fishing - Türkisch Englisch Wörterbuch

fishing

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "fishing" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 9 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
fishing n. balık tutma
Therefore, only if there is a woman fishing will there be large catches of fish once more.
Bu nedenle, ancak bir kadın balık tutarsa bir kez daha büyük balık avları olacaktır.

More Sentences
General
fishing n. balık avcılığı
Predatory fishing becomes the norm.
Yağmacı balık avcılığı norm haline gelmektedir.

More Sentences
fishing n. balık avı
It's a place where Sami goes fishing.
Orası Sami'nin balık avına çıktığı yer.

More Sentences
fishing n. balıkçılık
Norway and Iceland have good fishing stocks and they are not part of the common fisheries policy.
Norveç ve İzlanda iyi balıkçılık rezervlerine sahiptir ve ortak balıkçılık politikasının bir parçası değildirler.

More Sentences
Fishery
fishing n. balıkçılık
This is the absolute limit of industrial fishing.
Bu, endüstriyel balıkçılığın mutlak sınırıdır.

More Sentences
fishing n. balık tutma yeri
Tom knows all the best fishing spots.
Tom en iyi balık tutma yerlerini bilir.

More Sentences
Marine
fishing n. balık dalyanı
Petrol
fishing n. tahlisiye
Fishery
fishing n. balık avlanma yeri

Bedeutungen, die der Begriff "fishing" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 330 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
fishing line n. olta
The fisherman cast the fishing line into the water.
Balıkçı oltayı suya attı.

More Sentences
fishing vessel n. balıkçı gemisi
There are too few fish for too many fishing vessels and the proposed regulations need to be judged in this context.
Çok sayıda balıkçı gemisi için çok az balık var ve önerilen düzenlemelerin bu bağlamda değerlendirilmesi gerekiyor.

More Sentences
fishing rod n. olta
There’s a new long fishing rod in the shop.
Dükkanda yeni bir uzun olta var.

More Sentences
General
fishing policy n. balıkçılık politikası
Regional advisory councils are vital to the future of a sustainable EU fishing policy.
Bölgesel danışma konseyleri, sürdürülebilir bir AB balıkçılık politikasının geleceği açısından hayati önem taşımaktadır.

More Sentences
fishing boat n. balıkçı teknesi
The fishing boat that had been missing returned to its port safely.
Kaybolan balıkçı teknesi güvenli bir şekilde limanına döndü.

More Sentences
fishing industry n. balıkçılık
It is an unbalanced reform which keeps the fishing industry of some countries intact.
Bazı ülkelerin balıkçılık endüstrisini sağlam tutan dengesiz bir reformdur.

More Sentences
coastal fishing n. kıyı balıkçılığı
We agree with the rapporteur's observation that attention must be paid to small-scale coastal fishing.
Raportörün küçük ölçekli kıyı balıkçılığına dikkat edilmesi gerektiği yönündeki gözlemine katılıyoruz.

More Sentences
fishing village n. balıkçı köyü
Fishing villages on the coast that have lost their old source of income will probably be happy to join in.
Kıyıdaki eski gelir kaynaklarını kaybetmiş olan balıkçı köyleri de muhtemelen katılmaktan mutluluk duyacaklardır.

More Sentences
fishing rod n. balık oltası
There’s a new long fishing rod in the shop.
Mağazada yeni bir uzun balık oltası var.

More Sentences
go out fishing v. balığa çıkmak
He likes to go out fishing alone.
Tek başına balığa çıkmayı sever.

More Sentences
go fishing v. balığa çıkmak
Did you catch anything the last time you went fishing?
En son balığa çıktığında bir şey yakaladın mı?

More Sentences
go fishing v. balığa gitmek
The girls went fishing today, Alla caught a big one.
Kızlar bugün balığa gittiler, Alla büyük bir tane yakaladı.

More Sentences
Trade/Economic
small-scale fishing n. küçük ölçekli balıkçılık
A few problems remain, however, especially for small-scale fishing and traditional fishing.
Bununla birlikte, özellikle küçük ölçekli balıkçılık ve geleneksel balıkçılık için birkaç sorun devam etmektedir.

More Sentences
Insurance
fishing vessel n. balıkçı teknesi
The total number of fishing vessels is 17,475.
Balıkçı teknelerinin toplam sayısı 17,475’tir.

More Sentences
Textile
fishing vest n. balıkçı yeleği
Tom put on his fishing vest and hat and headed for the door.
Tom balıkçı yeleğini ve şapkasını giydi ve kapıya yöneldi.

More Sentences
Marine
fishing boat n. balıkçı teknesi
When I was thirteen, my dad bought me my own fishing boat.
On üç yaşımdayken babam bana kendi balıkçı teknemi aldı.

More Sentences
Marine Biology
fishing capacity n. balıkçılık kapasitesi
The EU has the fourth largest fishing capacity in the world.
AB dünyanın en büyük dördüncü balıkçılık kapasitesine sahiptir.

More Sentences
fishing ground n. balıkçılık alanı
Then there is the important matter of access to fishing grounds.
Bir de balıkçılık alanlarına erişim gibi önemli bir mesele var.

More Sentences
fishing fleet n. balıkçılık filosu
There have been no adequate supervisory programmes, and there has been no desire to place limits upon fishing fleets.
Yeterli denetim programları oluşturulmamış ve balıkçılık filolarına sınırlama getirme arzusu gösterilmemiştir.

More Sentences
fishing region n. balıkçılık bölgesi
We have allocated aid to the fishing regions and aid to the border regions.
Balıkçılık bölgelerine yardım ve sınır bölgelerine yardım tahsis ettik.

More Sentences
fishing effort n. balıkçılık çabası
On fishing effort limitation, the principle of proportionality must apply.
Balıkçılık çabalarının sınırlandırılması konusunda orantılılık ilkesi uygulanmalıdır.

More Sentences
fishing gear n. balıkçılık aracı
It certainly has a technical dimension in that fishing gear is not selective enough.
Balıkçılık araçlarının yeterince seçici olmamasının kesinlikle teknik bir boyutu vardır.

More Sentences
Fishery
fishing line n. olta
The fisherman cast the fishing line into the water.
Balıkçı oltayı suya fırlattı.

More Sentences
fishing grounds n. avlanma alanları
Deep-sea stocks are fished stocks caught in waters beyond the main fishing grounds of continental shelves.
Derin deniz rezervleri, kıta sahanlıklarının ana avlanma alanlarının ötesindeki sularda avlanan rezervlerdir.

More Sentences
fishing pole n. olta
I saw Tom and Mary carrying their fishing poles and tackle boxes.
Tom ve Mary'yi oltalarını ve takım kutularını taşırken gördüm.

More Sentences
Geography
deep-sea fishing n. derin deniz balıkçılığı
In order to implement in practice an effort limitation, we need deep-sea fishing licences.
Çaba sınırlamasını pratikte uygulayabilmek için derin deniz balıkçılığı lisanslarına ihtiyacımız var.

More Sentences
coastal fishing n. kıyı balıkçılığı
I ask you to support my amendments to extend the exclusive coastal fishing zone to 24 miles.
Münhasır kıyı balıkçılık bölgesinin 24 mile çıkarılmasına yönelik değişiklik teklifimi desteklemenizi rica ediyorum.

More Sentences
General
sponge fishing n. süngercilik
fishing pole n. olta kamışı
commercial fishing n. ticari balıkçılık
fishing installation n. kuzuluk
fishing line n. olta gemisi
amateur fishing n. amatör balıkçılık
fishing line n. balık oltası
fishing worm n. balık yemi
large fishing net n. ablatya
fishing zone n. balık avlama alanı
fishing tackle n. olta takımı
fishing opportunity n. avlanma kotası
fishing permit n. balık ruhsatı
fishing boat n. balıkçı kayığı
fishing season n. balık avlama mevsimi
fry fishing n. yavru balık avcılığı
fishing weir n. kuzuluk
fishing net n. balık ağı
pearl fishing n. inci avı
fishing pole n. kamış
fishing tackle n. balıkçı takımı
sports fishing n. eğlence balıkçılığı
fishing rod n. olta çubuğu
fishing rod n. kamış
fishing boat n. balıkçı gemisi
fishing trap n. kuzuluk
recreational fishing n. hobi balıkçılığı
fishing smack n. alamana
fishing gear n. balıkçılık tertibatı
five pointed fishing hook n. çarpma
fixed installation for fishing n. kuzuluk
fishing rod n. olta kamışı
sports fishing n. amatör balıkçılık
fishing effort n. av gücü
fishing line n. olta ipi
amateur fishing n. sportif balıkçılık
fishing gear n. balık
fishing station n. balıkçı evi
fishing gear n. avlanma
fishing rod n. balık avlama kamışı
fishing line n. misina
fishing port n. balıkçı limanı
culture fishing n. kültür balıkçılığı
fishing town n. balıkçı kasabası
by-catch of the fishing n. balıklarla birlikte yakalananlar
fresh-water fishing n. tatlı su balıkçılığı
multi-hooked fishing line n. parakete
handline fishing n. olta balıkçılığı
hand-line fishing n. olta balıkçılığı
line fishing n. olta balıkçılığı
fishing rig n. balık avı malzemesi
fishing gear n. balık avı malzemesi
fishing tackle n. balık avı malzemesi
fishing rig n. balık avlama malzemesi
fishing gear n. balık avlama malzemesi
fishing rig n. balıkçı malzemesi
fishing rig n. olta takımı
fishing tackle n. balık avlama malzemesi
fishing gear n. olta takımı
fishing rig n. balıkçı takımı
fishing tackle n. balıkçı malzemesi
fishing gear n. balıkçı takımı
fishing gear n. balıkçı malzemesi
fishing risk n. balıkçılık riski
fishing risk n. balık avı rizikosu
ice fishing n. buzda balık avı
fishing village n. geçimini balıkçılıkla sağlayan köy
fishing village n. balıkçılıkla geçinen köy
small fishing boat n. küçük balıkçı kayığı
fishing neighbourhood n. balıkçı mahallesi
a fishing pole and bait n. bir olta ve yem
fishing worm n. olta solucanı
fishing hat n. balıkçı şapkası
fishing rod n. balık tutma oltası
yo-yo tsuri (yo-yo fishing) n. bir tür japon su balonu
get caught in fishing net v. ağa takılmak
escape the fishing line v. oltadan kurtulmak
escape from the fishing rod v. oltadan kurtulmak
get rid of the fishing rod v. oltadan kurtulmak
cast a fishing line v. olta atmak
Idioms
fishing expedition n. olta veya zarf atma
a fishing expedition n. zarf atma
bottom fishing n. öldüm fiyatına almaya çalışma
bottom fishing n. en düşük fiyatı kovalama
bottom fishing n. en düşük fiyatı araştırma
bottom fishing n. ölücülük
a fishing expedition [us] n. olta atma
a fishing expedition [us] n. var mı yok mu/doğru mu değil mi diye araştırma
Speaking
I like fishing expr. balık tutmaktan hoşlanıyorum
I like fishing expr. balık tutmayı seviyorum
I don't like fishing expr. ben balık tutmayı sevmem
Trade/Economic
deep-sea fishing n. açık deniz balıkçığı
fishing risk n. balık avı rizikosu
bottom fishing (wall street slang) n. borsanın düşmesi sonrası değeri düşen hisse senetlerinin satın alınması
small-scale fishing n. küçük balıkçılık
bottom-fishing n. (hisse senedini) dip fiyattan satın alma
Law
right of fishing n. balık avlama hakkı
fishing expedition [us] n. suçlayıcı bilgi toplamak üzere yapılan araştırma
fishing expedition [us] n. (delil toplama amaçlı) genel araştırma
Politics
fishing zone n. balıkçılık bölgesi
Institutes
department of resource management and fishing structures n. kaynak yönetimi ve balıkçılık yapıları daire başkanlığı
common fishing and sea policy n. ortak balıkçılık ve deniz politikası
Insurance
fishing risk n. balık avlama rizikosu
fishing tackle insurance n. balık avlanma malzemesi sigortası
insurance of fishing tackle n. balık avlanma malzemesi sigortası
Technical
fishing net n. balıkçı ağı
electric fishing machine n. elektrikli balık tutma makinesi
Computer
gone fishing expr. balığa gitti
Textile
fishing nets n. balık ağları
fishing vest n. balıkçıların giydiği kolsuz yelek
Marine
net fishing method n. ağ ile balıkçılık yöntemi
offshore fishing port n. açık deniz balıkçı limanı
prohibition of fishing n. balıkçılık yasağı
fishing port planning n. balıkçı barınağı planlaması
fishing port n. balıkçı barınağı
medium scale improvement works of fishing port n. balıkçı barınakları için orta ölçekli iyileştirme çalışmaları
facilities for improving fishing port environment n. balıkçı barınağı çevresi gelişimi için tesisler
fishing port development planning n. balıkçı barınağı gelişme planı
large scale improvement works of fishing port n. balıkçı barınaklarındaki büyük ölçekli iyileştirme çalışmaları
preservation facilities for fishing vessels n. balıkçılık araçlarını koruma yolları
fishing port area n. balıkçı barınağı alanı
productivity of fishing ground n. balıkçılık sahasının verimliliği
preparation for fishing voyage n. balıkçılık seferi için hazırlanma
land for fishing port facilities n. balıkçı barınağı tesisleri için alan
sport fishing n. balıkçılık sporları
sport fishing enterprise n. balıkçılık spor girişimi
land for fishing port n. balıkçı barınağı için alan
fishing vessel n. balıkçı teknesi
fishing port facilities n. balıkçı barınağı tesisleri
repairing yard for fishing vessels n. balıkçılık teknelerinin onarımında kullanılan tersanesi
fishing port district n. balıkçı barınağı bölgesi
fishing smack n. balıkçı teknesi
purification plant for fishing port n. balıkçı barınakları için arıtma tesisi
base for fishing voyage n. balıkçılık seferi yapılan alan
fishing port cleaning facilities n. balıkçı barınağı temizleme tesisleri
first-class fishing port n. birinci sınıf balıkçı barınağı
maintenance facilities for fishing vessel and gear n. çekek yeri tesisleri
miscellaneous fishing method n. çeşitli balıkçılık yöntemleri
fourth-class fishing port n. dördüncü sınıf balıkçı barınağı
second-class fishing port n. ikinci sınıf balıkçı limanı
partial improvement works of fishing port n. kısmi balıkçı barınaklarını iyileştirilme işlemleri
non-powered fishing boat n. motorsuz balıkçı kayığı
powered fishing boat n. motorlu balıkçı kayığı
angling fishing method n. olta ile balık tutma yöntemi
specially designated the third-class fishing port n. özel olarak düzenlenmiş üçüncü sınıf balıkçı limanı
beach fishing n. sahil balıkçılığı
seashore fishing n. sahil balıkçılığı
leisure fishing n. serbest balıkçılık
leisure fishing boat n. serbest balıkçı botu
planning of development of fishing ground in shallow water n. sığ deniz balıkçılığını geliştirme planı
aquaculture and fishing port engineering n. su ürünleri ve balıkcı barınağı mühendisliği
long term fishing port development planning n. uzun dönemli balıkçı barınağı geliştirme planlaması
third-class fishing port n. üçüncü sınıf balıkçı limanı
artificial island fishing port n. yapay ada balıkçı barınağı
acoustic fishing method n. yankı balıkçılık yöntemi
Biology
fishing tube n. bir tür deney tüpü
fishing tube n. sıvı içerisindeki mikroskobik cisimleri ayıran cam tüp
Marine Biology
fishing gear n. av aracı
fishing rate n. avcılık oranı
fishing ban n. av yasağı
fishing area n. av alanı
fishing period n. avcılık dönemi
fishing time n. av süresi
fishing time n. av zamanı
instantaneous rate of fishing mortality n. anlık balıkçılık ölüm oranı
deap sea fishing n. açık deniz balıkçılığı
poison fishing n. ağı balıkçılığı
fishing spread n. ağız genişliği
fishing height n. ağız yüksekliği
active fishing n. aktif balıkçılık
instantaneous fishing mortality n. anlık balıkçılık ölümü
fishing success n. av başarısı
fishing depth n. av derinliği
fishing efficiency n. av etkinliği
fishing right n. av hakkı
fishing season n. av mevsimi
fishing intensity n. av yeğinliği
fishing pressure n. avcılık baskısı
fishing unit n. avcılık birimi
fishing light n. avcılık ışığı
fishing mortality n. avcılık ölümü
fishing power n. avlama gücü
fishing place n. avlak
fishing period n. balıkçılık dönemi
fishing zone n. balıkçılık kuşağı
effectiveness of fishing n. balıkçılık etkinliği
fishing pressure n. balıkçılık baskısı
fishing regulations n. balıkçılık düzenlemeleri
fishing industry n. balıkçılık endüstrisi
law of fishing n. balıkçılık yasası
closed area for fishing n. balıkçılığa kapalı alan
fishing community n. balıkçı topluluğu
graham's great law of fishing n. balıkçılığın büyük yasası
fishing pattern n. balıkçılık şekli
fishing harbour n. barınak
fishing vessel n. balıkçı teknesi
fishing pattern n. balıkçılık kalıbı
fishing waters n. balık suları
fishing intensity n. balıkçılık yoğunluğu
fishing mortality n. balıkçılık ölümü
law of fishing n. balıkçılık kuralı
fishing capacity n. balıkçılık yeteneği
individual fishing quota n. bireysel balıkçılık kotası
experimental fishing n. deneysel balıkçılık
dynamite fishing n. dinamit avcılığı
hand fishing n. elle avcılık
electro-fishing n. elektrikle balıkçılık
maximum fishing mortality threshold n. en yüksek balıkçılık ölüm eşiği
optimum fishing capacity n. en iyi balıkçılk yeteneği
opportunistic fishing n. fırsatçı balıkçılık
feasibility fishing n. fizibilite balıkçılığı
traditional fishing zone n. geleneksel balıkçılık kuşağı
effective fishing effort n. etkin balıkçılık çabası
relative fishing power n. göreceli balıkçılık gücü
index fishing n. gösterge avcılığı
aimed fishing n. hedef av
mobile fishing gear n. hareketli av aracı
target fishing capacity n. hedeflenen balıkçılık kapasitesi
ghost fishing n. hayalet avcılık
pier fishing n. iskele balıkçılığı
maximum fishing mortality threshold n. maksimum balıkçılık ölüm eşiği
mechanical fishing intensity n. mekanik çaba
liberalised fishing n. liberal balıkçılık
seasonal fishing mortality rate n. mevsimsel balıkçılık ölüm oranı
exclusive fishing zone n. münhasır balıkçılık bölgesi
optimum fishing capacity n. optimum balıkçılık yeteneği
passive fishing n. pasif balıkçılık
raft fishing n. sal balıkçılığı
cyanide fishing n. siyanür balıkçılığı
cyanide fishing n. siyanid balıkçılığı
sport fishing n. spor balıkçılığı
continuous fishing n. sürekli balıçılık
otter fishing n. susamuru balıkçılığı
drift fishing n. sürüklenme balıkçılığı
ground fishing n. taban balıkçılığı
fishing by foot n. toplayıcılık
free fishing n. ücretsiz avcılık
surface fishing n. yüzey avcılığı
poison fishing n. zehir balıkçılığı
surface fishing n. yüzey balıkçılığı
Zoology
fishing cat n. balıkçı kedi
fishing spider n. balıkçıl örümcek
fishing worm n. solucan
fishing worm n. yersolucanı
Fishery
thread-line fishing n. olta balıkçılığı
over-fishing n. aşırı balıkçılık
fishing kit n. balıkçı seti
fishing net n. balık ağı
fishing net n. balıkçı ağı
fishing nets n. balık ağları
ice fishing n. buz balıkçılığı
fishing hook n. çatal iğne
fishing line n. çaparı
fishing ground n. dalyan
deep drop fishing n. derin su avcılığı
electric fishing machine n. elektrikli balık tutma makinesi
small fishing boat n. foroz kayığı
seine-haul fishing n. gırgır balıkçılığı
seine fishing n. gırgır balıkçılığı
large fishing net n. ığrıp
fishing-rod n. kamış olta
fishing line n. olta iplik
fishing rod n. olta kamışı
longline fishing n. paragat avcılığı
fly fishing n. sinek balıkçılığı
fly fishing n. sinek balıkçılığı
fly fishing n. sinek oltacılığı
fly fishing n. sinekleri kullanarak yapılan balıkçılık
fly fishing n. sineklerin yem olarak kullanıldığı bir balıkçılık türü
fly fishing n. uçurma balıkçılığı
space covered by a cast of a circular fishing net n. voli
fishing reel n. balıkçı makarası
night fishing n. gece balık avı
bottom fishing n. dip balıkçılığı
bottom-fishing n. dip balıkçılığı
gorge fishing n. ölü yemi yutması için balığa zaman tanınan bir olta balıkçılığı türü
fishing fly n. sinek olta yemi
fishing fly n. sahte olta yemi
fishing ground n. balık tutma yeri
fishing ground n. balık avlanma yeri
fishing grounds n. balık tutma yerleri
fishing grounds n. balık avlanma yerleri
fishing licence n. balık avlama ruhsatı
fishing license n. balık avlama ruhsatı
fishing permit n. balık avlama ruhsatı
fishing rod n. ahşap olta
fishing rod n. demir olta
fishing rod n. fiber kamış olta
fishing season n. av sezonu
fishing season n. balık avlama sezonu
spillet fishing n. trol balıkçılığı
spillet fishing n. paragat avcılığı
spillet fishing n. kancaların tek bir misina üzerine dizilmesi ile yapılan balıkçılık yöntemi
surf fishing n. sörf balıkçılığı
Geography
deep-sea fishing n. açık deniz balıkçılığı
Ornithology
fishing eagle (haliaeetus leucorhyphus) n. deniz kartalı
fishing eagle n. balık kartalı
fishing eagle n. avrupa'nın güneydoğusu ve orta asya'ya özgü balıkçıl bir kartal
Entomology
fishing worm n. bir tür toprak kurdu
Slang
fishing expedition n. bir olaya sonuç alıp alamayacığını düşünmeden yaklaşma
fishing kit n. cezaevine yeni gelmiş mahkumlara verilen tuvalet/banyo seti
gone fishing n. elenmiş takım
Star Wars
damarind fishing station n. damarind balıkçılık istasyonu