya bu aksa yakın olan arter, damar, sinir gibi unsurlar median n.
damar ışını medullary ray n.
mezenterik damar meseraic [obsolete] n.
göz kenarından geçen bir damar middle temporal vein n.
(atar ve toplar damar) hemoroidal kısım hemorrhoidal n.
lenfatik damar ağı lumbar plexus n.
lenfatik damar ağı plexus lumbalis n.
karın ve göğüs kaslarına kan taşıyan damar musculophrenic artery n.
obturator damar obturator vein n.
ayaktan kasıklara kadar uzanan, vücuttaki en uzun damar great saphenous vein n.
ince bağırsağın alt ucunu besleyen damar ileal artery n.
fasiyel toplardamar ile bu damarın arka kolunun birleşiminden oluşarak kanı şahdamarına boşaltan damar common facial vein n.
elin arkası ile ön koldaki kanı toplayıp koltukaltı toplardamarına boşaltan damar basilic vein n.
elin arkası ile ön koldaki kanı toplayıp koltukaltı toplardamarına boşaltan damar vena basilica n.
kuyruk sokumunun ucunda bulunan küçük bir damar dokusu kütlesi coccuscoccygeal glands n.
kuyruk sokumunun ucunda bulunan küçük bir damar dokusu kütlesi coccygeal body n.
artere eşlik eden damar vena comes n.
oral ambulakral halkayı madrepor ile birleştiren boru şeklinde damar sand canal [dated] n.
fibular damar fibular vein n.
içine göz küresi ve ilgili kas, damar ve sinirlerin yerleştiği kemik boşluk orbital cavity n.
damar ağı plexure n.
intraventriküler basıncı düzenleyen beyin karıncıklarında bulunan damar ağı plexus choroideus n.
(kalamarda) böbrekten geçerek brankial kalbe ulaşan damar precava n.
prekaval damar precaval n.
pterygoid kasların bölgesinden geçen bir damar ağı pterygoid plexus n.
cinsel organlara kan gönderen atar damar pudendal artery n.
büyük damar kapağı sigmoid valves n.
(omurgalılar) büyük sistemik damar birleşimi ve atriyuma açılma ile oluşan bir kalp odacığı sinus venosus n.
subskapular damar subscapular n.
damar içinde endovenous adj.
damar vasıtasıyla endovenous adj.
damar ile ilgili veinal adj.
damar içi intravascular adj.
Dentistry
(sinir veya damar gibi) dişi besleyen bölüm dental n.
Physiology
hipotalamusta üretilen ve damar yoluyla ön hipofizi uyaran çeşitli hormonlar releasing factor n.
damar felci vasomotor paralysis n.
devingen damar vasomotor n.
damar genişlemesi vaso-dilatation n.
hücre veya damar içine doğru seyreden osmoz endosmosis n.
salgı yayan organ, damar secretories n.
Pathology
soğuk veya stres durumunda parmakların ağrıyıp uyuştuğu damar hastalığı raynauds disease n.
soğuk veya stres durumunda parmakların ağrıyıp uyuştuğu damar hastalığı raynaud's disease n.
damar içi pıhtı oluşumu ile bağlantılı damar iltihabı thrombophlebitis n.
damar dokusunda nadir görülen habis tümör angiosarcoma n.
damar sertleşmesi arterial sclerosis n.
damar sertleşmesi induration of the arteries n.
damar sertleşmesi hardening of the arteries n.
damar sertleşmesi coronary-artery disease n.
damar sertleşmesi arteriosclerosis n.
damar sertleşmesi arteriolosclerosis n.
damar sertleşmesinde kan damarlarının tıkandığı bir aşama arteriosclerosis obliterans n.
damar tıkanıklığında atardamar duvarları içindeki yağın arterleri daralttığı aşama coronary artery disease n.
damar tıkanıklığında atardamar duvarları içindeki yağın arterleri daralttığı aşama atherosclerosis n.
kan akışıyla hareket ederek damar tıkanıklığına neden olan madde embolus n.
damar iç zarında iltihaplanma endophlebitis n.
damar şişkinliği blood spavin n.
aşırı uç konumda yer alması ve varisli damar kapaklarının yetersizliği sebebiyle yavaş iyileşen bir bacak ülseri gravitational ulcer n.
(damar veya organda) fazla kan birikimine yol açmak congest v.
pıhtılaşma sonucu damar tıkanması ile ilişkili thromboembolic adj.
pıhtılaşma sonucu damar tıkanmasının neden olduğu thromboembolic adj.
damar uru olarak bilinen bir tümöre ait veya ilgili angiomatous adj.
damar tıkanıklığından kaynaklanan atherosclerotic adj.
damar tıkanıklığıyla ilgili atherosclerotic adj.
damar tıkanıklığı ile ilgili embolic adj.
Pharmaceutics
burun tıkanıklıklarında tıkanıklık semptomlarını gidermek, göz kaşınmasının tedavisinde ise göz damlalarında kullanılan damar büzücü bir ilaç naphazoline n.
hipertansiyonu tedavi etmek için hidroklorür formunda kullanılan damar genişletici bir ilaç nicardipine n.
koroner damar genişletici görevi görerek hipertansiyon ve göğüs ağrısı tedavisinde kullanılan bir ilaç nifedipine n.
hipertansiyon ve anjina pektoris için reçete edilen tablet formunda damar genişletici bir ilaç markası norvasc® n.
periferik kan damarlarının spazmlarını tedavi etmekte kullanılan bir damar açıcı ilaç tolazoline n.
damar genişletici görevi gören ve ereksiyon bozukluğunun tedavisinde kullanılan bir prostaglandin ilacı alprostadil n.
hipertansiyon ve anjina pektoris için reçete edilen damar genişletici bir hap amlodipine besylate n.
göğüs ağrısı tedavisinde kullanılan damar açıcı bir ilaç amyl nitrate n.
kan damarlarının daralmasına neden olan damar büzücü bir madde angiotensin n.
kan damarlarının daralmasına neden olan damar büzücü bir madde hypertensin® n.
kan damarlarının daralmasına neden olan damar büzücü bir madde angiotonin n.
hipertansiyon, kalp yetmezliği gibi kalp ve damar hastalıklarının tedavisinde kullanılan damar büzücü bir ilaç angiotensin II receptor blocker n.
hipertansiyon, kalp yetmezliği gibi kalp ve damar hastalıklarının tedavisinde kullanılan damar büzücü bir ilaç angiotensin II receptor antagonist n.
hipertansiyon, kalp yetmezliği gibi kalp ve damar hastalıklarının tedavisinde kullanılan damar büzücü bir ilaç angiotensin receptor blocker n.
böbrekte anjiyotensin oluşumunu engelleyen ve damar genişlemesine yol açan bir ace inhibitörü vasotec n.
şiddetli hipertansiyon tedavisinde kullanılan damar genişletici bir ilaç markası hyperstat® n.
kan damarlarının daralmasına neden olan çeşitli damar daraltıcı maddelerden birinin ticari adı hypertensin® n.
(damar) tıkayan ilaç obstruent n.
(damar) tıkayan madde obstruent n.
ileri hipertansiyon tedavisinde kullanılan damar genişletici bir ilaç loniten® n.
ileri hipertansiyon tedavisinde kullanılan damar genişletici bir ilaç rogaine n.
Optics
ağ tabaka içi küçük damar bozuklukları intraretinal microvascular abnormalities n.
Veterinary
şahinlerde küçük solucanlar ve damar yırtılması sonucu kan pıhtılaşması ile karakterize hastalık filanders n.
Chemistry
dinamit benzeri maddelerde, roket iticilerde ve damar genişleten ilaçlarda kullanılan kuvvetli bir patlayıcı sıvı nitroleum n.
dinamit benzeri maddelerde, roket iticilerde ve damar genişleten ilaçlarda kullanılan kuvvetli bir patlayıcı sıvı nitrospan n.
dinamit benzeri maddelerde, roket iticilerde ve damar genişleten ilaçlarda kullanılan kuvvetli bir patlayıcı sıvı trinitroglycerin n.
dinamit benzeri maddelerde, roket iticilerde ve damar genişleten ilaçlarda kullanılan kuvvetli bir patlayıcı sıvı nitrostat® n.
dinamit benzeri maddelerde, roket iticilerde ve damar genişleten ilaçlarda kullanılan kuvvetli bir patlayıcı sıvı glyceryl trinitrate n.
dinamit benzeri maddelerde, roket iticilerde ve damar genişleten ilaçlarda kullanılan kuvvetli bir patlayıcı sıvı trinitroglycerine n.
ergottan elde edilen ve güçlü damar büzücü olan bir alkaloid ergotine n.
Biology
damar düzeni nervuration n.
yapraktaki damar düzeni nervuration n.
böcek kanadındaki damar düzeni nervuration n.
bitkinin yaprağındaki veya böceğin kanadındaki damar düzeni neuration n.
açık tohumlu yaprakların damar yapılarının etrafında bulunan doku transfusion tissue n.
kılcal damar capillary vessel n.
dermal tabakada görülen damar şişliği papilla n.
bitki gövdesi veya kökünün damar demetleri arasındaki parankimatöz doku pith ray n.
kırmızı kan hücrelerinin damar duvarlarında biriktiği kan sludge n.
damar sistemiyle ilgili olmayan nonvascular adj.
Biochemistry
damar sertliği atherosclerosis n.
damar genişletici vasedilator n.
damar daraltıcı vasecenstrieter n.
turunçgillerden elde edilen ve kılcal damar kırılganlığı tedavisinde kullanılan bir glikozit hesperidin n.
hipotalamusta üretilip damar yoluyla ön hipofiz bezine taşınan çeşitli hormonlara verilen ad rh n.
damar içi intravascular adj.
damar- vase- pref.
Zoology
atın toynağındaki ince damar dokularından biri olan trombosit benzeri yapı lamina n.
ışınsal damar radial nervure n.
eklembacaklılarda bulunan kasılabilen bir damar heart n.
şahinlerde küçük solucanlar ve damar yırtılması sonucu kan pıhtılaşması ile karakterize hastalık felanders n.
(sölenterede) iki kanat damarının tam ortasında bulunan ara damar interradius n.
Botanic
mantar, alg, yosun, liken vb. gibi, dokularında lif ve damar bulundurmayan bitkiler cellular plants n.