Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
face
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Bedeutungen von dem Begriff
"face"
im Türkisch Englisch Wörterbuch : 148 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
Common Usage
1
Common Usage
face
n.
yüz
2
Common Usage
face
n.
hal
3
Common Usage
face
n.
sima
4
Common Usage
face
n.
ön
5
Common Usage
face
n.
tavır
6
Common Usage
face
n.
yüz ifadesi
7
Common Usage
face
n.
çehre
8
Common Usage
face
n.
surat
9
Common Usage
face
v.
yüzleşmek
10
Common Usage
face
v.
göğüs germek
11
Common Usage
face
v.
bakmak
12
Common Usage
face
v.
yüzünü dönmek
13
Common Usage
face
v.
yönelmek
14
Common Usage
face
v.
karşı olmak
15
Common Usage
face
v.
yüz yüze gelmek
General
16
General
face
n.
üst taraf
17
General
face
n.
görünüş
18
General
face
n.
satıh
19
General
face
n.
şekil
20
General
face
n.
sima
21
General
face
n.
faça
22
General
face
n.
ayna
23
General
face
n.
onur
24
General
face
n.
mine (saatte)
25
General
face
n.
hal
26
General
face
n.
düzey
27
General
face
n.
küstahlık
28
General
face
n.
cephe
29
General
face
n.
surat
30
General
face
n.
resimli taraf
31
General
face
n.
tavır
32
General
face
n.
kadran
33
General
face
n.
çehre
34
General
face
n.
biçim
35
General
face
n.
arın
36
General
face
n.
itibar
37
General
face
n.
eda
38
General
face
n.
üst
39
General
face
n.
bet
40
General
face
n.
yüz ifadesi
41
General
face
n.
ön
42
General
face
n.
yüz
43
General
face
n.
ön taraf
44
General
face
n.
esas yüz
45
General
face
n.
dış görünüş
46
General
face
n.
yüzey
47
General
face
n.
ön yüz
48
General
face
n.
ekşi yüz
49
General
face
n.
yüzünü buruşturma
50
General
face
n.
yüzünü ekşitme
51
General
face
n.
makyaj
52
General
face
n.
taklit amaçlı yapılan yüz makyajı
53
General
face
n.
prestij
54
General
face
n.
başkalarının gözündeki değer
55
General
face
n.
özgüven
56
General
face
n.
yüzsüzlük
57
General
face
n.
küstahlık
58
General
face
n.
arsızlık
59
General
face
n.
utanmazlık
60
General
face
n.
bir nesnenin en önemli veya belirgin yüzü
61
General
face
n.
ön yüz
62
General
face
n.
(kumaş) doğru yüz
63
General
face
n.
madeni paranın yüzü
64
General
face
n.
madeni paranın ön yüzü
65
General
face
n.
yüz buruşturma
66
General
face
n.
dudak bükme
67
General
face
n.
hoşnutsuzluk ifadesi
68
General
face
n.
maske
69
General
face
n.
saat kadranı
70
General
face
n.
(belge) baskılı yüz
71
General
face
n.
hedefin farklı renklere boyanmış skor yüzeyi
72
General
face
n.
teşhir edilen meyve veya sebzelerin üst veya alt katmanı
73
General
face
n.
kesici bir aletin kenarı
74
General
face
n.
(golf sopası, çekiç) vurma yüzeyi
75
General
face
n.
yüzleşme
76
General
face
n.
kişi
77
General
face
n.
birey
78
General
face
v.
karşı koymak
79
General
face
v.
yüzünü yontup düzeltmek (taşın)
80
General
face
v.
karşılamak
81
General
face
v.
bakmak
82
General
face
v.
karşı olmak
83
General
face
v.
görmek
84
General
face
v.
dayanmak (bir duruma)
85
General
face
v.
göze almak
86
General
face
v.
karşı karşıya olmak
87
General
face
v.
karşı karşıya gelmek
88
General
face
v.
tahammül etmek
89
General
face
v.
yüzünü dönmek
90
General
face
v.
karşısında olmak
91
General
face
v.
katlanmak
92
General
face
v.
yüz yüze gelmek
93
General
face
v.
göğüs germek
94
General
face
v.
yüzyüze gelmek
95
General
face
v.
kaplamak
96
General
face
v.
astarlamak
97
General
face
v.
nazır olmak
98
General
face
v.
yönelmek
99
General
face
v.
karşı çıkmak
100
General
face
v.
-e dönmek
101
General
face
v.
yüzünü -e doğru döndürmek
102
General
face
v.
dönmek
103
General
face
v.
ön yüzü belirli bir yöne çevrilmek
Colloquial
104
Colloquial
face
n.
sol anahtarındaki notaları hatırlamak için kullanılan bir ipucu (f, a, c ve e)
Trade/Economic
105
Trade/Economic
face
v.
karşısında durmak
Technical
106
Technical
face
n.
yüzey
107
Technical
face
n.
yüz
108
Technical
face
n.
sıcak veya soğuk hava kütüğü ızgarası
109
Technical
face
v.
örtmek
110
Technical
face
v.
yüzeyini farklı bir malzemeyle kaplamak
111
Technical
face
v.
kenarlarını farklı bir malzemeyle kaplamak
112
Technical
face
v.
pürüzsüz hale getirmek için yüzeyini işlemek
Mechanic
113
Mechanic
face
n.
alın
114
Mechanic
face
n.
çark dişlisinin eğim yüzeyi dışına taşan hareketli yüzey bölümü
115
Mechanic
face
n.
kasnağın veya dişlinin uçtan uca genişliği veya uzunluğu
Textile
116
Textile
face
n.
(kumaş, deri) doğru yüz
Woodworking
117
Woodworking
face
n.
küstere tabanı
Automotive
118
Automotive
face
n.
yüz
Marine
119
Marine
face
n.
pervane kanadının kıç veya kıça yakın tarafı
Mining
120
Mining
face
n.
madenin sonu
121
Mining
face
n.
tünelin sonu
122
Mining
face
n.
madenin cevher çıkarılan bölümü
Dentistry
123
Dentistry
face
n.
azı dişinin öğütme yüzeyi
Math
124
Math
face
n.
yüz
Geometry
125
Geometry
face
n.
geometrik bir katı cismin düzlemsel yüzeyi
Physics
126
Physics
face
n.
bir kristalin veya başka bir katı cismin düz yüzeylerinden biri
Astrology
127
Astrology
face
n.
burcun üçte birlik bölümü
128
Astrology
face
n.
burcun on derecelik boylamı
Forestry
129
Forestry
face
n.
(ağaçta) reçine kesiği
Geology
130
Geology
face
n.
ayak
131
Geology
face
n.
(kaya) açıkta kalan yüz
132
Geology
face
n.
kaya yüzeyi
133
Geology
face
n.
kristal yüzeyi
134
Geology
face
n.
topografya
Military
135
Military
face
v.
emir vererek birliklerin yönünü değiştirmek
Sport
136
Sport
face
v.
(buz hokeyinde hakem) oyunu başlatmak için pakı rakip takımlar arasına bırakmak
137
Sport
face
v.
(buz hokeyinde hakem) pakı rakip takımlar arasına bırakarak oyunu başlatmak
Card
138
Card
face
n.
oyun kartının resimli yüzü
139
Card
face
n.
resimli iskambil kartı
140
Card
face
v.
(kart oyunu) kartın ön yüzünü çevirmek
Bookbindery
141
Bookbindery
face
n.
kitabın ön yüzü
142
Bookbindery
face
n.
kitap kapağının ön yüzü
Printery
143
Printery
face
n.
yazı karakterinin baskı yüzeyi
144
Printery
face
n.
yazı tipi tarzı, tasarımı ve boyutu
145
Printery
face
n.
tipten yapılan baskı
Archaic
146
Archaic
face
n.
görüş
147
Archaic
face
n.
mevcudiyet
Mountaineering
148
Mountaineering
face
n.
dağın dik yamacı
Bedeutungen, die der Begriff
"face"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
Common Usage
1
Common Usage
face-to-face
adj.
yüz yüze
2
Common Usage
face to face
adv.
yüz yüze
3
Common Usage
face-to-face
adv.
yüz yüze
General
4
General
upstream face
n.
memba yüzü
5
General
open face sandwich
n.
tek dilim sandviç
6
General
face towel
n.
yüz havlusu
7
General
making face
n.
surat asma
8
General
a long face
n.
ekşi yüz
9
General
slap in the face
n.
tokat
10
General
face cream
n.
yüz kremi
11
General
side face
n.
profil
12
General
picnic face
n.
piknik yüz
13
General
face guard
n.
yüz koruyucu
14
General
athletic face
n.
atletik yüz
15
General
face down
n.
yüzüstü
16
General
false face
n.
maske
17
General
pulley face
n.
kasnak yüzü
18
General
face off
n.
yüzleşme
19
General
face mask
n.
yüz maskesi
20
General
making face
n.
surat etme
21
General
window face
n.
pencere yüzü
22
General
three levels of the face
n.
yüzün üç basamağı
23
General
color of the face
n.
bet beniz
24
General
face perception
n.
yüz algısı
25
General
face amnesia
n.
gördüğü yüzleri hatırlayamama
26
General
face validity
n.
görünüş geçerliliği
27
General
clock face
n.
kadran
28
General
price for seeing the bride’s face
n.
yüz görümlüğü
29
General
human face
n.
insan yüzü
30
General
slap in the face
n.
şamar
31
General
volte face
n.
cephe değiştirme
32
General
heading face
n.
ilerleme alnı
33
General
face pack
n.
yüz temizleme kremi
34
General
colour of the face
n.
beniz
35
General
face down
n.
ters
36
General
smiling face
n.
güler yüz
37
General
half face
n.
profil
38
General
face off
n.
çarpışma
39
General
face down
n.
yüzükoyun
40
General
face soap
n.
sabun
41
General
cleavage face
n.
yarılma yüzü
42
General
face powder
n.
pudra
43
General
a face as long as a fiddle
n.
suratı iki karış
44
General
face fungus
n.
yüz mantarı
45
General
lateral face
n.
yanal yüz
46
General
three levels of the face
n.
çehrenin
47
General
the face of a asthenic person
n.
astenik yüz
48
General
door face
n.
kapı yüzü
49
General
sullen face
n.
asık surat
50
General
face value
n.
ön değer
51
General
face stone
n.
kesme taş
52
General
face amnesia
n.
yüz körlüğü
53
General
about face
n.
geriye dön emri
54
General
face to face meeting
n.
yüzyüze görüşme
55
General
face to face talk
n.
yüzyüze konuşma
56
General
baby face
n.
bebekyüz
57
General
face down
n.
arka yüz
58
General
face plate
n.
önyüz
59
General
poker face
n.
duygularını belli etmeyen yüz
60
General
poker face
n.
ifadesiz yüz
61
General
bold face
n.
koyu renk ile yazılmış
62
General
bold face
n.
koyu yazı tonu
63
General
line in one's face
n.
yüzündeki çizgi
64
General
angelic face
n.
melek yüz
65
General
line in the face
n.
yüzdeki çizgi
66
General
real face
n.
gerçek yüzü
67
General
a face like thunder
n.
sinirli bir yüz ifadesi
68
General
familiar face
n.
tanıdık yüz
69
General
a familiar face
n.
tanıdık bir yüz
70
General
straight face
n.
ifadesiz surat
71
General
straight face
n.
gülmeyen surat
72
General
face value
n.
görünür değer
73
General
face value
n.
üzerinde yazılı değer
74
General
face value
n.
dış görünüşe göre değer
75
General
working face
n.
esas yüz
76
General
exposed face
n.
görünen yüz
77
General
exposed face
n.
çıplak yüz
78
General
front face
n.
ön yüz
79
General
about-face
n.
eskiden savunduğunun tersini savunmaya başlama
80
General
bold-face
n.
kabalık
81
General
face-value
n.
itibari kıymet
82
General
face-guard
n.
miğfer
83
General
face-lift
n.
estetik ameliyat
84
General
face-off
n.
yüzleşme
85
General
face-pack
n.
yüz maskesi
86
General
face-to-face meeting
n.
yüzyüze görüşme
87
General
face-lifting
n.
yenileme
88
General
face-to-face talk
n.
yüzyüze konuşma
89
General
face-pack
n.
güzellik maskesi
90
General
door-in-the-face technique
n.
yüzdeki kapı tekniği adı verilen bir tür ikna etme yöntemi
91
General
face-lifting
n.
estetik ameliyat
92
General
face area
n.
ön yüz
93
General
face side
n.
işlenmiş yüz
94
General
face side
n.
görünür yüz
95
General
face side
n.
yüz
96
General
inner face
n.
iç yüz
97
General
market face
n.
kerestenin esas yüzü
98
General
washing hands and face
n.
el yüz yıkama
99
General
face lotion
n.
yüz losyonu
100
General
face-to-face contact
n.
birebir temas
101
General
face-to-face communication
n.
yüz yüze iletişim
102
General
face to face contact
n.
yüz yüze temas
103
General
face to face contact
n.
bire bir temas
104
General
meat face
n.
surat şeklinde hazırlanmış domuz jambonu
105
General
angry face
n.
kızgın surat
106
General
angry face
n.
kızgın yüz
107
General
smile on the face
n.
yüzde gülümse
108
General
smile on the face
n.
yüzdeki gülümseme
109
General
ugly face
n.
çirkin surat
110
General
dark face
n.
karanlık yüz
111
General
the dark face of something
n.
bir şeyin karanlık yüzü
112
General
face-to-face interview method
n.
yüzyüze görüşme yöntemi
113
General
ski face mask
n.
kar maskesi
114
General
face veil
n.
peçe
115
General
very ugly face
n.
tipi kayık
116
General
a stony face
n.
taş gibi ifadesiz yüz
117
General
face time
n.
birlikte/beraber geçirilen zaman
118
General
face time
n.
fazla mesai ile harcanan zaman
119
General
face time
n.
(yüz yüze/bire bir) görüşme zamanı
120
General
face time
n.
ekranda görünme zamanı
121
General
criminal's face
n.
suçlunun yüzü
122
General
science of face reading
n.
yüz okuma bilimi
123
General
art of face reading
n.
yüz okuma sanatı
124
General
face reading
n.
yüz okuma
125
General
mysterious face
n.
gizemli yüz
126
General
mysterious face
n.
esrarengiz yüz
127
General
volte face
n.
yüz seksen derecelik dönüş
128
General
face soap
n.
yüz sabunu
129
General
face soap
n.
tuvalet sabunu
130
General
face soap
n.
banyo sabunu
131
General
clock face
n.
saat kadranı
132
General
face modeling
n.
yüz modelleme
133
General
face painting
n.
yüz boyama
134
General
open face sandwich
n.
tek dilim/açık sandviç
135
General
blank face
n.
ifadesiz surat/yüz
136
General
smiling face
n.
gülümseyen yüz
137
General
face firming cream
n.
yüz sıkılaştırıcı krem
138
General
rock face
n.
sarp kayalık
139
General
cliff-face
n.
bir kayalığın/uçurumun dik yüzü
140
General
cliff face
n.
bir kayalığın/uçurumun dik yüzü
141
General
round face
n.
yuvarlak yüz
142
General
back face
n.
arka yüz
143
General
pimply face
n.
sivilceli surat
144
General
pimply face
n.
sivilceli yüz
145
General
spotty face
n.
sivilceli yüz
146
General
spotty face
n.
sivilceli surat
147
General
small face
n.
küçük yüz
148
General
acceptable face
n.
bir şeyin olumlu veya mantıklı yanı
149
General
acceptable face
n.
kabul edilebilir yan
150
General
acceptable face
n.
kabul edilebilir özellik
151
General
acceptable face
n.
makul özellik
152
General
face flannel
n.
yüz havlusu
153
General
face of a
n.
kadran
154
General
face of a chart
n.
tablonun basılı yüzeyi
155
General
face of a map
n.
haritanın basılı yüzeyi
156
General
face saver
n.
bir kimsenin itibarını koruyan hareket
157
General
face saving
n.
bir kimsenin itibarını koruyan hareket
158
General
face time
n.
televizyonda kısa süre görünme
159
General
face time
n.
kısa görüşme
160
General
face time
n.
önemli biriyle yapılan kısa görüşme
161
General
face-plant
n.
yüzüstü yere düşme
162
General
face-plant
n.
yüzüstü düşme
163
General
face-saver
n.
kimsenin itibarını koruyan şey
164
General
whey-face
n.
benzi atmış kimse
165
General
whey-face
n.
soluk benizli kimse
166
General
wry face
n.
hafifçe dudak bükme
167
General
wry face
n.
küçümseyerek yüz buruşturma
168
General
hatchet face
n.
ince ve sivri suratlı kimse
169
General
hatchet-face
n.
ince ve sivri suratlı kimse
170
General
moon face
n.
dolgun ve yuvarlak surat
171
General
face-lift
n.
yenileme işlemi
172
General
face-lift
n.
onarım işlemi
173
General
face-lift
n.
yeni hale getirme
174
General
face-lift
n.
renovasyon
175
General
game face
n.
oyun öncesi bir sporcunun kararlılık ve konsantrasyon gösteren yüz ifadesi
176
General
game face
n.
sahte yüz ifadesi
177
General
game face
n.
gerçek duyguları gizleyen yüz ifadesi
178
General
long face
n.
üzgün surat
179
General
long face
n.
asık yüz
180
General
long face
n.
umutsuz yüz ifadesi
181
General
long face
n.
ciddi yüz ifadesi
182
General
volte-face
n.
politika değişikliği
183
General
volte-face
n.
tutum değişikliği
184
General
volte-face
n.
prensip değişikliği
185
General
volte-face
n.
bakış açısında değişiklik
186
General
volte-face
n.
siyaset değişikliği
187
General
volte-face
n.
çark etme
188
General
fleeten face
n.
korkudan sararmış yüz
189
General
fleeten face
n.
korkak kimse
190
General
fleeten face
n.
ödlek kimse
191
General
pudding face
n.
bazlama surat
192
General
pudding face
n.
ablak surat
193
General
pudding face
n.
geniş ve dolgun yüz
194
General
face reveal
n.
bir internet fenomeninin ilk kez yüzünü göstermesi
195
General
poker face
n.
donuk yüzlü kimse
196
General
poker face
n.
duyarsız tavır
197
General
poker face
n.
vurdumduymaz ifade
198
General
come face to face
v.
karşı karşıya gelmek
199
General
pull a long face
v.
suratını asmak
200
General
put a bold face on
v.
zor bir durum karşısında cesaret göstermek
201
General
pull a long face
v.
yüzünden düşen bin parça olmak
202
General
come face to face
v.
burun buruna gelmek
203
General
pull a face at
v.
surat asmak
204
General
make a face
v.
yüzünü gözünü buruşturmak
205
General
be wiped off the face of the earth
v.
yeryüzünden silinmek
206
General
face the music
v.
bir problemle karşı karşıya olduğunu kabullenmek
207
General
make face
v.
surat etmek
208
General
lose face
v.
itibarını kaybetmek
209
General
come face to face
v.
yüz yüze gelmek
210
General
put a bold face on it
v.
erkekliğe toz kondurmamak
211
General
lie face downwards
v.
yüzükoyun yatmak
212
General
cut off one's nose to spite one's face
v.
pire için yorgan yakmak
213
General
have a poker face
v.
belli etmemek
214
General
fly in the face of
v.
hiçe saymak
215
General
face up to difficulties
v.
güçlüklere göğüs germek
216
General
show one's face
v.
gözükmek
217
General
make a face
v.
surat etmek
218
General
lose face
v.
küçük düşmek
219
General
save one's face
v.
yiğitliğe leke sürmemek
220
General
face the issue
v.
bir durumu olduğu gibi kabul edip ona göre davranmak
221
General
make a face
v.
suratını buruşturmak
222
General
be black in the face
v.
çok kızmak
223
General
not to have the face to
v.
yüzü olmamak
224
General
pull a long face
v.
suratından düşen bin parça olmak
225
General
make a sour face
v.
yüzünü buruşturmak
226
General
have the face to do something
v.
yüzü tutmak
227
General
look someone in the face
v.
birinin yüzüne bakmak
228
General
have the face to
v.
cüret etmek
229
General
lose face
v.
bozulmak
230
General
save face
v.
görünüşü kurtarmak
231
General
show one's face
v.
kendini göstermek
232
General
fall flat on one's face
v.
kapaklanmak
233
General
pull a long face
v.
surat asmak
234
General
have the face
v.
yüzü tutmak
235
General
tell his fault to his face
v.
ayıbını yüzüne vurmak
236
General
face up to difficulties
v.
zorluklara göğüs germek
237
General
wash one's hands and face
v.
elini yüzünü yıkamak
238
General
lose face
v.
saygınlığını yitirmek
239
General
show one's face
v.
insan içine çıkmak
240
General
pull a face
v.
surat asmak
241
General
slap in the face
v.
tokat atmak
242
General
meet face to face
v.
yüzleşmek
243
General
pull a face
v.
surat etmek
244
General
save face
v.
başını dik tutmak
245
General
tell one to one's face
v.
birinin yüzüne karşı söylemek
246
General
dash water on one's face
v.
yüzüne su çarpmak
247
General
make face
v.
somurtmak
248
General
go black in the face
v.
çok kızmak
249
General
make a face
v.
somurtmak
250
General
save one's face
v.
itibarını zedeleyebilecek bir durumdan yüzünün akıyla çıkmak
251
General
face with
v.
yüzyüze gelmek
252
General
make a sour face
v.
surat asmak
253
General
face off
v.
yüz yüze gelmek
254
General
cut off one's nose to spite one's face
v.
papaza kızıp oruç bozmak
255
General
make face
v.
surat asmak
256
General
face court
v.
mahkemeye çıkmak
257
General
face down
v.
karşısındakini sindirmek
258
General
turn red in the face
v.
mosmor kesilmek
259
General
show one's face
v.
görünmek
260
General
face charges in court
v.
mahkemede yargılanacak olmak
261
General
make a wry face
v.
yüzünü ekşitmek
262
General
make a wry face
v.
yüzünü buruşturmak
263
General
talk face to face
v.
yüz yüze görüşmek
264
General
talk face to face
v.
yüzyüze görüşmek
265
General
talk face to face
v.
yüzyüze konuşmak
266
General
speak face to face
v.
yüzyüze konuşmak
267
General
meet face to face
v.
yüzyüze görüşmek
268
General
make a face
v.
burun kıvırmak
269
General
make a face
v.
burun bükmek
270
General
make a face
v.
dudak bükmek
271
General
stuff one's face with food
v.
ziftlenmek
272
General
make a face
v.
memnuniyetsizlik göstermek
273
General
face a problem
v.
bir sorunla karşılaşmak
274
General
face a difficulty
v.
güçlükle karşılaşmak
275
General
face the difficulties
v.
zorluklarla karşılaşmak
276
General
face a problem
v.
problemle karşılaşmak
277
General
have an expression on one's face
v.
yüzünde ifade olmak
278
General
bury one's face in the pillow
v.
yüzünü yastığa gömmek
279
General
face difficulty
v.
zorda kalmak
280
General
face a problem
v.
sorunla karşılaşmak
281
General
face the difficulties
v.
güçlüklerle karşılaşmak
282
General
face a problem
v.
bir problemle karşılaşmak
283
General
face oppression
v.
baskı yaşamak
284
General
say it to one's face
v.
yüzüne söylemek
285
General
stand face to face
v.
yüzleşmek
286
General
set one's face against
v.
muhalefet etmek
287
General
talk face to face with
v.
yüz yüze konuşmak
288
General
set one's face against
v.
ısrarlı biçimde karşı çıkmak
289
General
talk face to face
v.
yüz yüze konuşmak
290
General
talk someone face to face
v.
yüz yüze konuşmak
291
General
look around for a familiar face
v.
tanıdık bir yüz aramak
292
General
make a face
v.
yüzünü buruşturmak
293
General
(one's face) to glow
v.
yüzüne renk gelmek
294
General
(one's face) go red
v.
yüzü kızarmak
295
General
(one's face) flush
v.
yüzü kızarmak
296
General
(one's face) flame
v.
yüzü kızarmak
297
General
(one's face) redden
v.
yüzü kızarmak
298
General
make a face
v.
surat yapmak
299
General
talk face to face
v.
karşılıklı konuşmak
300
General
face a danger
v.
tehlike yaşamak
301
General
turn one's face away
v.
yüzünü çevirmek
302
General
wash face
v.
yüz yıkamak
303
General
keep a straight face
v.
duyguları yüzüne yansımamak
304
General
keep a straight face
v.
duygularını açığa vurmamak
305
General
keep a straight face
v.
ciddi kalmak
306
General
keep a straight face
v.
ciddi durmak
307
General
face dilemma
v.
çelişki yaşamak
308
General
wash one's face
v.
yüzünü yıkamak
309
General
look at one's face
v.
yüzüne bakmak
310
General
face crisis
v.
kriz yaşamak
311
General
talk face to face
v.
karşılıklı görüşmek
312
General
discuss face to face
v.
karşılıklı görüşmek
313
General
stare at one's face
v.
yüzüne bakmak
314
General
face joint
v.
düşmek
315
General
make a face
v.
suratını ekşitmek
316
General
face problems
v.
sorunlarla karşılaşmak
317
General
face problems
v.
problemlerle karşılaşmak
318
General
face-lift
v.
düzeltmek
319
General
face-lift
v.
güzelleştirmek
320
General
pull a face
v.
yüzünü buruşturmak
321
General
lose face
v.
karizmayı çizdirmek
322
General
face the music
v.
bedel ödemek
323
General
laugh in someone's face
v.
birinin burnuna gülmek
324
General
laugh in someone's face
v.
birinin suratına gülmek
325
General
laugh in someone's face
v.
suratına gülüp geçmek
326
General
face the music
v.
diyet ödemek
327
General
be helpless in the face of death
v.
ölüm karşısında çaresiz olmak
328
General
one's face cloud over
v.
bozulmak
329
General
one's face cloud over
v.
(yüz vb) parlaklığını yitirmek
330
General
one's face cloud over
v.
(yüz vb) buruşmak
331
General
wear a face of
v.
yüz ifadesi takınmak
332
General
wear a face of
v.
surat ifadesi takınmak
333
General
face the same problem
v.
aynı problemle karşılaşmak
334
General
face the same problem
v.
aynı problem ile karşılaşmak
335
General
face with the same situation
v.
aynı durum ile karşılaşmak
336
General
rub the cream into one's face
v.
kremi yüzüne sürmek
337
General
(one's face) to wrinkle
v.
yüzü kırışmak
338
General
(one's face) get wrinkled
v.
yüzü kırışmak
339
General
spit in one's face
v.
yüzüne tükürmek
340
General
face a team
v.
bir takımla karşılaşmak
341
General
spit in one's face
v.
suratına tükürmek
342
General
face with
v.
karşı karşıya bulunmak
343
General
face with
v.
karşı karşıya kalmak
344
General
face the facts
v.
gerçeklerle yüzleşmek
345
General
face the fact
v.
gerçekle yüzleşmek
346
General
face up to the past
v.
geçmişle yüzleşmek
347
General
sit face to face
v.
karşılıklı oturmak
348
General
sleep face up
v.
sırtüstü uyumak
349
General
face the reality
v.
gerçekle yüzleşmek
350
General
face the fact
v.
hakikatle yüzleşmek
351
General
face the reality
v.
hakikatle yüzleşmek
352
General
face the past
v.
geçmişle yüzleşmek
353
General
face his/her past
v.
geçmişiyle yüzleşmek
354
General
wry face
v.
hafifçe dudak bükmek
355
General
face the risk of
v.
riskiyle karşı karşıya kalmak
356
General
face the risk of
v.
riskiyle burun buruna gelmek
357
General
face the risk of
v.
tehlikesiyle karşılaşmak
358
General
shut the door in someone's face
v.
kapıyı yüzüne kapatmak
359
General
shut the door in someone's face
v.
kapıyı suratına kapatmak
360
General
shut the door in his face
v.
kapıyı yüzüne kapatmak
361
General
shut the door in his face
v.
kapıyı suratına kapatmak
362
General
face the truth
v.
gerçekle yüzleşmek
363
General
sleep face down
v.
yüzükoyun uyumak
364
General
face oneself
v.
kendiyle yüzleşmek
365
General
face oneself
v.
kendisiyle yüzleşmek
366
General
face heavy criticism
v.
ağır eleştirilere maruz kalmak
367
General
tell something to one's face
v.
yüzüne söylemek
368
General
a ... look to come over someone's face
v.
(yüzü/suratı) ifadesine bürünmek
369
General
face death
v.
ölümle yüzleşmek
370
General
shoot someone in the face
v.
birisini suratından vurmak
371
General
scratch one’s face
v.
yüzünü tırmalamak
372
General
remember one's face
v.
yüzünü hatırlamak
373
General
see the expression on one’s face
v.
yüzündeki ifadeyi görmek
374
General
shoot in the face
v.
suratından vurmak
375
General
shoot in the face
v.
yüzünden vurmak
376
General
blow smoke in one's face
v.
dumanı suratına üflemek
377
General
wipe from the face of the earth
v.
yeryüzünden silinmek
378
General
take matters at face value
v.
konuyu olduğu gibi değil göründüğü gibi ele almak
379
General
cup one's face in his/her hands
v.
ellerinin arasına yüzünü/başını koymak/gömmek
380
General
make a face
v.
surat asmak
381
General
punch someone directly in the face
v.
yüzünün ortasına yumruğu patlatmak
382
General
face-plant
v.
Motosiklet, bisiklet, kayak gibi faaliyetler esnasında şiddetle düşerek kafayı yere çarpmak
383
General
pull a long face
v.
yüzünü asmak
384
General
face an obstacle
v.
engele takılmak
385
General
face a problem
v.
bir sorun ile karşılaşmak
386
General
face an audience
v.
topluluk karşısına çıkmak
387
General
stroke someone's face
v.
birinin yüzünü okşamak
388
General
face a trouble
v.
bir sorunla karşılaşmak
389
General
face trial
v.
yargılanmak
390
General
face the problem squarely
v.
sorunla doğrudan yüzleşmek
391
General
face famine
v.
kıtlıkla karşılaşmak
392
General
face famine
v.
kıtlıkla yüz yüze olmak
393
General
face famine
v.
kıtlık çekmek
394
General
face (a thing) out
v.
cesurca yüzleşmek
395
General
hide the face from
v.
gözden kaçırmak
396
General
make the face to shine upon
v.
şükretmek
397
General
face (a thing) out
v.
(bir konuyu) açık yüreklilikle ortaya koymak
398
General
hide the face from
v.
bağışlamak
399
General
make the face to shine upon
v.
merhametli olmak
400
General
hide the face from
v.
memnun olmamak
401
General
hide the face from
v.
verilen lütfu geri almak
402
General
face-plant
v.
yüzüstü yere kapaklanmak
403
General
gain face
v.
etki kurmak
404
General
gain face
v.
itibar oluşturmak
405
General
purple in the face
adj.
öfkeli
406
General
as plain as the nose on your face
adj.
besbelli
407
General
purple in the face
adj.
alı al moru mor
408
General
as plain as the nose on your face
adj.
apaçık
409
General
face saving
adj.
itibarını kurtarmaya yarayan
410
General
baby face
adj.
bebek yüzlü
411
General
as plain as the nose on your face
adj.
açık seçik
412
General
as plain as the nose on your face
adj.
bariz
413
General
as plain as the nose on your face
adj.
gün gibi ortada
414
General
face-to-face
adj.
dolaysız
415
General
face-to-face
adj.
şahsen
416
General
face-saving
adj.
vaziyeti kurtaran
417
General
en face
adj.
doğrudan
418
General
en face
adj.
karşıdan
419
General
wrinkled-face
adj.
suratı kırışık
420
General
wrinkled-face
adj.
yüzü kırışık
421
General
wrinkled-face
adj.
kırışık suratlı
422
General
wrinkled-face
adj.
kırışık yüzlü
423
General
same-face
adj.
benzer yüzlü
424
General
same-face
adj.
yüzü benzeyen
425
General
face-tuned
adj.
yüz ayarlı
426
General
tallow-face
adj.
soluk benizli kimse
427
General
tallow-face
adj.
soluk cildi olan kimse
428
General
in-your-face
adj.
sert
429
General
in-your-face
adj.
agresif
430
General
face-saving
adj.
bir kimsenin itibarını koruyan
431
General
face-saving
adj.
bir kimsenin itibarını korumayı amaçlayan
432
General
on the face of it
adv.
görünüşte
433
General
on the face of it
adv.
görünüşe bakılırsa
434
General
face downwards
adv.
yüzükoyun
435
General
face to face
adv.
karşı karşıya
436
General
bang in the face
adv.
tam yüzüne
437
General
in the face of all men
adv.
çevreye karşı
438
General
to somebody's face
adv.
yüzüne karşı
439
General
at face value
adv.
göründüğü gibi
440
General
his face
adv.
yüzüne karşı
441
General
on the face of it
adv.
dış görünüşe bakılırsa
442
General
in the face of day
adv.
açıkça
443
General
face downwards
adv.
yüzüstü
444
General
on the face of it
adv.
görünüşe göre
445
General
to my face
adv.
yüzüme karşı
446
General
in the face of danger
adv.
tehlike karşısında
447
General
to one's face
adv.
yüzüne
448
General
face-down
adv.
yüzükoyun
449
General
in the face of such a situation
adv.
böyle bir durum karşısında
450
General
bang in the face
adv.
suratının ortasına
451
General
face-up
adv.
yüzü yukarıya bakacak şekilde
452
General
face up
adv.
yüzü yukarıya bakacak şekilde
453
General
in face of
prep.
rağmen
454
General
on the face of
prep.
görünüşe göre
455
General
in face of
prep.
karşısında
456
General
in the face of
prep.
huzurunda
457
General
in the face of
prep.
dikkate alarak
458
General
in the face of
prep.
karşısında
459
General
in the face of
prep.
rağmen
460
General
in the face of
prep.
karşında
461
General
on the face of
prep.
görünüşüne göre
462
General
on the face of
prep.
karşısında
463
General
in the face of
prep.
yüzüne karşı
464
General
your face, my canvas
expr.
senin yüzün, benim tuvalim
Phrasals
465
Phrasals
face up to
v.
kabullenmek
466
Phrasals
dab something on one's face
v.
yüzüne (krem vb) sürmek
467
Phrasals
dab something onto one's face
v.
yüzüne (krem vb) sürmek
468
Phrasals
face forward
v.
yüzünü dönmek
469
Phrasals
face forward
v.
önüne bakmak
470
Phrasals
face forward
v.
yüzü öne bakacak şekilde konumlandırmak
471
Phrasals
face forward
v.
düz konumlandırmak
472
Phrasals
face forward
v.
öne doğru konumlandırmak
473
Phrasals
face someone or something forward
v.
birini/bir şeyi öne (arkaya, sağa, sola) çevirmek
474
Phrasals
face someone or something forward
v.
birinin/bir şeyin ön yüzünü (arka yüzünü, yan yüzünü) çevirmek
475
Phrasals
face someone or something forward
v.
birini/bir şeyi düz (ters, yan) çevirmek
476
Phrasals
face someone or something forward
v.
birinin/bir şeyin düzünü (tersini, yanını) çevirmek
477
Phrasals
face into (something)
v.
(bir şeye) doğru dönmek
478
Phrasals
face into (something)
v.
yüzünü (bir şeye) doğru çevirmek
479
Phrasals
face into (something)
v.
yüzünü (bir şeye) dönmek/vermek
480
Phrasals
face into (something)
v.
önünü (bir şeye) dönmek/vermek
481
Phrasals
face into (something)
v.
birini/bir şeyi (bir şeye) bakacak şekilde döndürmek
482
Phrasals
face into (something)
v.
birinin/bir şeyin yüzünü (bir şeye) doğru çevirmek
483
Phrasals
face (someone or something) into something
v.
(birini/bir şeyi) bir şeye bakacak şekilde döndürmek
484
Phrasals
face (someone or something) into something
v.
(birinin/bir şeyin) yüzünü bir şeye doğru çevirmek
485
Phrasals
face off
v.
karşılaşmaya başlamak
486
Phrasals
face off
v.
karşılaşmak
487
Phrasals
face off
v.
karşı karşıya gelmek
488
Phrasals
face off
v.
yüzleşmek
489
Phrasals
face off
v.
'-e karşı yarışmak
490
Phrasals
face off
v.
'-e karşı mücadele etmek
491
Phrasals
face off
v.
karşılaşma başlatmak
492
Phrasals
face off
v.
iki kişi arasında karşılaşma düzenlemek
493
Phrasals
face off
v.
iki kişiyi karşı karşıya getirmek
494
Phrasals
face off
v.
ikili mücadele başlatmak
495
Phrasals
face off
v.
bazı spor dallarında (buz hokeyi) iki rakip oyuncu arasında top atarak karşılaşmayı/mücadeleyi başlatmak
496
Phrasals
face off
v.
başlama vuruşu yapmak
497
Phrasals
face off
v.
başlama vuruşuyla başlamak (hokey)
498
Phrasals
face off
v.
birbirine meydan okumak
499
Phrasals
face off
v.
zıtlaşmak
500
Phrasals
face off
v.
cepheleşmek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of face
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy