eril - Türkisch Englisch Wörterbuch

eril

Bedeutungen von dem Begriff "eril" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
eril masculine adj.
The historical division into masculine and feminine worlds persists, however, both in Eastern and in Western Europe.
Ancak hem Doğu hem de Batı Avrupa'da eril ve dişil dünyalar arasındaki tarihsel bölünme devam etmektedir.

More Sentences
Linguistics
eril masculine adj.
Every noun in Portuguese is either masculine or feminine.
Portekizcede her isim ya eril ya da dişildir.

More Sentences
eril masculine gender n.

Bedeutungen, die der Begriff "eril" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 49 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
o (eril) him pron.
The seven heavens, the earth, and whosoever in them, exalt Him.
Yedi gök, ve onların içindekiler O'nu yücelterek anarlar.

More Sentences
onun (eril) him pron.
It would appear that we have had some influence on him.
Görünüşe göre onun üzerinde biraz etkimiz olmuş.

More Sentences
kendi (eril) him [dialect] pron.
I would like to congratulate him.
Kendisini tebrik etmek isterim.

More Sentences
onunla (eril) him pron.
When I first met him he was an Ulivo representative.
Onunla ilk tanıştığımda Ulivo temsilcisiydi.

More Sentences
bizzat kendisi (eril) himself pron.
He himself did it.
Bizzat kendisi yaptı.

More Sentences
kendi kendine (eril) himself pron.
As a child, my father was quite fond of talking to himself.
Çocukken babam kendi kendine konuşmayı çok severdi.

More Sentences
Common Usage
eril nişanlı fiancé n.
General
eril sözcük masculine n.
eril cins masculine n.
eril birey male person n.
kelimeleri erilleştiren veya eril olduklarını belirten son hece/ek masculine ending n.
onlar (eril) hims n.
onları (eril) hims n.
eril birey mother's son n.
eril/dişil olmayan neuter adj.
aşırı eril ultramasculine adj.
eril olmayan unmasculine adj.
eril kendisi himself pron.
eril o he pron.
kendisi (eril) him [dialect] pron.
bizatihi (eril) himself pron.
kendinde olarak (eril) himself pron.
yardımsız (eril) himself pron.
önemli kimse (eril) himself [ireland] [scotland] [uk] pron.
normal hali (eril) himself pron.
kendi (eril) himselve [obsolete] pron.
kendisi (eril) himselve [obsolete] pron.
o (eril) hin [dialect] [uk] pron.
(eril) onunki his pron.
Colloquial
eril açıklama mansplaining n.
güney amerika kültürünün geleneksel, tutucu, eril özelliklerini taşıyan kimse good old boy [southern us] n.
Technical
eril kromozom y chromosome n.
Medical
kısırlıkta eril genetik etkenler infertility-male genetic factors n.
Psychology
dişi ve eril yan arketipi syzygy n.
Biology
eril özelliklerle nitelenen eşey kromozom y-chromosome n.
dişi organizmalarca eril özelliklerin benimsenmesi imposex n.
olgun eril özelliklere sahip gerontomorphic adj.
Astrology
eril (burç) masculine adj.
Social Sciences
eril tahakküm male dominance n.
eril kültür masculine culture n.
eril üstünlük inancı phallocentrism n.
eril yaklaşımı önemseme phallocentrism n.
Literature
hem eril hem dişil common adj.
Linguistics
eril ve dişil hali aynı olan kelime epicene n.
eril anlamı veren ön ek andr- pref.
eril anlamı veren ön ek andro- pref.
Religious
eril hristiyanlık muscular christianity n.
Philosophy
eril vatanseverliğin dişil eşdeğeri matriotism n.
Slang
eril tip dude-bro n.