equality - Türkisch Englisch Wörterbuch

equality

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "equality" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 17 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
equality n. eşitlik
The challenge of equality is above all the challenge of employment.
Eşitlik sorunu her şeyden önce istihdam sorunudur.

More Sentences
General
equality n. eşitlik
The promotion of equality between men and women could serve as an example of this.
Kadın-erkek eşitliğinin teşvik edilmesi buna bir örnek teşkil edebilir.

More Sentences
Law
equality n. eşitlik
If they do not practise equality, they do not receive any money.
Eğer eşitliği uygulamazlarsa, hiç para alamazlar.

More Sentences
General
equality n. eşlik
equality n. aynılık
equality n. seviye
equality n. akranlık
equality n. denklik
equality n. müsavat
equality n. (yüzeyde) düzgünlük
Law
equality n. müsavat
Technical
equality n. tektiplik
equality n. bir örneklik
Medical
equality n. ekualite
Math
equality n. denklem
Geography
equality n. illinois eyaletinde yerleşim yeri
equality n. alabama eyaletinde şehir

Bedeutungen, die der Begriff "equality" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 80 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
sexual equality n. cinsel eşitlik
Legislation on sexual equality in the workplace goes back thirty years.
İşyerinde cinsel eşitliğe ilişkin mevzuat otuz yıl öncesine dayanmaktadır.

More Sentences
equality of rights n. hakların eşitliği
It is important, for this reason, that this dialogue should be engaged in on the basis of equality of rights.
Bu nedenle bu diyaloğun hak eşitliği temelinde yürütülmesi önemlidir.

More Sentences
Trade/Economic
economic equality n. ekonomik eşitlik
That is not the way to achieve equal pay and economic equality.
Eşit ücret ve ekonomik eşitliği sağlamanın yolu bu değildir.

More Sentences
Politics
gender equality n. cinsiyet eşitliği
Progress has definitely been made on the question of gender equality, even if it is two steps forward and one step back.
İki adım ileri bir adım geri olsa da, cinsiyet eşitliği konusunda kesinlikle ilerleme kaydedilmiştir.

More Sentences
Philosophy
principle of equality n. eşitlik ilkesi
The first is democratisation and the principle of equality - of crucial importance, in my view.
Bunlardan ilki demokratikleşme ve eşitlik ilkesidir; bana göre bu ilkeler hayati önem taşımaktadır.

More Sentences
General
equality theory n. eşitlik teorisi
equality before the law n. hukukta eşitlik
race equality n. ırk eşitliği
equality of women and men n. kadın erkek eşitliği
equality constraint n. eşitlik kısıtı
equality of oppinions-chances n. fırsat eşitliği
formal equality n. biçimsel eşitlik
equality of arms n. silahların eşitliği
sexual equality n. cinsiyet eşitliği
equality-minded adj. eşitlik bilincine sahip
equality-minded adj. eşitlik bilincine sahip
on an equality with (someone) adv. anlaşmış vaziyette (birisiyle)
on an equality with prep. eşit (birisiyle)
on an equality with prep. müsavi
on an equality with prep. eşit olarak
Phrases
on an equality with a person expr. anlaşmış vaziyette
on an equality with a person expr. biriyle eşit
on an equality with a person expr. müsavi
Colloquial
equality state n. wyoming
Trade/Economic
equality vs. efficiency tradeoff n. eşitlik ve etkinlik arasında denge
equality in opportunity n. fırsat eşitliği
factor price equality n. faktör fiyat eşitliği
saving-investment equality n. tasarruf-yatırım eşitliği
investment-saving equality n. yatırım tasarruf eşitliği
Law
equality before the law n. hukuk önünde eşitlik
equality of woman and man n. kadın erkek eşitliği
equality under the law n. kanunlar önünde eşitlik
equality before the law n. kanunlar önünde eşitlik
equality under the law n. kanun önünde eşitlik
equality before the law n. kanun önünde eşitlik
equality of arms principle n. silahların eşitliği ilkesi
equality before the law n. yasa önünde eşitlik
equality under the law n. yasalar önünde eşitlik
equality under the law n. yasa önünde eşitlik
equality before the law n. yasalar önünde eşitlik
Politics
un entity for gender equality and the empowerment of women n. bm cinsiyet eşitliği ve kadının güçlendirilmesi birimi
un entity for gender equality and the empowerment of women n. bm cinsiyet eşitliği ve kadının güçlendirilmesi birimi
justice and equality party n. hak ve eşitlik partisi
rights and equality party n. hak ve eşitlik partisi (hepar)
racial equality n. ırksal eşitlik
committee on equality of opportunity for women and men n. kadın erkek fırsat eşitliği komisyonu
equality of arms n. kuvvetlerin eşitliği
equality of votes n. oyların eşitliği
social equality n. sosyal adalet
social equality n. sosyal eşitlik
equality of arms n. tarafların eşitliği
social equality n. toplumsal eşitlik
equality and human rights commission n. eşitlik ve insan hakları komisyonu
commission for racial equality (cre) n. ırk eşitliği komisyonu
commission for racial equality (cre) n. (britanya'da) 1976'da çıkarılan ırk ilişkilileri yasası'nın uygulanması için oluşturulmuş, üyelerini içişleri bakanı'nın atadığı on dört kişilik bir komisyon
cre (commission for racial equality) abrev. ırksal eşitlik komisyonu
core (congress of racial equality) abrev. ırksal eşitlik kongresi
core (congress of racial equality) abrev. ırk eşitliği kongresi
Institutes
congress of racial equality n. ırksal eşitlik kongresi
congress of racial equality n. ırk eşitliği kongresi
core (congress of racial equality) abrev. ırksal eşitlik kongresi
core (congress of racial equality) abrev. ırk eşitliği kongresi
Technical
equality unit n. eşitlik birimi
Computer
equality unit n. eşitlik birimi
equality constraint n. eşitlik kısıtı
Lighting
equality of contrast photometer n. karşıtlık eşlemeli ışıkölçer
equality of brightness photometer n. parıltı eşlemeli ışıkölçer
Aeronautic
economic equality n. ekonomik kalite
Psychology
point of subjective equality n. öznel eşitlik noktası
Math
equality relation n. eşitlik bağıntısı
parseval's equality n. parseval eşitliği
Social Sciences
equality of opportunity n. fırsat eşitliği
gender equality n. kadın erkek eşitliği
marriage equality n. evlilik eşitliği
marriage equality n. eşit evlilik
societal gender equality n. toplumsal cinsiyet eşitliği
Linguistics
equality in adjectives n. sıfatlarda eşitlik
equality in adverbs n. zarflarda eşitlik
Geography
equality state n. abd'nin batısında yer alan bir eyalet
Star Wars
garden of equality n. eşitlik bahçesi