Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
Phrases | ||
Phrases | durumu olmayan | in bad circumstances expr. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | yemek seçme durumu olmayan öğün | set meal n. |
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | kurumsal olmayan nüfusun işgücü durumu | labour force status of non institutional population n. |
Trade/Economic | belirli bir ürünün satıcı sayısı gibi kısıtlamaları olmayan serbest girişim durumu | multiopoly n. |
Law | ||
Law | dava taraflarıyla ilişkisi olmayan ve bu sebeple tanıklığa engel durumu bulunmayan kimse | disinterested witness n. |
Medical | ||
Medical | (hastanın durumu) stabil olmayan | serious adj. |